İstanbul Avcılar'da 4 metrobüs çarpıştı: 99 yaralı

Avcılar'da 4 metrobüsün çarpıştığı kazada 99 kişi yaralandı. Kaza nedeniyle Avrupa yakasında metrobüs seferleri uzun süre aksadı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, kazayla ilgili soruşturma başlattı.

AA
AA
TT

İstanbul Avcılar'da 4 metrobüs çarpıştı: 99 yaralı

AA
AA

Avcılar'daki metrobüs durağında henüz belirlenemeyen nedenle iki metrobüs kafa kafaya çarpıştı. Arkadan gelen diğer iki metrobüs de kazaya karışan araçlara çarptı. Kazada 99 kişi yaralandı. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine çok sayıda sağlık, itfaiye ve polis ekibi sevk edildi.
İtfaiye ekipleri, kazaya karışan metrobüslerde sıkışan yaralı yolcuları kurtardı. Sağlık ekiplerince olay yerinde ilk müdahalesi yapılan yaralılar, ambulanslarla, Avcılar Murat Kölük Hastanesi, Büyükçekmece Devlet Hastanesi, Beylikdüzü Özel Birinci Hastanesi, Avcılar Hospital, Avcılar Medicana Hastanesi, Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi, Özel Florya Hastanesi, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, Çapa Hastanesi ile Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.

Üst geçitlerde ve duraklarda yoğunluk oluştu
Avrupa Yakası'nda metrobüs seferlerinin çift yönlü durdurulması nedeniyle güzergah boyunca uzun araç kuyruğu oluştu. Bu arada duraktaki vatandaşlar, metrobüs yolundan kilometrelerce yürüyerek diğer toplu taşıma araçlarına ve diğer metrobüs duraklarına ulaşmaya çalıştı.
Kaza nedeniyle başka metrobüs duraklarında ve üst geçitlerde de yoğunluk oluştu. Araçlara binmek isteyen vatandaşlar, seferler yapılamadığı için duraklara alınmadı. Bazı vatandaşlar, güvenlik görevlileri ile tartışarak yaşananlara tepki gösterdi.

Yolcular, bariyerlerin altından D100 kara yoluna girdi
Metrobüslerden inerek yürüyen vatandaşların bazıları, bariyerlerin altından ve üstünden geçerek D100 (E5) kara yoluna girdi. Vatandaşların karşıya geçerken kaza tehlikesi yaşaması üzerine polis ekipleri, zaman zaman kara yolundaki araç trafiğini durdurarak yayaların geçişine yardımcı oldu.

Otobüs ve metro duraklarında kalabalıklar oluştu
Metrobüsleri kullanamayan vatandaşlar, alternatif güzergahlara yönelince metro, otobüs ve tramvay duraklarında yoğunluk oluştu. Bazı vatandaşların yollarda kaldıkları görüldü. Birçok noktada insan kalabalıklarının oluştuğu görüldü.
Kaza nedeniyle D-100 kara yolunun birçok noktasında, trafik kilitlenme noktasına geldi. Bazı sürücüler, kontak kapattı, kimisi korna çalarak tepki gösterdi. Vatandaşlar da D-100 kara yolundan saatlerce yürüyerek evlerine gitmeye çalıştı.

İlçe belediyeleri yolda kalan vatandaşlar için seferler düzenledi
Beyoğlu, Kağıthane, Fatih ve Başakşehir belediyeleri, servis araçlarıyla yollarda mağdur vatandaşları evlerine ulaştırdı.
Kaza yapan araçların yaklaşık 4 saatlik çalışmanın ardından çekilmesi üzerine metrobüs seferleri normale döndü.
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
"İl Sağlık Müdürlüğümüz ekiplerince yaralılarımız en yakın hastanelerimizde tedavi altına alındı. Yaralılarımıza Allah'tan acil şifalar diliyorum. İstanbul'umuza geçmiş olsun."
İETT'nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada ise "Yolcularımızın tedavileri devam ediyor, yakından takip ediyoruz. Şimdilik hayati tehlikesi olan yolcumuz bulunmuyor. Metrobüs hattını açma çalışmamız da tamamlanmak üzere. Kazanın sebebi teknik ekiplerce araştırılıyor." ifadeleri kullanıldı.

İstanbul Sağlık Müdürü Memişoğlu yaralıları ziyaret etti
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde tedavi altına alınan yaralıları ziyaret ederek, "geçmiş olsun" dileklerini iletti.

