İran'da gözaltına alındıktan sonra ölen kadının cenaze töreni sonrası protestohttps://turkish.aawsat.com/home/article/3880576/i%CC%87randa-g%C3%B6zalt%C4%B1na-al%C4%B1nd%C4%B1ktan-sonra-%C3%B6len-kad%C4%B1n%C4%B1n-cenaze-t%C3%B6reni-sonras%C4%B1-protesto
İran'da gözaltına alındıktan sonra ölen kadının cenaze töreni sonrası protesto
Mahsa Emini'nin cenaze töreni sonrasında yetkililer protesto edildi (Sosyal medya)
İran'da polis tarafından "kıyafet kurallarına uymadığı" gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin cenaze töreni sonrasında yetkililer protesto edildi.
İran devlet televizyonunun haberine göre, Emini'nin cenazesi, ülkenin batısındaki Kürdistan eyaletine bağlı Sakkız kentinde toprağa verildi.
Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde, Emini'nin memleketi Sakkız kentinde cenaze töreni sonrasında toplanan grupların, yetkililer aleyhinde sloganlar attıkları yer aldı.
Yarı resmi Fars Haber Ajansı, cenaze sonrasında Senendec kentinde de protesto gösterileri düzenlendiğini duyurdu. Gösteriler sırasında yetkililer aleyhinde slogan atan kişilere polisin göz yaşartıcı gazla müdahale ettiği belirtildi.
- Genç kadının darbedildiği iddiası
Başkent Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra komaya girerek hastaneye kaldırılan Emini'nin dün hayatını kaybetmesi ülkede infiale yol açtı.
Tepkiler üzerine Tahran Polisi tarafından yapılan açıklamada, İrşad devriyesinin Emini'yi bir saatlik "brifing" için karakola götürdüğü, genç kadının burada aniden bilincini kaybetmesi ve kalp rahatsızlığı yaşaması üzerine hastaneye sevk edildiği belirtilmişti.
Öte yandan İran devlet televizyonu tarafından yayınlanan görüntülerde, Emini'nin polis merkezine getirildikten sonra bir görevliyle konuştuktan sonra aniden fenalaşarak yere düşmesi yer alıyor.
Sosyal medyadaki aktivistler ise polisin, genç kadının "aniden" bilincini kaybettiği yönündeki savunmasını reddederek, genç kadının polis merkezine getirilmeden önce darbedildiğini iddia ediyor.
Hadisenin incelenmesi için Tahran Başsavcılığı ve İçişleri Bakanlığı bünyesinde özel bir araştırma ve inceleme komitesi oluşturulurken, Tahran Adli Tıp Müdürlüğü, genç kadının ölüm nedeniyle ilgili inceleme sonuçlarının 3 hafta içerisinde kamuoyuna açıklanacağını duyurdu.
- İran Cumhurbaşkanı Reisi, hadisenin soruşturulması için talimat vermişti
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, hadisenin tüm boyutlarıyla soruşturulması için İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi'ye talimat vermişti.
Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, yaşanan acı hadiseden duyduğu üzüntüyü ifade ederek, "Hukuka, mantığa ve şeriata aykırı davranışlar durdurulmalı. İslam'ın ve devletin imajı daha fazla zedelenmemeli ve bu olayların failleri de uygun bir şekilde yargılanmalıdır." ifadelerine yer vermişti.
Fars eyaleti milletvekili Celal Reşidi Kuçi de "Hukukumuzda hiçbir yerde başörtüsü uyarısı veya cezalandırmak için bir kişinin darbedilmesine izin verilmemiştir." değerlendirmesinde bulunmuştu.
İran devriminin lideri Ayetullah Ruhullah Humeyni'nin torunu Hasan Humeyni ise hadisenin toplumun duygularını incittiğini ve yargının olayın faillerine karşı kayıtsız kalmaması gerektiğini belirtmişti.
Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yokhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5162280-suriye%E2%80%99nin-i%C5%9Fgal-alt%C4%B1ndaki-golan-tepeleri%E2%80%99nde-art%C4%B1k-bir-tampon-b%C3%B6lge-yok
Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Halil Musa
İsrail ordusu, ‘ileri savunma cephesi’ kurmak amacıyla Suriye'nin işgal altındaki toprakları Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgede askeri üsler kurmaya devam ediyor. Bu üsler, tampon bölgenin ötesine geçerek Golan Tepeleri’nin doğusundaki Suriye topraklarının derinliklerindeki köylere kadar ilerliyor.
