El-Ezher Şeyhi: İslam ve terörizm bir araya gelemeyecek iki zıt kutuptur

Dr. Ahmed Et-Tayyib: “Medeniyetler çatışması çağrılarına” yer yoktur.

El-Ezher Şeyhi Dr. Ahmed Et-Tayyib (El-Ezher Basın Merkezi)
El-Ezher Şeyhi Dr. Ahmed Et-Tayyib (El-Ezher Basın Merkezi)
TT

El-Ezher Şeyhi: İslam ve terörizm bir araya gelemeyecek iki zıt kutuptur

El-Ezher Şeyhi Dr. Ahmed Et-Tayyib (El-Ezher Basın Merkezi)
El-Ezher Şeyhi Dr. Ahmed Et-Tayyib (El-Ezher Basın Merkezi)

El-Ezher Şeyhi Dr. Ahmed Et-Tayyib, "İslam'ın şiddet veya terör dini olmadığı"na dikkat çekerek, İslam ve terörün birer hasım ve bir araya gelemeyecek olan iki zıt kutup olduğunun altını çizdi. Dr. Ahmed Et-Tayyib, terör kurbanı olan Müslüman sayısının, terör kurbanı olan gayrimüslim sayısından onlarca kat fazla olmasını ise sözlerine delil olarak gösterdi.
Et-Tayyib "Gençler arasında dinin savaş sebebi olduğu ve dinlerden özgürleşmenin halklar arasındaki barışın garantörü olduğu şeklinde popülerleşen fikre inanmanın bedelini dünya şimdi ödüyor. Dünyayı savaşların, terörün, kan dökülmesinin ve belirsizliğin korkusundan koruyacak, borç fonu dışında bir denge unsuru yok” dedi. Dr. Tayyib bu sözleri, Kazakistan'da birçok dini liderle Eski Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in huzurunda "Yedinci Dini Liderler Konferansı" münasebetiyle yaptığı konuşma sırasında dile getirdi.
El-Ezher Şeyhi, "İslam kardeşliğinin pekiştirilmesi için umudun gençliğe bağlı olduğunu ve tüm insanların tek bir babaya ve anneye ait olma konusunda eşit olduğunu" teyit etti. Et-Tayyib’e göre "Kur'an'da da ifade edildiği gibi 'medeniyetler çatışmasını körüklemeye',” tarihin sonunu ilan etmeye”,          'Bir ırkın başka bir ırka üstün olduğunu iddia etmeye' ve 'birilerinin gücü eline alıp diğerlerini o gücün altında baskılamasına' gerek yoktur."
El-Ezher Şeyhi, tarih boyunca bazı savaşların din adına yapılmasını ve bir sancak altında insanların kanının dökülmesini kınayarak, “dinin öldürmeye ve kan dökmeye izin vermediğini ve yaşananların, dinin reddettiği alçak hedeflere ulaşmak için “din bayrağının” gasp edilmesi olduğuna" işaret etti.
Bu arada, Müslüman Alimler Konseyi Genel Sekreteri Muhammed Abd El-Selam, "Müslüman Alimler Konseyi'nin barışı desteklemek için küresel girişimlerin uygulanmasına olan ilgisine" atıfta bulundu. Muhammed Abd El-Selam, "'Doğu ve Batı Diyaloğu' ve 'Barışçı Gençlik Girişimi' başta olmak üzere, konsey tarafından Londra'daki Canterbury Kilisesi ile iş birliği içinde düzenlenen ve gençleri diyalog, insani iletişim ve küresel karar alma süreçleri konularında eğiten faaliyetlere desteğini belirtti. Abd El-Selam bu sözleri, Başpiskopos Anthony Sevryuk başkanlığındaki Rus Ortodoks Kilisesi delegasyonu tarafından düzenlenen "Dini Liderler" Konferansı'nda dile getirdi.
Abd El-Selam Müslüman Alimler Konseyi'nin, Rus Ortodoks Kilisesi'ni Müslümanlarla bir araya getiren olumlu girişiminden duyduğu memnuniyeti teyit ederek, Müslüman Alimler Konseyi ile Rus Ortodoks Kilisesi arasında “barışın yayılması, hoşgörü ve dinler arası diyaloğu teşvik etme” konularında iş birliğini güçlendirmek arzusunu dile getirdi. Mısırlı Genel Sekreter, "Gerçek dostluk, zorlukları ve imkansızlıkları aşabilir, özellikle insanlıkla ilgilenen ve gerçek barışı sağlamaya çalışan insanlar varsa" ifadelerini kullandı.
Rus Ortodoks Kilisesi Heyeti, gençleri rehabilite etme ve sevgi ve bir arada yaşama değerlerini aşılama girişimlerinin başlatılmasında Müslüman Alimler Konseyi ile iş birliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını belirtirken, El-Ezher Şeyhi'nin çağrısına desteklerini vurguladılar. Kilise Heyeti, "dini liderlerin ahlaki ve çevresel felaketlere karşı sorumluluklarını tartışmalarının şu an acil ihtiyaç olduğunu” belirterek, dünyayı “çatışmalardan ve krizlerden kurtarabilecek bu bilge sesleri dinlemeye davet" ettiler.
Müslüman Alimler Meclisi Genel Sekreteri, “Dini Liderler” Konferansı'nda yaptığı konuşmada, “insanlığın umut tohumları ekecek ve insanların manevi gelişimine katkıda bulunacak birilerine şiddetle ihtiyacı olduğunun" altını çizerek, "İnsanlığa verilebilecek en büyük umut, üyelerinin barış içinde ve insanlık ailesi çerçevesinde kardeş olduklarını hissetmeleridir" ifadelerini kullandı.