Görgü tanıkları o anları anlattı
4 metrobüsün karıştığı kaza nedeniyle yolda mahsur kalan Fatih Akarsu, AA muhabirine, saat 19.00 gibi işten çıktığını belirterek, uzun bir süredir yürüdüğünü ve Zeytinburnu'na ulaşmaya çalıştığını söyledi. Akarsu, kaza nedeniyle yollarda kalan insanların perişan durumda olduğunu gördüğünü sözlerine ekledi.
Olayın görgü tanıklarından Nadir Akın Özyıldırım ise olay sırasında bir kafede oturduklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Önce bir metrobüs kaydı ve bariyere girdi. Daha sonra karşıdan gelen metrobüsle kafa kafaya güm diye bir ses geldi. Bomba gibi bir sesti, direkt olay yerine koştum. İnsanlar kendilerini dışarıya attı. Bağıran, kendini dışarı atan, camı kıran mı dersin ödümüz koptu. Sonra yardıma gittim, iki kişiyi çıkardım. Biri şoför diğeri de camdan atlamaya çalışan bir kişiydi. İkisini de çıkardım. Şoförü çıkarırken koluma da bir demir geldi, ben de yaralandım. Şoför şoktaydı, bacakları sıkışmıştı. Daha sonra insanlar inip, yolda yürümeye başlayınca trafik durdu."

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, 4 metrobüsün çarpıştığı ve 99 kişinin yaralandığı kazayla ilgili soruşturma başlattı.
İstanbul Valiliğinden yapılan açıklamada da kazada yaralanan 50 kişinin, ambulanslarla hastaneye sevk edildiği, 49 yaralının ise kendi imkanlarıyla hastanelere giderek ayakta tedavi gördüğü belirtildi.
İETT'nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada ise "Yolcularımızın tedavileri devam ediyor, yakından takip ediyoruz. Şimdilik hayati tehlikesi olan yolcumuz bulunmuyor. Metrobüs hattını açma çalışmamız da tamamlanmak üzere. Kazanın sebebi teknik ekiplerce araştırılıyor." ifadeleri kullanıldı.



Suriye zorlu iki yıllık bir Amerikan sınavı dönemine mi giriyor?

Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)
Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)
TT

Suriye zorlu iki yıllık bir Amerikan sınavı dönemine mi giriyor?

Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)
Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)

Sevsen Mehenna

Suriye, sahil bölgesindeki kanlı olaylarla ilgili soruşturma raporunu yayınladığı sırada, ABD Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi, ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımları düzenleyen Sezar Yasası'nı yürürlükten kaldırmak yerine, yeniden düzenleyen bir yasa tasarısını onayladı. “Suriye Yaptırımları Sorumluluk Yasası” başlıklı yasa tasarısı, 31 kabul, 23 aleyhte oyla kabul edildi. Bu onayla birlikte, yasa tasarısı yürürlüğe girmesi için geçmesi gereken bir sonraki aşamaya geçiş yaptı.

 

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Alt Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Senatör Michael Lawler tarafından 16 Temmuz'da sunulan yasa tasarısı, bankacılık kısıtlamalarını gözden geçirmeyi, kara para aklamayla mücadele imkânlarını artırmayı ve Sezar Yasası'nı kalıcı olarak yürürlükten kaldırmak için insan hakları ile ilgili şartlar koşmayı amaçlıyor. Lawler, tasarının Kongre'nin Suriye'ye yönelik tüm yaptırımları sonlandırmak için benimsemeyi planladığı icraatları gözden geçirmek amacıyla, “azınlıkların ve dini özgürlüklerin korunması ve Captagon ticaretiyle mücadele” çağrısında bulunduğunu belirtti.

Yasa tasarısı neyi öngörüyor?

Ayrıntılı olarak yasa tasarısı, yaptırım muafiyet süresinin 180 günden iki tam yıla uzatılmasını öngörüyor. Ayrıca, ABD yönetiminin Suriye hükümetinin belirtilen koşullara uyumunu iki yıl üst üste veya 2029 sonuna kadar teyit etmesi halinde Sezar Yasası'nın tamamen feshedilmesini de öngörüyor.

