Mısır, Avrupa’daki enerji krizini kış turizmi ile fırsata çevirmek istiyor

‘Ofisiniz, Deniz Kenarındaki Sıcak Cennette’ sloganı ile ülke turizminin geliştirilmesi hedefleniyor

Dalgıçlık, turistlerin rağbet ettiği etkinliklerden bir tanesi
Dalgıçlık, turistlerin rağbet ettiği etkinliklerden bir tanesi
TT

Mısır, Avrupa’daki enerji krizini kış turizmi ile fırsata çevirmek istiyor

Dalgıçlık, turistlerin rağbet ettiği etkinliklerden bir tanesi
Dalgıçlık, turistlerin rağbet ettiği etkinliklerden bir tanesi

Ukrayna’da yaşanan krizin Avrupa Birliği (AB) ülkelerini etkilemesi ve bölgedeki enerji krizi ile gelecek kış mevsiminin zor geçmesi karşısında Mısır, kış turizmini geliştirmek istiyor.
Mısır, kış mevsiminde Avrupalı turistlerin tercih ettiği bir ülke. Avrupalı turistler, ülkeye gelen turistlerin yüzde 70 ile 75’ini oluşturuyor.
Mısır milli gelirin yüzde 13’ünden fazlasına katkıda bulunan turizm sektörü, ülke ekonomisi için önemli bir paya sahip. Turizm ve Havacılık Komitesi’nin verilerine göre turistler, ülkeye giren dövizin yüzde 19’undan fazlasını sağlıyor.
Mısır Avrupa Odaları Federasyonu, ‘Ofisiniz, Deniz Kenarındaki Sıcak Cennette’ sloganı ile turizm sektörünü desteklemek için yeni bir girişim başlattı. Kovid-19 pandemisinin ardından başlayan enerji krizi, bazı AB vatandaşlarının evlerinden çalışması nedeniyle ısınma sorunu yaşamasına neden oluyor.
Federasyon, uzaktan çalışan insanların Kızıldeniz ve Akdeniz’deki turistik tatil beldelerinden çalışmasını amaçlıyor. İnternet sayesinde bu insanlar, işyerlerinden kilometrelerce uzakta olsalar bile çalışmaya devam edebilecek ve sıcak hava ile ısınabilecek. Mısır’daki plajlar, güneş ışığı, sıcak hava Avrupa’ya kıyasla AB vatandaşlarının yaşam maliyetinde kolaylık sağlayacak.
Açıklamada Avrupalı turistlerin yüksek alım gücünün göz önüne alındığında turistlerin sadece otel ve tatil köylerini tercih etmeyeceği, restoran, kafe, mağazalar gibi birçok sektöre yardımda bulunacağı kaydedildi. Kapanan otellerin ve tatil köylerinin, Avrupalı turistler sayesinde yeniden açılması ve istihdama katkıda bulunması bekleniyor.
Mısır Avrupa Odaları Federasyonu Genel Sekreteri Dr. Alaa Az, Şarku’l Avsat’a yaptığı özel açıklamada yeni girişimin AB’de enerji başta olmak üzere yüksek maliyetli sorunlar ile karşı karşıya olanların Mısır’da kendilerine uygun bir ortam bulabileceğini açıkladı. Az, evden çalışan kişilerin kış mevsiminde Mısır’a gitmesiyle barınma, ısınma ve yaşam masraflarının düşeceğini kaydetti. Girişim, “Deniz üzerinde sıcak bir cennette yaşamayı hayal ettiyseniz, uzaktan çalışmanın normalleşmesi ile bu isteğiniz gerçeğe dönüşebilir. Mısır, açık havadaki ofisiniz ile berrak mavi suları olan güzel plajları sizlere sunuyor” sloganı ile çalışmalara başladı.
Yeni girişim ile kış aylarında soğuk hava koşullarının hakim olduğu Almanya başta olmak üzere kuzey Avrupa ülkelerinden teknoloji sektörü gibi çalışanların uzaktan işlerini yerine getirmesini sağlayan pek çok sektörden 80 bin ile 100 bin arasında turistin Mısır’a gelmesi hedefleniyor. Girişimin, AB tarafından desteklendiği ve yıl boyunca yeni turizm programları hazırlamayı hedefleyen Med Pearls projesi çerçevesinde gerçekleştiği açıklandı. Girişim, Akdeniz ülkelerinde sadece yaz mevsiminde değil, kış mevsiminde de turistik faaliyetlerde bulunulabileceğini gösteriyor.
Alaa Az, girişimin Kızıldeniz, Kuzey Sahili, Luksor, Asvan tatil beldelerinin bulunduğu Mısır’daki tüm otelleri kapsadığını belirterek girişim sayesinde kapanan otellerin yeniden çalışmaya başlayacağını vurguladı. Girişim, turistlerin 3 ay boyunca Mısır’da konaklamasına izin veriyor.
Hurgada’da bulunan bir turizm beldesinin genel müdürü ve turizm uzmanı Vahid Tahami, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Bu girişim, büyük ölçüde uzun süreli turizm kavramından yana. Mısır’da, kış aylarında ihtiyaç duyduğumuz turizm faaliyeti, genel ölçüde vatandaşlarımız sayesinde gerçekleşiyor. Kış mevsiminde Avrupa’da kötüleşen enerji krizi nedeniyle yakıt fiyatlarının 3 katına çıkması bekleniyor. Özellikle bu yıl, turizmi hareketlendirmek için, enerji krizi nedeniyle Mısır’a gelen turist sayısını arttırmak için iyi bir fırsat.”
Uzun süreli turizm, turistin seyahat ettiği ülkede daha uzun süre kalmasını sağladığını belirten bir tabir. Bu sayede turistler, turizmden yararlanan sektörlere daha çok katkıda bulunuyor. Mısır’da uzun süreli ikamet ile 100 milyonu aşan yaşlı ve emekli vatandaşı ülkeye çekmeyi de hedefliyor. Tahami, kış aylarında uzun süre denizde ve güneş altında doğal yerlerin tadını çıkarmak isteyen yaşlı insanların Mısır’ı tercih edebileceğini, ülkelerine döndüğünde çocukları ve torunları ile bir daha Mısır’a gelmek isteyebileceğini belirtti.



Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyor

En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyor

En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Ebu Ayşe

Gazze'nin Eski Şehir bölgesinde bulunan Büyük Ömer Camii'nin kütüphane kalıntıları üzerinde Enes, bir kısmı yanmış yırtık bir romanın sayfalarını çeviriyor. “Bu, Gazze Şeridi’ndeki en büyük kütüphaneden geriye kalan tek şey. Kütüphanenin içerisinde binlerce kitap, belge, eser ve burada yaşamış kadim halkların medeniyetleri yer alıyordu” diyor.

Enes’in gözleri, molozların ve üst üste yığılmış taşların arasından, Gazze'nin en eski ve en büyük camisi üzerinde geziyor. Eski mimarisi, tarihi taşları ve yabancı ziyaretçilerin sık sık ilgisini çeken, sanatsal ve mimari anlamlarını anlamak için incelemeye geldikleri benzersiz süslemeleri için üzülüyor.

Kültürel kayıplar can kayıplarıyla paralellik gösteriyor

Enes, Filistin kültürünü ve mirasını seviyor ve Gazze'de yaşamış medeniyetlerin kadim tarihini takip etmeye meraklı. “Kültürel alanlar sadece tarihi alanlar değil, aynı zamanda antik ve eski dünyaya açılan bir pencereydi” diye ekliyor.

Enes, Gazze'nin en büyük kütüphanesinin yıkıntıları arasında bulduğu romanın yırtık sayfalarını katlıyor ve “Gazze'nin kültür penceresi bombardımanlar altında kapandı” diyor. Buradan ayrılıp Gazze'nin eski mimarinin hakim olduğu Eski Şehri’ndeki diğer tarihi alanlara doğru yola koyulup ayakta kalanları inceliyor.

Gazze savaşı sadece insanları öldürmedi, aynı zamanda bu yıkımın, kanın, patlamaların ortasında altta bir yerde, çok büyük kültürel ve sanatsal kayıplara da yol açtı. Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, “İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma paralel olarak, trajik yönleri olan kültürel bir soykırım da yaşanıyor” dedi.

Gazze'nin özel konumu

Gazze, coğrafi konumu itibarıyla şanslı. Kendisi Afrika kıtasının Asya'ya açılan kapısı ve iklimi güzel, denize kıyısı var, arazisi engebesiz ve toprağı verimli. Bu nedenle Mısır, Yunan, Roma, Bizans, Kenan ve Fenike uygarlıklarına ev sahipliği yaptı. Aynı şekilde Memlük, Abbasi ve Osmanlı İslam devletlerinin de önemli merkezlerinden biri oldu.

u78ıkıo
Gazze Şeridi'ndeki kültürel kentsel soykırım (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Topraklarında tarih boyunca birbirini izleyen medeniyetler, mimari ve tarihi eserler ile nadir eserlerden ve harikulade taşlardan oluşan bir arkeolojik miras bıraktılar. Bu da Gazze'ye kültürel ve tarihi bir değer kattı, onu kadimliği her geçen gün daha da derinleşen bir yapıya kavuşturdu. Ama kitap, mimari ve tarihi eserlerden oluşan tüm bu zengin kültür harabeye dönüştü.

En önemli kayıplar

7 Ekim 2023'te başlayan savaşın ilk gününden itibaren Filistin kültürü ve tarihi mirası, İsrail bombardımanlarından doğrudan etkileniyor. Gazze'nin Eski Şehir bölgesi, bu dönemde en çok tahrip edilen yerlerden biri olabilir.

UNESCO verilerine göre İsrail ordusu 146 tarihi eser, 114 tarihi cami ve kütüphanelerin aralarında bulunduğu 200 kültür alanını tahrip etti.

