Mısırlı muhaliflerin geri dönmesi çağrısı İhvan içindeki bölünmeyi derinleştirir mi?

İhvan’ın yurtdışındaki liderlerinin çağrıya olumlu yanıt verilmesinin İhvan içindeki bölünmeyi derinleştirebileceği korkusuyla çağrı karşıtı kampanya başlattılar

Mısır’da Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘terör örgütüne üyeliği’ suçlamasıyla yargılandıkları daha önceki duruşmalardan bir kare (AFP)
Mısır’da Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘terör örgütüne üyeliği’ suçlamasıyla yargılandıkları daha önceki duruşmalardan bir kare (AFP)
TT

Mısırlı muhaliflerin geri dönmesi çağrısı İhvan içindeki bölünmeyi derinleştirir mi?

Mısır’da Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘terör örgütüne üyeliği’ suçlamasıyla yargılandıkları daha önceki duruşmalardan bir kare (AFP)
Mısır’da Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘terör örgütüne üyeliği’ suçlamasıyla yargılandıkları daha önceki duruşmalardan bir kare (AFP)

Mısır’da günlerdir yurt dışındaki ‘terör örgütü üyesi’ olanlar dışındaki ‘muhaliflerin geriye dönüşü’ ile ilgili bir ‘çağrıdan’ söz edilirken yurtdışındaki Müslüman Kardeşler’in (İhvan) Rehberlik Konseyi Başkanı İbrahim Münir liderliğindeki ‘Londra Cephesi’ ile İhvan’ın eski Genel Sekreteri Mahmud Hüseyin liderliğindeki ‘İstanbul Cephesi’ liderleri bu çağrıya olumlu yanıt verilmesinin Londra ve İstanbul cepheleri arasında aylardır süregelen çatışmayı ve bölünmeyi daha da şiddetlendirmesi korkusuyla çağrı karşıtı kampanya başlattılar.
İhvan’ın yurtdışındaki liderleri, medyada yer almak ve yurtdışındaki gençleri kendilerine çekmek için muhaliflerin geri dönüşü çağrısından yararlanırken uzmanlar, İhvan’ın, çoğu şiddet olaylarına karışmakla suçlanan ve Mısır tarafından ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırılan bir grubun üyelerinden geri dönüş çağrısına yanıt vermemelerini nasıl isteyebildiğini sorguladılar.
Mısır İnsan Hakları Ulusal Konseyi üyesi Muhammed Enver es-Sedat, lideri olduğu Reform ve Kalkınma Partisi aracılığıyla kısa bir süre önce ‘Mısırlı muhaliflerin dönüşü’ için bir girişim başlattığını duyurdu. Sedat'a göre girişim, yurtdışında yaşayan, hakkında mahkeme kararı olmayan, şiddet olaylarına karışmamış, terör örgütü üyesi olduğu kanıtlanmamış ve Mısır yasaları, mevzuatı ve anayasasını ihlal etmemiş olmaları koşuluyla Mısır’a geri dönmek isteyen tüm muhalifleri kapsıyor. Ancak yurtdışındaki İhvan liderleri çağrıya karşıtı bir kampanya başlattı. Londra ve İstanbul cepheleri İhvan üyelerinden çağrıya yanıt vermemelerini istedi.
Mısır'ın eski İçişleri Bakan Yardımcısı ve güvenlik uzmanı Tümgeneral Faruk el-Megrahi muhaliflerin geri dönüşü için yapılan çağrının yurtdışındaki Müslüman Kardeşler üyelerini kapsayıp kapsamadığı belirtilmediğinden yurtdışındaki İhvan üyelerinin bu çağrıdan yararlandığını söyledi.  Konuyu Şarku'l Avsat'a değerlendiren Megrahi, “İhvan üyeleri, hedeflerine ulaşmak için her zaman her türlü fırsatı kollar” yorumunda bulundu.
Mısır kökten dincilik meselelerinde uzman Mahir Fergali ise şunları söyledi:
“İhvan’ın yurtdışındaki liderleri, muhaliflerin geri dönüşü için yapılan çağrıyı medyada yeniden yer almak, geri dönüşleri ve uzlaşmaları Mısır’da siyasetçiler ve halk tarafından reddedilmesine rağmen geri dönüş ve uzlaşı kartını oynamak için kullanıyorlar.”
Şarku'l Avsat'a yaptığı değerlendirmede, yurt dışına kaçan birçok Müslüman Kardeşler üyesinin Mısır'daki şiddet olaylarına karışmakla suçlandığını hatırlatan Fergali, “Bu durumda nasıl geri dönebilecekler?” diye sordu. İhvan meselelerini yakından takip eden bir kaynağa göre İhvan’ın yurtdışındaki liderleri, çağrının ardından grubun yurtdışındaki gençlere iş olanakları ve maddi yardım sağlayacaklarını söylediler.
