Yemen’deki kamplarda barınan 258 bin kişi sağlık hizmeti alamayacak

On binlerce çocuk, hamile kadın ve engelli bireyler sağlık hizmetlerinden yoksun kalma riskiyle karşı karşıya.

Yemenliler, Husilerin başlattığı savaş nedeniyle yaşadıkları toprakları terk ediyor. (Birleşmiş Milletler)
Yemenliler, Husilerin başlattığı savaş nedeniyle yaşadıkları toprakları terk ediyor. (Birleşmiş Milletler)
TT

Yemen’deki kamplarda barınan 258 bin kişi sağlık hizmeti alamayacak

Yemenliler, Husilerin başlattığı savaş nedeniyle yaşadıkları toprakları terk ediyor. (Birleşmiş Milletler)
Yemenliler, Husilerin başlattığı savaş nedeniyle yaşadıkları toprakları terk ediyor. (Birleşmiş Milletler)

Yemen’in Marib vilayetindeki kamplarda yaşayan yerinden edilmiş 258 binden fazla kişi, Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) finansman yetersizliği nedeniyle sağlık hizmeti programını eylül ayında durdurması sebebiyle sağlık hizmetlerine erişemiyor. Veriler, programın durdurulması ile sağlık hizmetlerinden yararlanan 38 binden fazla çocuğun yanı sıra 10 bin hamile kadını ve Marib’in merkezi ile çevresine ve Vadi vilayetine dağılmış 125’ten fazla yerinden edilmiş bölgede yaşayan 42 binden fazla engelli bireyi etkileyeceğini gösteriyor.
IOM’in yakın tarihli bir raporunda yer verilen veriler, finansman eksikliğinin Marib’deki sağlık programlarını bu ay kapanma tehlikesi ile karşı karşıya bıraktığını gösteriyor. Bu durum, yaklaşık 49 bin aileyi yani 258 bin kişiyi sağlık hizmetlerinden mahrum bırakacak ve tahminen 10 hamile kadın, 38 bin çocuk 42 bin engelli birey ve bin 830 yerinden edilmiş kişiyi etkileyecek.
IOM, finansman açığının devam etmesi halinde üç tedavi kompleksini kapatacağı ve Muhammed Hail Hastanesi ile el-Cefine sahra Hastanesi’ne verdiği desteğin de yarısını keseceği uyarısında bulundu.
Yerinden edilenlere yönelik araştırmalara göre geçtiğimiz ay içinde yaklaşık 392 bin aile, Marib’e veya vilayetin içinde yerinden edildi. Ailelerin çoğu Şabva, el-Cuba, Cebel Murad ve Harib bölgelerinden, Marib ve el-Vadi Bölgesi’nin halihazırda aşırı kalabalık olan bölgelerine taşındı.
Örgüte göre son aylarda yerinden edilen ailelerin sayısı arttı. Temmuz ayında Şebve’de yaşanan olaylar ve Marib’i vuran seller nedeniyle 237 aile yerinden oldu. Ülke İçinde Yerinden Olmuş Kişiler (ÜİYOK) tarafından bildirilen temel ihtiyaçların yüzde 40’ını barınma, yüzde 29’unu gıda, yüzde 16’sını mali yardım, yüzde 7’sini gıda dışı ürünler ve yüzde 3’ünü de geçim kaynakları oluşturuyor.
Husi milislerinin başlattığı savaş nedeniyle ailelerin sürekli yerinden edilmesi sonucu Marib şehrinin nüfusu artarken, sağlık merkezlerinin yaklaşık yüzde 44’ü insani yardım kuruluşları tarafından verilen destekten mahrum kaldı. Ayrıca halen yeterli sayıda personel ve tıbbi ekipman bulunmuyor.
İnsani yardım kuruluşları, 23 gezici sağlık ekibinin yanı sıra yerinden edilmiş kişilere yönelik 125 noktayı kapsıyor ve sabit sağlık tesislerine düzenli erişimi olmayan bölgelere ayda iki kez sağlık hizmeti sunuluyor.
IOM, faaliyetlerinin 75 bölgeyi kapsamadığını ve es-Suveyde, el-Nur, es-Sit, el-Ark Şarki, el-Haraşi ve eş-Şarki gibi en çok göç alan bölgelerde sabit kliniklere olan ihtiyacın arttığını belirtiyor.
Kamp Koordinasyon ve Yönetim Grubu’na göre büyük ölçekli sel felaketleri, yerinden edilen 70 binden fazla kişiyi ve 74 bölgedeki tahmini 936 aileyi etkiledi. Zira barınma alanları tamamen yok oldu. Sığındıkları barınaklar hasar gören ve küçük onarımlara veya plastik örtülere ihtiyaç duyan 10 bin aile de mevcut.
IOM, İnsan Dayanışma Derneği ve ACTED tarafından yönetilen yerlerde, tahminen 595 aile sel yollarında yaşıyor. IOM ve Kamp Koordinasyon ve Yönetim Grubu, bu aileleri daha güvenli yerlere yerleştirmek için Yerinden Edilmiş Kişiler Kampları Yönetimi ile birlikte çalışıyor.
Marib’de yerinden edilmiş kişilerin içinde bulunduğu sıkıntılar, sağanak yağışların ve bunun sonucunda meydana gelen seller ile sınırlı değil. Zira yangınlar da sıkıntılarının başka bir parçasını oluşturdu. Yaz sıcağı, rüzgarlar, tehlikeli elektrik bağlantıları ve güvenli olmayan pişirme yöntemleri nedeniyle kamplarda çok sayıda yangın çıktı. Ayrıca elektriğe bağlı kampların birçoğunda, aşırı yüklenmeye uygun kablo bağlantıları veya elektrik devre kesicileri ve emniyet şalterleri de bulunmuyor. Geçen ay, yalnızca Uluslararası Göç Örgütü tarafından denetlenen bölgelerde beş yangın meydana geldi.
Bununla birlikte veriler, temas alanlarındaki ihlallerin devam ettiğini ortaya koyuyor. Marib şehrinin güneyindeki Cebel el-Belek, el-Ravza ve Mula’a bölgelerinde ve şehrin batısındaki el-Kasara’da sivil merkezlerden çok uzakta topçu atışları yapıldığına dair haberler yayıldı. Ancak haberlerde, ağustos ayı boyunca Marib’deki çatışmaların ön saflarının ateşkesin başlangıcındaki gibi kalacağı belirtildi.



