Uzmanlar: Rus ordusu birçok yönden güçlü, ancak niteliksel olarak zayıf

Rus askerleri tarafından Harkov’da terk edilen bir tank. (EPA)
Rus askerleri tarafından Harkov’da terk edilen bir tank. (EPA)
TT

Uzmanlar: Rus ordusu birçok yönden güçlü, ancak niteliksel olarak zayıf

Rus askerleri tarafından Harkov’da terk edilen bir tank. (EPA)
Rus askerleri tarafından Harkov’da terk edilen bir tank. (EPA)

Savaş kararı bürolarda veriliyor ama sahada yürütülüyor. Ancak Ukrayna işgalinin başlangıcından bu yana Rus ordusunun saflarındaki boşluklar, bu savaş birimlerinin yönündeki bariz bir zayıflığı yansıtır nitelikte.
24 Şubat’ta başlayan Rus işgalinin ilk günlerinde cepheye gönderilen askerlerin birçoğunun amaçlarını bilmediği görüldü. Öyle ki tatbikat yaptıklarına inanan askerler bile oldu. Fransa Genelkurmay Başkanı General Thierry Borcard, AFP’ye verdiği demeçte şunları söyledi:
“Rus ordusu yalanlar ordusu. Ukrayna ordusunun savaşmayacağı, Rus kuvvetlerinin savaşa hazır olduğu ve komutanların birliklerini nasıl yöneteceklerini bildikleri yalanını söyleyenler var.”
Batılı analistler altı ay sonra yaptıkları değerlendirmelerde,,Rus ordusunu yalan ve yolsuzluklarla dolu bir varlık olarak tanımlıyor.
Kudüs Güvenlik ve Strateji Enstitüsü analistlerinden Alexander Greenberg AFP’ye yaptığı açıklamada, “Üst düzey liderler yalnızca övgü ve kariyerlerinde bir gelişme hayal ediyor. Ancak askerler yalnızca hayatta kalmak istiyor” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise elde edilemeyen sonuçlar talep ediyor. İsrail Askeri İstihbaratı’nın eski üyelerinden Greenberg, “Kimse ona özelde bile gerçeği söyleyemez” dedi.
Greenberg açıklamasının devamında “Cesur bir lider bu çerçevenin dışında düşünmeye cesaret edebilir mi? Evet. Ancak sahada büyük bir değişiklik yaratmayacak bir istisna olmaya devam ediyor” ifadelerini kullanarak yapabileceği en fazla şeyin ‘hasarı azaltmak ve hayatları korumak’ olduğunu vurguladı.
Yıkıcı bir çatışmanın ortasında, kayıpları henüz netleşmeyen Rus ordusu, kısa sürede unsurları yönünden sorunlarla karşılaştı. Orduda firar, emirleri yerine getirmeyi reddetme ve moral düşüşü vakaları kaydedildi.
Üst düzey bir Fransız askeri yetkili, astsubayların genellikle eski askerlerden seçildiğine dikkat çektiği değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Özellikle Rus ordusunda fiilen astsubay bulunmadığı için kadro eğitimi konusunda sıkıntı var. Astsubay, kendi alanında uzman. Astlarla ilişkiler güç dengesiyle sınırlı olduğundan yalnızca hizmette en kıdemli ve en güçlü olanlar emir subayı rütbesine ulaşıyor.”
Rus ordusu, İkinci Dünya Savaşı'ndaki başarılarından bu yana imajı ihtişam olan ve Batılı personelin 1942 ve 1943'teki Stalingrad Savaşı'nın prizmasından baktığı Kızıl Ordu'nun mirasçısı. Donanım olarak kesinlikle güçlüler ancak niteliksel bir zayıflık söz konusu. Çatışmaların uzaması ise kayıpların artmasına yol açıyor.
Bir İngiliz istihbarat değerlendirmesinde, Rus kuvvetlerinin Ukrayna'ya karşı savaşlarında piyade ve genç subaylardan yoksun olduğu vurgulandı. İngiltere Savunma Bakanlığı dün yaptığı günlük güncellemede, savaşın Rus personelinin gücü üzerinde güçlü bir etkisi olduğunu bildirdi. Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Rus askeri akademileri eğitim kurslarını azaltıyor ve askeri öğrenciler için mezuniyet tarihlerini hızlandırıyor. Ukrayna’daki devam eden sürecin desteklenmesi için öğrencilerin gönderilmesi planlanıyor.”
Eski albay ve savaş tarihi araştırmacısı Michel Goya’nın değerlendirmesi ise şöyle oldu:
“Ordu, yetkinlik ve yeteneklerin toplamıdır. İşe alım, eğitim ve gelişim açısından güçlü bir altyapının olmaması nedeniyle, Rusya sürekli bir düşüşe tanık oluyor. Rus muharebe gücü zayıfladı, yerini daha az donanıma ve daha düşük kaliteye sahip birimler aldı.”
Tarih araştırmacısı ve yazar Chris Owen, Twitter'da Rus askerlerinin, açıklamalarını yayınladı ve şu açıklamada bulundu:
“Bazıları Ukraynalıların bunu propaganda amacıyla yayınladığını söylüyor. Ancak bu önemlidir. Rus askerleri, operasyonların değişen bütçelere indirgendiğinden, bir savaş biriminin yanlış değerlendirilmesinden ve askeri operasyonun sonuçları hakkında yanlış raporlardan bahsediyorlar.”
Planlamaların raporlara bağlı olduğunu ve raporlar gerçekçi olmadığını ifade eden Owen, orduda dolaşan belgelerdeki yalanın, ‘paraşütçülerden piyade kuvvetlerine kadar her cephede ve her yerdeki Rus birlikleri’ tarafından paylaşıldığını bildirdi.
Rus ordusunun ilkbaharda yaşadığı ilk aksiliklerden bu yana genel seferberlik hipotezi ortaya atıldı. Ancak bu seferberlik olası görünmüyor. Çünkü Rus kamuoyu ayaklanabilir. Seferberlik, hali hazırda devam eden savaşı ‘özel operasyon’ olarak tanımlamaya yöneltiyor. Bu nedenle Moskova, özellikle ünlü Wagner özel güvenlik grubundan gönüllüler ve paralı askerler getirtiyor.
Sosyal ağlarda yaygın olarak dolaşan bir videoda, Putin'e yakın ve Wagner Grubu'nun finansörü olduğuna inanılan Rus milyarder Yevgeny Prigozhin olduğu söylenen bir kişi, tutuklulara iş sözleşmesi teklif eden bir hapishanenin avlusunda görünüyor.
Şarkul Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre kayıtta görünen kişinin kimliği doğrulanamadı. Ancak videodaki kişi, “Wagner için altı ay çalışırsan özgürsün. Ancak  Ukrayna'ya gelirseniz ve ilerlememeye karar verirseniz, sizi idam ederiz” ifadelerini kullanıyor.
Geçtiğimiz temmuz ayında başlayan bu kampanyayla mahkumlara savaşması için ceza indirimi ve para teklif ediliyor. İskoçya'daki St. Andrew Üniversitesi'nde strateji alanında araştırmalar yürüten Profesör Phillips O'Brien, ‘bu meselenin sadece felaket olmadığını’, aynı zamanda Rusya'da askere alım açısından ‘büyük bir krize’ işaret ettiğini söyledi.



