5 Arap ülkesinin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılması ne anlama geliyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde (AP)
TT

5 Arap ülkesinin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılması ne anlama geliyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Mısır, BAE, Kuveyt, Bahreyn ve Katar'ın "diyalog ortağı" olarak Şanghay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) katılımını memnuniyetle karşıladı. Bazı gözlemciler, Şarku'l Avsat'a, bunun mevcut siyasi baskılarla yüzleşebilmek için bölgesel ve küresel olarak çıkarlar tabanını genişletmeye odaklanan bir "Arap açılım politikasını" yansıttığını belirttiler.
Şanghay İşbirliği Örgütü 2001 yılında kurulmuş, Çin, Rusya, Hindistan, Özbekistan, Pakistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan gibi 8 ülkeyi kapsayan, siyasi, ticari ve ekonomik alanlarda işbirliği yapmayı ve bölgede barışı, güvenliği, istikrarı sağlamayı amaçlayan uluslararası bir kuruluştur.
Örgütte ayrıca "gözlemci statüsünde" Afganistan, Belarusya, İran ve Moğolistan olmak üzere 4 ülke yer alırken, aralarında Türkiye ve Azerbaycan'ın da bulunduğu birçok ülke "diyalog ortağı" statüsündedir.
Özbekistan'ın Semerkant kenti Cuma günü "Korona" salgınının ortaya çıkmasından bu yana doğrudan düzenlenen ilk "Şanghay" zirvesinin çalışmalarına tanık oldu. Ayrıca zirve, Ukrayna'da savaşın patlak vermesi ve Moskova'nın tarihinde görülmemiş Batı yaptırımları ve kısıtlamalarıyla yüzleşmesinden bu yana Rusya ve Çin liderliğindeki örgütteki "ortakları" bir araya getiren ilk zirve olma niteliğini de taşımaktadır.
Büyük küresel organizasyonlardan biri olarak Şanghay İşbirliği Örgütü, "uluslararası ve bölgesel sorunları çözmedeki rolünü ve konumunu genişletmeyi" amaçlamaktadır. Putin konuşmasında, örgütün "tüm taraflarla iş birliğine ve dünyada büyüyen enerji ve gıda sorunlarının çözülmesine yardımcı olmaya açık" olduğunu belirtti. Rusya Devlet Başkanı ayrıca Mısır, Katar, BAE, Kuveyt ve Bahreyn'e örgütte "diyalog ortağı" statüsü verilmesini memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Mısır Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üyesi Siham Kemal'e göre, “Mısır'ın dış politikası ve buna destek veren Arap ülkelerindeki müttefikleri, bir yandan Rusya ve Çin ile ilişkilerini genişletmeye çabalarken, öte yandan mevcut uluslararası kutuplaşmaya girmeksizin ABD liderliğindeki Batılı ülkeler ile çıkarlarını gerçekleştirmek adına iyi ilişkiler kuruyor.
Mısırlı parlamenter, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, "Bu ülkelerin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılımı, bu büyük topluluktan ekonomik olarak yararlanmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda bu ülkelerin bir tarafın insafına kalmaması için ülkeler arası ilişkilerde dengeyi sağlamayı hedefliyor. Arap ülkelerine uygulan Amerikan yaptırımlarının çoğu, bu tür alternatiflerin yokluğundan kaynaklandı" değerlendirmesinde bulundu.
Şanghay İşbirliği Örgütü, dünya nüfusunun yaklaşık yarısını içeren devasa bir coğrafi alana sahip, dünyanın en büyük bölgesel kuruluşlarından biridir. Örgütün üye devletlerinin gayri safi yurtiçi hasılası dünya endeksinin yaklaşık dörtte birini oluşturuyor.
Eski dışişleri bakan yardımcısı ve Mısır'ın eski Moskova büyükelçisi Rauf Saad, Rusya'nın örgütteki pozisyonunu Batı ile olan gerilimlerinde bir koz olarak kullanacağını kabul ediyor. Ancak Saad,"çıkarları pahasına ittifaklara girmeyi" reddeden Mısır dış politikasının değişmezlerini vurguladı ve Batılı ülkeleri "bunu takdir etmeye ve yeni dengeler olduğunu" kabul etmeye çağırdı.
Mısırlı diplomat Şarku'l Avsat'a örgüte katılan diğer Arap ülkeleriyle birlikte ülkesinin yeni bir ekonomik ve siyasi çıkarlar ağı kurmak amacıyla uluslararası ve bölgesel çıkarlarını genişletmeye yöneldiğini açıkladı. Saad, "Çıkarlar ağı ne kadar genişlerse, baskılar da o kadar az olur. Baskıların sınırlı çıkar ağıyla arttığı bir gerçektir." dedi.
Saad, "Mısır, iddialı bir ekonomik programa göre, yatırım tabanını dünya çapında genişletmeye çalışıyor. Ayrıca dünya nüfusunun yarısını içeren ve dolayısıyla ekonomik güç kaynağı olan bir organizasyon içinde yeni pencereler açmayı amaçlıyor. Diğer taraftan bu, herhangi birine karşıt bir dış politika benimsemek anlamına gelmez." İfadelerini kullandı.
Diğer yandan Rusya Devlet Başkanlığı ŞİÖ İşleri Özel Temsilcisi Bahtiyar Hakimov, Arap ülkelerinin katılımının "örgütün gelişmekte olduğunu doğrulayan çok önemli bir karar olduğunu ve ŞİÖ’nün giderek daha fazla yeni coğrafi alanları kapsama olasılığı bulunduğunu" belirtti. Hakimov, "Şanghay İşbirliği Örgütü'nün etkisine tanıklık eden Orta Doğu boyutunun ortaya çıktığını belirterek, statüsünü yükseltmek veya örgüte bir şekilde katılmak veya örgütte yer almak isteyen birçok ülke olduğuna” dikkat çekti.



