Başörtüsü kurallarına uymadığı iddia edilen Mahsa Amini'nin öldürülmesiyle gözler onlara çevrildi... 'İrşad devriyeleri' kimdir ve nasıl bir görev yapıyorlar?

22 yaşındaki Mahsa Amini'nin başörtüsü kurallarına uymadığı iddiasıyla gözaltına alınıp işkence sonucu öldürülmesi İran'daki bir polis grubunu gündeme getirdi. "Moda" veya "ahlak" polisi olarak da bilinen bu birimin kimlere nasıl müdahalede bulunuyorlar?

 (EPA)
(EPA)
TT

Başörtüsü kurallarına uymadığı iddia edilen Mahsa Amini'nin öldürülmesiyle gözler onlara çevrildi... 'İrşad devriyeleri' kimdir ve nasıl bir görev yapıyorlar?

 (EPA)
(EPA)

İran'da Mahsa (Zhina) Amini'nin "ahlak polisi" tarafından dövülerek öldürülmesinin yankıları sürüyor.
Uluslararası Af Örgütü başta olmak üzere birçok kurum olayı kınarken, şüpheli ölümün detaylı araştırılması istendi.
Amini'nin gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılması ve hayatını kaybetmesi, gözleri "ahlak polisi"ne çevirdi.

Kim bu "ahlak" polisleri?
The Independent Türkçe'nin özel haberine göre, Gaşt-e Erşad (irşad devriyesi), "moda" veya "ahlak" polisi olarak biliniyor.
Ülke genelinde görev yapan bu polis grubu, genellikle sakallı erkek ve çarşaflı kadın görevlilerden oluşuyor. 
Geniş yetkilere sahip bu polisler her an her yerde çıkabiliyor. Giyim, kuşam ve davranışları "İslam'a aykırı" olanları uyarıyorlar.
Kimilerine bunu tekrarlamayacağına dair kağıt imzalatıp, kimilerine para cezası kesiyor, direnenleri ise gözaltına alarak mahkemeye sevk edebiliyorlar.
Mahsa Amini
Mahsa Amini gözaltına alındıktan iki gün sonra hayatını kaybetti / Fotoğraf: Twitter
Amini olayı ilk olmadığı gibi muhtemelen son da olmayacak. Çünkü daha önce onlarca, benzer durum yaşandı.
Benzer edeniyle birçok kişi tutuklanırken, binlercesi de ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Peki ahlak polisi adlı yapı ne zaman kuruldu, görevlerini nasıl yapıyorlar? Zorla kapanmanın dinde yeri var mı?

"Halkın yaşam ve giyim tarzına hep müdahale edildi"
İran uzmanı gazeteci yazar Dr. Savash Porgham, "ahlak polisi" olarak bilinen biriminin kurumsallaşmasının 2005 yılına tekabül ettiğini söyledi.
Porgham'ın verdiği bilgiye göre bu grubun gerçek ismi "ahlaki emniyet polisi". Yapının görevi, "sosyal yaşamın güvenliğini artırmak" ve Kültür Devrimi Yüksek Konseyi'nin belirlediği toplumsal eylem planlarını sahada uygulamak. 
1979 İslam Devrimi'nden bu yana farklı isimler altında rejimin sokaklarda halkın yaşam ve giyim tarzına hep müdahale ettiğini belirten Porgham, "Ancak bu görevin resmen özel bir polis birimine verilip kurumsallaşması 2005 yılına tekabül ediyor" dedi. 

"Görevliler en radikal olanlardan seçiliyor"
Ahlaki emniyet polisine sokaklarda Gaşt-e Erşad (irşad devriyesi) denildiğini, birimlerin en az 3 kişilik kadın ve erkek polislerden oluştuğunu aktaran Porgham, "Bunlar genelde minibüsle devriye atıyor. Bu birimde görev yapacak olan polisler en radikal olanlardan seçiliyor. Çünkü ideolojik ve dini doktrini yeterince benimsemeyen bir polis sokaklarda böylesi bir görevi layıkıyla yapamaz" diye konuştu. 
Porgham, şöyle devam etti:
"Sokak, cadde, park, yeşil alan, kafe, restoran, sinema, tiyatro ve toplumsal yaşamın akla gelen her alanında irşad devriyesinin uygulama noktaları bulunuyor. Ahlaki emniyet polisi, ramazan ayında oruç tutmayanları denetlemekten tutun, insanların kılık ve kıyafetlerine müdahale edebiliyor. Bunlar insanların hayatına karışmayı şeri ve hukuki görev olarak görüyor."

