Azerbaycan - Ermenistan çatışması Avrupa paradoksunu mu ortaya çıkardı?

Gözlemciler, Bakü'nün, tedarik ettiği doğalgaza olan bağımlılığın artmasından sonra Batı'nın tepkisini test etmek istediğini düşünüyorlar.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında 2020 yılının Temmuz ayında yaşanan en kötü çatışmaların ardından Azerbaycan sınırındaki Cermuk kasabasında dolaşan bir Ermeni komutan (AFP)
Azerbaycan ile Ermenistan arasında 2020 yılının Temmuz ayında yaşanan en kötü çatışmaların ardından Azerbaycan sınırındaki Cermuk kasabasında dolaşan bir Ermeni komutan (AFP)
TT

Azerbaycan - Ermenistan çatışması Avrupa paradoksunu mu ortaya çıkardı?

Azerbaycan ile Ermenistan arasında 2020 yılının Temmuz ayında yaşanan en kötü çatışmaların ardından Azerbaycan sınırındaki Cermuk kasabasında dolaşan bir Ermeni komutan (AFP)
Azerbaycan ile Ermenistan arasında 2020 yılının Temmuz ayında yaşanan en kötü çatışmaların ardından Azerbaycan sınırındaki Cermuk kasabasında dolaşan bir Ermeni komutan (AFP)

Leyla el-Mur
Azerbaycan-Ermenistan sınırında 13 Eylül'de yaşanan çatışmalar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasında Nisan, Mayıs ve son olarak 31 Ağustos'ta Brüksel'de Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'in himayesinde, bölgesel temaslara açılım ve Sınırların Çizilmesi ve Güvenliği Komisyonu'nun çalışmalarının başlatılması konusunda bir anlaşmaya varmak amacıyla yapılan görüşmelerin yeşerttiği umutları söndürdü.
Son çatışmalarda her iki taraf da (Ermenistan 150 askerini, Azerbaycan ise 70 askerini kaybetti) zayiat verdi. 2020 yılında Dağlık Karabağ'ın kırsal bölgelerinde savaşın sona ermesinden bu yana en şiddetlisiydi. Dağlık Karabağ’da 44 gün süren çatışmalar, Bakü'nün bölgenin başkenti Şuşa'nın ve bazı bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirmesiyle, bazı bölgelerin ise Erivan'ın kontrolünde kalmasıyla sonuçlandı.
Son çatışmalarda yeni olan ise her zamanki çatışma alanlarında değil, iki ülke arasındaki sınırlarda gerçekleşmesi ve Ermenistan'ın üç noktasına kadar uzanmasıydı. Fransa merkezli Avrupa Öngörü ve Güvenlik Enstitüsü Başkanı (IPSE) Emmanuel Dupuy, bunun ‘odaklanılması gereken nokta’ olduğunu söyledi. Dupuy’a göre çatışmaların şimdi, yani iki ülke arasında bir anlaşmaya varıldığına dair bir takım işaretlerin ortaya çıktığı bir zamanda patlak vermesi gayet doğal.
Dupuy, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Bunda bir terslik görmüyorum, çünkü hem Ermenistan hem de Azerbaycan tarafındaki şahinler çözüm istemiyorlar. Önemli bir diaspora topluluğu tarafından kışkırtılan Ermeniler ve yurtdışındaki lobiler, Ermenistan'ın 2020 yılındaki savaşta kaybettiği ve onlarca yıldır kontrolü altında olan toprakları geri alma arzusunu körüklerken, Azerbaycan tarafında daha fazla bölgenin geri alınmasını isteyenler var.”

Batı'nın tepkisi
Dikkati çeken ikinci nokta ise çatışmaların yoğunluğu oldu. Taraflar arasında 4 Kasım 2020 tarihinde Rusya'nın himayesinde bir ateşkesin imzalanmasından bu yana ihlaller devam etse de bu ihlaller birkaç gün önceki şiddet düzeyine hiç ulaşamamıştı.
Ermenistan’da Bölgesel Araştırmalar Merkezi Müdürü akademisyen Richard Giragosian, Barış ve Savaş Araştırmaları Merkezi için yazdığı makalesinde, bombardımanın gücü ve sekiz saat boyunca kullanılan silahlar ve bıraktıkları ağır hasar, çatışmalar için önceden bir hazırlık yapıldığını ve bunun Ermeni tarafının ihlallerine tepki olarak o anın sonucu olmadığını gösterdiğini söyledi.
Zamanlama açısından ise çatışmalar, Rusya’nın Ukrayna’daki geniş alanlardan çekildiği ve Moskova’nın bununla meşgul olduğu bir döneme denk geldi. Ayrıca ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin bölgeye yaptığı ziyaretle ve Washington'ın bölgeden çok dauzakta olmayan Çin'in nüfuzunu bastırma rolüyle ilgilendiği bir zamanda gerçekleşti.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın tutumu ise halen zayıf. Bu alanda uzman Neil Watson'a göre Rusya'nın himayesinde ateşkes anlaşması imzalarken, ülkesindeki birçok ses ona karşı çıkıyordu ve aynı sesler, onu ‘siyasi geleceği tehdit altındayken bile’ Azerbaycan’a sürekli tavizler vermekle suçluyor.
Moskova'nın Ukrayna'daki savaşla meşgul olmasının etkilerinden biri de Rusya, Fransa ve ABD'nin yer aldığı Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu'nda bir rolünün olmaması ve dolayısıyla artık AGİT toplantılarına katılamayacağıdır.
Azerbaycan’ın özellikle Avrupa'nın son zamanlarda Güney Avrupa ülkelerini besleyen ve İtalya'dan geçen doğalgaz boru hattı aracılığıyla Azerbaycan’dan tedarik edilen gaza olan bağımlılığının artması sonrası artık güçlü bir konumda olması nedeniyle Batı’nın tepkisinin test etmek istediği söylenebilir. Azerbaycan’dan Avrupa’ya ihraç edilen doğalgazın hacmi 7,3 milyar metreküpe ulaştı ve 30'luk bir artışla 12 milyar metreküpe ulaşması bekleniyor. Ancak doğalgaz ihracatı, Bakü’nün komşusu Ermenistan ile karşı karşıya gelmesinde fazla ileri gidebileceğinin garantisi olmamalı.
Emmanuel Dupuy, doğalgaz faktörünün elbette bir rolü olduğunu ve Avrupa'nın bu kaynağa olan ihtiyacı hakkında bir fikir verebileceğini, ancak Avrupa’nın doğalgaza ihtiyacı olduğu bahanesiyle Ukrayna'da olanlara verilen tepkilerle karşılaştırıldığında, yaşananlara herhangi bir tepkinin verilmemesi arasında açıkça bir paradoks olduğunu düşünen bazı basın kuruluşları ve kamuoyu tarafından başlatılan bir karşı kampanya ile karşılandığını söyledi. Bunun da özellikle İskandinav ülkeleri insan hakları konularına daha fazla bağlı olduklarından uluslararası toplumun Azerbaycan'a alanı süresiz olarak açık bırakabileceği anlamına gelmeyeceğini belirten Dupuy’a göre bu sadece Avrupa'da birleşik bir tutum olmadığını gösterir.

