BM’den Suriye’deki kolera salgınına karşı tıbbi yardım

WHO, kolera salgınıyla mücadele için Suriye’ye yardım gönderiyor

19 Eylül’de Suriye’nin kuzeyindeki Rakka kırsalında yaşayan yerinden edilenlerin kaldığı Sehla al-Benat kampında Suriyeli bir kadın (AFP)
19 Eylül’de Suriye’nin kuzeyindeki Rakka kırsalında yaşayan yerinden edilenlerin kaldığı Sehla al-Benat kampında Suriyeli bir kadın (AFP)
TT

BM’den Suriye’deki kolera salgınına karşı tıbbi yardım

19 Eylül’de Suriye’nin kuzeyindeki Rakka kırsalında yaşayan yerinden edilenlerin kaldığı Sehla al-Benat kampında Suriyeli bir kadın (AFP)
19 Eylül’de Suriye’nin kuzeyindeki Rakka kırsalında yaşayan yerinden edilenlerin kaldığı Sehla al-Benat kampında Suriyeli bir kadın (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), pazartesi günü başkent Şam’a tıbbi yardım yüklü bir uçağın indiğini ve Suriye’de ölümcül kolera salgınının yayılmasını önlemek için başka bir uçağın daha gönderileceğini açıkladı.
WHO Doğu Akdeniz Bölge Ofisi Direktörü Ahmed el-Menzari yazan zamanda Şam’a gerçekleştirdiği bir ziyaret sırasında AP’ye yaptığı açıklamada, kolera salgının Suriye, komşu ülkeler ve tüm dünya için bir tehdit olduğunu vurgulayarak Suriye sağlık yetkililerinin salgını kontrol altına almak için uluslararası örgütle koordinasyon içinde çalıştığını belirtti.
Menzari’nin açıklamaları, Suriye’deki sağlık yetkililerinin 2011 Mart ayında çatışmanın başlamasından bu yana görülen ilk kolera salgınında farklı şehirlerde en az 5 can kaybı ve yaklaşık 200 enfeksiyon kaydedildiğine yönelik açıklamalardan günler sonra yapıldı.
BM ve Suriye Sağlık Bakanlığı, salgının kaynağının Fırat Nehri’nden temiz olmayan su tüketilmesi ve mahsulleri sulamada kirli su kullanarak gıda ürünlerinin kontaminasyonu olduğuna inanıldığını belirtti.
Kuzeyde Halep, Akdeniz kıyısında Lazkiye ve Irak sınırındaki Deyrizor dahil olmak üzere birçok şehirde vakalar bildirildi. Manzari, WHO’nun vakaları belirlemek, hastalara uygun tedaviyi sağlamak, enfekte kişileri ve temaslıların takibini güçlendirmek için çalıştığını açıkladı.
Bölge Ofisi Direktörü, krizle mücadelede sağlık yetkililerine destek olmak için WHO tarafından yaklaşık 30 ton tıbbi malzeme taşıyan bir uçağın pazartesi günü Suriye’ye indiğini söyledi. Bu yardımların, muhaliflerin kontrolü altındaki kuzeybatıdaki ve ABD’nin desteklediği Kürt savaşçılar tarafından kontrol edilen kuzeydoğudaki bölgeler de dahil olmak üzere ihtiyaçlara göre eşit olarak dağıtılacağını da sözlerine ekledi. Menzari, çarşamba günü benzer miktarda yardım ile dolu başka bir uçağın gelmesinin planlandığını belirtti.
Salgın, Suriye’deki sağlık alanında son 11 yılda, yüz binlerce insanın ölümüne, bir milyondan fazla kişinin yaralanmasına ve ülkenin savaş öncesi nüfusunun yarısının göç etmesine neden olan bir çatışma nedeniyle ciddi şekilde zarar görmüş olduğu bir zamanda ortaya çıktı. Manzari, Suriye’deki sağlık tesislerinin yüzde 55’inin faaliyette olmadığını, hastanelerin yaklaşık yüzde 30’unun bazen elektrik kesintisi sebebiyle çalışmadığını ve bu durumun hastane yönetimlerini sürdürülebilir olmayan jeneratörleri kullanmaya yönlendirdiğini belirtti. Aynı zamanda, birçok Suriyeli sağlık çalışanının yıllar içinde ülkeyi terk ettiğini, bunun çeşitli hizmetlerde kadro sıkıntısına yol açtığını ve Suriye’deki sağlık durumunu çok zor bir hale getirdiğini belirtti.
Kovid-19 aşıları ile ilgili olarak, Suriye nüfusunun yaklaşık yüzde 15’inin yani yaklaşık 2,5 milyon kişinin tek doz Kovid-19 aşısı olduğunu belirten Menzari “Haziran sonunda yüzde 40’a, yıl sonuna kadar yüzde 70’e ulaşmasına yönelik hedeflerimize göre gerçekten düşük bir oran” ifadelerini kullanırken, Suriye nüfusunun sadece yüzde 13'ünün iki doz aşı olduğunu da belirtti.



Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda
TT

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, güneydeki ayrılıkçıların ilerlemesinin ardından Yemen'deki tüm taraflara azami itidal çağrısında bulundu. Bu gelişme, uzun bir sakinlik döneminin ardından on yıldır süren iç savaşı yeniden alevlendirme tehdidi taşıyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Guterres, uluslararası örgütün faaliyetlerinin, özellikle Yemen'in başkenti Sana'a ve ülkenin yoğun nüfuslu kuzeybatısı olmak üzere, Husi grubunun kontrolündeki bölgelerde sürdürülemez hale geldiğini belirtti.

Öte yandan, Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer İryani, bazı medya platformları ve sosyal medya sitelerinde yer alan, geçici başkent Aden limanına gemi giriş izinlerinin askıya alındığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını belirterek, bu iddiaların asılsız olduğunu ve ülkedeki ekonomik ve denizcilik ortamını bozmayı amaçlayan söylentiler çerçevesinde kaldığını vurguladı.


Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Lübnan basını, Lübnan ordusunun Mekanizma Komitesi’nin talebi üzerine yapılan soruşturma sonucunda, ülkenin güneyindeki Tulin beldesinde Hizbullah tarafından inşa edilen tünellerden birini keşfettiğini bildirdi. Basında yer alan haberlerde, bu bölgenin daha önce İsrail tarafından bombalandığı belirtildi.

Lübnan ordusu, daha önce de Mekanizma Komitesi ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) arasındaki koordinasyon çerçevesinde Mekanizma Komitesi'nin talebi üzerine ve İsrail'in tehdidi sonrasında bazı yerleri ortaya çıkarmıştı. Bu son olay ise geçtiğimiz hafta İsrail'in bir evi bombalamakla tehdit etmesinin ardından Lübnan ordusunun güneydeki Yanuh beldesinde bir binayı kapsamlı bir şekilde aramasının ardından geldi. Yapılan aramada evde herhangi bir silah bulunamadı.

Bu olay, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde bombardımanlarına devam ettiği ve çarşamba günü Kefer Kila beldesini hedef alan bir hava saldırısı düzenlediği bir dönemde meydana geldi. Ulusal Haber Ajansı (NNA), saldırının el-Aziziye ve eş-Şahrub beldeleri arasındaki Sari Tepesi’ni hedef aldığını bildirdi, ancak herhangi bir can kaybından bahsetmedi.

Başbakan Yardımcısı Mitri: Lübnan Ordusu sonraki aşamalara geçmeye hazır

Öte yandan Lübnan Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri, Mekanizma Komitesi’ni bir tartışma forumu ve anlaşmalara uyumu denetleme ve doğrulama çerçevesi olarak nitelendirdi.

Beyrut'ta düzenlenen Carnegie Ortadoğu Merkezi'nin sekizinci konferansının ilk oturumunun açılışına katıldığı sırada İsrail'in sık sık tekrarlanan ihlallerine karşın, Lübnan'ın ilk günden itibaren bu anlaşmalara bağlılığını teyit eden Mitri, Hizbullah'ın silahlarına ilişkin olarak “Genelkurmay Başkanı Rudolf Heykel, ordunun kapasitesinin güçlendirilmesiyle başlayan beş aşamalı bir plan önerdi” dedi. Litani Nehri çevresindeki bölgede devlet otoritesinin genişlemesinin kademeli bir ilerleme kaydettiğini ve ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki görevini tamamlamak üzere olduğunu ve sonraki aşamalara geçmeye hazırlandığını vurguladı.

jgıu
Sınır kasabası Alma eş-Şaab'da bir askeri aracın üzerinde duran Lübnan askerleri, 28 Kasım 2025 (Reuters)

Yeniden yapılanma konusunda uluslararası toplumun desteğinin ön koşulu olarak devletin otoritesini tesis etmesini istediğini belirten Mitri, Arap ülkelerinin uluslararası ilişkiler yoluyla destekleyici bir rol oynayacağını umduğunu ifade etti.

Lübnan ve İsrail'den sivillerin katıldığı ikinci oturum

Olay, Lübnan-İsrail müzakerelerinde Lübnan heyetinin başkanı Büyükelçi Simon Kerem'in, aralık ayı başlarında gerçekleşen önceki oturumda İsrailli bir sivil ile birlikte iki ülke arasındaki ilk doğrudan görüşmelerde bulunduktan sonra katılacağı ikinci oturum olacak olan ateşkesin izlenmesinden sorumlu Mekanizma Komitesi'nin 19 Aralık'ta yapılması planlanan yeni oturumundan iki gün önce yaşandı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, çarşamba günü Kerem ile bir araya geldi ve komitenin yaklaşan toplantısı öncesinde kendisine talimatlarını iletti.

Ateşkes İzleme Komitesi'nde Lübnan, İsrail, Fransa, ABD ve BM yer alıyor. Ateşkes anlaşması, düşmanlıkların durdurulmasını ve Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini, bunun sonucunda Lübnan genelinde silahsızlandırılmasını ve İsrail ordusunun son savaş sırasında ilerlediği mevzilerden çekilmesini öngörüyor. Ancak İsrail, Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada askeri olarak varlığını sürdürürken, Hizbullah silah bırakmayı reddediyor.


Lübnan ordusunu desteklemek için "Paris toplantısında" üç öncelik belirlendi

Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusunu desteklemek için "Paris toplantısında" üç öncelik belirlendi

Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)

İsrail'in Lübnan ile ateşkes anlaşmasını bozabilecek bir gerilime yol açabileceği endişeleri arasında, Lübnan ordusuna destek yollarını görüşmek ve Hizbullah'ı silahsızlandırma çabalarını gözden geçirmek üzere bugün Paris'te Fransa, Suudi Arabistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Lübnan temsilcilerinin katılımıyla dörtlü bir toplantı düzenleniyor.

Fransız kaynakları, İsrail'in savaşa geri dönme yönündeki tekrarlanan ve aleni tehditleri göz önüne alındığında, Paris'in Lübnan üzerinde ciddi bir tehlike hissettiğini belirtiyor.

Paris'teki bilgili kaynaklar, bugün yapılacak toplantının üç ana öncelik çerçevesinde gerçekleştiğini söylüyor; bunlardan ilki, İsrail ve Lübnan arasındaki düşmanlıkların sona ermesini izlemekle görevli mekanizmanın gözden geçirilmesi ve geliştirilmesinin değerlendirilmesidir.

Lübnan'da İsrail'in gerilimi tırmandırmasını engellemek, toplantının ikinci önceliği olacak. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre toplantıya Lübnan Ordu Komutanı General Rudolph Heykel de katılacak ve silahların devletin elinde kalmasını sağlamaya yönelik Lübnan çabalarına dair bir genel bakış sunacak.

Üçüncü öncelik, ABD elçisi Morgan Ortagus'un ülkesinin Lübnan'daki planlarıyla ilgili olarak ne söyleyeceği ile ilgilidir.