Trump, savaş ve aldatmaca

Trump, savaş ve aldatmaca
TT

Trump, savaş ve aldatmaca

Trump, savaş ve aldatmaca

Steve Hewitt

18 Haziran'da, Beyaz Saray'a iki yeni bayrak direği dikilirken, Başkan Donald Trump ülkenin bayrağını değil, diplomatik aldatmacanın bayrağını göndere çekiyordu. Trump, İsrail'in İran'ı hedef alan saldırılarının ardından İran'a yönelik politikası hakkında belirsiz ifadeler kullanmak için bu anı kullandı. Bayrak direklerinden birinin yanında, kask takmış inşaat işçileriyle çevrili bir şekilde konuşurken, muhabirlerle dallanıp budaklanan bir iletişimde bulundu.

Sahneyi incelerken “Önümüzdeki hafta çok büyük olacak, belki bir haftadan az, belki de daha az” dedi gizemli bir ses tonuyla ve İran ile nükleer programı hakkında diplomatik görüşmelerin hâlâ mümkün olduğuna işaret etti.

Ertesi gün, Beyaz Saray Basın Sekreteri Trump'ın “önümüzdeki iki hafta içinde savaşa girip girmeme konusunda bir karar vereceğini” söyleyen bir açıklamasını okudu.

Bu, kasıtlı bir aldatmacaydı, çünkü karar çoktan verilmişti ve Amerikan B-2 bombardıman uçaklarına iki gün sonra Missouri'deki üslerinden kalkış yaparak, yaklaşık 30 bin pound ağırlığında birkaç bombayı İran nükleer tesislerinin üzerine bırakmak üzere 37 saatlik bir gidiş-dönüş görevine hazır olmaları emri verilmişti.

