Skandallarla gündeme gelen Ezra Miller hakkında yeni iddia: "Kendini mesih sanıyor"

"Sette kendisinden İsa diye bahsediyordu"

Ezra Miller, Saksı Olmanın Faydaları ve Kevin Hakkında Konuşmalıyız gibi filmlerde de oynamıştı (Reuters)
Ezra Miller, Saksı Olmanın Faydaları ve Kevin Hakkında Konuşmalıyız gibi filmlerde de oynamıştı (Reuters)
TT

Skandallarla gündeme gelen Ezra Miller hakkında yeni iddia: "Kendini mesih sanıyor"

Ezra Miller, Saksı Olmanın Faydaları ve Kevin Hakkında Konuşmalıyız gibi filmlerde de oynamıştı (Reuters)
Ezra Miller, Saksı Olmanın Faydaları ve Kevin Hakkında Konuşmalıyız gibi filmlerde de oynamıştı (Reuters)

Son dönemde çeşitli skandallarla gündeme gelen 29 yaşındaki Ezra Miller'ın yakın arkadaşları, ünlü oyuncunun kendini mesih sandığını söyledi.
Miller geçen haftalarda yaptığı bir açıklamada "karmaşık akıl sağlığı sorunları" yaşadığını ve tedavi göreceğini duyurmuştu.
Vanity Fair'e konuşan arkadaşları ünlü oyuncunun psikolojisinin ebeveynlerinin 2019'da boşanmasıyla kötüye gittiğini belirtti.
Miller ilk olarak 2020'de İzlanda'da bar çıkışında bir kadının boğazını sıktığı görüntülerle gündeme gelmişti. 
Bunun ardından ünlü oyuncuya geçen aylarda hırsızlık, istismar, bir çocuğu ve annesini alıkoyma gibi suçlamalar yöneltildi.
O dönem Miller'ın, ünlü oyuncunun sıradaki mesih olduğunu düşünen Jasper Young Bear adında bir ruhani akıl hocasına gittiği ve bu kişinin Miller'a "Masonlar seni öldürmek için şeytan gönderiyorlar" dediği belirtildi.
Kaynaklar, Miller'ın sette kendisinden "İsa" ya da "şeytan" diye bahsettiğini söyledi.
Karıştığı suçlamaların ardından Miller'ın başrolünde yer aldığı DC film serisi The Flash'in de geleceği belirsizdi. Yakın zamanda filmin son olaylara rağmen gelecek yıl gösterime gireceği duyuruldu.
Set arkadaşları ise Miller'ın oynadığı Flash karakterini İsa'ya benzettiğini ve "Tıpkı onun gibi çoklu evrenleri bir araya getiren kurtarıcı" olarak gördüğünü ifade etti.
Bir kaynak şu ifadeleri kullandı: 
"Çoklu evrenlerden ve mesih olarak buradaki görevinden konuşuyordu. Ruhani pratiğinin insanlarla birlikte olmak olduğunu söylüyordu. Partilemekten bahsediyordu yani. İzlanda'dayken kontrolden çıktı."
Miller son aylarda ateşli silahlar, uyuşturucu ve şiddet iddialarını içeren bir dizi rahatsız edici olayla ilişkilendirilmişti.
Temmuzda, Tokata Iron Eyes isimli 18 yaşındaki Amerikan yerlisi genç kadının ebeveynleri, ünlü oyuncunun kızları üzerinde "tarikat benzeri" bir tahakküm kurmak için şiddet ve uyuşturucu kullandığını söylemişti.
Başka bir olayda da Miller'a, ABD'nin Vermont eyaletinin Stamford şehrindeki bir eve hırsızlık suçundan dava açılmıştı.
Ünlü oyuncu geçen ay yaptığı açıklamada "hayatının yoğun krizlerle dolu bir döneminde olduğunu" söyledi.
Miller, gelecek ay davası devam eden suçlamalar için hakim karşısına çıkacak.
Independent Türkçe, HuffPost, VanityFair



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research