Mısır ile Hindistan arasındaki iş birliği güçleniyor

Mısır-Hindistan askeri ve güvenlik iş birliği güçleniyor

Mısır Cumhurbaşkanı, Hindistan Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı, Hindistan Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır ile Hindistan arasındaki iş birliği güçleniyor

Mısır Cumhurbaşkanı, Hindistan Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı, Hindistan Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, başkent Kahire’de Hindistan Savunma Bakanı Rajnath Singh’i kabul etti. Görüşmede, iki ülke arasındaki askeri ve güvenlik işbirliğini geliştirmenin yolları ele alındı
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi tarafından yapılan açıklamaya göre, görüşmede eğitim, rehabilitasyon ve ortak tatbikat alanında iş birliği, deneyim ve iş birliğin yanı sıra özellikle üretim, teknoloji transferi ve yerelleştirme konularında iş birliği ile ilgili olarak, iki ülke arasındaki askeri ve güvenlik iş birliğini geliştirmenin yolları ele alındı.
Görüşme sırasında Singh, Mısır’ın terörle mücadeledeki hayati rolünün altını çizerek, bu mücadelenin Mısır ve tüm bölgedeki güvenlik ve istikrara yansıdığını vurguladı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Hindistan’ın, iki ülke arasındaki ortak iş birliği, askeri ve güvenlik boyutunu güçlendirmeyi arzu ettiği bildirilerek, Kahire ve Yeni Delhi arasındaki ilişkilerin tanık olduğu büyüme ve refaha atıfta bulunuldu.
Mısır, 2018 başında iki ülke arasındaki uluslararası terörizmle mücadele ortak çalışma grubunun ikinci toplantısına ev sahipliği yapmıştı. Taraflar, uluslararası güvenliği ve istikrarı tehdit eden terör örgütleriyle mücadele çabalarının bir parçası olarak iki ülkenin maruz kaldığı terör risklerini gözden geçirdi. Komitenin ilk toplantısı 2016'da yapıldı.
Sisi ise, Mısır ve Hindistan arasındaki bağların güçlü oluşuna övgüde bulunarak, özellikle askeri ve savunma olmak üzere iş birliği alanlarını geliştirme konusunda istekli olduklarını söyledi.
Hindistan Savunma Bakanı, ülkesinin Mısır ile uzmanlık alışverişinde bulunmak, askeri ve güvenlik iş birliğini pekiştirmek için sabırsızlandığını da dile getirdi.
Sisi ayrıca, iki dost ülke arasındaki ortaklığı tüm alanlarda harekete geçirmeyi dört gözle beklediklerini de ifade etti. Singh, iki günlük ziyareti kapsamında Mısır Savunma Bakanı Muhammed Zeki ile de savunma ilişkileri, askeri iş birliği girişimleri, savunma sanayii alanında işbirliğinin derinleştirilmesi hakkında görüşecek.
Hindistan’ın Kahire Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamaya göre, iki ülke arasında savunma iş birliğine daha fazla ivme kazandırmak için bir mutabakat zaptı da imzalanacak.



Dünya Gıda Programı sona erdi: Suriye’yi açlık mı bekliyor?

Suriyeliler, Dünya Gıda Programı’nın sağladığı yardımı teslim alıyor (Dünya Gıda Programı)
Suriyeliler, Dünya Gıda Programı’nın sağladığı yardımı teslim alıyor (Dünya Gıda Programı)
TT

Dünya Gıda Programı sona erdi: Suriye’yi açlık mı bekliyor?

Suriyeliler, Dünya Gıda Programı’nın sağladığı yardımı teslim alıyor (Dünya Gıda Programı)
Suriyeliler, Dünya Gıda Programı’nın sağladığı yardımı teslim alıyor (Dünya Gıda Programı)

Yıl sonu yaklaşırken Suriyeliler daha da sefil bir yeni yıldan korkuyor. Bunun ilk işareti, Dünya Gıda Programı’nın (WFP), yardım programında zaten bir azalmaya yol açan finansman krizi nedeniyle Ocak ayında Suriye genelinde gıda yardımının durdurulacağını açıklaması oldu.

Bu açıklama, özellikle son üç ayda fiyatların hızla arttığı, Suriye’deki yaşam krizinin derinleştiği bir yılın ardından yapıldı. Yerel para birimi son üç yılda yüzde 83, bu yıl ise yüzde 53 oranında değer kaybetti.

Öte yandan Suriye’de 5 kişilik bir ailenin aşırı gıda yoksulluk sınırı, ayda 736 bin Suriye lirasına, aşırı yoksulluk sınırı 1,16 milyon Suriye lirasına, en yüksek yoksulluk sınırı ise 2022 yılında 1,6 milyon Suriye lirasına ulaştı. 2022 yılı yoksulluk sınırlarıyla karşılaştırıldığında maaşların ‘en yüksek, en düşük ve aşırı’ yoksulluk sınırlarının hepsinden daha düşük olduğu görülüyor.

Suriyelilerin rahatsızlığı

Suriye hükümeti, Birleşmiş Milletler’in (BM) kararı karşısında şaşkın. Öyle ki Yerel Yönetim ve Çevre Bakanı ve Yüksek Yardım Komitesi Başkanı Mühendis Hüseyin Mahluf, Gıda Programı’nın Suriye’deki ülke temsilcisi Kenneth Crossley ile bir araya gelerek, program tarafından medya aracılığıyla yayınlanan duyuruya açıklık getirdi.