Savaşın en önemli sonuçlarından biri, MS 5. yüzyıldan kalma Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'nin yıkılmasıydı. Gazze tarihinin en eski hastanesi olan el-Ehli Baptist Hastanesi’nin, Gazze Şeridi'ndeki en eski cami olup MS 7. yüzyılda inşa edilen Büyük Ömer Camii’nin hedef alınmasıydı. İçinde bir tarihi eser koleksiyonu olan Paşa Sarayı Müzesi'nin yanı sıra Kenan ve Yunan dönemlerine ait binlerce eserin yer aldığı “Mataf el-Funduk” adlı müze de bombalandı. Bölgenin en eski Hristiyan manastırlarından biri olan ve 2024 yılında Dünya Miras Listesi'ne alınan St. Hilarion Manastırı yıkıldı. Bir asırdan fazla bir geçmişe ait binlerce tarihi ve ulusal belgenin bulunduğu Gazze Belediyesi merkez arşiv binasının yanı sıra yüzlerce tarihi, arkeolojik ve kültürel miras tahrip edildi.

Kültürel soykırım

Araştırmacılar, kültürel bağları ortadan kaldırmak, toplumun hafızasını silmek ve kültürel yapının temellerini sarsmak amacıyla, Gazze kültürüne yönelik tahribatın boyutunun, sivil altyapının kasıtlı ve sistematik bir şekilde tahrip edilmesini ifade eden bir terim olan “kültürel kentsel soykırım” noktasına vardığını belirtiyor.

Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı dava kapsamında, “kültürel soykırım" suçlamasında da bulunuldu. Mirasın tahribattan veya askeri kullanımlardan korunmasını sağlamayı amaçlayan “Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Mirasın Korunmasına Dair Lahey Sözleşmesi’ne atıf yapıldı.

“Soykırım” teriminin formüle edilmesine yardımcı olan Polonyalı avukat Raphael Lemkin'in tanımına göre, kültür tahribi soykırımın bir parçası olup savaş suçu teşkil etmektedir ve bu tür ihlaller cezalandırılmalıdır.

Filistin tarihinin sonu

Filistin tarihi ve mirası  profesörü İbrahim el-Mısri, “Kültürel ve tarihi yapıların tahribi, ulusal kimliğin doğrudan hedef alınması anlamına geliyor. Kültür, Filistin halkının kolektif ruhunu koruyan son duvardır. Bu duvar hedef alındığında toplum çöküşe daha fazla açık hale gelir” dedi.

“İsrail'in Gazze'de tarihi eserleri ve kültürel mirası hedef alması ve yıkması, belirli bir bölgede belirli bir insan grubunun varlığına dair tüm kanıtların silinmesini içermektedir. Bu kültürel soykırım anlamına gelmektedir ve kütüphanelerin, kültür merkezlerinin yıkılması Filistin kimliğini yok etme girişimidir” diye ekliyor.

5y6h
İsrail ordusu 146 tarihi eseri tahrip etti (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, Filistin kültürel yaşamının ve kültürel miras kurumlarının yanı sıra kültür, bilim ve eğitim alanlarındaki varlıklarının hedef alınmasının ve kasıtlı olarak tahrip edilmesinin, İsrail stratejisinin bilinçli bir parçası olduğunu ifade ediyor.

Şunu da ekliyor “Sürekli devam eden bombardıman Gazze'deki sanat ve edebiyat camiasında yaralar bıraktı. Yaşanan şey, anıtların fiziksel olarak yok edilmesinin veya bireylerin öldürülmesinin çok ötesine geçen çok katmanlı bir eylem. Bu uygulamalar, yerel toplumun mirasını, kimliğini ve varlığını zayıflatan daha geniş kapsamlı yıkıcı süreçlerin çerçevesinde yer alıyor. Bunun Filistinliler üzerinde sembolik ve psikolojik yansımaları da bulunuyor.”

Şöyle devam ediyor: “Gazze'deki kültürel alanların fiziki olarak tahrip edilmesi, Filistin tarihi anlatıları araştırmaları açısından tehlikeli sonuçlara yol açıyor. Gazzeliler, Gazze'nin kültürel gelişimini ve tarihini anlamamıza yardımcı olan asırlık el yazmalarını ve değerli kaynakları kaybettiler.”

UNESCO, Gazze'deki arkeolojik, tarihi ve kültürel alanları korumaya çalıştı ancak savaş nedeniyle başarısız oldu. Kuruluşun medya sorumlusu Julian Mercouri, “Bazı kütüphanelerin yeniden inşası için acil yardım sağladık. Ancak ihtiyaç duyulan destek bizim sağlayabileceğimizden çok daha fazla ve Gazze'deki zor koşullar kültürel mirasın korunmasını engelliyor” dedi.

İsrail'e gelince Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ordunun kasıtlı olarak Filistin kültürel mirasını hedef aldığı iddialarını yalanladı. “Bu bölgelere yakın yerlere saldırılar yapılmışsa, Hamas ve diğer örgütler bu yerleri kendi faaliyetleri için kullanmış oldukları için yapılmıştır. Biz asla Gazzeli sivillerle savaşmıyoruz” dedi.