Trump, Ürdün Kralı II. Abdullah'a Batı Şeria'yı teklif etmiş

"Kalp krizi geçirdiğimi sandım. Nefes alamıyordum"

Batı Şeria, uzun süredir Filistin ve İsrail arasındaki çatışmaların yoğun yaşandığı bölgelerden biri (Reuters)
Batı Şeria, uzun süredir Filistin ve İsrail arasındaki çatışmaların yoğun yaşandığı bölgelerden biri (Reuters)
TT

Trump, Ürdün Kralı II. Abdullah'a Batı Şeria'yı teklif etmiş

Batı Şeria, uzun süredir Filistin ve İsrail arasındaki çatışmaların yoğun yaşandığı bölgelerden biri (Reuters)
Batı Şeria, uzun süredir Filistin ve İsrail arasındaki çatışmaların yoğun yaşandığı bölgelerden biri (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, Batı Şeria'nın kontrolünü Ürdün'e önerdiği öne sürüldü.
İddialar, ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times'ın Beyaz Saray başmuhabiri Peter Baker ve gazetenin yazarlarından Susan Glasser'ın yeni kitabı The Divider: Trump in the White House 2017-2021'de (Bölücü: 2017-2021'de Beyaz Saray'da Trump) yer aldı.
Kitapta, Trump'ın Ocak 2018'de yaptığı teklifi duyan Ürdün Kralı II. Abdullah'ın, konuştuğu Amerikalı bir arkadaşına "Kalp krizi geçirdiğimi sandım. Nefes alamıyordum" dediği aktarıldı.
Trump'ın "büyük teklif" diye nitelediği bu hamle sonucunda Ürdün'ün istikrarsızlaştıracağını öngöremediği belirtildi. Ayrıca eski ABD başkanının ülkesine ait olmayan bir toprağı başkasına vermeye çalıştığına dikkat çekildi.
Fransız haber ajansı AFP'nin aktardığına göre yaklaşık 10 milyon kişinin yaşadığı Ürdün'de nüfusun yarısından çoğu Filistin kökenli ve bu kesimden krallığın yıkılması gerektiğini savunanlar da var.
1948 Arap-İsrail Savaşı'nın ardından Ürdün'ün ilhak ettiği Batı Şeria, 1967'deki Altı Gün Savaşı sonunda İsrail tarafından işgal edilmişti. 1988'de Ürdün, bölgedeki hak iddiasını geri çekmişti.
1993-1995'teki Oslo Anlaşmaları'yla farklı yönetim bölgelerine ayrılan ve halihazırda İsrail işgali altındaki Batı Şeria, yıllardır İsrail-Filistin çatışmalarına sahne oluyor.

İsrail, inşaat projeleri ve zorla yerinden etme hamleleriyle Batı Şeria'daki işgalini sürdürüyor (AA)

1994'te Ürdün ve İsrail arasında da bir barış anlaşması imzalanmıştı.
ABD'nin tanınmış gazetelerinden Washington Post'un (WP) incelediği kitapta, İsrail'in bu tekliften haberi olup olmadığına dair bilgi paylaşılmadı.
Trump'ın söz konusu teklifi, 6 Aralık 2017'de Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığı tartışmalı kararının ardından yaptığına da dikkat çekildi.

Bezos'la anlaşmayı engelledi
Öte yandan kitapta, Trump'ın Amazon'un kurucusu Jeff Bezos'u hedef aldığı öne sürüldü.
Baker ve Glasser, Trump'ın devlete ait bir projenin anlaşmasının Bezos'a ait bir şirkete verilmesini engellediğini iddia etti.
Kimliği paylaşılmayan ve Trump hükümetinde çalışmış üst düzey bir yönetici, yazarlara yaptığı açıklamada eski başkan hakkında "Bezos'u alt etmek için elinden gelen her şeyi yapardı" dedi.
WP'nin haberinde projenin ne olduğuna ya da Bezos'un şirketinin adına dair bilgi paylaşılmadı.
Trump'ın kendisiyle ilgili yaptıkları haberleri beğenmediği gerekçesiyle, ülkenin önde gelen haber kuruluşlarından CNN'i de bünyesinde barındıran Time Warner ile telekomünikasyon devi AT&T'nin birleşmesini engellediği de öne sürüldü.
Bunun yanı sıra eski ABD İç Güvenlik Bakanı Kirstjen Nielsen'ın mesajlaşma programı Signal üzerinden üst düzey bir yetkiliyle yaptığı yazışmada, 2018'de Trump'la çalışan bazı üst düzey yetkililerin toplu istifa etmeyi düşündüğünü söylediği belirtildi.
Independent Türkçe, Washington Post, Times of Israel, AA



