Mısır, Cezayir Zirvesi için resmi davet aldı

Zirvenin zamanında yapılacağına yönelik olumlu işaretler var

Mısır Cumhurbaşkanı, Cezayir Dışişleri Bakanı ile Kahire'de yaptığı görüşmede (Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü)
Mısır Cumhurbaşkanı, Cezayir Dışişleri Bakanı ile Kahire'de yaptığı görüşmede (Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü)
TT

Mısır, Cezayir Zirvesi için resmi davet aldı

Mısır Cumhurbaşkanı, Cezayir Dışişleri Bakanı ile Kahire'de yaptığı görüşmede (Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü)
Mısır Cumhurbaşkanı, Cezayir Dışişleri Bakanı ile Kahire'de yaptığı görüşmede (Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü)

Mısır dün (Salı) 1 Kasım’da Cezayir’in ev sahipliğini yapacağı 31. Arap Birliği Zirvesi oturumuna katılmak üzere resmi bir davet aldı. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü bugün yaptığı basın açıklamasında, “Cezayir Dışişleri Bakanı Ramazan Lamamra, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’ye Cezayirli mevkidaşı Abdulmecid Tebbun’un yaklaşan Arap zirvesine katılma davetini içeren mektubunu teslim etti” ifadelerine yer verildi. Bu adım, uzmanlar tarafından zirvenin zamanında düzenleneceğine yönelik bir işaret olarak değerlendirildi. 
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi “Mısır Cumhurbaşkanı daveti memnuniyetle karşıladı. Ülkesinin, zirvenin ulusal devlet kavramını destekleyen ve Arap halklarının imkanlarını koruyan bir şekilde Arap dünyasının statüsünü ve birliğini yeniden kurmak amacıyla, yüzleşmekte oldukları büyük zorlukların üstesinden gelmek için ortak Arap eylemini teşvik etmede başarılı olmasını sağlamak için Cezayir ile çalışma arzusunu dile getirdi.
Bu adım, zirvenin planlanmış olduğu tarihte toplanmasına ilişkin son iki gün içinde ortaya çıkan siyasi ve prosedürel işaretleri tamamlar nitelikte oldu ve zirvenin gerçekleştirilmesinin önünde ‘engeller’ olduğu korkusunu geri bıraktı. Söz konusu engellerin en barizi, ev sahibi ülke Cezayir’in talebi üzerine Suriye’nin Arap Birliği sandalyelerine dönmesiydi. Bu engel Lamamra geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile ortadan kaldı. Zira Bakan “Şam, mevcut bölgesel ve uluslararası zorluklar karşısında Arap saflarının birliğini korumak için, Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüş konusunun Arap Zirvesi öncesindeki tartışmalara dahil edilmesini tercih etmiyor” dedi. Bu durum uzmanlar tarafından, başta Fas-Cezayir anlaşmazlığı olmak üzere bazı engeller devam etse de, ‘zirveyi zamanında gerçekleştirme şansının arttığının bir göstergesi’ olarak değerlendirildi. Son Arap zirvesi 2019’da yılında Tunus’ta düzenlenmişti.
Eski Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi, zirvenin zamanında yapılacağına dair olumlu işaretler olduğunu düşünüyor. Fehmi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda, “Cezayir, bu yıl sonundan önce Cezayir’in kurtuluşunun 60’ıncı yıldönümü kutlamalarına denk gelen Arap zirvesine ev sahipliği yapma konusunda oldukça kararlı” ifadelerini kullandı. Zirvenin Arap meseleleri ve sorunlarında başarılı olmak amacıyla zamanında gerçekleştirileceğine olan inancını dile getirdi.
Fas ile Cezayir arasındaki anlaşmazlığın zirveye etkisi sorulduğunda, Fehmi “Arap Zirvesi, anlaşmazlıklar olsun veya olmasın, durağan konuları vurgulamak için değil, zorluklarla başa çıkmak için periyodik olarak düzenleniyor” dedi. Gelecek zirvenin geniş katılıma tanık olacağı umduğunu belirtti.
El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanı Dr. Said Akkaşe, Şarku’l Avsat’a “Şam’ın Arap Birliği’ne dönüşü konusunda Cezayir ve Suriye’den karşılıklı bir yumuşama var” dedi. Ayrıca “Büyük engel ortadan kalktı. Bölgesel durum, Arap Zirvesi’nin anlaşmazlıklar nedeniyle engellenmemesi gerektiğini doğruluyor” ifadelerini kullanırken zirvenin kendini tekrarlayan gündeminin, bölgenin sorunlarını çözmeyeceğine inandığını da belirtti.
Tebbun’un Sisi’ye gönderdiği mektupta, “Cezayir’in çeşitli düzeylerde ikili iş birliği çerçevelerini güçlendirme ve söz konusu iş birliğini iki kardeş ülke ve halk arasındaki bağların derinliği doğrultusunda daha geniş ufuklara açma konusundaki kararlılığı” vurgulanmıştı. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’ne göre, Sisi Kahire’de Lamamra ile yaptığı görüşmede, ülkesinin Cezayir ile resmi ve halk düzeyinde sahip oldukları yakın ve seçkin tarihi ilişkilerden gurur duyduğunu vurguladı. Sisi aynı zamanda, gelecek dönemde tüm alanlarda ikili iş birliğini geliştirmenin yanı sıra hükümet ve halk arasındaki etkili iletişim kanallarını en üst düzeye çıkarmanın önemine de dikkat çekti.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’ne göre, toplantıda, Arap ülkeleri arasında Suriye, Libya ve Irak'taki son gelişmeler başta olmak üzere ortak çıkarları ilgilendiren bir dizi bölgesel konu hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Aynı zamanda ‘güvenliği, istikrarı ve bölgesel barışı yeniden oluşturmak için karşılıklı koordinasyonun yoğunlaştırılmasının önemi konusunda fikir birliği sağlandı.



Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
TT

Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)

Suriyeli bir kaynak, Hikmet el-Hicri’ye bağlı güçlerin, Suveyda vilayetinin batı kırsalında yer alan kamu güvenlik birliklerine yönelik saldırılarını üçüncü gününde de sürdürdüğünü bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen kaynak, Alman haber ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Kanun dışı gruplar ya da Hikmet el-Hicri’ye bağlı ‘Ulusal Muhafızlar’ adıyla bilinen unsurlar, dün akşam kamu güvenliği noktalarına saldırı düzenledi” dedi.

Kaynak, “Kanun dışı unsurlarla çıkan çatışmalarda kamu güvenliği personelinden yaralananlar oldu. Saldırganlar arasında ölü ve yaralılar bulundu, silahlı kişileri taşıyan bir araç imha edildi” ifadelerini kullandı.

Aynı kaynak, kamu güvenliği güçlerinin amacının bölgenin istikrarını sağlamak ve halkın geri dönüşünü kolaylaştırmak olduğunu vurgulayarak, “Ancak bu unsurların tekrar eden saldırıları ve roketli bombardımanı, sivillerin geri dönmesini engellediği gibi, zeytin hasadı yapan çiftçileri dahi hedef aldı” diye konuştu.

Dera’nın doğu kırsalındaki yerel bir kaynak, el-Hicri’ye bağlı silahlı unsurları taşıyan bir aracın roketle vurulduğunu, saldırıda çok sayıda kişinin öldüğünü ve yaralandığını, aracın ise tamamen tahrip olduğunu açıkladı.

Suveyda içinden gelen bilgilerde, vilayetin batı kırsalında kamu güvenliği güçlerine yönelik saldırıda en az 5 Dürzi militanın öldüğü, 10’dan fazla militanın da yaralandığı, kamu güvenliği personelinin öldürüldüğü iddiaların ise ‘el-Hicri’ye bağlı güçlerin moralini yükseltmeyi amaçlayan asılsız bilgiler’ olduğu belirtildi.

Suveyda Valisi Mustafa el-Bekkur, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, “Değerli Suveyda halkı, bugün bazı disiplinsiz silahlı grupların, Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında güvenlik ve istikrarı sarsma girişimiyle, çatışma çözme noktalarına ve iç güvenlik güçlerine saldırdığı bilgisini aldık. Bu eylemler, yalnızca kişisel çıkarlara ve kaos ile yağma eğilimine işaret ediyor; vilayetn değerleriyle ve halkının ahlakıyla bağdaşmıyor” ifadelerini kullandı.

Bekkur açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Sizi bu tür uygulamalara karşı durmaya, halkın güvenliğiyle oynayan ya da insanların kaderini istismar etmeye çalışan herkesi engellemeye çağırıyoruz. Güvenlik ve istikrar ortak sorumluluktur; toplumu korumak her onurlu bireyin görevidir. Çıkar peşinde koşanlara sesleniyorum: Yeter artık. Ülke sizin hayallerinizden büyüktür ve Suveyda halkı, yıkıcı projelerinize kanmayacak kadar basiretlidir.”

Suveyda Emniyet Müdürü Süleyman Abdulbaki de sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Çeteler ve milisler, üçüncü gününde de iç güvenlik güçlerinin bulunduğu noktaları hedef almaya devam ediyor… Vilayetteki iç güvenlik komutanlığından talimat net: Ateş geldiği yer tespit edilip görüntülendikten ve ihlal belgelenip doğrulandıktan sonra yalnızca kaynaklara karşılık verilecektir.”

Paylaşımında, sivillere ve ‘toprağını ve namusunu savunmayı amaç edinen şerefli gruplara’ seslenen Abdulbaki, “Güvenlik güçlerinin ihlal gerçekleştirdiği ya da sizi hedef aldığı yönündeki söylenti ve yalanlara kapılmayın. Bu haberler asılsızdır ve nerede çatışma yaşanırsa tamamen bilgimiz dahilindedir. İç güvenlik güçleri, sivillerin güvenliğini korumak, gerginliği artırmamak ve istikrarı sağlamak için çalışmaktadır. Suriye devleti dışında ne bizim ne de sizin için güvenlik ve istikrarın garantisi yoktur. Halkımıza defalarca söyledik: Kan, kanı çeker; fitne ise öldürmekten beterdir. Bizim elimiz her zaman onurlu insanlara açıktır” ifadelerini kullandı.

Suveyda’daki Ulusal Muhafızlar’a yakın sosyal medya sayfalarında yer alan paylaşımlarda, Suveyda’nın batı kırsalında şiddetli çatışmaların yaşandığı bildirildi. Paylaşımlara göre, geçici hükümete bağlı kamu güvenliği güçleri, insansız hava araçları (İHA), orta menzilli silahlar ve havan topları kullanarak el-Mecdel köyünü hedef aldı ve komşu köylere doğru yeni cepheler açmaya çalıştı. Bu durumun, el-Mecdel köyüne yönelik bir baskın girişimini hedefleyen tehlikeli bir tırmanış olduğu öne sürüldü.

Aynı kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın bölgeye takviye gönderdiğini ve el-Mecdel çevresinde bir saatten fazla süren ateş noktalarına karşılık verdiğini aktardı.

Suriye hükümet güçlerinin Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında kontrolü elinde tuttuğu, yerel güçlerin ise Suveyda kent merkezi ile vilayetin güney ve doğu kırsalını denetiminde bulundurduğu belirtildi.


Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
TT

Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)

Gazze Şeridi'ndeki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail'den 15 Filistinlinin cenazesini aldığını duyurdu.

İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan hastane, yaptığı açıklamada, "Ceset değişim anlaşmasının 13. grubu kapsamında 15 Filistinli şehidin cenazesi Nasır Tıp Kompleksi'ne ulaştı. Teslim alınan cenaze sayısı 330'a ulaştı" ifadelerini kullandı.

İsrail, perşembe günü Gazze'de öldürülen bir rehinenin kalıntılarını teslim aldı ve bugün de on beş cesedi teslim etti.


İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
TT

İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).

İsrail'in açıklamaları ve eylemleri, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Batı Şeria'daki yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik ölümcül saldırılarını eleştirmesinin ardından, mevcut ABD yönetimi içinde nadir görülen bir tutuma ilişkin endişeleri ortaya koydu.

Rubio, bu saldırıların Başkan Donald Trump'ın Gazze savaşını sona erdirme planını baltalayabileceği korkusunu ifade ederken yumuşak bir dil kullansa da İsrail hükümet çevreleri bunları "endişe kaynağı olarak değerlendirdi ve yerleşimlere karşı sert bir tutuma dönüşmelerini önlemek için çaba gösterilmesi gerektiğini" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail'in 12. Kanalından aktardığına göre siyasi bir kaynak dün yaptığı açıklamada, "İsrail, Gazze'deki küçük ayrıntılara odaklanma yaklaşımından vazgeçmeli" ifadesini kullandı.

Yerleşimci saldırıları dün de devam etti. Yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Salfit'in batısında, Deyr İstiya ve Kafr Haris kasabaları arasında bulunan Hacı Hamida Camii'ne saldırdı. Caminin bazı kısımlarını ateşe verdiler ve duvarlarına ırkçı sloganlar yazdılar.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, caminin bulunduğu yeri araştırmak üzere asker gönderdiğini ancak herhangi bir şüpheliyi tespit edemediğini, "olayı İsrail polisi ve güvenlik güçlerine ilettiklerini" ifade etti.