Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesinin temeli yılbaşında atılacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesinin temeli yılbaşında atılacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

5 yıllık süreçte 500 bin sosyal konut ve 50 bin iş yerinin yapımını ve 250 bin konut amaçlı arsayı içeren proje kapsamında ilk etap konutlardan 50 bini İstanbul'da, 18 bini Ankara'da, 12 bin 500'ü İzmir'de inşa edilecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı ve tüm il ve ilçelerde 5 yıllık süreçte 500 bin sosyal konut ve 50 bin iş yerinin yapımını ve 250 bin konut amaçlı arsayı içeren Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesinin temeli yılbaşında atılacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, detaylarını açıkladığı ve adını "İlk Evim, ilk İş Yerim" olarak belirlediklerini duyurduğu kampanya için "Bu kampanya, sayısı ve kalitesi bakımından, dünyadaki en büyük konut yatırımını ifade etmektedir" değerlendirmesini yaptı.
Proje kapsamında, tüm ve tüm ilçelerde, 2023-2028 arasını kapsayan 5 yıllık süreçte, 500 bin sosyal konut ve 50 bin iş yeri yapılacak, 250 bin konut amaçlı arsa milletin istifadesine sunulacak. Projeyle sosyal konut sayısı 2 milyona, oturan sayısı ise 10 milyonun üzerine çıkarılmış olacak.
Başvuruları yarın itibarıyla başlayacak ve ekim ayı sonuna kadar sürecek projede ilk temel yılbaşında atılacak.
İlk etap konutlarının azami 2 yıl içinde bitirilip hak sahibi vatandaşlara teslim edilmesi amaçlanıyor. Yatay mimari esasıyla, depreme dayanaklı şekilde inşa edilecek bu projeler, zemin artı 4 veya zemin artı 5 kat yüksekliğinde olacak. Projeler, mahalle kültürünü, komşuluk ilişkilerini gözetecek, yeşili hakim kılacak bir anlayışla hayata geçirilecek.

Projenin ilk etabı
Sosyal konut projesinin ilk etabını oluşturan 250 bin sosyal konut, 100 bin konut arsası ve 10 bin iş yeri 2 yılda bitirilerek hak sahiplerinin kullanımına sunulacak. Projenin ilk etabı, 360 bin bağımsız birimden oluşacak.
İlk etap konutlardan 50 bini İstanbul'da, 18 bini Ankara'da, 12 bin 500'ü İzmir'de, 10 bini Gaziantep'te, 8 bin 650'si Bursa'da, 7 bin 500'ü Konya'da, 4 bin 500'ünü Kayseri'de inşa edilecek. Diğer illerde de nüfusa göre değişen sayılarda konut inşa edilecek.
Konut projesinde çeşitli kesimlere pozitif ayrımcılık yapılarak kontenjanlar belirlendi. Buna göre, şehit yakınları ve gazilere, ilk etabın yüzde 5'e denk gelen 12 bin 500 konutluk, engelli vatandaşlara, yüzde 5'e karşılık gelen 12 bin 500 konutluk, emekli vatandaşlara ise yüzde 20'ye denk düşen 50 bin konutluk kontenjan ayrıldı.
Projede ilk defa gençler için de özel bir kontenjan oluşturuldu. Projedeki konutların yüzde 20'sine denk gelen 50 bini de gençlere tahsis edildi.
Konutların, maliyet fiyatı üzerinden yüzde 40 indirim yapılarak belirlenen fiyatları da şu şekilde olacak:
- Vatandaşlar, toplamda 608 bin lira fiyata sahip 2 artı 1 konutlara, aylık 2 bin 280 liradan başlayan taksitlerle ve 240 ay vadeyle sahip olabilecek.
- Toplam 850 bin lira fiyata sahip 3 artı 1 konutların ödemesi 3 bin 187 liradan başlayan taksitlerle, 240 vadeyle yapılabilecek.
Kampanyaya, İstanbul'da hane geliri 18 bin liranın, diğer illerde 16 bin liranın altında olan her vatandaş başvurabilecek. Belirlenen toplam bedelin yüzde 10'u peşin alınacak, taksit ödemeleri ise sözleşmenin imzalanmasıyla başlayacak.
Hak etmediği halde TOKİ'den ev almaya çalışanların, hem ödedikleri parayı hem evlerini kaybedecekleri sıkı, etkin, güvenilir bir denetim mekanizması kurulacak.

Konut amaçlı arsa kampanyasının detayları
Kampanyayla birlikte ilk defa, vatandaşlara, altyapıları ve imarı hazırlanmış, ev yapmaya hazır arsa alternatifi de sunulacak. Böylece, düşük gelir grubuna mensup vatandaşlara, şehirlerin çeperlerinde, kendi evlerini yapma imkanı sağlanacak.
İlk etapta 7 ayrı bölgede belirlenen bu arsalar, piyasa fiyatlarının çok altında bir bedelle ve faizsiz bir şekilde vatandaşlara satılacak. Evin inşa sürecinde hak sahiplerine, mimari ve mühendislik desteği de verilecek.
Arsalar iki gruptan oluşacak. İlk grupta, 350 ila 500 metrekarelik alanlardan oluşan müstakil parsel şeklindeki arsalar olacak. Bunlar, 192 bin 500 liradan başlayan toplam fiyat ve 1604 liradan başlayan taksitlerin, 10 yıl vadeyle, faizsiz şekilde ödeneceği bir yöntemle vatandaşlara satılacak.
İkinci grubu oluşturan hisseli parsellerin ödemesi ise 112 bin 500 liradan başlayan toplam fiyat ve 937 liradan başlayan taksitlerle, yine 10 yıl vadeyle ve faizsiz bir şekilde yapılabilecek.
İş yeri kampanyasının detayları
Halihazırda 12 ilde 3 bin 930'u tamamlanmış, toplamda 10 bini aşan sanayi tipi işyeri projesi bulunuyor. Kampanyanın ilk etabı kapsamında, 10 bin yeni iş yeri daha, küçük ve orta ölçekli sanayicilerin hizmetine sunulacak.
Onlarca farklı sektöre yayılan tamir ve imalat kollarında yoğunlaşan küçük işletmelere hitap eden sanayi tipi işyerleri, 100 bine yakın ek istihdam sağlayacak.
Bu işyerleri, 350 bin liradan başlayan fiyatlar ve 2 bin 633 liradan başlayan taksitlerle, 120 ay vadeyle sunulacak.
Projenin tamamı olan 500 bin konut, 250 bin konut amaçlı arsa ve 50 bin işyeri bittiğinde, 3 milyon 750 bin insan daha güvenli yaşam alanlarına kavuşturulmuş olacak.
 



Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi
TT

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, 19 Haziran 2025 tarihli mektubunda PKK’nin Fesih Kongresi’ne atıfla “varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketinin sona erdiğini” belirtti. Demokratik siyaset ve toplumsal barış vurgusu yapan Öcalan, “silahların gönüllüce bırakılmasını” talep etti. TBMM çatısı altında kurulacak komisyonun önemine dikkat çeken Öcalan, “Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmelidir” dedi.

İşte Öcalan’ın çağrısından öne çıkan bölümler:

“27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim”

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir.

“Varlık tanındı, ana amaç gerçekleşti”

Öcalan, mektubunda PKK’nin kuruluş amacına işaret ederek bu amacın gerçekleştiğini belirtti:

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

“Silahları bırakın, mekanizmaları kurun”

Barış sürecinin somutlaşması için atılması gereken adımlara dikkat çeken Öcalan, mektubunda şunları kaydetti:

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.

“Kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim”

Abdullah Öcalan, bireysel özgürlüğü kolektif özgürlük bağlamında ele alarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.

“Demokratik Modernite Güçleri yeni evreye hazırlanmalı”

Öcalan, mektubunun son bölümünde yeni bir stratejik döneme işaret ederek şu çağrıyı yaptı:

Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Mektubun tamamı şöyle:

Değerli yoldaşlar

Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.

27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim.

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.

Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.

Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘’Kürdistan Devriminin Yolu’’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.

Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.

Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ‘’demokratik siyaset’’ stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:

Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.

Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.

Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.

Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir. 

Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.

Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.

Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.

Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.

19 Haziran 2025 / Abdullah Öcalan

Independent Türkçe