"Asıl hedefleri her zaman kadınlar oldu"
İrşad devriyelerinin asıl hedeflerinin öncelikle her zaman kadınlar olduğunu vurgulayan Dr. Savash Porgham, "Bunların sokaklara salınmasının en temel sebebi kadınları toplumsal yaşamın içinde pasifize etmek, giyim tarzını kontrol altında tutmak ve zorunlu başörtüsü dayatmasına mutlak surette uymasını sağlamak. Yani asıl hedefleri her zaman kadınlar oldu. Yıllarca irşad devriyesi her nevi sert müdahaleyi yaptı ve en son Mahsa Amini'nin örneğinde olduğu gibi pek çok kadının hayatını yitirmesine sebep oldu. İran'da kadın hareketinin son yıllardaki yükselişi ve özellikle zorunlu başörtüsüne karşı yapılan geniş sivil itaatsizlik eylemleri rejimin ayarlarıyla oynuyor ve bunun yansıması da sokaklarda irşad devriyesinin kadınlara yönelik sert müdahaleleri oluyor" değerlendirmesinde bulundu.

Yabancılar da başlarını kapatmak zorunda kalıyor
İrşad devriyelerinin şiddet uygulayarak bir kadının ölümüne yol açması ülkede tepkilerin dozunu yükseltti. İran'ın birçok kentinde Mahsa Amini'nin öldürülmesi protesto edildi. 
Tahran yönetimi sadece İran vatandaşı değil ülkeye gelen yabancı kadınların da kılık kıyafetine müdahale ediyor. Ülkeye giriş yapan yabancı kadınlar, örtüyle başlarını kapatmak zorunda kalıyorlar. 
Bu da zaman zaman tartışmaya yol açıyor. Kadınların başlarını açma konusunda zorlanmayacakları gibi örtünmeleri konusunda baskıya uğramamaları gerektiği vurgulanıyor. 

"Zorla kapatmak da açtırmak da İslam'da yok"
İlahiyatçılar, kadınların zorla örtünme veya başörtülerini çıkartılma konusunda baskıya uğramalarına karşı çıkıyor. O isimlerden biri de Prof. Dr. Caner Taslaman.  
Prof. Taslaman, zorla kapatma uygulamasının din ile bir alakasının olmadığını söyledi.
"Kesinlikle zorla kapatmak da açtırmak da İslam'da yok" diyen Taslaman, "Dini bir hüküm olarak kadına da erkeğe de kapanmanın dini bir cezası yoktur. Bu dinin bir hükmü değildir ve çok açıktır" ifadelerini kullandı.
Kur'an-ı Kerim'de konuyla ilgili insanlara konulmuş en küçük bir cezanın olmadığının altını çizen Taslaman, "Önce Kur'an-ı okusunlar. Gerekseydi Kur'an'da böyle dünyevi bir ceza olurdu. Dolayısıyla dünyevi olarak insanların kılık-kıyafetleriyle ilgili hiçbir ceza yok" diye konuştu.

"Din adına yapılması doğru değil"
İlahiyatçı Prof. Dr. Caner Taslaman, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hiç kimse din adına insanları kapatamayacağı gibi açamaz da. Allah Kur'an'da insanlara bu konuda bir dünyevi ceza öngörmemiş. Uygulamanın din ile bir ilgisi yok. Allah'ın koymadığı bir cezayı koymak da ne oluyor? Bu haşa ‘Allah bu dinin nasıl olması gerektiğini düşünemedi, ben bunu daha iyi düzenleyeceğim' anlamına geliyor. Bu tür uygulamaların din din adına yapılması doğru değil."



Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
TT

Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)

İsrail medyası, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın zorlukları nedeniyle sadece bir hafta içinde dört İsrail askerinin intihar ettiğini bildirdi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, komutanlarının sorumsuz davranışlarına karşı çıkan birlikteki arkadaşlarının uyanıklığı olmasaydı neredeyse listeye katılacak olan beşinci bir askerin hikayesini açıkladı.