Bu Amerikan aldatmacası, İsrail aldatmacasının ardından geldi; İsrail, Tahran'ın ABD ile görüşmeleri devam ederken ve saldırıdan iki gün sonra bir toplantı planlanmışken İran’ın nükleer programını hedef almıştı.

Bir düşmanı aldatmak için aldatmacaya başvurmak yeni bir şey değil. Tarih boyunca bu tür davranışların sayısız örneği var

Buradaki soru şu: Devletler arasında bu tür aldatıcı diplomatik davranışlar ne kadar yaygındır? Bu davranışlar kesinlikle nadir ve bu örnek, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana büyüyen ve uluslararası ilişkilerdeki yerleşik normlardan giderek daha fazla sapan bir hareketin varlığına dair bir kanıt daha sunuyor.

Bir düşmanı aldatmak için aldatmacaya başvurmak yeni bir şey değil. Tarih boyunca bu tür davranışların sayısız örneği var. Ancak önemli fark, aldatmanın tarihsel örneklerinin (daha sonra ele alacağım birkaç istisna dışında) genellikle farklı taraflar arasındaki veya son birkaç yüzyılda ulus devletler arasındaki devam eden çatışmalar sırasında uygulanmış olmasıdır.

grtyuı
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Savaşta düşmanı aldatmanın en ünlü örneği binlerce yıl öncesine dayanan ve İngilizcede aldatmanın yaygın bir simgesi haline gelen Truva Atı'dır. Truva ile savaşan Yunan orduları savaş alanını terk etmiş ve Truvalı düşmanlarına bir barış hediyesi olarak büyük bir tahta at bırakmış gibi yaparlar. Elbette atın içinde Yunan askerleri saklanmışlardı, bunlar daha sonra ortaya çıkıp, Truvalıları yenerek şehirlerini ele geçirdiler.

Tiyatro ve filmler yoluyla popüler kültürde kendisine yer bulan önemli bir çağdaş örnekse, İkinci Dünya Savaşı'ndaki Mincemeat (Kıyma) Operasyonu'dur. Bu operasyonda İngiliz istihbaratı Nazi Almanyası'nı 1943'te planlanan Sicilya işgali konusunda yanıltmayı amaçlıyordu. Kraliyet Donanması subayı üniforması giydirilmiş bir serserinin cesedi İspanya kıyılarına atılmış ve cebine Almanları işgalin gerçek hedefinin Sicilya değil Sardunya olduğuna ikna etmek için sahte planlar yerleştirilmişti. Bir yıl sonra, Müttefikler Nazileri benzer bir şekilde aldatmaya çalışarak, uzun zamandır beklenen Fransa çıkarmasının 6 Haziran 1944'te gerçekleştiği gibi Normandiya sahillerinden değil, Pas de Calais'den gerçekleşeceğine ikna etmeye çalışmışlardı.

Bir hükümet, yalnızca bir saldırıyı kamufle etmek amacıyla bir düşmanla neden diplomatik görüşmelere girişsin ki?

Peki ya aldatıcı diplomasi? Diplomasi doğası gereği, müzakereler sırasında güvenilirliği sağlamak için aldatma riskini azaltmalıdır. Ne de olsa, bir hükümet, yalnızca bir saldırıyı kamufle etmek amacıyla bir düşmanla neden diplomatik görüşmelere girişsin ki? Bu durumda bu tür örneklerin nadir görülmesi belki de şaşırtıcı değil. Zira tarihi model, bu tür diplomatik aldatmaya en istekli ülkelerin doğası gereği otoriter olma eğiliminde olduğunu gösteriyor.

ghyjukı
Haziran 1940’da Fransa-Belçika sınırındaki Nazi birliklerini ziyareti sırasında, Birinci Dünya Savaşı’nda ölen askerleri onurlandırmak için Alman Langemark Mezarlığı’na yaptığı ziyaret sırasında Hitler (AFP)

Nazi Almanyası bu tür uygulamalarda ön saflardaydı, yüzyıllardır süregelen normları sürekli ihlal etti ve Holokost sırasında büyük ölçekte kitlesel cinayetler işledi. 1939'da savaşın patlak vermesinden önce Naziler aldatıcı diplomasiye başvurdular. 1938 Münih Konferansı bu tür uygulamaların başlıca örneği olarak öne çıkmaktadır ve 21. yüzyılda kendisine sıklıkla atıfta bulunulmaya devam edilmektedir.