Ancak Fergali, yurtdışındaki İhvan liderlerinin, gençlere iş fırsatları ve maddi yardım sağlama vaatlerinin kendi iç meseleleri olduğuna dikkati çekti. Yurtdışındaki İhvan üyesi gençler, geçtiğimiz aylarda, sosyal medya platformlarında, Müslüman Kardeşler liderlerinin onları terk ettiğini ve hayat şartlarının kötüleştiğini söyleyerek İhvan liderlerini eleştirdikleri videolar paylaştılar.
Gözlemcilere göre yurtdışındaki Müslüman Kardeşler üyesi bazı gençler, ikamet prosedürlerini ve kimlik belgeleri ile ilgili kendilerine verilen sözlerin ardından İhvan tarafından tamamen terk edildiklerinden şikayetçiler. Megrahi’ye göre ise Müslüman Kardeşler'in Londra’da, İstanbul'da ya da yurtdışında başka yerlerdeki liderleri peşlerinden gelen ya da yurtdışında onlara katılan gençlerle değil, yalnızca İhvan’ın liderliğini ele geçirme mücadelesiyle ilgileniyorlar.
Muhalefete yönelik geri dönmeleri çağrısı, yurtdışındaki liderler arasındaki bölünmenin İstanbul ve Londra cepheleri arasında daha da şiddetlendiği bir zamanda yapıldı. Londra Cephesi'nin Müslüman Kardeşler'in Rehberlik Bürosu'na alternatif olacak üstün bir organ olarak kurulmasının neden olduğu gerginliğin ardından İstanbul’daki Şura Konseyi üyelerini görevlerinden muaf tutmak amacıyla Londra Cephesi'nin yeni bir Şura Konseyi oluşturmasının yankıları halen devam ediyor.
Fergali’ye göre Genel Ofis, Londra Cephesi ve İstanbul Cephesi olmak üzere üç cephenin aralarında iktidar mücadelesi vermeleri, Genel Ofis’te ayrıca İhvan’ın silahlı kanadı ve özel komitelerinin kurucusu Muhammed Kemal'in grubunun yer alması ve tüm oluşumlar çeşitli vizyonlara sahip olmaları nedeniyle muhaliflerin geri dönüşü çağrısına yanıt verilmemesi konusunda nasıl ortak bir vizyona ulaşabilecekleri de bir soru işareti.
Fergali, son dönemde üç cephedeki sakin atmosferin yanı sıra uzlaşı ve yeniden birleşme girişimine hazırlığın ilk aşaması olarak aralarındaki anlaşmazlıkları medyada gündeme getirmemelerine rağmen fikir ayrılıklarının derinleşmeye devam ettiğini söyledi. Fergali’ye göre muhalefetin geri dönüşü çağrısı karşıtı açıklamaları bile özellikle gençlerle büyük bir bölünme ve anlaşmazlık yaşadıklarına işaret ediyor.
Londra Şura Konseyi'nin, İhvan’ın Mısır içindeki siyasi faaliyetlerinin kalıcı olarak dondurulması karşılığında Mısırlı yetkililerle temasa geçmek ve uzlaşma talep etmek için küçük bir heyetin kurulduğunu duyurmasının ardından İbrahim Münir liderliğindeki Londra Cephesi geçtiğimiz Ağustos ayı sonlarında uzlaşı fikrini ortaya atmıştı. Münir, geçtiğimiz Temmuz ayı sonlarında da Mısır'da yeni bir iktidar mücadelesine girmeyeceklerini söylemişti.
Ancak Fergali, yurtdışındaki İhvan üyelerinin muhaliflerin geri dönüşü çağrısını düşündüklerini açıklasalar bile Kahire’nin kendilerine yanıt verilmeyeceğini, çünkü İhvan üyelerinin Mısır'da çok sayıda şiddet ve provokatif olaya karışmakla suçlandığını ileri sürdü.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 2015 yılının ocak ayında şiddet olaylarına karışanlarla uzlaşmanın kendi kararı değil, Mısır halkının kararı olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Sisi, Temmuz ayı başlarında, İhvan'a üstü kapalı olarak atıfta bulunarak Mısır Ulusal Diyaloğu'nun bir grup dışında herkesi kapsadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Sisi'nin bu yöndeki sözlerinin (yani, Müslüman Kardeşler’in Ulusal Diyalog girişiminin dışında tutulmasının) açık ve net olduğunu düşünen Mehragi, İhvan üyelerinin Mısır devletine zarar veren eylemleri ve suçları ve provokasyonları nedeniyle Mısır Ulusal Diyalog girişimine katılamadığına dikkati çekti. Mehragi, Mısır'da yasaklı olan İhvan’ın kesinlikle girişimin dışında olduğunu, içinde yeri olmadığını ve İhvan ile uzlaşıya uygun zeminin bulunmadığını ifade etti.
Fergali ise İhvan’ın tek cephe oluşturmaya çalışmaktan, tüm faaliyetlerini durdurmaktan başka seçeneği olmadığını belirterek Mısır'da hiçbir koşulsuz iktidar mücadelesi olmayacağının altını çizdi.



İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybetti

 Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybetti

 Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanı devam ederken ve son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybederken, Gazze İnsani Yardım Vakfı bugün Gazze Şeridi'ndeki yardım dağıtım merkezlerinden birini yeniden açtı.

Vakıf, Hamas'ın kendisine yönelik tehditler savurduğunu iddia ederek dün yardım dağıtım merkezlerini kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre vakıf cuma günü de güvenlik gerekçesiyle yardım dağıtım merkezlerini kapatmış ve halka bu merkezlerden uzak durmaları çağrısında bulunmuştu.

Vakıf, Facebook sayfasında Arapça olarak yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan merkezlerinden birinin bugün öğlen 12'de yeniden açılacağını duyurdu.

Diğer yandan vakıf, bölge sakinlerinden çalışma saatlerinden önce merkeze yaklaşmamalarını, aksi takdirde gıda paketlerinin dağıtılamayabileceğini belirtti.

İsrail yaklaşık iki hafta önce Gazze Şeridi'ne yardım girişi üzerindeki ablukasını hafifletti. Vakıf, Birleşmiş Milletler (BM) yardım kuruluşlarını ve diğer girişimleri atlayarak yardımın dağıtılması sorumluluğunu üstlendi.

Vakıf, mevcut yardım ağlarını bypass etmenin yanı sıra sivilleri tehlikeye attığı ve tarafsız insani yardım için yaygın olarak kabul edilen standartları ihlal ettiği iddiasıyla eleştiriliyor.

Bu arada Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında 7 Ekim 2023'ten bu yana hayatını kaybedenlerin sayısının 54 bin 880'e yükseldiğini açıkladı. Bakanlık günlük istatistik raporunda, İsrail bombardımanı sonucunda son 24 saat içinde hastanelere 108 ölü ve 393 yaralının ulaştığını bildirdi.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü bugün, İsrail bombardımanı sonucu on Filistinlinin yaşamını yitirdiğini, bunlardan beşinin Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan bir yardım merkezine gıda maddesi almak için gitmekte olduğunu duyurdu.

İsrail ordusu, bölgede askerlerine yaklaşan ‘şüphelilere’ uyarı ateşi açtığını söyledi.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, ekiplerinin ‘Refah'ın batısındaki el-Alem kavşağı bölgesinde beş şehit ve onlarca yaralıyı’ hastaneye naklettiğini söyledi. Basal, hayatını kaybedenlerin ‘Refah'ın batısındaki yardım dağıtım merkezine gitmeye hazırlanan binlerce yerinden edilmiş Filistinli’ arasında olduğunu açıkladı.

Basal, İsrail güçlerinin dağıtım merkezine ulaşmalarına yüzlerce metre kala sivillere ateş açtığını bildirdi.

AFP'nin bir sorusuna yanıt olarak İsrail ordusu şu cevabı verdi: “Dün gece bölgenin aktif bir çatışma bölgesi olduğuna dair yapılan uyarılara rağmen, bazı şüpheliler Refah bölgesinde faaliyet gösteren İsrail ordusu güçlerine tehditkâr bir şekilde yaklaşmaya çalıştı.”

Bu bölgede yardım için toplanan insanlara ilk kez ateş açılmıyor. Sivil Savunma Müdürlüğü son günlerde bölgede bu türden en az üç olayda onlarca kişinin öldüğünü duyurdu.

Daha önceki en az iki olayda İsrail ordusu ‘şüphelilere’ ateş açtığını kabul etmişti.

Bugün de Han Yunus'un batısındaki el-Mevasi bölgesinde yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir çadırın İsrail tarafından bombalanması sonucu aralarında iki çocuğun da bulunduğu beş Filistinli hayatını kaybetti.