Muhabir Carmela Menashe, askerlerden alıntı yaparak, arkadaşlarının ‘Gazze'ye girmeyi reddettiğini, ancak komutanının onu zorladığını, bunun üzerine askerin silahın namlusunu ağzına dayadığını ve kendini vurmakla tehdit ettiğini, bunun üzerine komutanın onu hafta sonu izninden men ederek cezalandırmaya karar verdiğini’ anlattı.

dfgthy
Meslektaşlarının cenaze töreni için mezarlığa giden yaralı İsrail askerleri, 8 Temmuz 2025 (AP)

İsrailli muhabire göre, ‘asker başlangıçta kabul etti ve Gazze'ye girdi. Ancak sonra geri döndü ve tekrar dışarı çıkmak istedi; komutana orada kalamayacağını açıklamaya çalıştı. Komutan onu hafife aldı ve onu başka cezalarla tehdit etti. Birlikteki arkadaşları son anda devreye girerek intihar etmesini engelledi ve onu psikolojik destek subayıyla görüşmeye zorladı.’

Psikolojik destek subayı, askerin durumunun Gazze Şeridi'ne girmesine izin vermediğine karar vererek onu birlik dışında tedavi görmesi için göndermiş; psikolojik durumunun ciddi olduğu teşhis edilmiş ve askerin ordudan tamamen terhis edilerek tedavi altına alınmasına karar verilmiş.

Muhabir, “Askerin durumu benzersiz değil; savaş binlerce askeri travmatize ediyor. Zamanında gerekli tedaviyi görmeyenler kendilerini ciddi bir depresyon içinde buluyor ve bu da aşırı durumlarda intihara yol açabiliyor” dedi.

4 asker intihar etti

Tel Aviv medyası sadece geçen hafta dört askerin intihar ettiğini ve savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana intihar eden asker sayısının 44'e yükseldiğini duyurdu.

İntihar eden askerlerin çoğunluğunun aktif görevdeki yedek askerler olduğunu belirten Haaretz gazetesi, İsrailli askeri kaynaklara dayandırdığı haberinde intihar eden askerlerin büyük bir kısmının savaş sırasında psikolojik durumlarını önemli ölçüde etkileyen durumlara maruz kaldıklarını aktardı.

xcvfgbh
Temmuz 2025'te Gazze Şeridi'nde öldürülen meslektaşlarının cenaze töreninde ağlayan İsrailli askerler (AFP)

Gazete, orduda aktif görevde olan İsrailli askerlerin intihar oranlarının önceki yıllara göre artış gösterdiğini doğruladı.

Kaynaklar, intiharların bazen iç raporlarda ‘çatışma dışı ölüm’ veya ‘soruşturma altındaki durumlar’ gibi muğlak etiketler altında kategorize edilmesi nedeniyle gerçek sayının daha yüksek olabileceğini tahmin ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz'den aktardığına göre İsrail ordusu, 2024 yılının başından bu yana yaklaşık bin 600 askerin travma sonrası stres semptomlarından mustarip olduğunu kabul ediyor ve bu da yaklaşık 250 askeri ruh sağlığı nedenleriyle terhis etmesine neden oldu.

Veriler intihar eden askerlerin çoğunun geçtiğimiz mart ayında yeniden başlayan savaştan bu yana çatışmaların devam ettiği Gazze'deki çatışmalara katıldığını gösteriyor.

cdfgthy
Temmuz ayında Gazze'de öldürülen bir İsrail askerinin cenaze töreninden (EPA)

Cepheden dönen askerlerin psikolojik olarak yalnızlaştığı ve özellikle muharebe tugaylarına yeni katılanlar ile dışlanmış sosyal sınıflara mensup askerlere yeterli psikolojik bakım sağlanmadığı belirtiliyor.

Ordu, sahadan dönen askerlerle ilgili sessiz bir iç krizle karşı karşıya; bu askerler fiziksel yaralanmaların ötesinde derin psikolojik yaralar da taşıyor ve bu da bazılarının son bir kaçış olarak intiharı seçmesine neden oluyor.

Gözlemciler Gazze savaşının sadece Filistinlileri tüketmekle kalmadığını, aynı zamanda İsrail'in iç cephesinde de giderek artan bir çatlağa neden olduğunu, askerlerin karada savaşırken psikolojik kaderlerinin havada asılı kaldığını düşünüyor.