Tasarı ek olarak, ABD yönetiminin Kongre'yi Suriye Merkez Bankası'na tanınan düzenleyici ve idari kolaylıklar konusunda bilgilendirmesini gerektiren bir madde de içeriyor. Yasa tasarısı Temsilciler Meclisi Maliye Komitesi'nden geçmiş olsa da, yasalaşmadan önce Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi tarafından incelenmesi ve hem Temsilciler Meclisi'nde hem de Kongre'de nihai olarak oylanması da dahil olmak üzere atılması gereken birkaç adım var.

Bu arada, ABD’deki medya kuruluşları Suriye hükümetini güneyde, özellikle Suveyda şehrinde yaşanan son olaylar nedeniyle eleştirdi. Wall Street Journal başyazısında, “Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Tom Barrack'ın tekrar tekrar yaptığı merkezileşme yanlısı yorumlar, Suriye hükümetini İsrail'in uyarılarına rağmen Suveyda'ya asker göndermek için yeşil ışık yaktığına inandırdı” ifadeleri yer aldı. Gazete, Kongre'de bazı kişilerin “ABD'nin Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı destekleme konusunda daha fazla temkinli olması gerektiğini” belirttiğine de işaret etti. Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi'nin tasarıyı değerlendirmesinin bir denetim mekanizması oluşturacağı ve Suriye'ye yönelik yaptırımların daha fazlasının sonlandırılması için gereken koşulları belirleyeceği de belirtildi.

Beyaz Saray, Temmuz ayı başlarında Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandıran bir başkanlık kararnamesi imzaladığını duyurmuştu. Bu başkanlık kararnamesi, eski Suriye devlet başkanı Beşşar Esed, yardımcıları, DEAŞ ve Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt'in “İran'ın vekilleri” olarak tanımladığı gruplara yönelik yaptırımları ise sonlandırmadı.

Peki Finansal Hizmetler Komitesi, Sezar Yasası’nı feshetmek yerine neden yeniden düzenlenmesini onayladı?

Birçok Suriyeli muhalif, Şara'nın Suriye'de iktidara gelmesinden bu yana, Alevileri hedef alan sahil olaylarıyla başlayan, daha sonra Ceramana ve Sahnaya'da ve son olarak Suveyda'da devam eden kanlı olayların hız kesmeden devam ettiğini düşünüyor. Bu nedenle Washington, Şam'ın yeni bir istikrar dönemine doğru ilerlediğine halen şüpheyle yaklaşıyor. Bu sebeple de Kongre Finansal Hizmetler Komitesi, Sezar Yasası'nı yürürlükten kaldırmak yerine “Suriye Yaptırımları Sorumluluk Yasası” başlığı altında yeniden düzenlemeyi tercih ederek iki mesaj verdi; ihlaller devam ettiği sürece Suriye yaptırımlardan muaf tutulmayacaktır. Bununla birlikte Şam hükümeti suçları durdurma, azınlıkları koruma ve bölgesel nüfuz eksenlerinden kurtulma konusunda gerçek bir istek gösterirse, kapı açık kalmaya devam edecektir.

Esed sonrası Suriye’ye yeni Amerikan bakışı

Bu düzenleme, yeni Suriye'nin ne savaş kartlarının ne de barışın ana hatlarının belirlenmediği bir savaş arenası olmayı sürdürdüğü konusundaki Amerikan algısını yansıtıyor. Şara'nın iktidara gelmesinden itibaren, ABD'nin Şam'a yaklaşımı değişti. Washington artık Suriye’de durumu eskisi gibi, devrik cumhurbaşkanına bağlı tek bir blok olarak görmüyor. Aksine, Suriye'yi siyasi değişim ve iç reform belirtileri gösterirse uluslararası sisteme kademeli olarak yeniden entegre edilebilecek bir ülke olarak görüyor. Bu nedenle, Finansal Hizmetler Komitesi, Sezar Yasası'nı feshetmek yerine yeniden düzenlemenin ABD yönetimine siyasi ve ekonomik esneklik sağlayacağını, yaptırımları Suriye'yi tamamen tecrit eden bir kılıç yerine seçici bir baskı aracı olarak kullanmasına olanak tanıyacağını düşündü.

Hızlı ve şaşırtıcı bir öneri

Şam henüz yasa tasarısı hakkında resmi bir açıklama yapmamış olsa da, Suriye-Amerikan Konseyi, Sezar Yasası'nı yeniden düzenleyen yasa tasarısına açıkça karşı çıktığını duyurdu. Bu tasarının yaptırımları örtülü bir şekilde genişlettiği ve yaptırımları tamamen sonlandırma çabalarına doğrudan bir tehdit oluşturduğu konusunda uyardı. Özünde, Suriye'nin istikrar, yeniden inşa ve mültecilerin geri dönüşü yönünde temkinli adımlar atmaya başladığı bir dönemde yaptırım sisteminin daha da güçlendirilmesi anlamına geldiğini belirtti.