Lazkiye kırsalındaki Cebele şehrinde dün yaşanan depremde bir bina hasar gördü (Reuters)
Lazkiye kırsalındaki Cebele şehrinde dün yaşanan depremde bir bina hasar gördü (Reuters)

Bakan Mahluf, Suriye’nin önceden koordinasyon olmadan yapılan bu duyurudan duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, “Bu durum, programın gidişatında insani yardım programlarının siyasallaştırılması yönünde bir sapma olduğunu gösteriyor” dedi. Mahluf ayrıca, yardıma muhtaç insan sayısındaki artış göz önüne alındığında, yardıma muhtaç kişilerin çoğunluğuna gıda yardımının durdurulması konusundaki çekincelerini dile getirdi.

Buna karşılık Kenneth ise mesajı program yönetimine ileteceğine ve Suriye halkına insani yardım sağlamaya devam etmek için çaba göstereceğine ve çözümler sunacağına söz verdi.

Korkunç sayılar

Suriye Politika Araştırma Merkezi’nin verileri, enflasyon oranlarını korkutucu olarak nitelendirdi. Suriye’de 2019- 2020- 2021 yıllarında yaşanan iyileşme sonrasında ekonomiyi desteklemek için gerekli olan ve şeker endüstrisi için ihtiyaç duyulan buğday ve şeker pancarı başta olmak üzere stratejik tarım, akaryakıt malzemelerine yönelik devlet desteğinin kaldırılması, tarımsal desteklerin azalması ve özellikle hükümetin yakın zamanda fiyatını artırdığı gübreler olmak üzere tarımsal malzeme fiyatlarındaki artışla birlikte sekteye uğradı. Bu durum birçok çiftçinin, özellikle hükümetin 2023 sezonu için bu ürünleri satın almak üzere belirlediği fiyatların tatmin edici olmaması nedeniyle, hükümet tarafından desteklenen buğday, pancar, pamuk ve diğer stratejik mahsulleri yetiştirme konusundaki isteksizliğini beyan etmesine yol açtı.

Suriye’nin orta kesimindeki Humus’ta buğday ve arpa mahsullerinin hasadı
Suriye’nin orta kesimindeki Humus’ta buğday ve arpa mahsullerinin hasadı

Şam’daki kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, gençlerin göç oranlarının son bir yılda arttığını ve çoğunluğunun Irak’a, özellikle de hâlâ Suriyelilerin kabul ettiği bir destinasyon olan Erbil’e yöneldiğini belirtti. Kaynaklar, bu yılın son aylarının, ister yoksul, isterse orta sınıf olsun, Suriyelilerin büyük çoğunluğu için çok zor geçtiğini belirtti.

Gazeteci Nizar el-Ferra, daha önce hükümete yakın SAMA TV’deki ‘Halkın Durumu’ adlı televizyon programında Suriyeli gençlerin Erbil’e göçünü ele almıştı. Lazkiye Havalimanı’ndan kalkan Suriye uçağıyla Erbil’e giderken, uçaktaki yolcuların yüzde 90’ından fazlasının yirmi yaş civarında genç erkekler olmasına şaşırdığını söyledi. Göçmenleri gözlemlediğini belirten Farra, bu göçmenlerin bir kesiminin aileleri nakit yardım ödeneği alamayan, zorunlu hizmetten kaçan gençler olduğunu, bir kesiminin vaat edilen göçten önce ellerindekini satarak Erbil’e gidenler olduğunu ve üçüncü bir kesimin de yatırımcılardan oluştuğunu dile getirdi. Gazeteci, Suriye’nin ve Suriye toplumunun maruz kaldığı ciddi tükenmeye dikkat çekerek, bugün göç edenlerin zorlu savaş yıllarını atlattıklarını, ancak son iki yıldır yaşanan ekonomik baskının, umutlarını yitirmelerine neden olduğunu söyledi.

Seksen kuşağı

Hükümet güçlerinin saflarında savaşan 1982 doğumlu Abbud, 1980’li yıllarda doğanların hepsinin yoksulluk, işsizlik ve askerlik koşulları altında ezildiğini ve Suriye’de kalma umutlarının tükendiğini söyledi. Abbud, “Silaha sarıldım ve hiçbir şeye ulaşamadım. Ülke sadece memurların çocuklarına aittir” derken, bu nedenle yedek görevinden vazgeçtiğini ve ülke dışına kaçmanın yolunu aradığını dile getirdi.

Suriye liraları ve dolarlar (Reuters)
Suriye liraları ve dolarlar (Reuters)

Bu yılın başından bu yana dolar kurunun yılbaşındaki 7 bin Suriye lirasından yaklaşık 14 bin Suriye lirasına fırlaması ve bununla birlikte fiyatların rekor seviyeye yükselmesi, komşu ülkelere sebze ve meyve ihracatının kapısının açılmasını sağladı. Bu durum ülke ekonomisi açısından önemli olmasına rağmen yerel pazarda sebze ve meyve fiyatlarını artırdı ve çoğu gıda, Suriyelilerin büyük çoğunluğu için ulaşılmaz bir hayal haline geldi.

WFP’nin Eylül ayında yayınladığı bir raporda, standart gıda sepeti fiyatının geçen yıla göre üç kat arttığı ve 938 bin Suriye lirasına ulaştığı belirtildi. Karaborsada 1 dolar, 14 bin Suriye lirası.

