Nasrallah ‘direniş eksenini birleştirme’ görevine liderlik ediyor

Bölgesel değişikliklerden dolayı Şam ile ‘Hamas’ arasındaki ilişkilerin yeniden düzenlenmesi gerekti

Arşivden Nasrallah ve Heniyye’nin Beyrut'taki buluşmasından bir kare
Arşivden Nasrallah ve Heniyye’nin Beyrut'taki buluşmasından bir kare
TT

Nasrallah ‘direniş eksenini birleştirme’ görevine liderlik ediyor

Arşivden Nasrallah ve Heniyye’nin Beyrut'taki buluşmasından bir kare
Arşivden Nasrallah ve Heniyye’nin Beyrut'taki buluşmasından bir kare

Özellikle ABD ve Batı ülkeleri ile Tahran arasındaki nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılacağına dair umutların azalması ve İsrail tarafından gelen tehdit seviyesinin tekrar yükselmesi ışığında, bölgesel ve uluslararası gelişmelerin başta İran’ın bölgedeki askeri vekilleri olmak üzere müttefikleri arasındaki ilişkilerin yeniden düzenlenmesine sebep olmasıyla 2012 yılının başından beri tamamen kesilmiş olan Suriye rejimi ve Hamas Hareketi arasındaki ilişkiyi tekrar kurma görevini Hizbullah üstleniyor.
Analistler, Hamas ve Suriye rejimi arasındaki 10 yıllık kopukluğun ardından daha önce Beyrut’ta Hamas liderliği ile Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ı bir araya getiren görüşmeye atıfta bulunarak, Nasrallah’ın Hamas liderliği ile Suriye liderliğini yakınlaştırma çabalarını üstlendiğini öne sürüyor.
2011 baharında Suriye devriminin başlamasıyla kötüleşen Hamas ile Suriye rejimi arasındaki ilişki, Suriye istihbarat birimlerinin Hamas Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal’ın Şam’daki evini ve ofisini basıp içlerini boşaltması ve hareketin Şam’daki ofislerini ve liderlerinin evlerini kapatmasının ardından Temmuz 2012'de tamamen kesilmişti.
Hizbullah’a yakınlığı ile bilinen siyaset uzmanı, yazar Kasım Kasir konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Geçmiş dönemin gözden geçirilmesi ve yeni bir sayfanın açılması amacıyla Hamas ve Suriyeli yetkililer arasında yıllar önce Hizbullah ve İran aracılığıyla temaslar başlamıştı” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’a konuşan Kasir şu açıklamalarda bulundu:
“Hamas geçmiş yıllarda farklı olduğunu göstermek için, yaklaşık bir yıl önce değişime hazır yeni bir liderliğin gelmesini sağlayan Hamas içindeki seçimlere ek olarak çeşitli pozisyonlar aldı. Aynı şekilde Hamas liderliği ile Türkiye'deki bazı akademisyenler arasında Hamas’ın kararına hazırlık için bir toplantı da yapıldı. Hizbullah bunda önemli bir rol oynadı. Aynı şekilde bölgesel ve uluslararası değişiklikler yeni bir sayfanın açılmasına yardımcı oldu. Bir Hamas heyetinin Rusya ziyareti ve Türkiye-Suriye diyaloğu sayesinde yeni bir sayfa açılmasından söz edildi. Tüm bunlar bu kararın alınmasına katkı sağladı.”
Gözlemciler, Hamas ile Suriye rejimi arasındaki anlaşmazlığı yapısal bir anlaşmazlık olarak görmüyor.
Kamu Siyaseti Uzmanı Ziyad es-Saig, ‘Hamas ile Suriye rejimi arasındaki anlaşmazlığın stratejik olmaktan çok taktiksel olduğuna’ inanıyor. Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada Said “Hamas, Hizbullah ile uzlaşarak nüfuzunu yeniden oluşturmak için sahnede kendisine bir rol arayışı içerisinde. Özellikle Hamas'a yakın ekibin seçimlerde zafer kazanması Hamas’ın rolünün marjını genişletiyor. Hizbullah, İran liderliğindeki direniş cephesi çatısı altında Hamas ile Esed rejimi arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi sürecine liderlik ediyor. Bu, direniş ekseninin korkunç bir gerileme durumu ile karşı karşıya olduğu düşüncesini güçlendiriyor. Zira bu eksen, insanları öldüren askeri operasyonlardan tutun Captagon ticaretine kadar organize suçlara öncülük ettikten sonra bölge halklarının çıkarları ve tarihsel tercihleri ile çatışmaya başladı” dedi.
Geçtiğimiz haftalarda Hamas liderlerinin Lübnan’a ziyaretler gerçekleştirdiği kaydedildi. En önemlisi Nasrallah ile yapılan görüşmeler oldu. Bu gelişmeler özellikle Hizbullah’ın başta Körfez ülkeleri olmak üzere Arap ülkelerine yönelik yoğun bir saldırı gerçekleştirmesiyle aynı zamana denk geldi.
Saig “Hamas, İran'ın nüfuz alanlarında, yani Lübnan, Suriye, Filistin, Yemen ve Irak'ın bazı bölgelerindeki kazanımlarla ilgilendiği kadar, Sünni karar başkentleriyle olan ilişkileri düzeltmekle ilgilenmiyor. Bu nedenle, durumu düzeltme çabası, kazanç ve nüfuz elde etme ve İran'ın bölge halklarının vücuduna soktuğu kurumaya başlayan yabancı yapay arterlere kan pompalama girişiminden başka bir şey değildir. Dolayısıyla bu eksenin hegemonyasından bahseden propagandanın aksine aslında eksen, bir endişe ve kafa karışıklığı içerisindedir” şeklinde açıklamasını sürdürdü.
Nasrallah sürekli direniş ekseninin savaşa ve İsrail ve müttefikleriyle olası herhangi bir çatışmada bölgenin çehresini değiştirmeye hazır olduğunu vurguluyor. Gözlemciler ise bu iddiaların İran'ın bölgedeki etkisinin yayılmasını haklılaştırmaya çalışan medya propagandasından başka bir şey olmadığını savunuyor.
Saig sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Bölge halkları toplumsal adalet ve uyumun yanı sıra hukukun ve vatandaşın üstünlüğü altında yaşamak istiyor. Bu, İran ve askeri vekillerinin etkisi altındaki ülkelerde görülmeyen bir şey. Dolayısıyla tanık olduğumuz şey, hastalığın nedenlerinden ziyade İran ekseninin muzdarip olduğu hastalığın semptomlarına yönelik bir yaklaşımdan başka bir şey değil. İran'ın destekleyip beslediği ve bölgeyi parçalanmaya iten azınlıklar ittifakı ile toplumsal adalet devleti ve anayasal, kültürel ve medeni bir ulusal kimlik devleti isteyen milliyet ittifakı arasındaki uygarlık çatışması görünür hale geldi. Bu çatışma, İran ve vekillerinin kafasını karıştırmaya ve endişelenmesine yol açmaya başladı. En nihayetinde Tahran geri çekilecek. Direniş ekseninin yeniden düzenlenmesinin imkanı yok. Gördüğüm şey sadece bir karışıklık ve endişe düzenlenmesi.”



