Yemen: 150 bin kadın selden etkilendi ve 200 bin kadın risk altında

Yerinden edilmiş Yemenliler, sağanak yağışlarla su altında kalan kamplarında yardım aldı (Birleşmiş Milletler)
Yerinden edilmiş Yemenliler, sağanak yağışlarla su altında kalan kamplarında yardım aldı (Birleşmiş Milletler)
TT

Yemen: 150 bin kadın selden etkilendi ve 200 bin kadın risk altında

Yerinden edilmiş Yemenliler, sağanak yağışlarla su altında kalan kamplarında yardım aldı (Birleşmiş Milletler)
Yerinden edilmiş Yemenliler, sağanak yağışlarla su altında kalan kamplarında yardım aldı (Birleşmiş Milletler)

Yemen'deki insani müdahale planının ciddi finansman sıkıntısı nedeni ile askıya alınmasından sonra kadınlar, birden fazla ildeki kampların çoğunu vuran selden en çok etkilenen yerinden edilmiş grup olarak karşımıza çıkıyor. Birleşmiş Milletler'in en son nüfus verilerine göre, yerinden edilmiş 4,3 milyon insan içinde çocuk ve kadın sayısı 3 milyondan fazla. Ayrıca, zor durumda olan 300.000 kişiden 150.000'i selden ciddi şekilde etkilenmiş durumda.
El-Hudeyde vilayetinde bu yılın başlarında yerinden edilen ve şu anda Al-Dhalea vilayetindeki bir kampta ikamet eden ellili yaşlarındaki Kabul, yağmurların ani bir şekilde bastırdığını ve meydana gelin selin, çocuklarıyla birlikte yaşadığı çadırı sürüklediğini söylüyor.
Kabul, El-Hudeyde'nin güneyinden çatışmalar nedeniyle kaçtığını, yanında çocuklarının gıda, ilaç gibi en temel insani ihtiyaçlarını sağlayacak hiçbir şeyinin kalmadığını belirterek, "Su baskınları tüm yiyecek stoklarımızı, kişisel belgelerimizi, hatta battaniyelerimizi alıp götürdü" dedi. Bugün o ve çocukları, ülkenin 22 kentinden 16'sını vuran şiddetli yağışlar sonucunda evlerini ve kalan mallarını kaybeden on binlerce yerinden edilmiş insan arasında yer alıyor.
Diğer taraftan, Batı Hudeyde vilayetinde yerinden edilen 28 yaşındaki İman, eskiden basitliğine rağmen mutlu bir hayatı ve ailesinin olduğunu, bir kadın terzisi olarak işine tutkuyla sarıldığını, kocası Muhammed'in, küçük bir sebze dükkânı işlettiğini ama çatışmalar köylerine yaklaştığında Sanaa'nın kuzeyindeki Amran'a kaçmak zorunda kaldıklarını söyledi.
İman, Amran vilayetine taşınma ücretini ödemek için pahalı dikiş makinesini satmaktan başka seçeneğinin olmadığını belirtti. Aile üyelerinin hedefledikleri yere vardıklarında işsiz, kimsesiz ve endişeli hissettiklerini ve başlarının üzerinde güvenli bir çatıları olmadığını fark ettiklerini söylüyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'ndan alınan verilere göre Nisan ayından bu yana yaşanan ani seller; yollar, su kaynakları ve sağlık merkezleri de dahil olmak üzere hayati altyapıyı tahrip etti. Zarar gören 300.000'den fazla insanın yarısından fazlası, çoğu birçok kez yerinden edilmiş ve fiziksel ve psikolojik durumu kötü olan kadın ve kız çocukları.
BM verilerine göre, yardım kuruluşları, kadınların zorlu şartlarını hafifletmek için onlara hızlı bir şekilde giysi, sabun ve hijyenik kadın pedi gibi temel hijyen malzemelerinin yanı sıra su kapları ve hazır yiyecekler sağladı.
Yemen'deki veriler, 4,3 milyon yerinden edilmiş nüfusa sahip ülkede, bu kişilerden dörtte üçünden fazlasının kadın ve çocuk olduğunu ve şu anda yaklaşık 1,3 milyon hamile kadın bulunduğunu gösteriyor. Bu kadınların 200.000'inin yaşamlarını tehdit eden komplikasyonlar geliştirme riski altında ve doğum hizmetlerine yalnızca güvencesiz erişime sahip olduğunu gösteriyor.
Verilerde ayrıca, selden etkilenen 16 ilde ve ülke genelinde 100'den fazla noktada Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu öncülüğünde yürütülen hızlı müdahale mekanizmasının etkinleştirildiği de belirtiliyor.
Fona göre, Temmuz ayının ortasından bu yana, Avrupa Birliği, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı ve Yemen İnsani Yardım Fonu'ndan sağlanan fonlarla 50.000'den fazla kişiye acil yardım ulaştırıldı, binlerce kişiye sağlık ve koruma hizmetleri verildi. Ancak fon, ciddi finansman eksikliği nedeniyle temel programların bile kısıtlandığını belirterek, bu durumun hamile kadınların, yeni doğanların ve şiddetten kurtulanların hayatlarını riske attığını vurguluyor.
Fon, Yemen'deki milyonlarca kadın ve kız çocuğunun sağlığının korunmasını sağlamak için gereken 100 milyon doların yalnızca üçte birini alması ve Eylül ayıyla birlikte Birleşmiş Milletler yardımların kesilmesi nedenyle, yardım personelinin acil desteğe ihtiyacı olanlara ulaşamadığını bildirdi.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.