Eski ABD Dışişleri Bakanlığı danışmanı ve Cumhuriyetçi Parti üyesi Hazem Ghabra, yasa tasarısının çok hızlı ve ani bir şekilde sunulduğunu söyledi. Güneybatı Suriye'de, özellikle de Suveyda kentinde yaşananların bir sonucu gibi göründüğünü ifade etti. Washington'da, Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları aceleyle sonlandırması gibi, yaptırımları sonlandırmakta acele etmek ile ilgili soruların  gündemde olduğunu ve yaptırımların kaldırılmasının temel amacının, siyasi nedenler değil, ekonomik ilerleme ve toparlanmanın önündeki engellerin kaldırılması olduğunu kaydetti.

Sözlerini sürdüren Ghabra, Suriye hükümetinin yurt dışına yönelmek ve uluslararası diplomatik çalışmalara katılmak için gerekli iç, siyasi ve sosyal reform sürecini başlatmak amacıyla attığı adımların ne olduğunu, başka bir deyişle, dış diplomatik aktivizmin, geçen hafta diplomatik faaliyetlerin çoğuyla birlikte kısmen çöken kırılgan bir iç yapıya mı dayandığını sorguladı.

Ghabra, bazı Kongre üyelerinin bir tür denetim uygulanması ve Suriye hükümetine, Suveyda'da yaşananlara yol açan kötü bir yönetimin varlığı halinde kaybedecek bir şeyleri olacağının altının çizilmesinin gerektiğini düşündüklerini belirtti. Buradan hareketle, bu yasayı sunma ihtiyacı, bu soruları ele almanın ve Sezar Yasası’nın yürürlükten kaldırılması sürecini planlamanın bir yolu olarak öne çıktı. Böyle bir yasa yürürlüğe girdiğinde, Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı gibi ABD hükümet kurumlarının, Suriye hükümetinin yaptıkları ile yapmadıklarının sürekli ve açıkça tanımlanmış bir şekilde denetlenmesine yönelik çalışmalarını aktifleştirecektir. Oylamadan geçeceğine çok güvenilmese de, bunun ABD’deki siyasetçilerin büyük bir kesiminin düşünce yapısının bir göstergesi olduğu biliniyor.

Suveyda olayları ve etkileri

Sosyal medyada, silahlı kişilerin aralarında Husam Saraya adlı bir ABD vatandaşının da bulunduğu aynı aileden sekiz erkeği, göz altına aldıktan sonra öldürdüklerini gösteren videolar dolaşıma girmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı da vatandaşlarından birinin ölümünü doğrulayarak endişelerini dile getirdi ve hesap sorulması çağrısında bulundu. Bu arada, İnsan Hakları İzleme Örgütü, hükümet güçleri de dahil olmak üzere tüm tarafları ihlallerde bulunmakla suçlayan bir rapor yayınladı.

Bu nedenle, özellikle Dürzi azınlığı etkileyen son olaylar, yaptırımların tamamen sonlandırılmasına yönelik herhangi bir tartışmanın engellenmesinde önemli bir rol oynadı. Bu olaylar, yeni hükümetin güvenliği sağlama veya mezhepsel kaosu önleme becerisine dair şüpheci olmak ve daha önce eski rejime atfedilen rastgele tasfiye taktiklerinin devam ettiğinin kanıtı olarak görüldü.

Paris'te yaşayan Suriyeli avukat ve siyasi aktivist Zeyd el-Azm, temsilciler ve Pentagon da dahil olmak üzere Amerikan kurumlarının, yeni rejimin mezhep, din veya etnik kökenlerine bakılmaksızın tüm Suriyelileri kapsayabileceği konusunda kendisine tam ve yeterli bir şekilde güvenemediğini söyledi. “Trump'ın danışmanları ve terörle mücadele yetkilileri aracılığıyla daha ilk günden gözlemlediğimiz de buydu. Yeni geçiş dönemi otoritesine şartlar koşulması gerektiğini, çünkü bu otoritenin diğer Suriyeli unsurlara karşı ihlallerde bulunmayacağının garantisi olmadığını söylediler” dedi.