AB’nin nüfuzu
Dupuy, Avrupa Birliği’nin (AB) bu coğrafi bölgedeki nüfuzunun ne olduğuyla ilgili bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
“Bu bölgede olduğumuzu gözden kaçırmamalıyız. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Paşinyan'la konuşmuş olsa bile bui meseleleri çözebileceğimiz anlamına gelmiyor. Yaşananlar Minsk Grubu'nun ne kadar etkisiz olduğunu ve AB’nin nüfuzunun sınırlarını gösteriyor. Bu bölgede Rusya ile Türkiye arasında sıkı bir rol dağılımı var. Mevzilerin iç içe geçmiş ve her iki ülkenin de 2000 yılında kurulan ve 4. maddesi Türkiye'nin savunmasını şart koşan Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'ne (KGAÖ) üye olduğu belirtilmeli. Bu madde, NATO’ya üye ülkelerin silahlı bir saldırıya uğrayan herhangi bir üye ülkeye yardım etmelerini öngören 5. maddesine benzer.”
Ukrayna'daki savaşın yansımalarından biri de sınırlarının kesin olarak çizilmediği iki eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Kırgızistan ve Tacikistan arasındaki son çatışmalardır. Dupuy’a göre, KGAÖ üyeleri arasındaki dayanışmanın iyi durumda olmadığı söylenebilir.
Bu yüzden yaşananlar, tüm zorluklara rağmen Rusya'nın bu bölgedeki durum üzerindeki kontrolünün bir testi olarak kabul edilebilir. Paşinyan ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Putin ile temasa geçmesi Putin'in askeri operasyonun durdurulması talimatını vermesi nedeniyle Moskova, son sözün sahibi olmaya devam ediyor.
Bu çatışmaların esasen Rusya’yı zayıflattığını düşünen Dupuy, şunları söyledi:
“Çünkü (Rusya) Ermenistan'ın güvenliğini garanti ediyor, ama bunu sağlayamıyor. Silahların susmasını isteyen oydu. Azerbaycan da Batılı ülkeleri test ediyor. Kasım 2020'de roller Türkiye ve Rusya arasında bölündü. Rusya, anlaşmanın askeri yönünü, Türkiye ise siyasi yönünü üstlendi. Gerek Ukrayna'da, gerek Azerbaycan'da, gerekse Karadeniz'de olsun, iki ülke arasında fikir birliği söz konusu. Türkiye, Karadeniz ile Hazar Denizi arasında bir bağlantı noktası rolü oynamayı istiyor.”
Ennihayetinde ki ülke arasında barış kaçınılmaz. Paşinyan'ın konumu ve siyasi geleceği, sakinlerinin çoğunluğunun Ermeni olmasına rağmen Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini teyit eden uluslararası dört kararın çıkarıldığı bir bölge olan Dağlık Karabağ'ı geri almak isteyen şahinler tarafından tehdit ediliyor.
Fakat Erivan ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. Ülke, Rusya'ya ve Ermenilere bağımlı hale geldi. Başbakan Paşinyan, tek çözümün ekonomik büyümeyi sağlamak ve Moskova'ya olan bağımlılığı azaltmak için bir barış anlaşmasına varmak olduğunun farkında.
Öte yandan Azerbaycan da her zaman silahların gücüne güvenemeyeceği ve güç mantığı, kendisine fazla ilerleme sağlamayacağı için iletişim kanallarının açık kalmasının ne kadar önemli olduğunu biliyor. Bu yüzden ulaşım ağının ve ticaret yollarının etkinleştirilmesi tek çözüm yolu olarak kalmaya devam ediyor. Ateşkes de kalıcı bir çözüm değil. İki ülke arasında sınırların çizilmesi ve bir barış anlaşmasına varılması gerekiyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Trump’ın Asya’daki ateşkesi saatler içinde çöktü

ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)
ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)
TT

Trump’ın Asya’daki ateşkesi saatler içinde çöktü

ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)
ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Tayland ve Kamboçya'nın ateşkesi kabul ettiğini duyurmasına rağmen Bangkok yönetimi saldırıları sürdüreceğini bildirdi.

Trump, sosyal medyadan dün paylaştığı yazılı açıklamada, Tayland Başbakanı Anutin Charnvirakul ve Kamboçya Başbakanı Hun Manet'le "verimli bir görüşme yaptığını" ifade etmişti.

ABD Başkanı, Malezya Başbakanı Enver İbrahim'in de arabuluculuğuyla tarafların ateşkesi kabul ettiğini söylemişti.

Ancak Tayland Başbakanı Charnvirakul, Trump'la görüşmesinin ardından yayımladığı mesajda "Toprağımıza ve halkımıza yönelik tehdit olmadığını hissene kadar askeri operasyonlara devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Charnvirakuli, Kamboçya sınırdaki mayınları temizleyip askerlerini çekene dek ateşkesin mümkün olmayacağını da ekledi.

Trump'ın ateşkes açıklamasına rağmen iki taraftan da saldırı haberleri geldi.

Tayland ordusu, Kamboçya'ya ait iki askeri hedefe sabah saatlerinde iki F-16'yla harekat düzenlendiğini duyurdu.

Sınırdaki Ban Nong Ya Kaeo ve Ban Nong Chan yerleşimlerine yakın noktadaki silah ve mühimmat depolarının vurulduğu aktarıldı.

Ayrıca Kamboçya'daki Thma Da bölgesinde yer alan Zafer Köprüsü'nün de vurulduğu belirtildi. Punom Pen yönetimi bölgedeki sivillerin tahliye edildiğini duyurdu.