Raporda, asgari harcama sepetinin üst üste on dördüncü ayda da arttığı, bunun da hükümetin akaryakıt sübvansiyonlarını kaldırmasından kaynaklandığı belirtildi.

WFP ayrıca, kışın gelmesi ve bölgedeki yükselişin devam etmesiyle birlikte enerji malzemeleri ve yakıtlara yönelik artan talep ortasında fiyatlardaki artışın devam edeceği konusunda da uyarı yaptı.

Programın, Suriye’deki 3,2 milyon insana yönelik açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadele etmek amacıyla önümüzdeki altı ay boyunca gıda yardımı sağlamak için 134 milyon dolara ihtiyacı var. Önceki yıllarda program 5,5 milyon kişiye gıda ulaştırmıştı.

Suriye’de savaş ve iklim değişikliği nedeniyle tükenen bir tarım alanının resmi (BM web sitesi)
Suriye’de savaş ve iklim değişikliği nedeniyle tükenen bir tarım alanının resmi (BM web sitesi)

Programa göre, son yıllarda yardımların önemli ölçüde azaldığı ülkede 12 milyondan fazla Suriyeli açlığın kurbanı oldu.

Gelecek yılın başında yardımların durdurulacağının duyurulması ile WFP, bazı çocuk beslenme planlarının sürdürülmesi ve çiftçilerin geçim kaynaklarının desteklenmesinin yanı sıra, doğal afetlerden etkilenen aileleri daha küçük programlarla desteklemeye devam edeceğini belirtti.

Ayrıca Programın, son on yılda 4,8 milyon ton gıda, 300 milyon dolardan fazla nakit yardım ve 800 milyon dolar mal ve hizmet dağıtımı için 3 milyar dolar harcadığı aktarıldı.


Irak Ulusal Güvenlik Servisi binasına roketli saldırı düzenlendi

(AA)
(AA)
TT

Irak Ulusal Güvenlik Servisi binasına roketli saldırı düzenlendi

(AA)
(AA)

Ulusal Güvenlik Servisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, roketli saldırının araç ve binalarda hasara neden olduğu belirtildi.

Açıklamada, saldırılarının faillerinin yakalanıp adalet önüne çıkarılacağı kaydedildi.

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliğine yönelik de sabaha karşı roketli saldırı düzenlendiği aktarılmıştı.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, bu saldırıyı "terörist eylem" olarak nitelendirerek, faillerin yakalanıp adalete teslim edilmesini istemişti.

Yabancı misyon temsilcilikleri ve hükümet binalarının bulunduğu "Yeşil Bölge"deki Irak Ulusal Güvenlik Servisi binası, ABD Büyükelçiliğinin yakınlarında bulunuyor.


İzzeddin El Kassam Tugayları: İsrail eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot’un oğlu öldürüldü

Gazze’deki İzzeddin El Kassam Tugayları’nın bir üyesi (EPA)
Gazze’deki İzzeddin El Kassam Tugayları’nın bir üyesi (EPA)
TT

İzzeddin El Kassam Tugayları: İsrail eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot’un oğlu öldürüldü

Gazze’deki İzzeddin El Kassam Tugayları’nın bir üyesi (EPA)
Gazze’deki İzzeddin El Kassam Tugayları’nın bir üyesi (EPA)

Hamas hareketinin askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları, İsrail’in ‘Savaş Kabinesi’nde gözlemci olarak yer alan eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot’un oğlu Gal Meir Eizenkot’un patlayıcı döşenen bir tünelin infilak etmesi sonucu öldüğünü bildirdi.

İzzeddin el Kassam Tugayları tarafından bugün yapılan açıklamada, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Tel ez-Zaatar’ın doğusundaki bir tünelin girişine patlayıcı cihaz yerleştirdikleri ve İsrail askerleri bölgeye varıp tünelin kapısını açmaya çalıştığı anda cihazın patlatıldığı ifade edildi.

Açıklamada, söz konusu patlama sonucu Gal Meir Eizenkot’un yanı sıra birkaç askerin daha öldüğü ve yaralananlar olduğu bilgisi verildi.

Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerindeki İsrail güçlerini hedef aldıklarını duyuran İzzeddin el Kassam Tugayları, Gazze’nin güneyinde toplanan bir grup İsrail askerinin kısa menzilli füzelerle hedef alındığını bildirdi.

Aynı zamanda Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’un kuzeydoğusunda bulunan bir okula konuşlanmış İsrail askerlerinin de güçlendirilmiş füzeyle hedef alındığı ve onlarla ‘sıfır noktasından’ çatışmalar yaşandığını açıkladı.

İzzeddin el Kassam Tugayları, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Tel ez-Zaatar’ın doğusunda toplanan İsrail güçlerini ‘havan topları’ ile hedef aldıklarını duyurdu.

Rehine ve tutukluların takasına sahne olan yedi günlük insani ateşkesin sona ermesinin ardından İsrail, geçen cuma gününden bu yana Gazze Şeridi’ndeki savaşına devam ediyor.


