İran’da gözaltına alınan kadının ölmesi üzerine halk sokaklara döküldü

Mahsa Amini’nin hayatını kaybettiği hastanenin önündeki protestolar (İran medyası)
Mahsa Amini’nin hayatını kaybettiği hastanenin önündeki protestolar (İran medyası)
TT

İran’da gözaltına alınan kadının ölmesi üzerine halk sokaklara döküldü

Mahsa Amini’nin hayatını kaybettiği hastanenin önündeki protestolar (İran medyası)
Mahsa Amini’nin hayatını kaybettiği hastanenin önündeki protestolar (İran medyası)

İran yetkililerinin gözaltına aldığı İranlı genç kadın, komaya girdikten sonra hayatını kaybetti.
Genç kadının şüpheli ölümü üzerinde aktivistler ve halk, sorumlu olan isimlerden hesap sorulmasını ve konunun incelenmesini talep etti.
22 yaşındaki Mahsa Amini, ailesi ile Tahran’a yaptığı gezide ülkede kadınlara uygulanan kıyafet kurallarını yerine getirmediği nedeniyle polis tarafından gözaltına alınmıştı.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre İran devlet televizyonu Amini’nin hayatını kaybettiği ve naaşın Adli Tıp Enstitüsü’ne sevk edildiğini aktardı.
İran’da reformist çizgide yayın yapan Şark gazetesi ve İran Wire, Amini ailesinin açıklamalarını aktararak Mahsa’nın gözaltına alındıktan birkaç saat sonra hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Genç kadının karakola götürülmesi ve hastaneye götürülmesi arasında neler yaşandığı hakkında açıklama yapılmadı. İran’da yaşanan insan hakları ihlallerini takip eden ‘Tasvir 1500’, genç kadının kafasına darbe aldığını aktardı.
Sosyal medyada yayınlanan fotoğraflarda Mahsa Amini’nin hayatını kaybettiği hastanede toplanan kalabalığa polisin müdahale ettiği görüldü. Amiri’nin Tahran’da hayatını kaybettiği hastane önünde gerçekleşen protestolara arabaların içindeki kişiler korna çalarak destek verdi. Göstericiler, İran rejim lideri Ali Hamaney için “Diktatöre Ölüm” diye slogan attı.
Uluslararası Af Örgütü yaptığı açıklamada, 22 yaşındaki Amiri’nin gözaltında işkence ve kötü muameleye maruz kalarak hayatını kaybetmesine neden olan olayların soruşturulması gerektiğini açıkladı.
Örgüt, “Tahran’daki sözde ahlak polisi, Amiri’nin hayatını kaybetmesinden 3 gün önce genç kadını gözaltına aldı. Amiri’nin hayatını kaybetmesinde sorumluluğu olan kişiler adalet karşısına çıkarılmalı” dedi.

İranlı ünlü avukat Said Dehghan, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada Amiri’nin ölümünü ‘cinayet’ olarak nitelendirdi. Amiri’nin kafasına aldığı darbe sonucunda kafatasının kırılması nedeniyle hayatını kaybettiği kaydedildi.
İran Devlet Televizyonu, Amiri’nin kadınlara dolu bir salonda bir yetkili ile elbisesi hakkında tartışırken yere düştüğü anları yayınladı.
Tahran polisi, yaptığı açıklamada karakoldaki yetkililer ve Amiri arasında fiziksel temas yaşanmadığını açıkladı. Amiri’nin kıyafet yönetmeliği hakkında bilgilendirilmek üzere diğer kadınlar ile karakola götürüldüğü belirtildi.
Yapılan açıklamalara göre Amini, karakoldayken aniden bayıldı.
Amiri’nin hayatını kaybetmesinden önce İran Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin konunun soruşturulmasını istediğini açıkladı.
Çok sayıda milletvekili, konunun mecliste ele alınacağını belirtirken Mizan haber ajansı, konunun araştırılması için özel bir komisyon kurulduğunu aktardı.
Ahlak polisinin davranışları, ülke içinde ve dışında tartışmalara neden oluyor.
Geçtiğimiz Temmuz ayında, ahlak polisine ait bir aracın önünde duran bir kadının, kızının serbest bırakılmasını isterken çekilen videosu sosyal medyada paylaşıldı.
Söz konusu videoda başörtülü kadın, hızını arttıran polis aracının önünde durdu. Arabanın hızlanması ile kadın metrelerce sürüklendi.
Yine Temmuz ayında yaşanan bir olayda İranlı genç Sepideh Rashno, Tahran’da kendisini başörtüsünü çıkarmakla suçlayan bir kadınla tartıştıktan sonra gözaltına alınmıştı. İran Devrim Muhafızları tarafından gözaltına alınan Rashno, Ağustos ayında kefaletle serbest bırakılmasından sonra televizyona çıkarılmıştı. Aktivistler, Rashno’nun yaşananları İran Devrim Muhafızları’nın istediği şekilde anlattığını düşünüyor.