Diğer yandan Tayland, Kamboçya'dan bugün düzenlenen roket saldırısında bazı sivillerin yaralandığını bildirdi.

Kamboçya-Tayland çatışmaları

İki ülke arasındaki sınır ihtilafı, Kamboçya'nın Fransız sömürgesi olduğu dönemde çizilen ve bölgenin Tayland'dan ayrılması için kullanılan 1907 tarihli haritadan kaynaklanıyor.

Kamboçya toprak talebinde bulunmak için bu haritayı referans alırken, Tayland haritanın yanlış olduğunu savunuyor.

Son dönemdeki gerginlikse 28 Mayıs'ta sınırda çıkan çatışmalarda bir Kamboçyalı askerin öldürülmesiyle başlamıştı. Taylandlı 5 asker de geçen hafta mayına basarak yaralanmıştı. 

Bunun üzerine 24 Temmuz'da taraflar arasında sıcak çatışma başlamıştı. 5 günlük çatışmalarda toplamda en az 38 kişi yaşamını yitirirken, her iki ülke de bölgeden binlerce kişiyi tahliye ettiğini duyurmuştu.

Taylandlı askerler geçen ay Kamboçya sınırında mayına basıp yaralanmış, Bangkok yönetimi de barış anlaşmasının askıya alındığını açıklamıştı.

Geçen ay tekrar başlayan çatışmalarda şimdiye dek en az 21 kişi öldü, 700 bin kişi tahliye edildi.

Independent Türkçe, CNN, BBC


Filipinler: Tartışmalı bölgede Çin'in saldırısında balıkçılar yaralandı ve iki tekne hasar gördü

Havadan çekilen bir görüntüde, Çin sahil güvenlik gemisinin ihtilaflı bir bölgenin yakınlarında seyrettiği, Filipin sahil güvenlik uçaklarının ise Güney Çin Denizi'nde devriye gezdiği görülüyor (Reuters)
Havadan çekilen bir görüntüde, Çin sahil güvenlik gemisinin ihtilaflı bir bölgenin yakınlarında seyrettiği, Filipin sahil güvenlik uçaklarının ise Güney Çin Denizi'nde devriye gezdiği görülüyor (Reuters)
TT

Filipinler: Tartışmalı bölgede Çin'in saldırısında balıkçılar yaralandı ve iki tekne hasar gördü

Havadan çekilen bir görüntüde, Çin sahil güvenlik gemisinin ihtilaflı bir bölgenin yakınlarında seyrettiği, Filipin sahil güvenlik uçaklarının ise Güney Çin Denizi'nde devriye gezdiği görülüyor (Reuters)
Havadan çekilen bir görüntüde, Çin sahil güvenlik gemisinin ihtilaflı bir bölgenin yakınlarında seyrettiği, Filipin sahil güvenlik uçaklarının ise Güney Çin Denizi'nde devriye gezdiği görülüyor (Reuters)

Filipin Sahil Güvenliği bugün yaptığı açıklamada, Çin Sahil Güvenliği gemilerinin Güney Çin Denizi'ndeki ihtilaflı bir bölgede ateş açması sonucu üç Filipinli balıkçının yaralandığını ve iki balıkçı teknesinin ağır hasar gördüğünü duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Filipinler Sahil Güvenliği tarafından yayınlanan açıklamada, "Filipinler Sahil Güvenliği, Çinli mevkidaşını uluslararası kabul görmüş davranış standartlarına uymaya ve masum balıkçıların hayatını tehlikeye atan göstermelik kanun uygulama yerine denizdeki can güvenliğini önceliklendirmeye çağırıyor" ifadeleri yer aldı.


Kuzey Kore lideri, Rusya'daki mayın temizleme operasyonlarına katılan birliklerle görüştü

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Rusya'dan dönen 528. Mühendis Alayı askerlerini kabul etti (AFP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Rusya'dan dönen 528. Mühendis Alayı askerlerini kabul etti (AFP)
TT

Kuzey Kore lideri, Rusya'daki mayın temizleme operasyonlarına katılan birliklerle görüştü

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Rusya'dan dönen 528. Mühendis Alayı askerlerini kabul etti (AFP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Rusya'dan dönen 528. Mühendis Alayı askerlerini kabul etti (AFP)

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, devlet medyasında bugün yayınlanan bir açıklamaya göre, ülkesinin bu yıl Rusya'nın Kursk bölgesine mayın temizleme görevi için asker gönderdiğini duyurdu. Bu, Pyongyang'ın oradaki güçlerine verilen tehlikeli görevleri nadir bir şekilde kabul etmesi anlamına geliyor.