Gazze Şeridi'ndeki savaşta hayatını kaybedenlerin sayısı 61 bini aştı

Yardım almaya çalışırken açılan İsrail ateşiyle öldürülen Filistinlilerin cesetlerini taşıyan insanlar (DPA)
Yardım almaya çalışırken açılan İsrail ateşiyle öldürülen Filistinlilerin cesetlerini taşıyan insanlar (DPA)
TT

Gazze Şeridi'ndeki savaşta hayatını kaybedenlerin sayısı 61 bini aştı

Yardım almaya çalışırken açılan İsrail ateşiyle öldürülen Filistinlilerin cesetlerini taşıyan insanlar (DPA)
Yardım almaya çalışırken açılan İsrail ateşiyle öldürülen Filistinlilerin cesetlerini taşıyan insanlar (DPA)

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının 61 bin 20'ye, yaralıların sayısının ise 150 bin 671'e yükseldiğini açıkladı.

Filistinli medya kuruluşları, bugün şafak vakti Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarında 14’ü yardım bekleyen olmak üzere 25 kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.

Filistin Safa Haber Ajansı, 5 vatandaşın, Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus kentinin batısındaki Atyaf Mülteci Kampı’nda bir çadırın İsrail hava saldırısında vurulması sonucu hayatını kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa Haber Ajansı’ndan aktardığına göre, bir vatandaş ve erkek kardeşi, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nın kuzeyine düzenlenen İsrail topçu saldırısında şehit oldu. Ajans ayrıca, İsrail'in Gazze şehrinin kuzeyindeki Şeyh Rıdvan Göleti çevresinde bir eve düzenlediği hava saldırısında yaralananlar olduğunu kaydetti.

8ı9o
Yardım almaya çalışırken açılan İsrail ateşiyle öldürülen Filistinlilerin cesetleri (DPA)

Şifa Tıp Kompleksi, ‘Gazze şehrinin kuzeybatısındaki bir apartmana düzenlenen İsrail hava saldırısı sonucu iki vatandaşın hayatını kaybettiğini, çok sayıda kişinin ise yaralandığını’ açıkladı.

Dün sabah saatlerinden bu yana 80'den fazla Filistinli öldürüldü. Bunların 39'u Gazze İnsani Yardım Vakfı’na ait yardım dağıtım noktalarında ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde kamyonların giriş noktalarında yardım bekleyenlerdi.

Sağlık Bakanlığı, Guillain-Barre sendromundan kaynaklanan ilk ölüm vakalarının kaydedilmesinin ardından bulaşıcı hastalıkların ‘kontrol edilemeyecek kadar ciddi bir şekilde artabileceği’ uyarısında bulundu. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, “Bunlar sadece ölüm vakaları değil, olası gerçek bir bulaşıcı felaketin habercisi” denildi.