Filistin köyü, yerleşimlerle kuşatılmış ‘adaya’ dönüşüyor

İşgalcilerin ‘Givat Shaked’ projesinde, bazıları 24 katlı 700 konut yer alıyor

Yüksek katlı yerleşim birimlerinin inşası, Beyt Safafa köyünü izole bir ada haline getiriyor (AFP)
Yüksek katlı yerleşim birimlerinin inşası, Beyt Safafa köyünü izole bir ada haline getiriyor (AFP)
TT

Filistin köyü, yerleşimlerle kuşatılmış ‘adaya’ dönüşüyor

Yüksek katlı yerleşim birimlerinin inşası, Beyt Safafa köyünü izole bir ada haline getiriyor (AFP)
Yüksek katlı yerleşim birimlerinin inşası, Beyt Safafa köyünü izole bir ada haline getiriyor (AFP)

Filistinli Ferid Selman, İsrail hükümetinin onayının ardından, Filistinlilerin çoğunlukta olduğu Beyt Safafa köyü yakınlarında 700 Siyonist yerleşim biriminin inşasını endişeyle bekliyor.
Yeşil Hat’tı Aşmak
Tarlada çalışan 66 yaşındaki Selman, bazı binaların 24 katlı olacağı Givat Shaked projesine dair “Her Filistinli gibi yerleşim inşa edildiğinde olacaklardan korkuyorum” dedi.
Otoyol, iki stadyum ve yerleşim bölgeleri arasındaki alanda 12’den fazla inşaat vinci görüşü engelliyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre evinin yanında çöplerle kaplı bir tepede duran Selman, Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada “Yarın buraya, sınıra gelecekler” dedi. Selman, Batı Kudüs ile İsrail’in 1967’de uluslararası toplum tarafından tanınmayan bir hareketle işgal edip ilhak ettiği şehrin doğu kesimi arasındaki ayrım çizgisini belirtmek için kullanılan Yeşil Hat’ta atıfta bulundu.
Filistinliler, Doğu Kudüs’ü gelecekteki devletlerinin başkenti olarak arzularken, Yahudiler ise tüm Kudüs’ü başkenti olarak görüyor.

Yerleşim yerleri bir seçim kâğıdı
Yerleşim projesi, planının 1990’ların ortalarında ortaya atılmasından bu yana tartışmalara yol açtı. 1995 yılında önerilen plan, o sırada ortaya çıkan Oslo barış sürecine bir tehdit oluşturduğu için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından kınandı. Zira proje, köyü Doğu Kudüs’ten ve Batı Şeria’dan izole etmekle tehdit ediyordu.
Givat Shaked projesinin yeniden aktifleştirilmesi, soruları gündeme getirdi. Bununla birlikte Yahudi devletinin Kasım ayında, dört yıldan kısa bir süre içerisinde beşinci kez seçimlere gitmesi, bu sorulara cevaplar sağlayabilir. Öyle ki bazı İsrailli politikacılar, uzun süredir, sağ eğilimli İçişleri Bakanı Ayelet Şaked de dahil olmak üzere ‘yerleşim birimlerinin genişletilmesini ve İsrail’in Doğu Kudüs’ü kontrol etmesini’ destekleyen sağcı seçmenlerle açıkça flört ediyor.


Beyt Safafa mahallesinin Filistinli sakini Ferid Selman, İsrail’in yeni bir yerleşim yeri inşa etmeyi planladığı araziyi gösteriyor (AFP)

Kudüs Planlama ve İnşaat Komitesi, söz konusu projeyle ilgili kararını açıklamasından sonra Şaked, bu ayın başlarında İsrail medyasına yaptığı açıklama, “Tüm iç ve dış baskılara rağmen, Givat Shaked projesi onaylandı” dedi. “Bu bölgede veya şehrin herhangi bir yerinde imar ve yapılaşmanın önüne geçmek düşünülemez” diyen İçişleri Bakanı, Kudüs’te satılık ‘konut stokunu artırmak’ gerektiğini vurguladı. Ayelet Şaked, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu tekrar tekrar dile getirirken, Filistinlilerin her türlü talebini de reddediyor.

