Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu: Ukrayna’daki savaşta 5 bin 937 Rus askeri hayatını kaybetti

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu (AA)
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu (AA)
TT

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu: Ukrayna’daki savaşta 5 bin 937 Rus askeri hayatını kaybetti

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu (AA)
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu (AA)

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, kısmi seferberlik kapsamında toplam 300 bin yedek askerin göreve çağrılacağını söyledi.
Şoygu, ülkede ilan edilen kısmi seferberlik ve Ukrayna’daki savaşla ilgili açıklamalarda bulundu.
Rusya’nın "sözde Donetsk ve Luhansk halk cumhuriyetleri" topraklarının “kurtarılması” için mücadelesini sürdürdüğünü belirten Şoygu, Luhansk’ın tamamen kontrol altına alındığını, Donetsk’te çalışmaların devam ettiğini, Herson ve Zaporijya’nın bir kısmının Rus güçlerinin kontrolünde olduğunu hatırlattı.
Şoygu, "Belirlenmiş bir ana görev var, bu görev yürütülüyor. Tamamlanması için her şeyi yapıyoruz" dedi.
Ukrayna'da Donbas, Herson ve Zaporijya’daki kontrolün tam sağlanması için kısmi seferberlik ilan edildiğine dikkat çeken Şoygu, cephe hattının 1000 kilometreden fazla olduğunu, böylece bu hattın gerisinde ve hat boyunca güvenliğin güçlendirileceğini bildirdi.
Rusya’nın sadece Ukrayna ordusu değil, kolektif Batı ile de savaş içerisinde olduğunu vurgulayan Şoygu, Ukrayna’nın elindeki Sovyet yapımı silahların neredeyse tükendiğini dile getirdi. Bu yüzden Ukrayna’ya büyük miktarlarda silah tedariki sağlandığını belirten Şoygu, Rusya’nın bu silahlarla savaşma yöntemlerini bulduğunu ifade etti.
NATO’nun bütün uydularının Rus askeri birliklerinin yerini tespit etmek için çalıştığını söyleyen Şoygu, 70’ten fazla askeri, 200’den fazla sivil uydunun bu yönde faaliyet gösterdiğini belirtti.
Ukrayna ordusunun ve Kiev'in tamamen Batılı eğitmenlerin ve küratörlerin kontrolü altında olduğunu savunan Şoygu, son olarak Kiev’e hem eski askeri personel hem de aktif askeri personelden oluşan 150 kişilik bir grubun geldiğini ifade etti.

Ukrayna’da savaşta 5 bin 937 Rus askeri öldü
Ukrayna’daki savaşta 5 bin 937 Rus askerinin hayatını kaybettiğini bildiren Şoygu, yaralı Rus askerlerinin yüzde 90’ının görevlerine geri döndüğünü dile getirdi.
Ukrayna ordusunun kayıpları hakkında da açıklamalarda bulunan Şoygu, “İlk aşamada, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin yaklaşık 201-202 bin kişiyi temsil ettiğini, bu süre zarfında 100 binden fazla kayıp verdiğini anlıyoruz. Onlardan 61 bin 207 kişi öldü ve 49 bin 368 kişi yaralandı. Bu önemli kayıptır. 200 bin kişiden biraz fazla orduda 100 bin kayıptan bahsedersek, bu kayıplar ordunun yarısıdır" şeklinde konuştu.
Şoygu, Ukrayna’nın dördüncü seferberlik sürecini devam ettirdiğini ve neredeyse 300 bin kişinin seferber edildiğini dile getirdi.
Ukrayna tarafından çatışmalara halihazırda 1000’den biraz fazla yabancı paralı savaşçının katıldığını bildiren Şoygu, bazı savaşçıların geri gittiğini, 2 binden fazlasının ise öldürüldüğünü bildirdi.

