Iraklı Şii şarkıcı Basim Kerbalai’nin sahabelere hakareti büyük tepki çekti

Bağdat (Şarku’l Avsat)
Bağdat (Şarku’l Avsat)
TT

Iraklı Şii şarkıcı Basim Kerbalai’nin sahabelere hakareti büyük tepki çekti

Bağdat (Şarku’l Avsat)
Bağdat (Şarku’l Avsat)

Iraklı Şii şarkıcı Basim Kerbalai’nin ‘sahabelere ağır hakaretlerde’ bulunan şiiri ülkede siyasiler ve halk nezdinde öfkeye yol açtı.
Erbain merasimlerinin yapıldığı bir dönemde gerçekleşen bu olay büyük tepkiye yol açarken, Ehl-i Beyt anısına ağıtları ile tanınan Kerbelai, fitne ve mezhepçiliği kışkırtmakla suçlandı ve yargı karşısında hesap vermesi istendi.
Milislere ve silahlı gruplara yakın bazı İran yanlısı gruplar ve şahıslar ise Kerbelai’ye destek vererek, Twitter üzerinden hashtag çalışması başlattı.
Parlamento Vakıfları Komitesi, Basim Kerbalai’nin şiirini en sert ifadelerle kınayarak, çekişme ve mezhepsel çekişmelere yol açacağı için bu eylemin hoş görülemeyeceğini vurguladı.
Komitenin açıklamasında, “İslam ulusu büyük krizler ve zorluklarla karşı karşıya ve bugün ihtiyacımız olan şey safları yakınlaştırmak, mezhepçiliği reddetmek ve mezhepsel farklılıkları kışkırtmaktan kaçınmaktır” denildi.
Komite, Şii Vakfı’na, Müslümanlar arasında mezhep farklılıklarını derinleştirme amacıyla zaman zaman meydana gelen bu tür suistimalleri durdurmak için yasal ve meşru sorumluluğu üstlenme çağrısında bulundu.
Irak federal hükümetiyle bağlantılı resmi bir organ olan Sünni Vakfı Divanı da, olayın soruşturulmasını, failin adalete teslim edilmesini ve başta sahabeler olmak üzere tüm dini sembollere sövmeyi yasaklayan fetvaların desteklenmesini talep etti.
Sünni Egemenlik İttifakı Başkanı Hamis Hançer Basim Kerbalai’nin şiirine tepki göstererek, “Millet fitnecilerin birliğimizi ve kardeşlerimizi bozmasına izin vermeyecek, tüm yetkili kurumları fitnecileri durdurmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
Irak Fıkıh Akademisi ise, “Toplumun bileşenleri arasında bir arada yaşamanın gereklerinden biri inançlara saygıdır ve hiç kimsenin diğerlerinin inanç ve dini sembollerini ihlale hakkı yoktur” şeklinde bir açıklama yaptı.
Açıklamada, bütün Müslüman yetkililere bu seslerin karşısında durmaları, bu kötülüğü kınamaları ve sahabelere hakaret için dini ritüelleri istismar edenlerden hesap sormaları çağrısında bulunuldu.
Irak Fıkıh Akademisi ayrıca, hükümeti yasayı çiğneyen ve fitne ekenlere karşı caydırıcı tedbirler almaya çağırdı.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Iraklı avukatlar İhsan Sadun Ubeyd ve Seyf Abbas Hammud dün, ‘dini bir mezhebe saldırma’ suçlaması ile Kerbelai hakkında dava açtı.
Şikayet dilekçesinde, “Bu eylem, Ceza Kanunu’nun 372. maddesi hükümlerine göre kanunen cezalandırılabilecek bir suç teşkil ediyor" denildi.
Dini azınlıkları küçümsemek, 1969 tarihli Irak Ceza Kanunu’nun 372. maddesine göre üç yıla kadar  hapis cezası ile cezalandırılıyor.   
Diyala bölgesi Sünni milletvekillerinden Raad Dahlaki ise, dini sembollere hakaret ettiği ve Resulullah’ın sahabelerine saldırdığı için Kerbalai hakkında tutuklama kararı çıkarılması ve Hüseyniye meclislerinin kurulmasının yasaklanması çağrısında bulundu.



Hizbullah, devlet otoritesine meydan okuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
TT

Hizbullah, devlet otoritesine meydan okuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)

Hizbullah, İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi nedeniyle, silahların devletin elinde toplanması için önerilen herhangi bir takvimi reddederek Lübnan devletinin otoritesine meydan okudu. Bu olay, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın başkanlık ettiği ve silahların devletin tekelinde olması konusunun görüşüldüğü Bakanlar Kurulu toplantısıyla aynı zamana denk geldi.

Bakanlar Kurulu dün bu konuyu dört saat boyunca görüştü. Lübnan ordusuna, bu yılın sonuna kadar silahların tamamen resmi güvenlik kurumlarının elinde toplanması için bir uygulama planı hazırlaması talimatı verildi ve bu planın ağustos ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu'na sunulması istendi. Başbakan Nevvaf Selam'ın açıklamasına göre, ‘silahların tek elden kontrolü’ konusu oturumda tam olarak tartışılmadı; yarınki (perşembe) oturumda görüşülmeye devam edecek.

Hizbullah, hükümetin takvim belirleme çabalarına iki yönlü bir tepki gösterdi. İlki, güney banliyölerinde onlarca gencin motosikletlerle yürüyüşler düzenlemesi şeklinde sokaklarda yaşandı. İkincisi ise siyasi alanda, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın Lübnan devleti ile İsrail arasında 27 Kasım'da imzalanan ateşkes anlaşması dışında herhangi bir yeni anlaşmayı kabul etmeyi reddetmesiyle ortaya çıktı. Kasım, “Silahlarımızı çekmeye niyetimiz yok” dedi ve ‘ulusal güvenlik ve savunma stratejisi hakkında ulusal bir tartışma’ çağrısında bulundu. Kasım ayrıca, İsrail'in Lübnan'a geniş çaplı bir savaş başlatması halinde füzelerle saldırı tehdidinde bulundu.

Kasım, Lübnan hükümetine şu soruyu yöneltti: “Bakanlar Kurulu bildirisinin üçüncü maddesine göre, direnişi bırakıp İsrail'e teslim olmak ve silahları teslim etmek egemenliği korumak mıdır?”

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlar Kurulu bildirisi saldırganları caydırmaktan bahsediyor, ama Lübnan'ı felaketten kurtaracak devlet nerede? Sınırları ve hudutları kim savunacak? Eğer bunu yapamayacağınızı söylüyorsanız, o zaman bu yeteneği koruyalım ve geliştirelim.”

Hizbullah’ın ‘üç başkanla (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı) iş birliğini sürdürmeye kararlı olduğunu, tartışma, anlayış ve iş birliğine önem verdiklerini’ vurgulayan Kasım, “Kimsenin bize emir vermesine izin vermeyeceğiz” dedi.