Söz konusu askeri üsler, Şeyh Dağı'nın (Hermon Dağı) kuzeyinden batıya doğru Dera'nın batı kırsalındaki Yermuk Havzası’na kadar uzanan Suriye-Ürdün-İsrail sınır üçgeninde yer alıyor.
İsrail'in 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana Suriye’de işgal ettiği toprakların yüzölçümü 500 kilometrekareyi aşarak Golan Tepeleri’nin yarısı kadar bir alana ulaştı.
En büyük ve stratejik açıdan en önemli üs, deniz seviyesinden 2 bin 814 metre yüksekliğindeki Şeyh Dağı'nın zirvesinde yer almakta ve başkent Şam’a, Lübnan'ın Bekaa Vadisi’ne ve İsrail’in kuzeyine hâkim bir konumda.
İsrail ordusu, bu üssü Suriye ordusunun geçen yılın sonunda Esed Beşşar rejiminin düşüşüyle birlikte çekilmeden önce kullandığı yerlerde kurdu.
Üs, 1974 yılında İsrail ile Suriye arasında imzalanan Ayrışma Anlaşması ile kurulan tampon bölgenin dışında yer alıyor.
Her sabah Şam'da
Birkaç ay önce üssü ziyaret eden İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın her sabah Şam'daki başkanlık sarayında gözlerini açtığında İsrail Savunma Ordusu'nun onu Şeyh Dağı'nın tepesinden izlediğini ve bizim burada, Suriye’nin güneyindeki tüm güvenlik bölgesinde Golan Tepeleri ve Celile halkını onun tehditlerinden korumak için bulunduğumuzu hatırlayacak” ifadelerini kullandı.
İsrail’in söz konusu askeri üslerinde, İsrail ordusunun üç tugayı konuşlu. Bu tugaylar 210. Bölgesel Bashan Tümeni'ne bağlı. İsrail, Şeyh Dağı'nın eteklerinden Dera’nın batı kırsalındaki Hamma bölgesine (Yermuk Nehri havzası) kadar uzanan 70 kilometre uzunluğundaki tampon bölge boyunca 10'dan fazla askeri üs kurdu.
Üsler, Cibata el-Haşeb, el-Hamidiye, Kuneytra, Kahtaniye, Tel Kuna, Tel el-Ahmer eş-Şarki ve Tel el-Ahmer el-Garbi köylerine kuruldu.
İndependent Arabia’ya konuşan kaynaklar, İsrail ordusunun şu anda Kenitra kırsalındaki Kudna kasabası yakınlarındaki Tel Ahmer’in doğusunda bir askeri üs inşa ettiğini ve bu üssün Tel Ahmer'in batısındaki başka bir askeri üsse ekleneceğini söyledi.
İsrail ordusu, bu askeri üslerin yakınlarındaki evleri yıkıyor. Son haftalarda, Kuneytra kırsalında yer alan Hamidiye köyünde 16 evi yıktı.
İsrail ordusu, Dera’nın batı kırsalında güvenlik ve askeri operasyonlar yürütmek üzere Mariye beldesi yakınlarında bir askeri üs kurdu.
İsrail, bu üsleri kurarak ordusunun bölge üzerindeki kontrolünü güçlendirmeyi ve iki taraf arasındaki ‘çatışmayı önleme anlaşmasına’ aykırı olarak Suriye'nin güneyinde yeni bir gerçeklik oluşturmayı hedefliyor.
Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF), Kuneytra’daki başlıca karargahı ve Nebe el-Fevvar köyündeki başka bir karargahı ile Şeyh Dağı eteklerindeki diğer karargahları aracılığıyla tampon bölgede çalışmalarını sürdürüyor.
Dişleri olmayan bir ülke Suriye
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Suriye’nin Golan Tepeleri’nde kontrol ettiği bölge, bin 800 kilometre karelik yüzölçümüyle Suriye'nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde birini oluşturuyor. İsrail 1967 yılında Golan Tepeleri’nin bin 160 kilometre karelik kısmını ele geçirmişti. Son aylarda ise kontrolünü 500 kilometre karelik bir alana daha genişletti.
