İsrail mahkemesinden, fanatik Yahudilere Mescid-i Aksa çevresinde "şofar" izni

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail mahkemesinden, fanatik Yahudilere Mescid-i Aksa çevresinde "şofar" izni

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail mahkemesi, Mescid-i Aksa'nın doğu bölümündeki El-Esbat (Aslanlı) Kapısı Mezarlığında, İsrailli fanatik Yahudilerin "şofar" çalmalarına izin verdi.
Yedioth Ahronot gazetesinin haberine göre, aşırı sağcı Likud partisinden eski milletvekili ve Mescid-i Aksa'ya düzenlenen baskınlara öncülük eden Haham Yehuda Glick'in aralarında bulunduğu 3 kişinin duruşması Batı Kudüs’teki Sulh Mahkemesinde görüldü.
Mahkeme, El-Esbat Kapısı Mezarlığında, "şofar" adı verilen boruyu çalarak "dini duygu ve davranışları zedeleme ve kamu huzurunu ihlal etme" suçlamasıyla gözaltına alınan 3 kişi ile polis temsilcisini dinledi.
Polis yetkilileri, güvenlik kaygıları nedeniyle, Yahudi bayramları bitene kadar söz konusu 3 kişinin, Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu "Eski Şehir"den uzaklaştırmasını talep etti.
Glick ise bunun "kanunlara uygun şekilde" 3 yıldır sürdürülen bir adet olduğunu iddia ederek, polisin "provokasyon" suçlamasını reddetti.
İfadelerin ardından kararını açıklayan mahkeme, söz konusu kişilere sadece 20 Eylül'de uzaklaştırma vererek, borazanın “kamu barışını ihlal şüphesine yol açması mümkün olsa bile, Glick'in son 3 yıldır bunu yaptığını ve durumun tehlike teşkil etmediğine” hükmetti.
Karar üzerine aşırı sağcı politikacı Glick, Twitter hesabındaki paylaşımında, “Tapınak Tepesi'nde (Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya verdikleri ad) asayişi ihlal edenin İsrail polisi olduğu bir kez daha kanıtlandı.” ifadelerini kullandı.

Fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya hedef alan tahrikleri artıyor
İsrail polisi, 18 Eylül’de Glick ve diğer İsrailli fanatik Yahudileri El-Esbat (Aslanlı) Kapısı Mezarlığında şofar çalarken gözaltına almıştı.
Gelecek pazar günü, 3 hafta sürecek Yahudilerin dini bayramı yaklaşırken, fanatiklerin Mescid-i Aksa’yı hedef alan baskın ve tahriklerinin artmasından endişe ediliyor.
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor. Kudüs'ün en eski mezarlıklarından biri olan El-Esbat (Aslanlı) Kapısı Mezarlığı da Mescid-i Aksa kompleksinin önemli bir parçası sayılıyor.
Ancak Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor. Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”