Ağaçkakanlar ve insanlar arasındaki benzerlikler neler?

Ağaçkakan
Ağaçkakan
TT

Ağaçkakanlar ve insanlar arasındaki benzerlikler neler?

Ağaçkakan
Ağaçkakan

Brown Üniversitesi'nden Matthew Foxger ve Wake Forest Üniversitesi'nden Eric Schube liderliğindeki ABD'li araştırmacılar, şu ana kadar ağaçkakanın beyninin yalnızca hayvanlarda ses öğrenimi ve insanlarda dil ile ilişkili özellikler gösteren bölgelerini buldular.
Plus Biology dergisinde geçtiğimiz Salı günü yayınlanan çalışma, insanlarda ve kuşlarda konuşurken veya şarkı söylerken aktif görünen bu alanların ağaçkakanlarda da gagalama sırasında aktif olduğunu gösterdi.
Bilim insanlarının ötücü kuşları inceleme sebebi, insan dili ile kuşların ötüşü arasında birçok benzerlik bulunması. Her ikisi de çocuklukta öğrenilir ve karmaşık kas koordinasyonu gerektirirler ve beyindeki özel alanlar tarafından kontrol edilirler.
Hem insanlar hem de ötücü kuşlarda bu alanlarda parvalumene adı verilen belirli bir gen bulunur. Bu gen, konuşmayı öğrenemeyen sesli kuşların ön beyinlerindeki ayrı çekirdeklerde bulunmaz.
Bununla birlikte, flamingolar, ördekler, penguenler ve ağaçkakanlar dahil olmak üzere daha önce incelenmemiş birkaç kuş türünde PV gen ekspresyonu araştırıldığında, şaşırtıcı bir şekilde, araştırmacılar ağaçkakanların beynin parvalumene yapan özel bölgelerine sahip olduğunu fark ettiler. Araştırma sonucunda ayrıca, bu bölgelerin insanlarda konuşmayı ve ötücü kuşlarda ötüş öğrenmeyi ve üretmeyi kontrol eden ön beyin çekirdeklerinin çoğuna sayı ve konum bakımından benzer olduğunu keşfettiler.
Ağaçkakanlarla yapılan testlerde, kuşların bu bölgelerdeki beyin aktivitelerini tetikleyen davranışlarının aslında kuşların gagalarıyla yaptıkları tıklamalar olduğu görüldü.
Kuşların sesleri gibi, ağaçkakanlar da birbirleriyle rekabet ederken bölgelerini savunmak için tıklamayı kullanırlar ve bilim adamları tıklamanın öğrenilmiş bir davranış olduğunu henüz kanıtlamamış olsalar da, beyinleriyle ilgili keşfedilen yeni kanıt, bunu öngörüyor.
Dr. Matthew Foxger, Brown Üniversitesi'nin web sitesinde, çalışmanın yayınlanmasıyla birlikte yayınlanan bir raporda şunları söyledi: “Ötücü kuşların şarkılarına ve insanların konuşmalarına nöral ve işlevsel olarak benzeyen bu sesli olmayan iletişim sistemini bulmak beyin sistemlerinin nasıl geliştiğini anlamamıza yardımcı olabilir.”



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe