Fas, Tunus ile anlaşmazlığın çözüldüğü iddialarını yalanladı

Arap Birliği’nin 158’inci olağan oturumu Genel Sekreter Ahmed Ebu Gayt başkanlığında yapıldı. (AFP)
Arap Birliği’nin 158’inci olağan oturumu Genel Sekreter Ahmed Ebu Gayt başkanlığında yapıldı. (AFP)
TT

Fas, Tunus ile anlaşmazlığın çözüldüğü iddialarını yalanladı

Arap Birliği’nin 158’inci olağan oturumu Genel Sekreter Ahmed Ebu Gayt başkanlığında yapıldı. (AFP)
Arap Birliği’nin 158’inci olağan oturumu Genel Sekreter Ahmed Ebu Gayt başkanlığında yapıldı. (AFP)

Fas Dışişleri, Afrika İşbirliği ve Yurtdışında İkamet Eden Faslılar Bakanı Nasır Burita, “Fas, Tunus Cumhurbaşkanı'nın vahim ve kabul edilemez bir şekilde ayrılıkçı milislerin liderini ağırlaması konusundaki tutumunu değiştirmedi” açıklamasında bulundu.
Fas’ın tutumunun 26 Ağustos 2022’de bakanlık tarafından açıklanan doğrultusunda devam ettiğini vurgulayan Burita, bunun tüm Fas halkının ve aktif güçlerin görüşünü yansıttığının altını çizdi.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Arap Birliği’nin 158’inci olağan oturumu sonrası yaptığı basın açıklamasında, Fas ile Tunus arasındaki anlaşmazlığın çözümüne değinmişti. Bakan Burita ise bunun yalnızca Tunus heyetinin 8. Tokyo Uluslararası Afrika Kalkınma Konferansı (TICAD) meselesine dahil etmeyi önerdiği, Fas’ın ise kesin bir dille reddettiği bir paragrafla ilgili olduğuna dikkat çektiği açıklamasında şunları söyledi:
“Başta Ürdün olmak üzere bir dizi kardeş Arap ülkesinin müdahalesi, Japonya ile Arap ülkeleri arasındaki iş birliğini gösteren bir mutabakat metnine ulaşılmasını mümkün kıldı.”
Ebu Gayt salı günü yaptığı açıklamada, Faslı Bakan Burita ile Tunus Dışişleri Bakanı Osman el-Cerendi arasında kaydedilen görüşmenin Polisario Cephesi liderinin Tunus'ta ağırlanması sonrası Fas ile Tunus arasında çıkan anlaşmazlığın çözülmesini sağladığını öne sürmüştü. Gayt’ın açıklamasının devamı öyle olmuştu:
“Geçtiğimiz günlerde Tunus’ta düzenlenen TICAD’da yaşananlara ilişkin meselede uzlaşma sağlandı. İki bakan, bakanlar toplantısının başlamasına bir buçuk saat kala yapılan istişare toplantısı çerçevesinde bir araya geldi.”
Kahire’de düzenlenen Arap Birliği oturumuna katılan Burita, bir sonraki Arap Birliği zirvesinin her türlü hesaptan uzakta, sorumluluk taahhüdü temelinde yapılması gerektiğini vurguladı. Aynı zamanda Fas’ın Arap Birliği aracılığıyla ortak Arap eylemine dahil olmak istediğine dikkat çekti. Bakan Burita; çeşitli farklılıklar ve anlaşmazlıklar ile dolu olmasının yanı sıra bölünmeyi amaçlayan, ayrılıkçılığı destekleyen, sınır meselelerini, etnik, mezhepsel ve kabile çatışmalarını ateşleyen iç ve dış planlar ile hedef alınan Arap dünyası gerçekliğine yönelik nesnel bir okuma yapılması çağrısında bulundu. Burita açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Asıl mesele, devletlerin güvenliğini, istikrarını ve toprak bütünlüğünü koruyacak şekilde bu sorunlarla mücadelede net bir ortak vizyonun yokluğudur. Arap dünyası bugün zorlu bir yol ayrımında. Arap ülkeleri arasındaki uyum ve dayanışmanın önündeki engelleri acilen aşmamız gerekiyor. Dikkatimizi ve çabalarımızı, etkin bir şekilde ele alınması gereken Arap gündemine zorla dayatılan siyasi ve ekonomik meselelere karşı çıkmaktan uzaklaştırmalıyız. Ortak Arap eylemi için mekanizmalar geliştirmeyi amaçlayan entegre bir ortaklık yolunda, karşılıklı işbirliği için nesnel koşulları sağlayan modern, yenilenebilir ve etkin bir kolektif sistem oluşturmak güçlü temeller atmanın zamanı geldi. Yatırımı teşvik etmenin, ekonomiyi ve Arap insanını kalkındırmanın, performansını iyileştirmenin, bilgi ve iletişim toplumuna katılımını kolaylaştırmanın zamanı geldi. Artık her ülkenin ve halklarının özelliklerini dikkate alarak demokrasi ve insan hakları ilkelerini pekiştirme vakti.”
Burita’nın gündeminde Filistin meselesi de vardı:
“Açık artırma ve siyasi vazifelendirmeden uzakta, daha etkin olabilmek için gerçekçi ve pragmatik yöntem ve yaklaşımlar benimsenmeli. Bu noktada Fas, Kral 6. Muhammed liderliğinde, Filistin halkının meşru haklarını savunmaya devam edecektir. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, bu devletin komşusu İsrail ile barış ve güvenlik içerisinde yaşaması hakkı önceliktir. Bu konu, bağımsızlığından bu yana Fas Krallığı’nın sabiteleri arasında yer alıyor. Kral 6. Muhammed, Kudüs Komitesi Başkanı sıfatıyla, bu kutsal şehri savunmak, dini, kültürel, yasal ve tarihi karakterini korumak için diplomatik, siyasi ve saha düzeylerinde sürekli olarak çalışıyor. Aynı zamanda Kudüs Beytu'l Mal Ajansı aracılığıyla Kudüs sakinlerinin yaşam koşullarını iyileştirmek için de çaba sarf ediyor.”

Kays Said’e tepki
Tunus’ta çeşitli siyasi partilerin oluşturduğu Tunus Ulusal Kurtuluş Cephesi, Kays Said’in TICAD kapsamında Polisario Cephesi liderini ağırlamasını Tunus diplomasisi sabitleri ve normlarından ‘sapma’ şeklinde niteledi.
Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necib eş-Şabi tarafından imzalanan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Söz konusu gelişmeler, Tunus’un Sahra hususundaki olumlu tarafsızlığına, çatışma tarafları arasındaki yakınlaşmayı sağlama arayışına dayalı Tunus diplomasi sabitlerinden sapmak demektir. Bölgenin ekonomik, toplumsal ve güvenlik sorunlarıyla mücadelede tüm mağrip ülkelerinin dayanışmasına ihtiyacı olduğu bir zamanda bu tür adımlar Tunus-Fas ilişkilerine zarar verebilir. Devletler arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde barışçıl yollara öncelik verilmesi gerekiyor. Tunus ve Fas kardeş halkları arasındaki kardeş ilişkilerinin asaleti ve özgünlüğünü, tarih ve coğrafya kaidelerinin bize dikte ettiği kader birliğini hatırlatmakta fayda var.”



Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.