İsrail'den Filistinlilere çıplak gözaltı işkencesi

Gazze'de gözaltına alınan onlarca Filistinli neredeyse çıplak halde görülüyor (Twitter)
Gazze'de gözaltına alınan onlarca Filistinli neredeyse çıplak halde görülüyor (Twitter)
TT

İsrail'den Filistinlilere çıplak gözaltı işkencesi

Gazze'de gözaltına alınan onlarca Filistinli neredeyse çıplak halde görülüyor (Twitter)
Gazze'de gözaltına alınan onlarca Filistinli neredeyse çıplak halde görülüyor (Twitter)

Sosyal medyada dün yayınlanan Gazze fotoğrafları, İsrail ordusu tarafından iç çamaşırlarına kadar soyunmaya zorlanan, sokakta diz çöken, gözleri bağlanan ve askeri araçlara bindirilen erkeklerden oluşan toplu gözaltıları gözler önüne serdi.

Tutuklamaların kesin koşulları ve tarihleri ​​belirsiz ancak CNN'e göre bazı tutukluların kimlikleri arkadaşları veya aile üyeleri tarafından doğrulandı.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığı habere göre, tutuklananlardan birinin ailesi, İsrail ordusu tarafından alıkonulan erkeklerden bir çoğu silahlı gruplarla bağlantısı olmayan siviller.

Gözaltına alınanlardan birinin fotoğrafını yayınlayan Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi, dün internet sitesinde yaptığı açıklamada "İsrail ordusunun onlarca Filistinli sivili tutukladığını ve onlara kötü davrandığını" bildirdi.

Gözlemevi ayrıca işgal kuvvetlerinin, aralarında doktorlar, akademisyenler, gazeteciler ve yaşlıların da bulunduğu yerlerinden edilmiş kişilere karşı rastgele ve keyfi alıkoyma furyası başlattığı yönünde raporlar aldığını açıkladı.

İsrail güçlerinin onlarca erkeği tutuklayıp elbiselerini çıkarmaya zorladığını gösteren Gazze'den bir fotoğraf (Twitter)
İsrail güçlerinin onlarca erkeği tutuklayıp elbiselerini çıkarmaya zorladığını gösteren Gazze'den bir fotoğraf (Twitter)

İsrail ordusu, CNN'in fotoğraflarla ilgili yorum yapma talebine yanıt vermedi. Ayrıca Gazze Şehri'nin kuzeyindeki Beyt Lahia'daki bazı görüntülerin coğrafi konumunu belirledi.

İsrail medyası kaynak belirtmeden, fotoğrafları Hamas üyelerine teslimiyet olarak gösterdi. Bir gazeteci dün düzenlediği basın toplantısında İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari'ye fotoğraflarla ilgili sorular sordu. Hagari, dün akşam düzenlediği basın toplantısında gelen soruya, "Ordunun kara manevralarında çok sayıda kişiyi, Hamas teröristini yakaladığı görüntüleri gördük" yanıtını verdi. Sözcü, Gazze'nin kuzeyinde kalan Hamas üyelerinin "zamanla ortaya çıktığını" ileri sürerek, "Kimin Hamas'la bağı olduğunu, kimin olmadığını soruşturup kontrol ediyoruz. Hepsini gözaltına alıyoruz ve sorguluyoruz” şeklinde konuştu.

Arabia el Cedid kanalı dün yaptığı açıklamada, fotoğraflarda görülen olayla ilgili olarak gözaltına alınanlar arasında muhabirlerinden birinin ve bazı aile üyelerinin de bulunduğunu söyledi.

Haberde, “İsrail güçleri gazeteci ve Gazze'deki el Cedid ofisinin yöneticisi, meslektaşı Diaa Al-Kahlot'u Beyt Lahia'daki Market Caddesi'nden, bir grup erkek kardeşi, akrabası ve diğer sivillerle birlikte tutukladı” açıklamasına yer verildi.

İsrail ordusu Filistinli erkekleri Gazze'de askeri araçlara bindiriyor ( Times of İsrael)
İsrail ordusu Filistinli erkekleri Gazze'de askeri araçlara bindiriyor ( Times of İsrael)

Ayrıca, "İşgalci, Gazzelileri kasten giysilerini çıkarmaya zorladı, onları aradı ve bilinmeyen bir yere götürmeden önce aşağılamaya tabi tuttu" ifadeleri kullanıldı. El Arabi el Cedid gazetesinin yayın yönetmeni Hussam Kanafani, Al-Kahlot ve ailesinden hâlâ haber alamadıklarını belirterek, uluslararası insan hakları kuruluşları ile temasa geçeceklerini söyledi.

CNN, fotoğraflardaki erkeklerden biri olan Hani al-Madhoun'un ABD'de yaşayan bir akrabası ile de görüştü.Bahsi geçen kişi, “İsrail güçleri sokağa gelip bütün erkeklerin dışarı çıkmasını istedi, hepsi buna uydu” dedi.


Şukri: Filistin Otoritesi’ne Gazze'yi yönetme yetkisi verilmesi gerek

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
TT

Şukri: Filistin Otoritesi’ne Gazze'yi yönetme yetkisi verilmesi gerek

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Filistin Gazze Şeridi ve Batı Şeria'yı yönetme yetkisinin Filistin Otoritesine verilmesi gerektiğini söyledi.

CNN’nin haberine göre Şukri, Washington'da düzenlenen bir etkinlikte yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bu konu Filistin halkı tarafından belirlenmeli. Mısır, Filistin Otoritesi ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nü Filistin halkının meşru temsilcisi olarak görüyor.”