Filistin'i tanıma baskısı Gazze ateşkes görüşmelerini nasıl etkiliyor?

Filistinli bir çocuk Gazze Şeridi'nin Mevasi bölgesinde insani yardım ararken yaralandı (AFP)
Filistinli bir çocuk Gazze Şeridi'nin Mevasi bölgesinde insani yardım ararken yaralandı (AFP)
TT

Filistin'i tanıma baskısı Gazze ateşkes görüşmelerini nasıl etkiliyor?

Filistinli bir çocuk Gazze Şeridi'nin Mevasi bölgesinde insani yardım ararken yaralandı (AFP)
Filistinli bir çocuk Gazze Şeridi'nin Mevasi bölgesinde insani yardım ararken yaralandı (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesi ve Filistin Devleti'nin tanınması için Arap ve Batı'dan gelen ortak çağrılar, İsrail'in yaklaşık bir haftadır askıya alınan ateşkes görüşmelerini “tehdit ettiği” yönündeki öfke ve tehditlerine ve Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etme ihtimaline karşı tırmanıyor.

Asharq Al-Awsat'a konuşan uzmanlara göre, New York'taki Birleşmiş Milletler merkezinde Suudi Arabistan ve Fransa'nın öncülüğünde “iki devletli çözüm” için uluslararası konferansın ilan edilmesiyle güçlenen bu tartışma, müzakerelerin geri dönmesini bekleyen Washington ve İsrail'i “Arap ve Batı baskılarının tsunamisinden” kaçınmak için bir anlaşmaya varmaya zorlayacak ve etkileyecek bir faktör olacak.

Filistinlilerin katıldığı ve ABD'nin katılmadığı “İki Devletli Çözüm” konferansının sonuç bildirgesinde Gazze'deki savaşın sona erdirilmesi ve İsrail-Filistin ihtilafının iki devletli çözümün etkin bir şekilde uygulanmasına dayalı adil, barışçıl ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması için ortak hareket edilmesi çağrısında bulunuldu ve Filistin devletinin tanınması çağrısı yapıldı.

Deklarasyon, konferansın eş başkanları Suudi Arabistan ve Fransa ile çalışma gruplarının başkanları tarafından imzalandı. Deklarasyona, Avrupa Birliği ve Arap Birliği'nin yanı sıra Brezilya, Kanada, Mısır, Endonezya, İrlanda, İtalya, Japonya, Ürdün, Meksika, Norveç, Katar, Senegal, İspanya, Türkiye ve Birleşik Krallık destek verdi.

Salı günü İngiltere Başbakanı Keir Starmer ülkesinin Filistin Devletini Eylül ayında resmen tanıyacağını açıklarken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da geçtiğimiz hafta Paris'in Filistin Devletini önümüzdeki Eylül ayında New York'ta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda resmen tanıyacağını yineledi.