“Son aylarda, Mart ayında Suriye sahilinde, Nisan ayında Sahnaya'da ve en son Suveyda'da olmak üzere birçok olay yaşandı. ABD'de yeni Suriye makamlarının davranışları konusunda şüpheleri olanlar, şüphelerinde haklıydı. Bu konular, bazı milletvekillerini ve temsilcileri, yeni Suriye makamlarının davranışlarını izlemek için iki yıllık bir süre belirleme konusunu gündeme getirmeye yöneltti.”

Baskı kartı

Hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat partilerden etkili Kongre üyeleri, yaptırımları düzenleyerek devam ettirmeyi haklı çıkarmak için medyadaki haberleri ve insan hakları ihlalleri ve cinayetlerle ilgili raporları gerekçe gösteriyorlar. Sivilleri korumadaki tam yetersizlikler göz önüne alındığında, yaptırımların garantiler olmadan kaldırılmasının, Amerikan hükümetinin suç ortağı sayılmasına yol açacağını savunuyorlar. Düzeltilen yasa, yaptırımların herhangi bir şekilde hafifletilmesinin, ister silahlı gruplar ister Suriye güvenlik güçleri olsun, suç işleyenler için gerçek bir hesap sorma mekanizmaları kurulması ile bağlantılı olduğunu vurgulayan maddeler ekledi.

Suriye güçleri Suveyda'ya girmedi

ABD'nin Suriye ve Lübnan Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suveyda'daki olaylara atıfta bulunarak yaşanan korkunç olaylardan dolayı Suriye hükümeti hesap vermelidir dedi ve Suriye'deki azınlıkların yönetime entegre edilmesi çağrısında bulundu.

Ülkesinin “Suveyda'daki gelişmelere belli bir ölçüde endişe, acı ve yardımla karşılık verdiğini” belirten Barrack, ülkesinin “düşmanca koşulların bulunduğu hiçbir yere daha fazla asker göndermeyeceğini” ekledi.

Associated Press, Barrack'ın “İsrail'in Suriye'ye müdahalesi çok kötü bir zamanda gerçekleşti... Ülkeyi birleştirmek için mevcut Suriye makamlarıyla birlikte çalışmak dışında alternatif bir plan yok” dediğini ve “Suriye ve İsrail arasında deklare edilen ateşkesin yalnızca Suveyda ile ilgili bir anlaşma olduğunu” belirttiğini aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı röportaja göre Barrack “mevcut hükümete uygulanabilir bir alternatifin ve alternatif bir planın olmaması durumunda risklerin yüksek olduğunu, Suriye hükümetinin başarısız olması halinde, onu kasıtlı olarak devirmeye çalışanlar olacağını, ancak asıl sorunun neden olacağını” belirtti. Suriye'nin Libya veya Afganistan gibi bir felaket senaryosu ile karşı karşıya kalma olasılığı ile ilgili soruya ise ABD Özel Temsilcisi, “evet, hatta belki daha kötüsü de olabilir” yanıtını verdi.

Sivil barış kurumunun yeniden kurulması

Avukat Zeyd Azm, Suriye'de sivil barışı koruyan bir kurumun, yani ordunun yeniden kurulması gerektiğini söyledi. “18 aylık bir geçiş dönemi belirleyen BM’nin 2254 sayılı kararına geri dönmeliyiz. Bu ideal olmasa da, Şara’ya verilen beş yıllık süreden çok daha iyi” dedi.

Yine bazıları, ABD'nin Sezar Yasası’nı yürürlükten kaldırmak yerine düzenlemeyi onaylayarak, yeni Suriye hükümetine ihlalleri durdurması ve milisler üzerinde devlet kontrolünü sağlaması için baskı yapmaya çalıştığını düşünüyor. Bunun amacı, Suriye'nin tamamen tecrit edilmesini önlemek ve böylece tamamen Rusya, Türkiye ve İran'ın bölgesel nüfuz alanına dönüşmesini engellemektir. Son olaylar, yaptırımların sürdürülmesini meşrulaştırmak için siyasi bir koz olarak kullanılıyor ve her türlü ekonomik rahatlama, sivilleri ve azınlıkları korumak ve daha kapsayıcı bir siyasi sistem inşa etmek için atılacak somut adımlara bağlanıyor. Bunun dışında Sezar Yasası’nın tamamen yürürlükten kaldırılması Suriye ve müttefiklerine verilecek karşılıksız bir armağan olacaktır.