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Şukri ayrıca, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın devam etmesi nedeniyle Gazze Şeridi’nin akıbetine ilişkin karar vermek için zamanın henüz çok erken olduğunu vurguladı.

Mısırlı Bakan, İsrail’in Gazze Şeridi'nde askeri operasyon yürütürken ülkesinin Filistinlilerin geçici olarak Mısır’a nakledilmesine izin vermeyeceğini vurgulayarak, bu durumun uluslararası hukukun ihlali olduğunu kaydetti.

Şukri sözlerini şöyle sürdürdü:

"İster ülke içinde ister yurt dışında her türlü yerinden edilme bir ihlaldir. Biz bu ihlalin tarafı olmayacağız. Filistinliler ayrılmak istemiyor ve zorla yerlerinden edilmemeleri gerekiyor. Filistinlilerin tamamını topraklarından çıkararak tasfiye etmek kabul edilemez.”


Tunus’ta 5 muhalife hapis cezası

Raşid Gannuşi “devlet güvenliğine karşı komplo” suçlamasıyla gözaltına alınanlar arasında yer alıyor (Reuters)
Raşid Gannuşi “devlet güvenliğine karşı komplo” suçlamasıyla gözaltına alınanlar arasında yer alıyor (Reuters)
TT

Tunus’ta 5 muhalife hapis cezası

Raşid Gannuşi “devlet güvenliğine karşı komplo” suçlamasıyla gözaltına alınanlar arasında yer alıyor (Reuters)
Raşid Gannuşi “devlet güvenliğine karşı komplo” suçlamasıyla gözaltına alınanlar arasında yer alıyor (Reuters)

Tunus’ta Terörle Mücadele Soruşturma Hakimi, “devletin iç güvenliğine karşı komplo kurmak, terör eylemleri için çağrıda bulunmak ve Cumhurbaşkanına karşı saldırı eyleminde bulunmak" suçlarından beş sanık hakkında hapis cezası verdi.

Yargı kararı, Kasserin bölgesinde sekiz sanığın tutuklanmasının ardından verildi. 24 Aralık'ta yapılacak yerel seçimleri engellemeyi planlamakla suçlanan sanıklar arasında çok sayıda kamu çalışanı ve siyasi parti üyesi de yer alıyor.

Tunus’ta güvenlik soruşturmaları sonucunda iki kişinin daha tutuklanmasıyla toplam tutuklu sayısı 10'a çıktı. Bahsi geçen bu kişilerin tamamı "Tunus devletinin güvenliğine zarar verecek eylemlerde bulunmayı amaçlayan gizli toplantılar düzenlemek" suçlamasıyla itham edildi. Kasserin Asliye Mahkemesi, suçlama dosyasını inceleyip soruşturmaları tamamlayarak sonuçları adli makamlara bildirmesinin ardından terörle mücadele için dava dosyasına bakılmasına karar verdi.

Kasserin Asliye Mahkemesi sözcüsü Riyad el-Nuni, daha önce yaptığı açıklamalarda sanıklar arasında bir Bölge Müdürü, Yükseköğretim Bakanlığı'nda bir yönetici ve Eğitim Heyeti'nden bir çalışanın bulunduğunu doğrulamıştı. Nuni, sanıkların bazı siyasi partilerle siyasi faaliyetleri bulunduğunu reddederek, bu davanın “devlet güvenliğine karşı komplo” dava olarak bilinen dava ile herhangi bir ilişkinin olmadığını aktardı.

Ayrıca Nuni, Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi ve Cumhuriyet Partisi Genel Sekreteri İsam eş-Şabi gibi çeşitli muhalif isimlerin güvenlik ve adli soruşturmalara tabi olması nedeniyle tutuklu olduklarına değindi.

Kasserin bölgesi, 2021 yılı sonrasında çok sayıda siyasetçinin mevcut rejime karşı kışkırtma ve gençleri toplumsal protestolar düzenlemeye teşvik etme suçlamalarına tanık oldu. Bunların arasında Raşid Gannuşi’nin de oğlu var.


Gazzeliler hem İsrail bombardımanı hem de salgın hastalıkların pençesinde

Birleşmiş Milletler'den çarşamba günü yapılan açıklamada, Gazze'deki sağlık sisteminin iflasın eşiğine geldiği bildirilmişti (AA)
Birleşmiş Milletler'den çarşamba günü yapılan açıklamada, Gazze'deki sağlık sisteminin iflasın eşiğine geldiği bildirilmişti (AA)
TT

Gazzeliler hem İsrail bombardımanı hem de salgın hastalıkların pençesinde

Birleşmiş Milletler'den çarşamba günü yapılan açıklamada, Gazze'deki sağlık sisteminin iflasın eşiğine geldiği bildirilmişti (AA)
Birleşmiş Milletler'den çarşamba günü yapılan açıklamada, Gazze'deki sağlık sisteminin iflasın eşiğine geldiği bildirilmişti (AA)

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, İsrail bombardımanı altındaki Gazzelilerin bir yandan da salgın hastalıklarla mücadele ettiğini yazdı.