Bilindiği üzere Münih Konferansı Çekoslovakya ve ülkenin nüfusun çoğunluğunun Almanca konuştuğu Sudetenland olarak bilinen bölümüne odaklanmıştı. Adolf Hitler liderliğindeki Naziler, Büyük Almanya projelerinin bir parçası olarak bölgeyi ilhak etmeye çalıştılar. Nazi Almanyası'nı kontrol altına almak ve bir Avrupa savaşından kaçınmak amacıyla Fransa ve Birleşik Krallık liderleri Eylül 1938'in sonlarında Münih'te Hitler ile bir araya geldiler.

Donald Trump, emlak dünyasında şüpheli iş uygulamalarıyla ünlendi. İlk döneminde Beyaz Saray'a girdiğinde, bu alışkanlıkları bir nebze olsun dizginleyebilecek profesyonellerle çevriliydi

Çekoslovak hükümetini görmezden gelerek, liderler Sudetenland'ı Almanya'ya devretme konusunda bir anlaşmaya vardılar. Hitler, Almanya'nın Avrupa'da hiçbir toprakta emelleri olmayacağına söz verdi.

Tarihin bize anlattığı gibi, memnun etme politikası Hitler'i Nazi saldırganlığından vazgeçiremedi. Nitekim Münih toplantısından aylar önce, daha büyük bir Avrupa çatışması için daha geniş askeri hazırlıklarla birlikte Çekoslovakya'yı işgal etme planlarını onaylamıştı. Mart 1939'da Almanya, Çekoslovakya'nın geri kalanını da işgal etti.

Ağustos 1939'da, Naziler Polonya'yı işgal etmeye hazırlanırken Hitler'in elinde başka bir diplomatik numara daha vardı. Hükümeti, Joseph Stalin ve Sovyetler Birliği ile Doğu Avrupa'yı paylaşmaya yönelik iki ülke arasında gizli bir anlaşmayı içeren bir saldırmazlık paktı imzaladı. Ancak Hitler, anlaşmayı yalnızca geçici bir önlem olarak görüyordu, zira Nazi ideolojisi uzun zamandır Sovyetler Birliği'nin bazı kısımları da dahil olmak üzere Doğu Avrupa topraklarını kapsayacak Büyük Almanya idealini benimsiyordu. Sonuç olarak, anlaşmaya yalnızca Sovyetler Birliği'ne yönelik Alman saldırısı ve 22 Haziran 1941'de başlayan Barbarossa Harekatı hazırlıklarına dair istihbarat raporlarına ve diğer kanıtlara inanmayı defalarca reddeden Stalin kanmış görünüyor.

ymum
Tahran'ın merkezinde, hizmette olan İran balistik füzelerini tasvir eden ve Farsça “İsrail bir örümcek ağından daha zayıftır” yazan bir reklam panosu, 15 Nisan 2024 (AFP)

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre geçmişteki dersler göz önüne alındığında, ABD'nin İran'a karşı eyleminin korkunç sonuçları olabilir. Askeri saldırılar düzenlemek için bir kamuflaj olarak görüşmelerin kullanıldığı İran örneği göz önüne alındığında, herhangi bir hükümet, hatta ABD'ye karşı sınırlı bir düşmanlığı olan bir hükümet bile neden diplomatik görüşmelere katılsın ki? Örneğin Kuzey Kore, Trump yönetimi de dahil olmak üzere ABD yönetimleri ile gelecekte herhangi bir diplomatik görüşmede bulunmaya meyilli olur mu? Bilhassa İsrail'e olan mutlak desteği göz önüne alındığında, ABD'nin dürüst bir aracı olduğu fikri uzun zamandır sorgulanırken, bugünkü eylemleri bu fikri tam anlamıyla paramparça ediyor.

Donald Trump, emlak dünyasında şüpheli iş uygulamalarıyla ünlendi. İlk döneminde Beyaz Saray'a girdiğinde, bu alışkanlıkları bir nebze olsun dizginleyebilecek profesyonellerle çevriliydi. İkinci döneminde ise yakın çevresi pozisyonlarını neredeyse yalnızca Trump'a olan mutlak sadakatleri sayesinde koruyor. Yönetiminin hem içeride hem de uluslararası alandaki yaklaşımı, gittikçe Trump'ın kişisel değerlerini yansıtıyor.