Gazze: İsrail bombardımanında 29 kişi öldü... Hastanelerde benzeri görülmemiş bir yakıt krizi

Filistinli iki kadın, bu sabah İsrail'in bombardımanında hayatını kaybeden kurbanlar için ağlıyor (Reuters)
Filistinli iki kadın, bu sabah İsrail'in bombardımanında hayatını kaybeden kurbanlar için ağlıyor (Reuters)
TT

Gazze: İsrail bombardımanında 29 kişi öldü... Hastanelerde benzeri görülmemiş bir yakıt krizi

Filistinli iki kadın, bu sabah İsrail'in bombardımanında hayatını kaybeden kurbanlar için ağlıyor (Reuters)
Filistinli iki kadın, bu sabah İsrail'in bombardımanında hayatını kaybeden kurbanlar için ağlıyor (Reuters)

Filistin Televizyonu, İsrail'in bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği hava saldırılarında 29 Filistinlinin öldürüldüğünü bildirdi.

Filistin Haber Ajansı (Safa), "Bu sabah Gazze Şehri'nin güneydoğusundaki El-Zeytun Mahallesi'nin Askula bölgesindeki El-Şafii Okulu'na düzenlenen İsrail bombardımanı sonucu 5 vatandaşın şehit olduğunu, çok sayıda kişinin de yaralandığını" bildirdi. Ayrıca, "Güney Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus kentinin kuzeybatısındaki el-Karara kasabasının Mevasi bölgesindeki bir çadırı hedef alan İsrail saldırısı sonucu 4 vatandaşın şehit olduğunu, birçok kişinin de yaralandığını" ifade etti.

Filistinliler, Gazze'nin merkezindeki El-Bureyc kampına düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından hasarı inceliyor (AFP)Filistinliler, Gazze'nin merkezindeki El-Bureyc kampına düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından hasarı inceliyor (AFP)

Buna karşılık, Nasır Hastanesi, "Han Yunus'un batısındaki el-Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin barındığı çadırlara düzenlenen İsrail saldırısında, 6 kişinin şehit olduğunu ve 10'dan fazla kişinin de yaralandığını" bildirdi.

Bu gelişme, ABD Başkanı Donald Trump'ın dün yarattığı olumlu atmosfere rağmen gerçekleşti. Trump, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki ateşkes önerisine "olumlu" yanıt vermesinin "iyi" olduğunu ve bu hafta çatışmaların sona erdirilmesine yönelik bir anlaşmaya varılmasının muhtemel olduğunu ima etti.

Eşi görülmemiş yakıt krizi

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı bugün, hastanelerde elektrik jeneratörlerinin çalışması için gerekli yakıtın eşi görülmemiş bir kriz noktasına ulaştığı konusunda uyarıda bulundu.

Bakanlığın bugünkü açıklamasında, krizin, sağlık sisteminin ve faaliyette kalan hastanelerin aşırı yıpranmasını daha da kötüleştirdiğini belirterek, “Ağır vakalardan kaynaklanan artan baskı, hayati bölümlerin çalışması için elektrik jeneratörlerinin devrede kalmasının önemini daha da artırıyor” denildi.

Bakanlık, “İsrail işgali, hastanelerin çalışması için ek süre tanımayan yakıt miktarını kısıtlama politikası izliyor” diyerek, “Geçici ve acil çözümlerin devam etmesi, hayat kurtaran bölümlerin çalışmasının durması anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.