Gazze'nin güneyindeki Refah bölgesinde görev yapan acil servis doktoru İmad Hams, özellikle mülteci kamplarında salgın hastalıkların arttığına dikkat çekerek şunları söyledi: 

Mülteci kamplarında yaptığımız incelemelerde, nüfusun artması, içme suyu kaynaklarına erişilememesi ve bozulmuş gıdalar nedeniyle büyük bir hepatit salgını tespit ettik. Bu, ölüme yol açan ciddi bir hastalık.

Enfeksiyonun boyutuna dair net bilgiler edinmenin henüz mümkün olmadığını belirten doktor, kötü hijyen koşulları sebebiyle birçok hastalığın yayıldığına ve özellikle çocukların risk altında olduğuna işaret etti. 

İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle Gazze'nin kuzeyindeki evini terk edip ailesiyle Mısır sınırındaki Refah'a kaçan 45 yaşındaki Seyfeddin Muhammed Kaduha, bir okulun bahçesinde kurulan çadırda kaldıklarını söyleyerek, "Üç ya da dört günde bir, sadece bir saatliğine su alabiliyoruz" dedi. 

Birleşik Krallık (BK) merkezli kâr amacı gütmeyen yardım kuruluşu Oxfam'dan Büşra Halidi, "Gazze'deki durum sadece bir felaket değil, tam anlamıyla bir kıyamet" dedi. 

BK'deki Çocukları Kurtarın Vakfı'ndan Aleksandra Sahiye ise hastanelerde anestezi olmadan amputasyon yapıldığını ve bazı hastaların yaralarından kurtçuklar çıkarıldığını söyledi. Sahiye, "Gazze'de yaşanan dehşeti anlatacak kelime bulmakta gerçekten zorlanıyoruz" ifadelerini kullandı. 

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ) ise Gazzeli ailelerin, tedavi için ülke dışına gönderilen yakınlarının yolunu gözlediğini yazdı.

7 yaşındaki hemofili hastası oğlu Yusuf'un tedavisi için birlikte Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) gittiklerini söyleyen Nazha Ebu Dahir, aynı hastalıktan mustarip iki oğlunu Gazze'de bırakmak zorunda kaldığını belirtti. 

Nahil Ebu Okal da İsrail bombardımanında kafatasında çatlak oluşan 10 yaşındaki kız kardeşinin tedavisi için eşi ve üç çocuğunu Gazze'de bırakarak önce Mısır'a, oradan da BAE'ye geçtiklerini ifade etti.

WSJ'nin aktardığına göre BAE, Gazze'den aralarında çocuklarında olduğu toplamda 2 bin hastayı kabul edeceğini duyurdu. Türkiye de en az 100 Gazzeli hastayı kabul etmişti.


UKMTO: ‘Yemenli bir tarafın’ Kızıldeniz’in güneyinde bir gemiye rotasını değiştirmesi yönünde talimat verdiğine dair raporlar aldık

Seyir halinde bir gemi (Reuters-Arşiv)
Seyir halinde bir gemi (Reuters-Arşiv)
TT

UKMTO: ‘Yemenli bir tarafın’ Kızıldeniz’in güneyinde bir gemiye rotasını değiştirmesi yönünde talimat verdiğine dair raporlar aldık

Seyir halinde bir gemi (Reuters-Arşiv)
Seyir halinde bir gemi (Reuters-Arşiv)

İngiltere Deniz Ticareti Operasyonları Kurumu (UKMTO), kendisini ‘Yemenli yetkililer’ olarak ilan eden bir tarafın, Kızıldeniz’in güneyinde rotasını değiştirmesi için bir gemiye talimat verdiğine dair raporlar aldıklarını bildirdi.

UKMTO tarafından bugün yapılan açıklamada, civardaki gemilere dikkatli olmaları ve şüpheli faaliyetleri bildirmeleri tavsiye edildi.


Sanaa sakinleri soğuk algınlığına ve solunum yolu enfeksiyonlarına karşı savunmasız

Yemen’de hastaneler, salgın sırasında dang humması ile enfekte olmuş çok sayıda hastayla doldu. (Reuters)
Yemen’de hastaneler, salgın sırasında dang humması ile enfekte olmuş çok sayıda hastayla doldu. (Reuters)
TT

Sanaa sakinleri soğuk algınlığına ve solunum yolu enfeksiyonlarına karşı savunmasız

Yemen’de hastaneler, salgın sırasında dang humması ile enfekte olmuş çok sayıda hastayla doldu. (Reuters)
Yemen’de hastaneler, salgın sırasında dang humması ile enfekte olmuş çok sayıda hastayla doldu. (Reuters)

Yemen’in başkenti Sanaa’da Husi grubunun fonları aşılar yerine takipçilerine, mezhepsel seferberliğe ve savaşçı toplamaya harcarken, tıbbi kaynaklar sağlık hizmetlerinin olmaması ve şehirde yaşayan binlerce kişinin soğuk algınlığı, solunum yolu enfeksiyonları diğer salgın hastalıklara karşı savunmasız hale geldiğini bildirdi.

Kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada kış aylarındaki düşük sıcaklıklar nedeniyle çoğu mevsimsel grip enfeksiyonundan kaynaklanan, şiddetli öksürük, yüksek ateş, boğaz ve göğüs bölgesinde enfeksiyon ve nefes darlığı vakalarının eşlik ettiği yeni bir solunum yolu hastalıkları ve ateş dalgasının ortaya çıktığını belirtti.

