İran’da 2016’ta tutuklanan İran asıllı ABD’li Bekir Namazi’nin acil ameliyat olması gerekiyor

Babak Namazi, Nisan 2017’de avukat Jared Genser ile Viyana’da düzenlediği basın toplantısında (Reuters-Arşiv)
Babak Namazi, Nisan 2017’de avukat Jared Genser ile Viyana’da düzenlediği basın toplantısında (Reuters-Arşiv)
TT

İran’da 2016’ta tutuklanan İran asıllı ABD’li Bekir Namazi’nin acil ameliyat olması gerekiyor

Babak Namazi, Nisan 2017’de avukat Jared Genser ile Viyana’da düzenlediği basın toplantısında (Reuters-Arşiv)
Babak Namazi, Nisan 2017’de avukat Jared Genser ile Viyana’da düzenlediği basın toplantısında (Reuters-Arşiv)

İran’da 2016’ta tutuklanan 85 yaşındaki İran asıllı ABD’li Bekir Namazi’nin ailesi, beyne kan akışını sağlayan sol karotis arterindeki hayati tehlike arz eden tıkanıklık nedeniyle acil ameliyat olması gerektiğini söyledi.
Aile, Bekir Namazi’nin oğlu olan, 2015’te tutuklanan ve Evin Cezaevi’nde 10 yıllık hapis cezasını çeken Siamak Namazi’nin ameliyat sırası ve sonrasında babasıyla birlikte olması için izinli olarak serbest bırakılması çağrısında bulundu.
2018 yılında sağlık sorunlarından dolayı cezasını ev hapsinde çeken Bekir Namazi, geçtiğimiz yıl Ekim ayında sağ arterinin tıkanması nedeniyle benzer bir operasyon geçirmişti.
İran, Namazi’nin tedavi için ABD’ye dönmesine izin verilmesi yönündeki çağrıları reddetmişti.
Bekir’in diğer oğlu Babak Namazi yaptığı açıklamada, “İran’a, Siamak’ın babamla birlikte olmasına ve iyileşmesi sırasında ona bakmasına yardım ederek en küçük insanlığı göstermesi için yalvarıyorum” dedi.
ABD hükümetine çok geç olmadan ailenin özgürlüğünü elde etme çabalarını büyük ölçüde artırması çağrısında bulunan Babak, “Zaman bizden yana değil” diye konuştu.
Namazi ailesinin Washington’daki avukatı Jared Genser, “İran, yurtdışında tedavi olmasına izin vermeyi reddediyor, bu da hayatı için riskleri arttırıyor. İranlı yetkililer, Bekir’i tutukladıkları andan itibaren son derece tehlikeli olan sağlık sorunlarını biliyordu. Tutuklanması, yasal bir dayanak olmamasına rağmen, son yedi yılda durumu daha da kötüleştirdi” dedi.
İş insanı olan Siamak Namazi, ‘düşman bir hükümetle işbirliği yapmakla’ suçlandı.
Eski bir UNICEF yetkilisi olan Bekir Namazi ise, oğluna yardım etme umuduyla Tahran’a gittiği Eylül 2016’da tutuklandı.
Bekir Namazi 2020 başlarında serbest bırakıldı, ancak ülkeyi terk etmesi engellenerek pasaportuna el konuldu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, mahremiyet endişelerini öne sürerek Bekir’in sağlık sorunları hakkında yorum yapmayı reddetti.
Ancak, “ABD, haksız yere gözaltına alınan dört ABD vatandaşının serbest bırakılmasını sağlamak için müzakerelere son derece acil bir şekilde yaklaşmaya devam ediyor. İran’ı da aynısını yapmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
Patel, “İran, Bekir ve Siamak Namazi, Emad Şargi ve Murad Tahbaz’ın evlerine sevdiklerine dönmelerine izin vermeli” dedi.



"Gazze'nin işgali" dünyayı ve İsrail'i sarsıyor

Filistinli bir kadın, dün Gazze şehrinde İsrail saldırısının hasarını incelerken evinin kapısında duruyor (AFP).
Filistinli bir kadın, dün Gazze şehrinde İsrail saldırısının hasarını incelerken evinin kapısında duruyor (AFP).
TT

"Gazze'nin işgali" dünyayı ve İsrail'i sarsıyor

Filistinli bir kadın, dün Gazze şehrinde İsrail saldırısının hasarını incelerken evinin kapısında duruyor (AFP).
Filistinli bir kadın, dün Gazze şehrinde İsrail saldırısının hasarını incelerken evinin kapısında duruyor (AFP).

İsrail hükümetinin siyasi ve güvenlik işlerinden sorumlu bakanlar kurulu olan “Kabinet”, dün on saat süren gergin bir toplantının ardından tutuklular, askerler, müzakereler ve İsrail'in uluslararası ilişkileri için riskleri dikkate almadan, tüm Gazze Şeridi'ni işgal etme kararı aldı. Bu karar, aşırı sağın desteğiyle askeri liderlerle açık bir çatışmaya giren Başbakan Binyamin Netanyahu'nun tercihi oldu. Gözlemciler kararı, kendisine karşı yürütülen iç savaştan kaçmak ve hükümetini ayakta tutmak için “savaş ateşi” yakmak olarak değerlendiriyor.

Karar, İsrail'i içten sarsarken, düzenlenen yaklaşık 100 gösteride ABD Başkanı Donald Trump'ın "Netanyahu ve Hamas'ın rehinelerini kurtarmak" için müdahale etmesi çağrısı yapıldı. Karar, dünyayı da sarstı ve İsrail'in yakın müttefiki olan ve ülkeye silah ihracatını durdurduğunu açıklayan Almanya da dahil olmak üzere kınamalarla karşılandı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Filistin Devlet Başkanlığı, ABD'yi İsrail'in "Gazze'yi işgal etmesini" engellemeye çağırdı ve Suudi Arabistan kararı "en sert ve güçlü ifadelerle" kınadı.

Kabine toplantısında bakanlar, ordunun “gevşeklik” gösterdiği gerekçesiyle saldırıya geçti; çünkü ordu, tüm bölgeyi işgal etmemeyi tercih ettiğini açıklamıştı. Netanyahu işgali sürdürmekte ısrarcı olsa da ordunun itirazını dikkate aldı ve ordunun hazırlığı için iki ay süre verilmesi kararlaştırıldı. Ordunun ikinci planını uygulamaya başlaması, yani üç bölgeyi kuşatarak Gazze sakinlerini güneye sürmek ve en geç 7 Ekim'e kadar Gazze şehrinden başlayarak işgal için kademeli askeri operasyon başlatmak konusunda anlaşmaya vardı.

Başbakanlık açıklamasında, "Güvenlik Kabinesi, savaşı sona erdirmek için beş ilkeyi oy çokluğuyla onayladı: Hamas'ın silahsızlandırılması, tüm tutukluların -canlı ve ölü- iade edilmesi, Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılması, İsrail'in Gazze Şeridi üzerinde güvenlik kontrolü sağlaması ve Hamas'a veya Filistin Yönetimi'ne bağlı olmayan alternatif bir sivil yönetimin kurulması" ifadelerini kullandı.