İsrail ordusu bu üsler aracılığıyla kuzeyde Şeyh Dağı'ndan güneyde sınır üçgenine kadar uzanan onlarca Suriye köyüne baskınlar ve aramalar düzenleyerek, ‘terörizmin altyapı tesisleri’ olarak adlandırdığı yerleri hedef alıyor ve ‘kuzey cephesinden gelebilecek tehditleri önlemek’ için askeri faaliyetlerde bulunuyor.
İsrail ordusu, birkaç gün önce ‘Suriye'nin güneybatısındaki Ummu el-Lahs ve Ayn el-Bustali bölgelerinde İran'a bağlı dört silahlı kişiyi’ tutukladığını duyurdu.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, ‘İsrail'in kuzey sınırlarının güvenliğini sağlamak için tampon bölgede ve ona yakın birkaç ek noktada faaliyet gösterildiği’ belirtilirken nerelerde konuşlandığına değinmekten kaçındı.
Suriyeli kaynaklara göre İsrail ordusu birkaç hafta önce bu köylerde, özellikle de Yermuk Havzası'nda bulunan Dera ilinin batı kırsalında ve Kuneytra kırsalında nüfus ve sosyal araştırmalarını tamamladı.
İsrail ordusu, Suriye'nin güneyindeki güvenlik bölgesinin silahsız ve tehditlerden arındırılmış olmasını sağlamak amacıyla Suriye'de süresiz olarak kalmaya hazır olduğunun altını çizdi.
Suriyeli stratejist Fayez el-Esmer, “İsrail, Beşşar Esed rejiminin düşüşünü fırsat bilerek Suriye'yi dişsiz ve pençesiz hale getirmeye ve Golan Tepeleri’ndeki kontrol alanını genişletmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.
Tel Aviv'in bunun durumun perde arkasında Ayrışma Anlaşması dışında yeni bir anlaşma dayatmak istediğini düşünen Esmer, “Bu anlaşma, Tel Aviv'e tampon bölgede erken uyarı istasyonları kurma ve güvenliğini sağlama bahanesiyle bölgeye ABD askerleri konuşlandırma imkanı verecek” dedi.
Suriyeli stratejist, İsrail’in Ahmed eş-Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetimine güvenmediği için tıpkı 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'e düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu gibi bu kez Suriye topraklarından yeni bir saldırı düzenlenmesinden çekindiğini söyledi.
1974 tarihli Ayrışma Anlaşması’nın çöküşü
Stratejist Anan Vehbi ise İsrail'in bu üsler aracılığıyla güvenlik tehditlerine karşı önleyici saldırılar düzenlemeye dayanan yeni çatışma kuralları dayatmak istediğini düşünüyor. Bu yeni üslerin çatışmanın devam etmesini sağlamak, ancak büyük bir savaşa değil, düşük yoğunluklu bir çatışmaya yol açmak amacıyla kurulduğunu söyleyen Vehbi, “İsrail ordusunun bu bölgelerden çekilmesini imkânsız görüyorum, çünkü Tel Aviv bu bölgelerden hareketle Suriye'nin güneybatısının tamamında güvenlik hakimiyeti kurmak istiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Netanyahu, Golan Tepeleri konusunda Ayrışma Anlaşması’nın çöktüğünü açıkladı (Reuters)
Öte yandan Suriye Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv'in Şam ile ilişkilerin ‘normalleştirilmesi’ konusundaki ilgisini dile getirmesinin ardından, Suriye'nin 1974 yılında İsrail ile imzalanan Ayrışma Anlaşması’na geri dönmek için ABD ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.
Suriyeli yetkililer, İsrail'in Suriye'nin askeri cephaneliğine yüzlerce hava saldırısı düzenlemesi ve Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra ülkenin güneyine girmesinin ardından ‘tansiyonu düşürmek için’ İsrail ile dolaylı müzakereler yürüttüğünü kabul etti.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye ve İsrail'in ABD'nin arabuluculuğunda ‘sınırlarında sükuneti yeniden tesis etmeyi amaçlayan’ ciddi görüşmeler yaptığını doğruladı.
Suriye'den resmi bir kaynak ise ‘İsrail ile barış anlaşması imzalanacağına dair açıklamalar yapmak için zamanlamanın doğru olmadığını, ancak Tel Aviv'in 1974 tarihli anlaşmaya tam olarak uyması ve işgal ettiği bölgelerden çekilmesi halinde yeni anlaşmaların müzakere edilebileceğinden söz edilebileceğini’ söyledi.