Fotoğraf Altı: UNICEF’in Yemen’de aşı kampanyası sürüyor. (Birleşmiş Milletler)
UNICEF’in Yemen’de aşı kampanyası sürüyor. (Birleşmiş Milletler)

Sanaa’da yaşayanlar, Husi grubu tarafından kontrol edilen ve yönetilen çoğu hastane ve devlete ait sağlık tesislerde sağlık hizmetlerinin neredeyse tamamen yok olmasına şikayetlerini dile getiriyor. Zira Husiler, takipçilerinin yararına mezhepsel etkinlikler düzenlemek ve savaş hareketlerini desteklemek için daha fazla para toplamaya ve tesisleri kontrol altına almaya odaklanıyor.

Tedavi yok

Sanaa’nın el-Kaa mahallesinde yaşayan Yahya takma adlı  bir hükümet çalışanı, üç çocuğunun soğuk algınlığına yakalandığını, ağrı, şiddetli öksürük, ateş gibi semptomlara neden olan solunum yolu enfeksiyonlarının da olduğunu söyledi. Yahya, maddi durumunun kötüleşmesinden dolayı çocuklarını tedavi için Ehli Hastanesi’ne götüremediğini kaydetti.

Tedavi için başkentin merkezindeki el-Kaa semtinde, grubun kontrolündeki el-Ulfi Tıp Merkezi’ne gittiğini ancak merkez çalışanlarının, solunum hastalıkları ve enfeksiyonların tedavisinde çocuk doktoru veya uzmanın bulunmadığına yönelik iddiaları ile şaşkınlığa uğradığını, ardından ​​eczaneden ağrı kesici alarak, çocuklarına tıbbi yardım sağlayamadan evine dönmek zorunda kaldığını aktardı.

Yahya’nın gittiği sağlık ocağının kapısında soğuk algınlığı, öksürük, ateş, baş ağrısı, nefes darlığı, şiddetli göğüs enfeksiyonları ve vücudunun çeşitli yerlerinde ağrı şikayeti olan, şiddetli soğuk algınlığı geçiren farklı yaşlardaki hastalar sırada bekliyordu.

Fotoğraf Altı: Dang hummasına yakalananlara yönelik tedavi çabaları sürüyor. (Reuters)
Dang hummasına yakalananlara yönelik tedavi çabaları sürüyor. (Reuters)

Eğitim çalışanı olan Abdullah, nefes almada zorluk, burun tıkanıklığı, boğaz ve göğüste ciddi enfeksiyon ve vücudunun çeşitli yerlerinde ağrılardan şikayetçiydi. Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Abdullah, sağlık hizmetlerinin maliyetinin yüksek olması nedeniyle tedavi görmek için yakındaki bir tıp merkezine gidemediğini belirtti.

Abdullah yoksulluk nedeniyle, hastalığından kurtulma ümidiyle şifalı bitkiler, limon ve portakal gibi takviyelerle iyileşmesine yardımcı olacak gıdalar almakla yetindiğini söyledi.

Yemen’in bu yılın kışında tanık olduğu iklim değişiklikleri, enfeksiyonların bulaşması, hava dalgalanmaları ve soğuk algınlığına dayalı hastalıkların ve salgın hastalıkların yayılmasında artışa yol açtı.

Grip benzeri semptomlar

Sanaa’daki doktorlar ve sağlık uzmanları Şarku’l Avsat’a, başkent ve kırsal alanlarda yaşayan binlerce kişinin çeşitli hastalık semptomları nedeniyle birkaç haftadır büyük sorunlar yaşadığını anlattı. Çoğunun semptomlarının gribe benzediğini, bazılarının şiddetli solunum yolu enfeksiyonları, boğazda, eklemlerde ve kaslarda ağrı ve yüksek ateşe sahip olduğunu kaydetti.

Sağlık çalışanları, en düşük hizmetlerden ve maaşlardan mahrum kalan bölge sakinlerine ve çalışanlara yardım etmeye yönelik plansızlığın devam etmesi halinde, bu yıl mevsimsel kış gribi vakalarının Husi grubu tarafından kontrol edilen bölgelerinde en şiddetli şekilde görüneceğini düşünüyor.

Fotoğraf Altı: Sanaa sakinleri yoksulluk nedeniyle büyük bir dram yaşıyor. (Şarku’l Avsat)
Sanaa sakinleri yoksulluk nedeniyle büyük bir dram yaşıyor. (Şarku’l Avsat)

Sağlık çalışanları, tıp sektörü üzerinde tam kontrole sahip olan Husi grubunu eylemsizlik ve hazırlık yapmamakla suçluyor. Bazı salgın hastalıklara, bulaşıcı virüslere karşı aşı ekiplerine yönelik kasıtlı bir şekilde çarpıtma ve hedef kampanyaları başlattıklarını belirtiyorlar.

Sağlık uzmanları gribe karşı aşının olduğunu, doktorların insanları gripten korumanın etkili bir yolu olarak aşının yaptırılmasını tavsiye ettiğini ve altı aylık veya daha büyük herkese yılda bir kere uygulanabildiğini belirtti. Ancak nüfusun ekonomik koşulları nedeniyle bu aşının sağlanmasının zor olduğunu vurguladı.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre her yıl yaklaşık 500 bin kişi grip nedeniyle yaşamını yitiriyor. WHO, bireyler, topluluklar veya hükümetler olsun tüm ülkelerde, özellikle de en fazla risk altındaki grupları korumak için gerekli önlemlerin alınmasının önemini vurguluyor.


