Günlük C vitamini almanın 4 şaşırtıcı faydası

Günlük C vitamini almanın 4 şaşırtıcı faydası
TT

Günlük C vitamini almanın 4 şaşırtıcı faydası

Günlük C vitamini almanın 4 şaşırtıcı faydası

C vitamini, tüm vücut dokularını onarmak ve sağlıklı bir bağışıklık sistemini korumak gibi birçok şey için önemli olan temel bir vitamin. Vücudumuzun C vitamine ihtiyacı olmasına rağmen, doğal olarak üretmiyoruz. Bu nedenle brokoli, brüksel lahanası, çilek, tatlı biber ve domates gibi C vitamini açısından zengin gıdalar yemek genel sağlık için hayati önem taşır. Öte yandan bazıları, daha avantajlı olarak düşündükleri takviyeleri almayı tercih eder. Ancak bu takviyelerin bazı riskleri de var.
Şarku’l Avsat’ın Eat This, Not That adlı sağlık haberleri sitesinden aktardığı habere göre C vitamininin yararları hakkında daha fazla bilgi almak için, geçmişte Mezotelyoma Merkezi’nde klinik onkoloji araştırmalarında çalışmış ve hasta bakımında 15 yıldan fazla doğrudan deneyime sahip bir hemşire olan Sean Marchese ile konuştu ve C vitamininin neler yapabileceğini ortaya koydu.

Antioksidan etkiler
Marchese C vitamininin vücuttaki serbest radikaller olarak adlandırılan zararlı molekülleri ortadan kaldıran etkili bir antioksidan olduğunu söylüyor. Yaralanma veya enfeksiyondan sonra uzun süreli inflamasyonun neden olduğu oksidatif stresi azaltır. Günlük C vitamini dozu, E vitamini ve tetrahidrobiopterin de dahil olmak üzere diğer doğal antioksidanların üretimine de yardımcı olabilir.

Doğal bağışıklık sistemini destekler
Hemşire Marchese, C vitamininin bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşmasına, yabancı cisimleri yok etmesine ve hastalıkları azaltmasına yardımcı olduğunu ama yine de aşılara ve diğer besinler açısından zengin bir diyete ihtiyacımız olduğunu söylüyor. C vitamini, fagositler ve nötrofiller gibi bağışıklık hücrelerinin hücresel etkilerini iyileştirir. Günlük C vitamini ayrıca enfeksiyondan sonra ölü bağışıklık hücrelerinin temizlenmesine yardımcı olur ve bağışıklık aktivitesi yan ürünlerinin birikmesinden kaynaklanan zararı önler.

Kanserin önlenmesi
Marchese'e göre, çoğu sağlıklı insanın günlük C vitamini takviyesine ihtiyacı yoktur. Ancak takviye alımı, C vitamini eksikliği olan kişilerde bazı kanser türlerinin riskini azaltabilir. C vitamini, tüm besinlerini oral yoldan alamayan veya kanser tedavisinden kaynaklanan iltihapları veya enfeksiyonları artan kanser hastaları için de faydalıdır. Kanıtlar, C vitamini takviyelerinin pankreas, özofagus ve prostat kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini düşündürüyor.

Göz hastalıkları riskini azaltır
Marchese, “Tavsiye edilen diğer vitamin ve minerallerle birlikte alındığında, C vitamini takviyelerinin yaşa bağlı makula dejenerasyonu ve katarakt gibi göz hastalıklarını azalttığını gösteriyor. C vitamini takviyelerinin yaşa bağlı göz hasarlarını tamamen ortadan kaldırması pek olası değildir. Ancak yaşamın ilerleyen dönemlerinde görme keskinliğindeki düşüş riskini azaltmaya yardımcı olabilirler” diyor.
Yüksek C Vitamini Kullanımının Riskleri

Böbrek taşı oluşumu riskini artırma
Marchese, “Günlük C vitamini herkes için önerilmez ve bazı olumsuz etkileri çeşitli riskleri artırabilir” diye uyarıyor. Araştırmalar, her gün yüksek dozda C vitamini almanın, önerilen günlük doz olan 90 mg'dan daha az alanlara kıyasla böbrek taşı oluşumu riskini %20'nin üzerinde artırdığını göstermiştir."

İlaç etkileşimleri riski
Marchese, genellikle günlük C vitamini takviyesinin güvenli olduğunu ve fazla miktarların idrar yoluyla atıldığını söylüyor. Bununla birlikte, gereksiz yere yüksek seviyelerde alınan C vitamini vücutta zamanla birikebilir ve mide krampları, kusma, mide ekşimesi ve ishal gibi sorunlara neden olabilir. Artan C vitamini seviyeleri, statinler (bir tür anti-kolesterol ilacı), kan inceltici ilaç varfarin ve östrojen gibi hormon replasman tedavisi gibi diğer ilaçlarla tehlikeli bir şekilde etkileşime girebilir.



Vücudunuzun verdiği bağırsak (Kolon) kanseri olabileceğinize dair küçük uyarı sinyalleri

Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
TT

Vücudunuzun verdiği bağırsak (Kolon) kanseri olabileceğinize dair küçük uyarı sinyalleri

Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)

'Bağırsak sağlığı doktoru' olarak bilinen Dr. Megan Rossi, görünüşte önemsiz olan bir semptomun bağırsak kanserinin bir uyarı işareti olabileceğini söyledi.

King's College London'da akademisyen olan ve bağırsak sağlığıyla ilgili tavsiyelerini paylaşan Dr. Rossi, ciddi bir teşhise işaret edebilecek endişe verici belirtiler konusunda uyardı. Irish Star adlı internet sitesinin aktardığına göre Dr. Rossi’nin vurguladığı önemli belirtiler arasında dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk ve kronik şişkinlik yer aldı.

Göz ardı etmemeniz gereken mide ve bağırsak ile ilgili uyarı işaretleri

Dr. Rossi, şunları söyledi:

“Sindirim sisteminde, ‘açıklanamayan kilo kaybı (vücut ağırlığının yüzde 5'i veya daha fazlası), inatçı ve rahatsız edici şişkinlik, dışkıda kan (kırmızı ya da siyah görünebilir), bağırsak hareketlerinde olağandışı değişiklikler ve dinlenmekle düzelmeyen yorgunluk’ gibi göz ardı edilmemesi gereken uyarı işaretleri vardır.”

Bağırsak kanseri tedavi edilebilir ve iyileştirilebilir bir hastalıktır, özellikle erken teşhis edildiğinde hayatta kalma oranları yüksektir.

Kişisel deneyimlerinden yola çıkarak bağırsak kanserinin aileler üzerindeki yıkıcı etkisinden bahseden Dr. Rossi, “Bağırsakla ilgili ilk anım mutlu bir anı değildi. Üniversitede okurken büyükanneme bağırsak kanseri teşhisi kondu. Tedavi görmesine rağmen kısa bir süre içinde hayatını kaybetti. Hastalığın uyarı işaretleri hakkında daha açık konuşsaydık onun kaderi farklı olur muydu diye çok düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Erken teşhisin önemini vurgulayan Dr. Rossi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünya genelinde bağırsak kanseri vakaları özellikle de 1990 yılından sonra doğanlar arasında artış gösterdi. Lif ve bitki bazlı gıdalar açısından zengin geleneksel beslenmeden yüksek oranda işlenmiş gıdalara, kırmızı ve işlenmiş etlere ve ilave şekerlere geçişimiz, bunun başlıca nedenlerinden biridir.”