Gazze ateşkesi: İsrail'in İran'a yönelik saldırıları görüşmeleri ne ölçüde etkileyecek?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir dağıtım noktasında yiyecek bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir dağıtım noktasında yiyecek bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: İsrail'in İran'a yönelik saldırıları görüşmeleri ne ölçüde etkileyecek?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir dağıtım noktasında yiyecek bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir dağıtım noktasında yiyecek bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

Washington'un Tahran'ın Gazze müzakerelerinin bir parçası olduğunu açıklamasından günler sonra İsrail'den İran'a ani bir darbe geldi. İsrail medyası görüşmelerde ‘gerçek bir ilerleme şansı’ olduğuna dair sızıntılara tanık olurken, Hamas kaynakları da ateşkesle ilgili ‘fikirler’ aldıklarını doğruladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre bu yeni gelişmeler ateşkes sürecine ‘gölge’ düşürüyor. Görüşmelerin er ya da geç sekteye uğraması muhtemel, özellikle de İsrail bölgede zaferler elde ettikçe taleplerini sıkılaştıracak. Diğer taraftan Hamas kapsamlı bir anlaşmada ısrar edecek ve gelecekte Gazze Şeridi'ndeki savaşı durduracak gerçek garantilerin yokluğunda şu anda en önemli kartını (esirler) kaybedebilecek kısmi anlaşmalara sürüklenmeyecek.

İsrail dün, İran'ın ülkenin çeşitli bölgelerindeki nükleer programını vurmayı amaçlayan Yükselen Aslan Operasyonu kapsamında bir saldırı başlattı. İsrail ordusunun açıklamalarına göre bu saldırı, İran Silahlı Kuvvetleri’nin üst düzey liderlerinin öldürülmesiyle sonuçlandı. İsrail ordusu daha sonra İran'dan fırlatılan uzaktan kumandalı insansız hava araçlarını (İHA) durdurmaya başladığını bildirdi, İranlı medya kuruluşları ise yetkililere dayanarak bu iddiaları yalanladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yayınladığı video mesajında ülkesinin İran'a yönelik askeri saldırısını övdü: “Çok başarılı bir açılış saldırısı gerçekleştirdik ve daha fazlasını başaracağız. Bu tehdidi ortadan kaldırmak için operasyon günlerce devam edecek.” Hamas ise yaptığı açıklamada söz konusu saldırıyı, ‘aşırılık yanlısı İsrail hükümetinin bölgeyi açık çatışmalara sürükleme konusundaki ısrarını yansıtan acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirdi.

Söz konusu gelişmeler, Katar'daki Hamas müzakere heyetinden kaynakların basına yaptıkları açıklamalarda ‘ateşkes anlaşması konusunda arabulucularla bir dizi fikrin tartışıldığını’ söylemeleri, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun Gazze Şeridi'nde devam eden savaşta acil, koşulsuz ve kalıcı bir ateşkesi ezici bir çoğunlukla onaylaması ve Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati'nin ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile ‘İran'ın nükleer programı konusunda ABD ile İran arasındaki müzakereler ve arabulucuların Gazze Şeridi'nde hızlı bir şekilde ateşkes anlaşmasına varma çabaları’ üzerine yaptığı görüşmelerin ardından geldi.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği bombardımanda yıkılan bir binanın enkazını inceleyen Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği bombardımanda yıkılan bir binanın enkazını inceleyen Filistinliler (AFP)

İsrail saldırısı, ABD Başkanı Donald Trump'ın pazartesi akşamı yaptığı “Gazze şu anda Hamas’la İsrail arasında büyük müzakerelerin ortasında ve İran da zaten işin içinde. Gazze'de ne olacağını göreceğiz. Esirleri geri almak istiyoruz” açıklamasından birkaç gün sonra geldi. Ancak İsrail ve Hamas kaynakları, Trump’ın iddialarını yalanladı.

