Çitalar 70 yıl sonra büyük bir deney için Hindistan'a döndü

"Bu tarihi bir an, dünyada ilk kez yaşanıyor"

Çitalar 70 yıl sonra büyük bir deney için Hindistan'a döndü (EPA)
Çitalar 70 yıl sonra büyük bir deney için Hindistan'a döndü (EPA)
TT

Çitalar 70 yıl sonra büyük bir deney için Hindistan'a döndü

Çitalar 70 yıl sonra büyük bir deney için Hindistan'a döndü (EPA)
Çitalar 70 yıl sonra büyük bir deney için Hindistan'a döndü (EPA)

Namibya'dan 8 çita, yeniden doğaya kazandırma projesi kapsamında Hindistan'a götürüldü.
Çitalar, cuma günü Namibya'nın başkenti Windhoek'teki Boeing 747 model bir uçağa yerleştirildi.
Hayvanlar, 11 saat süren yolculuğun ardından Hindistan'ın Delhi şehrinin güneyinde kalan Kuno Ulusal Parkı'na vardı.
Burada çitaları Hindistan Başbakanı Narendra Modi karşıladı. 72'nci yaş gününe denk getirilen etkinlikte başbakan, çitaların Kuno'daki yerlerine yerleştirilmesini sağladı.
Modi, "Bu çitalar sayesinde Hindistan'ın doğayı seven bilinci de tüm gücüyle uyandı" ifadelerini kullandı.
Hindistan'ın Namibya Büyükelçisi Praşant Agrawal, çitaların ilk kez başka bir kıtaya taşınarak yerleştirildiğini belirtti.
Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan Agrawal, "Bu tarihi bir an, dünyada ilk kez yaşanıyor" dedi.
Saatte 113 kilometre hıza ulaşabilen ve dünyanın en süratli hayvanı olan çitaların soyu, yaşam alanlarının yok edilmesi ve kaçak avcılık nedeniyle Hindistan'da 1952'de tükenmişti.
Hindistan Yüksek Mahkemesi, 2020'de alınan bir kararla çitaların tekrar doğaya kazandırılması için Namibya'yla görüşmeye başlamış, bu yıl temmuzda iki ülke arasında anlaşma sağlanmıştı.
Fakat Namibya merkezli yardım kuruluşu Çitaları Koruma Fonu'nun (CCF) kurucusu Laurie Marker, bu projenin aslında 1990'lara kadar dayandığını söyledi.
Marker, çitaların yeni ortama uyum sağlamakta güçlük çekmeyeceğini düşündüğünü de belirtti.
Projenin lojistik sorumlusu, 5 dişi ve üç erkek çitanın her birine GPS cihazı bulunan tasmalar takılacağını söyledi.
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times'ın (NYT) haberine göre Hindistan, ülkedeki çita popülasyonunu 40 civarına yükseltmeyi hedefliyor.
NYT'nin "büyük deney" diye nitelediği projede Namibya'dan ekimde 12 çitanın daha nakledilmesi planlanıyor.
Soyları 8,5 milyon yıl öncesine kadar dayanan çitalar, eskiden Afrika, Arap Yarımadası ve Asya'da görülüyordu.
Ancak CCF'nin verilerine göre şu anda birkaçı İran'da olmak üzere çitaların çoğu sadece Afrika'da yaşıyor. Sayılarıysa yalnızca 7 bin civarında.



Yüzü dövmeli mumya bulan arkeologlar şaşkına döndü

(Temsili/Unsplash)
(Temsili/Unsplash)
TT

Yüzü dövmeli mumya bulan arkeologlar şaşkına döndü

(Temsili/Unsplash)
(Temsili/Unsplash)

Arkeologlar 800 yıllık bir And mumyasının yanaklarında ve kollarında daha önce hiç görülmemiş dövmeler bularak Güney Amerika'daki eski kültürel uygulamalara daha fazla ışık tuttu.

Tarih boyunca insanlar hakim güzellik standartlarına uymak, sosyal statü, grup aidiyeti ve hatta ritüel gibi nedenlerle vücutlarında değişiklikler yaptıkları yöntemleri benimsedi. Bu tür vücut modifikasyonları arasında dövme, hâlâ geniş çapta uygulanan bir kültürel pratik olarak varlığını sürdürüyor.

Ancak derinin yumuşak yapısı nedeniyle arkeolojik kayıtlarda günümüze ulaşan çok az dövmeli cilt örneği var.

Dövme izleri olan korunmuş ciltleri içeren mevcut kayıtların analizi, dünyadaki korunmuş dövmeli insan kalıntılarının en çok Güney Amerika'nın kıyı çöllerinde yer aldığını gösteriyor.

Bilim insanları bu nedenle Torino Üniversitesi Antropoloji ve Etnografya Müzesi'nde bulunan ve And Dağları'ndaki bir kazı alanında keşfedilen iyi korunmuş bir kadın mumyasını yakından inceledi.

Radyokarbon analizi, mumyanın 800 yıldan daha eski olduğunu ortaya çıkardı. Kadın MS 1215'le 1382 arasında bir dönemde yaşamış.

Araştırmacılar çıplak gözle görülemeyen dövmeleri tespit etmek için kızılötesi analiz yapan iki yeni teknik kullandı. Kulaktan ağza uzanan üç düz çizgi de dahil, mumyanın yüzünün her iki yanağında dövmeler bulunca şoke oldular.

Ayrıca el bileğinde S şeklinde bir dövme de saptadılar.

Görsel kaldırıldı.
Mumyanın sağ yanağı ve büyütülmüş hali (Journal of Cultural Heritage 2025)​​​​

X ışını floresansı ve Raman spektroskopisi gibi kimyasal analiz tekniklerini kullanarak dövmelerin demir minerali manyetit ve piroksen adlı başka bir mineralden geliştirilen pigmentlerle yapıldığını belirlediler. Analizler, literatürde en yaygın kullanılan dövme malzemesi olan odun kömürünün şaşırtıcı bir şekilde bulunmadığını ortaya koydu.

Araştırmacılar çalışmada şöyle yazıyor:

Sonuçlar hem nadir şekiller ve anatomik konumlar (yanaklardaki çizgiler ve bilekteki S benzeri işaret) hem de alışılmadık mürekkep bileşimini gösteriyor.

Öte yandan bu basit dövmeleri yorumlayıp belirli bir kültürle özdeşleştirmek zordu.

Güney Amerika dövmeleri genellikle eller, el bilekleri, ön kollar ve ayaklar üzerine yapılan daha karmaşık çizimler içeriyor. Yanak dövmelerine daha nadir rastlanıyor. Hatta bölgede bugüne kadar bulunan başka hiçbir antik dövme, mumyanın kolundaki "S" motifine benzemiyor.

Araştırmacılar dövmelerin genellikle giysilerle örtülmeyen vücut bölgelerinde yer aldığı düşünüldüğünde, bunların "dekoratif veya iletişim amacıyla" yapıldığından şüpheleniyor.

Ancak "şu anda, bunların tıbbi veya terapötik bir amacı ya da kültürel kökeni olduğunu söylemek mümkün değil" diye ekliyorlar.

Araştırmacılar şu ifadeleri kullanıyor: 

Sonuç olarak bu araştırma, özellikle Güney Amerika'da yaklaşık 800 yıl önceki antik dövme uygulamalarının incelenmesine aktif bir katkı sunuyor ve eski kültürlerin analizinde müze koleksiyonlarının rolünü vurguluyor.

Independent Türkçe