Rusya’da 25 milyon kişilik seferberlik kaynağının yüzde 1,1’i göreve gidecek
Rusya’da kısmi seferberlik kapsamında toplam 300 bin yedek askerin çağrılacağını söyleyen Şoygu, savaş tecrübesi ve askeri uzmanlığı bulunan büyük bir seferberlik kaynağına sahip olduklarına dikkat çekti.
Şoygu, “Yaklaşık 25 milyon seferberlik için çıkarabileceğimiz kişi var. Dolayısıyla seferberliğin, bir kısmi seferberlik olduğunu anlayabilirsiniz. Bu tam seferberlik kaynağının yüzde 1,1’i” diye konuştu.
Ülkede öğrencilerin askere alınması ve seferberlik görevine gönderilmesinin söz konusu olmadığının altını çizen Şoygu, mevcut askerlik görevini yapanların da seferberliğe dahil edilmediğini ve Ukrayna’ya gönderilmeyeceğini belirtti.



İran, Avrupa ülkeleriyle nükleer dosyasını Türkiye'de görüşüyor

İran'ın ana nükleer reaktörü Buşehr, Tahran'ın bin 200 kilometre güneyinde (Reuters- Arşiv)
İran'ın ana nükleer reaktörü Buşehr, Tahran'ın bin 200 kilometre güneyinde (Reuters- Arşiv)
TT

İran, Avrupa ülkeleriyle nükleer dosyasını Türkiye'de görüşüyor

İran'ın ana nükleer reaktörü Buşehr, Tahran'ın bin 200 kilometre güneyinde (Reuters- Arşiv)
İran'ın ana nükleer reaktörü Buşehr, Tahran'ın bin 200 kilometre güneyinde (Reuters- Arşiv)

İran, ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD'nin nükleer programıyla ilgili müzakerelerde Tahran ile anlaşmaya yakın olduğunu ima etmesinin ardından bugün Türkiye'de İngiltere, Fransa ve Almanya ile görüşmelerde bulunacak.

İstanbul'da yapılması planlanan görüşme, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin, Avrupa güçlerinin, 2015'te büyük güçlerle yapılan anlaşma uyarınca kaldırılan BM yaptırımlarını yeniden uygulamaya koyması halinde "geri döndürülemez" sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunmasının ardından gerçekleşiyor.

 ABD Başkanı Donald Trump (AP) ABD Başkanı Donald Trump (AP)

Resmen Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak bilinen anlaşmaya İngiltere, Fransa ve Almanya'nın yanı sıra Çin, Rusya ve ABD de taraf oldu. Yıllar süren zorlu müzakerelerin ardından imzalanan anlaşma, Tahran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlıyor ve programının barışçıl niteliğini güvence altına alıyor, karşılığında ise ekonomik yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu.

Trump, ilk döneminde 2018 yılında, ABD'yi 2015 anlaşmasından tek taraflı olarak çekmiş ve Tahran'a yönelik "azami baskı" politikasının parçası olarak, İran petrolü satın alan ülkeleri hedef alan ikincil önlemler de dahil olmak üzere yaptırımları yeniden uygulamaya koymuştu.

İran ise ABD'nin çekilmesinden sonra bir yıl boyunca anlaşmaya tam olarak bağlı kaldı, daha sonra temel yükümlülüklerinden kademeli olarak geri adım attı.

Üç Avrupa gücü, 2015 anlaşmasının bir parçası olan ve İran'ın nükleer anlaşmayı ihlal etmesi halinde BM Güvenlik Konseyi'nin yaptırımlarının yeniden uygulanmasını sağlayan "geri tetikleme" veya "hızla geri alma" mekanizmasının devreye sokulup sokulmayacağını değerlendiriyor. Bu mekanizmanın devreye sokulması için tanınan süre Ekim 2025'te sona eriyor.

Arakçi, böyle bir adımın "Avrupa'yı doğrudan etkileyecek küresel bir nükleer yayılma krizine" yol açabileceği uyarısında bulunurken, Fransız Le Point dergisinde yayınlanan makalesinde, İran'ın Avrupa ile ilişkilerinde "yeni bir sayfa açmaya hazır" olduğunu ileri sürdü.