İkinci ateşkes, yürürlüğe girmesinden iki ay sonra 18 Mart'ta çöktü. Bu ayın başlarında Doha'da Hamas ile Washington arasında yapılan doğrudan görüşmelerde herhangi bir ilerleme sağlanamadı.

Mısır'da siyaset bilimi profesörü olan Dr. Ahmed Yusuf Ahmed, İsrail'in gerilimi artırma girişimlerinin ve bunu takip edecek İran tepkilerinin, ister süreci dondurarak ister hızlandırarak olsun, Gazze Şeridi'ndeki ateşkese hizmet etmediğine inanıyor. Ahmed, “Gazze savaşından bu yana İran ve Lübnan'da ateşkes müzakereleri üzerinde doğrudan bir etkisi olmayan benzer saldırılara zaten tanık olduk” dedi.

Bu saldırıdan sonra Netanyahu'nun içeride popülaritesinin artacağına ve kendisine yönelik iç baskıların üstesinden geleceğine inanan Ahmed, Hamas'ın bu gerilim ışığında kısmi bir anlaşmayı kabul etmeyeceğini ve bir kez daha kapsamlı bir anlaşma için daha fazla ısrar edeceğini, bunun da İsrail tarafından reddedileceğini ve bu nedenle gerçek bir ilerleme olmayacağını ve sürecin olduğu gibi kalacağını belirtti.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal'a göre Hamas şu anda güçlü bir konumda değil. İran ile İsrail arasında işler daha da kötüye giderse Gazze Şeridi'ndeki operasyonlarda bir azalma olacak ama bu ateşkes görüşmelerini olumlu etkilemeyecek. Nazzal, ‘Hamas’ın kapsamlı anlaşmaya bağlılığını arttıracağını ve en güçlü kartı olan esirlerin elinden alınmasını kabul etmeyeceğini, Netanyahu'nun da küstahlığının artacağını’ düşünüyor.

 ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)Gazze'deki Şifa Hastanesi yakınlarında İsrail bombardımanı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze töreninde ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)

ABD’li arabulucular İsrail'in yanında yer aldıklarını belirtirken, Gazze Şeridi'ndeki durum hakkında bir açıklama yapmadı. Mısırlı ve Katarlı arabulucular ise bölgedeki çatışmanın genişlememesi konusunda uyarıda bulundu.

ABC News'e göre İsrail'in İran'a yönelik saldırısını ‘mükemmel’ olarak nitelendiren Trump, saldırıların devamının geleceğini söylerken, Truth Social platformunda yaptığı bir paylaşımda Tahran'ı uyardı: “Nükleer anlaşma yapılmazsa her şey daha da kötüleşecek.”

Gazze müzakerelerinde arabulucu olan her iki ülkenin dışişleri bakanlıklarından yapılan açıklamalara göre Mısır, saldırının ‘krizi daha da alevlendireceğini ve bölgede daha geniş bir çatışmaya yol açacağını’ savunurken, Katar ‘saldırıların durumu yatıştırma çabalarını engellediğini’ belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Mısır Dışişleri Bakanı ile Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde, İran'daki gerilim ve Mısır, Katar ve ABD'nin Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve esirlerin serbest bırakılması için yürüttüğü çabalardaki gelişmeler ele alındı.

Ahmed Yusuf Ahmed, ABD'nin İsrail'e yönelik tutumunun yeni olmadığını ve gerilimi reddeden ne kadar pozisyon olursa olsun ateşkes görüşmelerinin direnişin kararlılığına, yıpratma operasyonlarının devamına ve İsrail'in pozisyonunun gerilemesine bağlı olacağını ve bu konuların sonuçlarının ancak İsrail ve İran'ın karşılıklı saldırılarını durdurmasından sonra netleşeceğini düşünüyor.

Nizar Nazzal, ABD'nin İsrail'i sonuna kadar destekleyen tutumunun, gerilimi azaltma görüşmeleri ile gerçeklik arasında büyük bir uçurum olduğunu, gerilimin devam edeceğini ve Gazze Şeridi'nde bir anlaşmaya ya da bölgede bir ateşkese varma ihtimalinin bulunmadığını gösterdiğine inanıyor.