ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’dan Suriye-Irak-Türkiye sınır üçgeni yakınlarında SDG ile ortak askeri tatbikat

Türkiye duyurdu: 5 YPG üyesi etkisiz hale getirildi

Suriye-Irak-Türkiye sınır üçgenine yakınlarında Uluslararası Koalisyon ve SDG ortak askeri tatbikatından bir kare (Şarku’l Avsat)
Suriye-Irak-Türkiye sınır üçgenine yakınlarında Uluslararası Koalisyon ve SDG ortak askeri tatbikatından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’dan Suriye-Irak-Türkiye sınır üçgeni yakınlarında SDG ile ortak askeri tatbikat

Suriye-Irak-Türkiye sınır üçgenine yakınlarında Uluslararası Koalisyon ve SDG ortak askeri tatbikatından bir kare (Şarku’l Avsat)
Suriye-Irak-Türkiye sınır üçgenine yakınlarında Uluslararası Koalisyon ve SDG ortak askeri tatbikatından bir kare (Şarku’l Avsat)

Uluslararası Koalisyon güçleri ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Haseke ilinin kuzeydoğusunda, Suriye-Irak-Türkiye sınır üçgeni yakınlarında yer alan el-Malikiye (Derik) ilçesi kırsalındaki ‘Tekil Bekil’ köyünde gerçek mühimmatla ortak askeri tatbikat gerçekleştirdiler. Tatbikatta ABD yapımı Bradley araçlarının yanı sıra ağır ve orta menzilli silahlar yer aldı.
Tankların ve ağır silahların yer aldığı tatbikata katılan onlarca ABD’li asker ve Uluslararası Koalisyon Birleşik Ortak Görev Gücü’nden komutanlar, SDG üyelerinin topçu, havan topu ve güdümlü füze kullanımı konusundaki eğitimlerini denetlediler. Uluslararası Koalisyona ait savaş uçakları ve helikopterler de bölgede alçak uçuşlar gerçekleştirdi.
Tatbikat, SDG ve İç Güvenlik Güçleri’nin (Asayiş) el-Hol Mülteci Kampı’nda DEAŞ bağlantılı hücrelere karşı başlattıkları ve kapsamlı güvenlik operasyonu 14. gününe denk geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye Özel Temsilcisi Nicolas Granger, ABD güçlerinin DEAŞ’a bağlı uyuyan hücrelere karşı mücadeleyi sürdürmek için Suriye'nin kuzeydoğusundaki görevlerini ve çabalarını sürdürdüğünü vurguladı. ABD’li diplomat, Kamışlı ve Haseke şehirlerinde Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi yöneticileri, Özerk Yönetim’e bağlı taraflar, Suriye Demokratik Konseyi (SDK) ve muhalefetteki Suriye Kürt Ulusal Konseyi ile yaptığı görüşmelerde ülkesinin, hapishaneler ve mülteci kampları da dahil olmak üzere Suriye’nin kuzeydoğusunda güvenliği sağlama çabalarına destek vermeye devam edeceğini ve ABD yönetiminin DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasını ve yeniden örgütlenmesini engellemek amacıyla bölgede yatırım için uygun ortamın yaratılmasını sağlayacak istikrar programlarını desteklediğini belirtti.
Öte yandan Rasulayn’ın doğu kırsalında, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı grupların kontrolü altındaki Barış Pınarı harekat bölgesinde konuşlu Türk güçleri, Tel Temir'i elektrik santralini hedef aldı. Bombardıman sonucunda elektrik santrali tamir edilmesinden sadece birkaç gün sonra yeniden servis dışı kaldı. Haseke'nin kuzeybatısındaki Tel Temir’e bağlı 10 köyün de hedef alındığı bombardıman nedeniyle bölge sakinleri daha güvenli yerlere yöneldiler. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) aktardığına göre Salı günü Rasulayn'ın doğusunda yer alan Davudiye köyündeki üssünde konuşlu Türk güçleri, Haseke’nin kuzeybatısındaki Tel Temir kırsalındaki Tel Tavil köyünü ağır toplarla bombaladı.
Diğer taraftan Milli Savunma Bakanlığı dün, SDG'nin omurgasını oluşturan Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) 5 üyesinin Barış Pınarı ve Fırat Kalkanı harekat bölgelerinde açtıkları ateşe verilen karşılıkla etkisiz hale getirildiklerini duyurdu.
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Özerk Yönetim bölgelerinde faaliyet gösteren Suriyeli bir insan hakları kuruluşu olan T'azur Derneği, Türkiye’nin ülkenin kuzeyinde askeri harekatlar gerçekleştirdiği ve Türkiye'ye yakın Suriyeli muhalif grupların kontrolü altında olan bölgelerin içinde yer alan Haseke'nin Rasulayn ilçesi, Rakka'nın Tel Abyad ilçesi ve Halep'in Afrin ilçesinde Ağustos ayı boyunca 12'si çocuk 9'u kadın 117 kişinin tutuklandığını belgeledi.
T'azur Derneği tarafından hazırlanan ve Salı günü yayınlanan rapora göre tutuklamaların 107’si Afrin’de gerçekleşirken çocuklardan 11’inin ve kadınlardan 8’inin yine Afrin’de tutuklandığı belirtildi. Rasulayn’da ve Tel Abyad'da ise aralarında bir kadın ve bir çocuğun bulunduğu en az 10 kişi tutuklandı. Türk ordusunun desteklediği muhalif gruplar tutuklulardan 2’si kadın ve 3'ü çocuk olmak üzere sadece 21 kişiyi serbest bırakırken, 96 kişinin akıbeti henüz bilinmiyor.
Rapora göre T'azur Derneği’nden bir heyet, SMO’nun Türkiye'ye yakın grupları tarafından kontrol edilen cezaevlerinde işkence ve kötü muameleye maruz kalan ve kısa süre önce tahliye edilen 12 tutukluyla doğrudan temasa geçti.
Raporla birlikte yayınlanan istatistiksel tabloya göre Afrin bölgesindeki toplam tutuklamaların yüzde 50'sini SMO unsurları, 28’ini ‘sivil polis’, 27 tutuklamayı ise askeri polis gerçekleştirdi. Tutuklamaların en az 6’sı Türkiye’nin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından yapıldı.  SMO gruplarından Cephetu’ş-Şamiye 11, Feyleku’ş-Şam 10, 13. Tümen 6 ve Sultan Süleyman Şah Tümeni 4 tutuklama gerçekleştirdi.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.