Aldatıcı iddialar
Yerleşim yerlerini denetleyen Ir Amim derneğinin kurucusu Avukat Daniel Seidman, İsrail’in iddialarının ‘aldatıcı’ olduğunu belirtti. “Bu iddiaların İsraillilerin ve Filistinlilerin gerçek konut ihtiyaçlarıyla hiçbir ilgisi yok” diyen Seidman, “Tüm bunlar İsrailliler ve Filistinliler arasındaki çatışmayla ilgili” şeklinde konuştu.
Avukat Daniel Seidman, “Durum konut ihtiyaçlarıyla ilgili olsaydı, bu bölge Filistin mahallesinin hayati bir parçası olarak düzgün bir şekilde geliştirilebilirdi” derken, “Daha ziyade arazi, Beyt Safafa’dan koparılarak jeopolitik ve ideolojik amaçlarla İsrail mahallesine dönüştürüldü” ifadelerini kullandı.


Ir Amim derneğinin kurucusu Avukat Daniel Seidman, İsrail’in yerleşimlerin arkasındaki nedenlerini eleştirdi (AFP)

Yaklaşık 16 bin nüfuslu Beyt Safafa, Doğu Kudüs’ün güneybatısında, Yeşil Hat üzerinde yer alıyor. Köy, güneyde yer alan ‘Gilo’ ve ‘Givat Hamatos’ yerleşimleri ile çevrili.
Batı Şeria’da, yaklaşık yarım milyon Yahudi yerleşimci, uluslararası toplumun çoğunun yasadışı olarak kabul ettiği yerleşim yerlerinde yaşıyor. Doğu Kudüs’te ise yaklaşık 200 bin kişi yaşıyor.
Givat Shaked’deki konut kulelerinin inşası, köyün Filistin topraklarından gerçek şekilde kopuşunu yansıtıyor. Seidman, bu durumu köyü bir ‘Filistin adasına’ çevirmeye benzetirken, İsrail’i ‘Doğu Kudüs’te Filistinlileri dağıtacak ve marjinalleştirecek ezici bir İsrail varlığı yaratmaya çalışmakla’ suçladı.
Öte yandan İsrail, Doğu Kudüs’teki Filistinlilerin evlerini izinsiz inşa edildikleri iddiasıyla düzenli olarak yıkıyor.

Büyük çifte standart
Selman ise hayal kırıklığını dile getirirken, durumu ‘Filistinlilere inşaat izin vermeyip Yahudilerin yüksek katlı yerleşim inşaatına yeşil ışık yakan’ İsrail bürokrasisinin çifte standart uyguladığını savundu.
Ferid Selman, İsrail’e bağlı olmalarına rağmen mahkemelere gitmeyi düşündüklerini söylerken, “Ancak başka bir imkânımız yok” dedi. En azından köydeki evlerinin yıkılmayacağına dair umudunu dile getirirken, “İnşaata kesinlikle karşı değiliz ama onlar da bizi düşünmeliler” şeklinde konuştu.



Rapor: ABD İsrail-Suriye anlaşması için ‘ön görüşmeler’ yapıyor

 ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

Rapor: ABD İsrail-Suriye anlaşması için ‘ön görüşmeler’ yapıyor

 ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

ABD'li haber sitesi Axios dün, ABD'li ve İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde Başkan Donald Trump yönetimi İsrail ve Suriye arasında olası bir güvenlik anlaşması için “ön görüşmeler” yürüttüğünü belirtti.

Axios'a göre, resmi normalleşme şu anda masada olmasa da bu görüşmeler, gergin İsrail-Suriye sınırı boyunca gerilimi azaltma ve güvenlik düzenlemelerini güncelleme çabalarına yönelik gelecekteki diplomatik angajmanların önünü açabilir.

Beyaz Saray dün yaptığı açıklamada, Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldıran bir kararname imzalayacağını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığına göre üst düzey bir İsrailli yetkili, Washington'un İsrail ve Suriye arasında güven inşa etmeyi ve ilişkileri kademeli olarak geliştirmeyi tercih ettiğini, İsrail'in ise her türlü müzakerenin sonunda tam bir barış anlaşması ve normalleşmeyle sonuçlanacağına dair garanti istediğini ifade etti.

Bir başka İsrailli yetkili ise bir anlaşmanın “yakın olmadığı” uyarısında bulunarak, somut ilerleme kaydedilmesinin zaman alacağını vurguladı.

ABD web sitesine konuşan üst düzey bir İsrailli yetkili, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun bu ayın başlarında Trump'ın Suriye elçisi Tom Barrak'a, yeni Suriye hükümetiyle ABD arabuluculuğunda yeni bir güvenlik anlaşması müzakere etme arzusunu ilettiğini söyledi.

Kaynağa göre İsrail, 1974 tarihli ayrılma anlaşmasının güncellenmesiyle başlayıp, kapsamlı bir barış anlaşması ve tam normalleşmeyle sona erecek bir dizi geçici anlaşma hedefliyor.