Trump, Gazze konusunda bu hafta bir anlaşmaya varılmasını ‘iyi bir şans’ olarak görüyor

TT

Trump, Gazze konusunda bu hafta bir anlaşmaya varılmasını ‘iyi bir şans’ olarak görüyor

ABD Başkanı Donald Trump, Air Force One'a binmeden önce gazetecilere konuşuyor. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Air Force One'a binmeden önce gazetecilere konuşuyor. (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Washington'da yapacağı görüşme öncesinde, Gazze konusunda ‘bu hafta’ bir anlaşmaya varılmasının ‘iyi bir şans’ olduğunu belirtti.

Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmesi için İsrail Başbakanı üzerindeki baskı artarken, Trump basın mensuplarına şunları söyledi: “Hamas ile bu hafta ya da önümüzdeki hafta, çok sayıda esir konusunda bir anlaşmaya varma şansının yüksek olduğunu düşünüyorum... Zaten esirlerin birçoğunu kurtarmayı başardık. Ancak şimdi kalan esirler söz konusu olduğunda, bunların büyük bir kısmı serbest bırakılacak. Bunun bu hafta gerçekleşmesini bekliyoruz.”

Trump, ABD'nin ‘İran ile belki de kalıcı bir anlaşma’ da dahil olmak üzere ‘İsrail ile çeşitli konular üzerinde çalıştığını’ ifade etti.

Netanyahu, Trump, Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşmek üzere bugün ABD'ye geldi.

İsrail Başbakanı’nın uçağı Beyaz Saray'a yapacağı ziyaret öncesinde ABD'deki Andrews Hava Kuvvetleri Üssü'ne indi.

Netanyahu dün ABD'ye giderken yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nde ‘kabul ettiği koşullara göre’ bir ateşkes anlaşmasına varmak için çalıştığını söyledi. Netanyahu, müzakere heyetini Katar'ın başkenti Doha'ya gönderdiğini belirtti. Müzakere heyetini Doha'ya anlaşmayla ilgili ‘açık talimatlarla’ gönderdiğini kaydeden Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki tüm esirlerin geri gönderilmesi ve bölgenin İsrail'e tehdit oluşturmadığından emin olunması yönündeki niyetini vurguladı.

İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşmasına varılması ve Gazze Şeridi'ndeki esirlerin serbest bırakılması için dolaylı müzakereler dün akşam Doha'da başladı.

Beyaz Saray'daki görüşmede Trump ve Netanyahu, İsrail ile Hamas arasında 21 aydır devam eden savaşın parçaladığı Gazze Şeridi'nde 60 günlük bir ateşkes için ABD'nin önerisini özellikle ele alacak.

sadfergty
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından yükselen dumanlar (AP)

Hamas'ın 2023'teki saldırısında kaçırılan 251 esirden 49'u halen Gazze Şeridi'nde tutuluyor; bunlardan 27'sinin İsrail tarafından öldürüldüğü açıklandı. Katar, ABD ve Mısır'ın arabuluculuğuyla Kasım 2023'te bir haftalık ilk ateşkes ve 2025'in başlarında yaklaşık iki aylık ikinci ateşkes, İsrail hapishanelerindeki Filistinlilerin serbest bırakılması karşılığında Gazze Şeridi'nde tutulan bazı esirlerin serbest bırakılmasına izin verdi.

Ateşkesin ardından bir sonraki aşama için herhangi bir anlaşmaya varılamaması üzerine İsrail mart ayı ortasında Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına yeniden başladı ve 17 Mayıs'ta askeri operasyonlarını yoğunlaştırdı.