Avrupa güçleriyle bugün yapılması planlanan toplantı, İran ile ABD arasındaki dördüncü tur müzakerelerin üzerinden bir haftadan az bir süre geçtikten sonra gerçekleşiyor. Tahran, müzakereleri "zor ama faydalı" olarak nitelerken, bir ABD yetkilisi müzakereleri "cesaret verici" olarak nitelendirdi.

Arakçi, Avrupalılarla görüşmelerin "dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde" olacağını kaydetti.

Trump, dün Katar'a yaptığı ziyarette, ABD'nin İran ile daha önce müzakerelerin başarısız olması durumunda askeri müdahalede bulunabileceğini ima ettiği bir anlaşmayı imzalamaya "yakın" olduğunu söyledi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)

Bu görüşmeler, Washington'un 2018'de nükleer anlaşmadan çekilmesinden bu yana İran ile ABD arasında yapılan en üst düzey görüşmelerdi.

Söz konusu görüşmeler, daha önce iki taraf arasında gizli görüşmelere ev sahipliği yapan ve 2015'teki uluslararası anlaşmaya varılmasını sağlayan Umman'ın arabuluculuğunda gerçekleştiriliyor.

Trump, ocak ayında Beyaz Saray'a dönmesinden bu yana İran'a yönelik "azami baskı" politikasını yeniden gündeme getirmiş, anlaşma sağlanamaması halinde İran'ı bombalamakla tehdit etmişti.

Şarku’l Avsat’ın Amerikan internet sitesi Axios’tan aktardığına göre dün Trump yönetimi, İran'a dördüncü tur görüşmelerde anlaşmaya varmayı amaçlayan "yazılı bir teklif" sundu.

Ancak Arakçi bunu yalanladı ve Tahran Uluslararası Kitap Fuarı'nı ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, “Nükleer müzakerelerle ilgili olarak Amerika'dan henüz yazılı bir teklif almadık” dedi.

Şöyle devam etti: “Ancak, yaptırımların kaldırılması karşılığında güven inşa etmeye ve nükleer programımız konusunda şeffaf olmaya hazırız.”

Trump, İran liderliğine “zeytin dalı” uzattığını belirterek, bu teklifin sonsuza kadar geçerli olmayacağını söyledi. Ayrıca, görüşmelerin başarısız olması halinde İran'ın petrol ihracatını sıfıra indirecek kadar “azami baskı” uygulayacağı tehdidinde bulundu.

Batı ülkeleri, başta ABD olmak üzere, İran'ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçluyor. Tahran ise bu iddiayı reddederek, nükleer teknolojiye hakkı olduğunu ve programının tamamen barışçıl olduğunu savunuyor.

2015 anlaşması, uranyum zenginleştirme sınırını yüzde 3,67 olarak belirlemişti. Ancak Tahran şu anda yüzde 60 seviyesinde zenginleştirme yapıyor ve bu oran, askeri amaçlarla kullanılması için gereken yüzde 90'a çok yakın bir oran.

Tahran, barışçıl amaçlarla uranyum zenginleştirmeye devam etme hakkının “tartışmaya açık olmadığını” vurgularken, zenginleştirme oranı ve düzeyine ilişkin geçici kısıtlamaları kabul etmeye hazır olduğunu belirtiyor.

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslamî, çarşamba günü, “İran'ın nükleer teknoloji alanındaki hedefleri tamamen şeffaf ve barışçıldır” ifadelerini kullandı.

İran Mehr Haber Ajansı'nın aktardığına göre, "İran'ın tarih boyunca ilan edilmemiş veya gizli nükleer faaliyetleri olmamıştır. Ülkedeki tüm nükleer faaliyetler Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliği içinde ve bu kurumun sürekli gözetimi altında yürütülmektedir."