Güney Kore ve Batı istihbaratına göre, Pyongyang, yaklaşık dört yıldır Ukrayna işgalini sürdüren Moskova'nın yanında savaşmak üzere binlerce asker gönderdi.

Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA), Kim Jong Un'un Rusya'daki görevlerini tamamladıktan sonra dönen bir askeri mühendislik birliği için düzenlenen karşılama törenine katıldığını bildirdi.

KCNA'nın haberine göre Kim konuşmasında, Kore Halk Ordusu'nun 528. Mühendislik Alayı'nın subay ve askerlerini, 120 günlük yurtdışı görevleri sırasında iktidardaki Kore İşçi Partisi'nden aldıkları emirleri yerine getirirken gösterdikleri "kahramanca" davranışları ve "ortak cesaretleri" nedeniyle övdü.

Görsel kaldırıldı.Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Rusya'dan dönen askerlere hitaben bir konuşma yaptı (AFP)

Kuzey Kore tarafından yayınlanan görüntülerde, üniformalı askerlerin bir uçaktan indiği ve Kim Jong Un'un, askerleri ve yetkilileri karşılayan kalabalık grup arasında, tekerlekli sandalyedeki bir askeri kucakladığı görülüyor.

Şarku’l Avsat’ın KCNA’dan aktardığına göre birlik ağustos ayı başlarında konuşlandırıldı ve Rusya ile Ukrayna arasında devam eden çatışma sırasında Rusya'nın Kursk bölgesinde muharebe ve mühendislik görevleri yürüttü.

Rusya Savunma Bakanlığı geçen ay, Rusya'nın batısındaki Kursk bölgesinde Ukrayna'nın büyük bir saldırısını püskürtmesine yardımcı olan Kuzey Kore güçlerinin, şimdi de bölgenin mayınlardan temizlenmesinde kilit rol oynadığını duyurdu.

İki ülke arasındaki karşılıklı savunma anlaşması uyarınca, Kuzey Kore geçen yıl Kursk'ta Rusya'nın yanında savaşmak üzere yaklaşık 14 bin asker konuşlandırdı. Güney Kore, Ukrayna ve Batı kaynaklarına göre bu askerlerden 6 binden fazlası öldürüldü.

Kim Jong Un, görev sırasında dokuz askerin öldüğünü belirterek, ölümlerini "yürek burkan bir kayıp" olarak nitelendirdi ve alayın Özgürlük ve Bağımsızlık Nişanı ile ödüllendirileceğini duyurdu. KCNA, hayatını kaybeden dokuz askere ölümünden sonra Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Kahramanı unvanı ve diğer resmi onurların verildiğini bildirdi.

Görsel kaldırıldı.Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Rusya'da görev yaparken hayatını kaybeden Kuzey Koreli askerlerin yakınlarıyla bir araya geldi (AFP)

Habere göre, resepsiyon dün Pyongyang'da düzenlendi ve üst düzey askeri yetkililer, iktidar partisinin liderleri, asker aileleri ve büyük bir kalabalık katıldı.

Kim, konuşmasında alayın savaş koşulları altında tehlikeli bölgeleri temizlediğini, partiye ve devlete "mutlak sadakat" gösterdiğini söyledi. Ayrıca askerlerin siyasi ideolojisini, disiplinini ve birliğini övdü ve performanslarını silahlı kuvvetler için bir model olarak nitelendirdi.

Görsel kaldırıldı.Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Rusya'dan dönen 528. Mühendis Alayı askerlerini kabul etti (AFP)

Kuzey Kore, Ukrayna'ya karşı Rusya'nın yanında savaşan askerlerini kamuoyu önünde onurlandırıyor. Ağustos ayında Kim, yurtdışı operasyonlarına katılan subaylarla yaptığı bir toplantıda onları övdü; devlet medyası daha önce de Rus birlikleriyle birlikte öldürülen askerlerin naaşlarının geri getirilmesi töreninde tabutları ulusal bayrakların örttüğü görüntüleri yayınlamıştı.