Suriye, Türk ve Rus varlıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor

Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
TT

Suriye, Türk ve Rus varlıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor

Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)

İsrail televizyon kanalı i24NEWS, dün Suriyeli kaynaklara dayandırdığı haberinde Şam'ın, İsrail ile bir güvenlik anlaşmasına varmak için topraklarındaki Türk ve Rus varlığı arasında denge kurmak istediğini bildirdi.

Kanal, Suriye'nin ülkenin güneyinde ve Golan Tepeleri yakınlarında Rus güçlerinin konuşlandırılmasını İsrail ile müzakereleri güçlendirmenin bir yolu olarak gördüğünü belirtti.

Televizyon haberinde, İsrail'in Suriye'deki Rus varlığının devamı konusunda Amerika Birleşik Devletleri ile görüşmeler yaptığı ifade edildi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'ya yakın bir kaynak, İsrail ve Suriye arasında güvenlik anlaşması konusunda son haftalarda önemli ilerleme kaydedildiğini ve yakında imzalanmasının mümkün olduğunu bildirdi.

İsrail'in i24NEWS haber sitesine konuşan kaynak, bu son atılımın ABD Başkanı Donald Trump'ın önemli çabaları sayesinde gerçekleştiğini belirterek, diplomatik bir ilave içerecek olan anlaşmanın, yakın gelecekte bir Avrupa ülkesinde yapılacak üst düzey bir Suriye-İsrail görüşmesinde imzalanmasının muhtemel olduğunu kaydetti.

Suriyeli kaynak, Eş-Şara ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılacak bir görüşmede doğrudan imzalanma olasılığını da göz ardı etmediğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail kanalından aktardığına göre Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani geçen ay, Şam'ın 1974 Ateşkes Anlaşması'na dayalı, bazı küçük değişikliklerle ve tampon bölgeler olmaksızın, yıl sonuna kadar Suriye ve İsrail arasında bir güvenlik anlaşmasına varılmasını beklediğini söyledi.

İsrail ise eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra İsrail ordusunun Suriye'de ele geçirdiği tüm mevzilerden İsrail'in çekilmesi yönündeki Suriye'nin talebini reddediyor.

i24NEWS'e göre İsrail kaynakları, İsrail ordusunun Suriye topraklarında şu anda kontrol ettiği dokuz noktadan bazılarından çekilmesinin ancak Suriye ile tam bir barış anlaşması karşılığında gerçekleşeceğini, güvenlik anlaşması karşılığında olmayacağını belirtiyor.


UBH: Genelkurmay Başkanı'nın uçağının iki kara kutusunun Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldı

Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
TT

UBH: Genelkurmay Başkanı'nın uçağının iki kara kutusunun Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldı

Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı dün, Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindekileri taşıyan uçağın kara kutularının doğru teknik analiz için Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türk yetkililerle anlaşmaya varıldığını duyurdu.

Bakanlık, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, yasal işlemleri tamamlamak amacıyla, talihsiz uçaktaki yolcuların ailelerinin bazılarından alınan DNA örneklerinin karşılaştırma ve kurbanların kesin kimlik tespiti için Türk yetkililere verildiğini belirtti.

Bakanlık, Genelkurmay Başkanı ve beraberindekilerin ölümüne yol açan uçak kazasıyla ilgili soruşturma komisyonunun Türk makamlarıyla koordinasyon içinde çalışmalarına devam ettiğini ifade etti.