Fas Başbakanı Ahnuş’a istifa etme veya şirketlerini satma çağrısı

Fas Başbakanı Aziz Ahnuş. (MAP)
Fas Başbakanı Aziz Ahnuş. (MAP)
TT

Fas Başbakanı Ahnuş’a istifa etme veya şirketlerini satma çağrısı

Fas Başbakanı Aziz Ahnuş. (MAP)
Fas Başbakanı Aziz Ahnuş. (MAP)

Fas Başbakanı ve Milli Bağımsızlar Birliği Başkanı Aziz Ahnuş’a ait bir şirketin, Kasablanka şehrinde yaklaşık 15 milyar dirhem (1,5 milyar dolar) değerinde deniz suyu arıtma tesisi kurma projesi için anlaşma sağlaması tartışmalara yol açtı.

Milli Bağımsızlar Birliği partisi liderlerinden milletvekili Muhammed Şevki, Fkih Titouani Kuruluşu’nun Rabat’ın bitişiğindeki Sale şehrinde bulunan genel merkezinde geçen çarşamba akşamı düzenlenen bir toplantıda, şirketin iyi bir teklif sunması nedeniyle anlaşmanın şeffaf bir şekilde gerçekleştiğini açıkladı.

Ahnuş ailesinin, anlaşmayı kazanan şirkette dolaylı hisseye sahip olduğunu ancak şirketin Kasablanka Borsası’nda işlem gördüğünü ve halkın şirketin hisse ve tahvillerinden pay almaya davet ettiğini belirtti.

Temsilciler Meclisi’nde (parlamentonun ilk odası) Finans Komitesi Başkanı olan milletvekili Şevki, şirketin hesaplarının şeffaf ve Fas Sermaye Piyasası Otoritesi’nin denetimine tabi olduğunu söyledi. Aralarında sigorta şirketi ve emeklilik fonlarının da bulunduğu kurumsal yatırımcıların şirketin sermayesine katkıda bulunduğunu vurgulayan Şevki, şirketin ihaleye katılacak diğer şirketlerin de dahil olduğu uluslararası ekonomik blok çerçevesinde anlaşmaya başvurduğunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre milletvekili Şevki açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Şirket, denizden tuzdan arındırılmış su üretimi için, deniz suyunun tuzdan arındırılması tarihinde benzeri görülmemiş bir fiyat sağladı ve metreküp başına yaklaşık 4,40 dirheme (yaklaşık yarım dolar) ulaştı.”

Diğer yandan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin parlamento grubu başkanı Milletvekili Abdullah Bouanou da şunları söyledi:

“Başbakan’ın sahip olduğu Akwa Group şubeleri, kendisinin yetki kullanımını sektörlere yatırımla birleştiremeyeceğini göz önünde bulundurarak yakıt, oksijen ve deniz suyunun tuzdan arındırılması da dahil olmak üzere Faslıların geçimi için önemli olan bir dizi alanda anlaşmalara girmiştir.”

Bouanou, Ahnuş’un başbakanlık görevinden istifa etmesini veya çıkar çatışmasını önlemek için şirketlerini satmasını önerdi.

Aynı şekilde Temsilciler Meclisi İlerleme ve Sosyalizm Ekibi Başkanı milletvekili Raşid Hamuni de anlaşmadaki çıkar çatışmasına dikkat çekti:

“Başbakan, tuzdan arındırma tesisi anlaşmasını başlatan Ulusal İçme Suyu Ofisi’nin (Fas’taki bir kamu kurumu) idari konseyine başkanlık ediyor. Bu nedenle şirketinin zaferi, etik ve politik bir soruna yol açar.”

Milletvekili Şevki ise milletvekili Bouanou’nun Ahnuş’un istifası veya şirketlerinin satışı yönündeki çağrısının iş insanlarını siyaset yapmaktan dışlamak anlamına geldiğini savundu.  Ayrıca yerli şirketlerin yabancılara satılması çağrısını da eleştirdi.

Milletvekili Bouanou, olaylar hakkında bilgi vermek için Ulusal Dürüstlük, Rüşveti Önleme ve Rüşvetle Mücadele Komisyonu (anayasal bir kurum) başkanına bir mektup yazmış ve meselenin, ‘Kasablanka Büyük Deniz Suyu Arıtma Tesisi anlaşmasındaki şüpheli çıkar çatışmasıyla ilgili’ olduğunu belirtmişti.

Metinde, Ahnuş ailesine ait olan Akwa Group’a bağlı İspanyol şirketi Acciona, Afriquia Gaz ve Green of Africa şirketlerinin Kasablanka’da deniz suyunu tuzdan arındırma anlaşması elde ettiğine ilişkin haberlerin basın kuruluşlarında yer aldığı kaydedildi. Ayrıca ekonomi dergilerindeki haberlere göre 13 Eylül 2021 tarihli açıklamada Akwa’yı elinde bulunduran ailedeki tüm yönetim pozisyonlarından tamamen çekilme sürecinin başlatıldığının açıklanmasına rağmen Başbakan’ın, ekonomik holding şirketi Akwa’nın büyük hissedarı olduğu aktarıldı.

Söz konusu metinde Bouanou, yetkili makamın başkanından söz konusu anlaşmanın koşullarını incelemesi ve gerçekliğini doğrulaması istendi.