Çarşamba günü LBC radyosuna bir mülakat veren İngiltere Ulaştırma Bakanı Heidi Alexander, Gazze'ye yardım girişine yönelik kısıtlamaların kaldırılması için İsrail hükümetine daha fazla baskı yapılması çağrısında bulundu ve İngiltere'nin Hamas'ı değil Filistin halkını desteklediğini vurguladı.

fgthy
Filistinli bir anne Gazze'nin batısındaki El Şati mülteci kampında yıkılan evlerinde yetersiz beslenen çocuğunu tutarken (AFP)

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi danışmanı Amr Şobaki, olası itirafların Gazze'deki savaşı durdurması için İsrail üzerinde etkili faktörler ve baskı oluşturacağına ve tüm Arap hareketlerinin, özellikle de Batılı muadilleriyle birlikte Suudi ve Mısır hareketlerinin ateşkese giden yolu güçlendiren yardımcı faktörler ve baskı kartları oluşturacağına, ancak bunun Washington'un İsrail'i etkilemede kararlı bir rol oynamasına bağlı olduğuna inanıyor.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, "İsrail varlığının yaratılmasında uzun bir geçmişi olan İngiltere'nin söylemi İsrail'i tarihinde ilk kez savaşı durdurması için büyük bir baskı altına soktu. Bu tanıma dalgasının İsrail üzerindeki yansımaları çok büyük olacak ve Gazze'de bir ateşkes için olumlu bir baskı oluşturacak ve bunun başarılmasına yardımcı olacak bir faktör olacak" dedi.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanlığı Salı günü Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda İngiltere'nin Eylül ayında bir Filistin devletini tanıma planlarının “Gazze Şeridi'nde ateşkese ulaşma çabalarına zarar vereceğini” söyledi.

Channel 12'nin haberine göre, İsrail'in iktidar koalisyonundan aralarında aşırılık yanlısı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in de bulunduğu 22 bakan ve milletvekilleri Çarşamba günü Savunma Bakanı Yisrael Katz'dan Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etme planlarına hazırlık kapsamında kuzey Gazze'yi gezmelerine izin vermesini istediğini bildirildi.

İsrail Miras Bakanı Amihay Eliyahu Gazze'nin tamamen işgal edilmesi çağrısında bulunarak Hamas hareketinin yok edilmesinin ve rehinelerin serbest bırakılmasının bir öncelik olmadığını vurguladı.

Reuters haber ajansına göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Salı günü yaptığı açıklamada, Hamas'ın Gazze'de tuttuğu rehinelerin serbest bırakılması için çabalarının devam ettiğini söyledi.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Yaklaşık bir hafta önce İsrail ve Amerikalı müttefiki, Netanyahu'nun yanı sıra ABD Başkanı Donald Trump ve Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff gibi iki ülkenin önde gelen yetkililerinin rehinelerin kurtarılması için alternatif planlar kullanma tehditleri üzerine 6 Temmuz'da başlayan Doha müzakerelerinden istişarelerde bulunmak üzere bulunan ekiplerini çektiklerini duyurdu.

Bu arada Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani Çarşamba günü yaptığı açıklamada Gazze'de acil bir ateşkes sağlanması için çabaların devam ettiğini teyit etti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati Çarşamba günü Washington'a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında aralarında Lindsey Graham'ın da bulunduğu bir dizi senatörle yaptığı görüşmelerde Mısır'ın ateşkes çabalarını ele aldı.

Şobaki, İsrail'in söylediklerinin sadece “karşılıklı baskı ve atışmanın bir parçası olduğunu, özellikle de kendisini dokunulmaz ve uluslararası hukukun üstünde hissettiğini ve Gazze'nin tamamını değil, yeni bölümlerini işgal etmeyi ciddi olarak planladığını” düşünüyor ve arabulucuların devam eden çabalarının, ABD tarafının Netanyahu'ya baskı yapmanın gerekliliğine ikna olması halinde Şerit'te ateşkes için bir şans olduğunu doğruladığını belirtiyor.

Nazzal, İsrail'in art arda yaptığı bu açıklamaların “artan Arap ve Batı baskısından kaçma çabası olduğuna inanıyor. İsrail, rehineleri kurtarmak için Washington ile ortak bir askeri operasyonla bizi şaşırtabilir ve başarısız olursa ateşkese gidecektir.” Nazzal, Mısır-Katar hareketi ve ABD ile İsrail'in müzakere taktiklerinin başarısız olması nedeniyle müzakerelerin yeniden başlamasını ve yakında bir anlaşmaya varılmasını bekliyor.