Bakanlık ayrıca, Türk Başsavcısının olayla ilgili tüm belgeleri ve kamera kayıtlarını Libya makamlarına vermeye hazır olduğunu teyit ettiğini ve ortak soruşturma için izlenen prosedürleri ve verilen onayları özetleyen resmi bir muhtıranın Libya Başsavcısına gönderileceğini kaydetti.

Korgeneral Muhammed el-Haddad'ın ölümü Libya kamuoyunda birçok soru işaretine yol açtı (AFP)Korgeneral Muhammed el-Haddad'ın ölümü Libya kamuoyunda birçok soru işaretine yol açtı (AFP)

Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdülhamid Dibeybe, Ankara üzerinde uçağıyla temasın kesilmesinin ardından Libya Genelkurmay Başkanı'nın hayatını kaybettiğini duyurdu.

Dibeybe ayrıca, Ankara'ya yaptığı resmi bir gezi dönüşünde meydana gelen trajik bir kaza sonucu Haddad'ın yol arkadaşlarının da hayatını kaybettiğini açıkladı: Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Futuri Gribel; Askeri Sanayi Şirketi Direktörü Tuğgeneral Mahmud Al Katavi; Libya Ordusu Genelkurmay Başkanı Danışmanı Sayın Muhammed el Assavi Diyab ve Genelkurmay Başkanı'nın medya ofisindeki fotoğrafçı Sayın Muhammed Ömer Ahmed Mahcub.

"Bu trajik kayıp, millet, askeri kurum ve tüm halk için büyük bir kayıptır. Ülkelerine samimiyet ve özveriyle hizmet etmiş, disiplin, sorumluluk ve milli bağlılık konusunda örnek teşkil etmiş insanları kaybettik" ifadelerini kullandı.

Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, salı akşamı Ankara'dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra Libya Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan uçakla temasın kesildiğini açıklamıştı.

Bakan, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, "Bu akşam saat 20:52'de (GMT 17:52) Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a doğru 20:10'da kalkan 9H-DFJ tescil numaralı Falcon 50 tipi özel jetle temas kesildi" dedi.

Bakan, "Haymana bölgesinden acil iniş talebi alındı, ancak daha sonra uçakla temas kesildi" diye belirtti. "Uçakta Libya Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed Ali Ahmed el-Haddad da dahil olmak üzere beş kişi bulunuyordu" diyen Bakan, daha sonra uçağın enkazının bulunduğunu ifade etti.


Gazze'deki çeteler tampon bölgenin genişletilmesinin önünü açıyor

Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta dün bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için bekleyen kuyruklar arasında Filistinli bir kız çocuğu, (AP)
Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta dün bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için bekleyen kuyruklar arasında Filistinli bir kız çocuğu, (AP)
TT

Gazze'deki çeteler tampon bölgenin genişletilmesinin önünü açıyor

Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta dün bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için bekleyen kuyruklar arasında Filistinli bir kız çocuğu, (AP)
Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta dün bir yardım kuruluşunun mutfağından yemek almak için bekleyen kuyruklar arasında Filistinli bir kız çocuğu, (AP)

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki tampon bölgeyi genişletmesinin bir ön gösterimi olarak ve savaşın başlangıcından bu yana eşi benzeri görülmemiş bir olayda, Gazze şehrinin doğu mahallelerinde faaliyet gösteren silahlı çeteler dün, şehrin doğusundaki el-Tuffah mahallesinde, sarı hata (İsrail ve Hamas'ın kontrolündeki bölgeler arasındaki sınır çizgisi) bitişik bir yerleşim bloğunun sakinlerini tamamen tahliye olmaya zorladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, "Rami Halas Grubu" olarak bilinen gruba bağlı kişilerin dün günü şafak vakti Şucaiyye ve Kibbutz bölgelerindeki kalan sakinlerin evlerine yaklaştığını, havaya ateş açtıktan sonra ayrıldığını bildirdi. Ancak daha sonra tekrar geri dönerek, sakinlerin gün batımına kadar tahliye edilmesini talep ettiler ve uymayanları vurmakla tehdit ettiler.

Aynı kaynaklara göre, bu silahlı grubun üyeleri, birkaç yüz metre mesafeden küçük bir hoparlör kullanarak bölgenin tamamen tahliye edilmesini talep ettiler. Sakinlerin sayısının iki yüzden fazla olduğu tahmin ediliyor.

Görgü tanıkları, silahlı kişilerin, tahliye emrinin "sarı hat"ın doğusunda, ailelerin evlerinden 150 metreden fazla uzakta konuşlanmış İsrail ordusu tarafından verildiğini sakinlere bildirdiğini aktardı. Aileler, Gazze şehrine doğru batıya kaçmak zorunda kaldı.

Sahadaki kaynaklara göre, İsrail güçleri salı ve çarşamba akşamları bu bölgelere patlayıcı içermeyen sarı variller bıraktı, ancak sakinlere tahliye emri vermedi.