ABD’nin Suriye’de Captagon üretimini durdurmaya yönelik stratejisi

Geçtiğimiz aylarda Captagon kaçırma girişimlerinin gerçekleştiği Ürdün-Suriye sınırındaki Cabir sınır kapısı (AFP)
Geçtiğimiz aylarda Captagon kaçırma girişimlerinin gerçekleştiği Ürdün-Suriye sınırındaki Cabir sınır kapısı (AFP)
TT

ABD’nin Suriye’de Captagon üretimini durdurmaya yönelik stratejisi

Geçtiğimiz aylarda Captagon kaçırma girişimlerinin gerçekleştiği Ürdün-Suriye sınırındaki Cabir sınır kapısı (AFP)
Geçtiğimiz aylarda Captagon kaçırma girişimlerinin gerçekleştiği Ürdün-Suriye sınırındaki Cabir sınır kapısı (AFP)

ABD Temsilciler Meclisi, uyuşturucu üretimini ve kaçakçılığını durdurmak ve Suriye’de Esed rejimiyle bağlantılı uyuşturucu şebekelerini dağıtmak üzere devlet stratejisini belirleyen karar taslağını onayladı.
Demokratlar ve Cumhuriyetçiler tarafından sunulan ortak karar taslağında ‘Esed rejimiyle bağlantılı Captagon kaçakçılığının uluslararası bir tehdit oluşturduğu’ belirtiliyor. ABD yönetimine ‘Suriye rejiminin uyuşturucu kaçakçılığı ağlarını dağıtmak’ için bir strateji geliştirmesi ve uygulaması çağrısında bulunuluyor.
Taslağı ortaya koyan Cumhuriyetçi French Hill Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmada “Suriye’deki Esed rejimi, kendi halkına karşı savaş suçları işlemesinin yanı sıra bir ‘uyuşturucu devleti’ haline de geldi” ifadelerini kullandı. Hill, uyuşturucu kaçakçılığının merkezinin şu anda Esed rejiminin kontrolü altındaki bir bölgede olduğuna dikkat çekerek, “Captagon Avrupa’ya ulaştı ve bize ulaşması an meselesi” ifadeleri ile uyarıda bulundu.
Cumhuriyetçi Temsilci French Hill “Uyuşturucu kaçakçılığını durdurmak için ortaklarımızla birlikte çalışmaz ve Suriye halkına hizmet eden kurumlardan oluşan bir sistem getirmezsek, Esed uluslararası alanda tanındığı üzere ‘kitle katili’ unvanının yanına ‘uyuşturucu kralı’ unvanını da ekleyecektir” ifadelerine yer verdi.
Temsilciler Meclisi tarafından Salı günü öğleden sonra onaylanan tasarı, Beyaz Saray’a, onaylanmasından itibaren 180 günü aşmayan bir süre içinde, gözden geçirilmesi için istenen stratejinin Kongre’ye sunulmasını talep ediyor. Ayrıca stratejinin, kaçakçılık faaliyetleri sırasında büyük miktarlarda Captagon'un giriş yaptığı bölge ülkelerindeki müttefiklere destek sağlanmasını içermesi şartı vurgulanıyor. Yasa tasarısını hazırlayanlar, yönetime Esed rejiminin uyuşturucu ağlarını hedef almak için ‘Sezar’ yaptırımları da dahil olmak üzere yaptırımların etkin bir şekilde kullanma çağrısında da bulunuyor.
Strateji, Esed rejiminin uyuşturucu ticaretiyle ilişkisini vurgulamak için bir kamu kampanyası yürütülmesini ve büyük miktarda Captagon sevkiyatı alan ülkelerin bir listesinin yanı sıra bu ülkelerin kaçakçılık operasyonlarını durdurma imkânlarının değerlendirilmesini kapsıyor. Yasa tasarısı metninde, ABD yönetimine bu ülkelerin kaçakçılık operasyonlarına karşı koyma yeteneklerini geliştirmeleri için yardım ve eğitim programları sağlaması talep ediliyor.
Baskılar
Kongre, Captagon sorunu ile mücadele için ABD Başkanı Joe Biden’ın yönetimi üzerindeki baskıyı artırmıştı.  ABD Kongresi Dış İlişkiler Komitesi’ndeki iki üst düzey Cumhuriyetçi, uyuşturucu konusunun ülkedeki istikrara yönelik etkisine dikkat çekerken, Beyaz Saray’a Kongre’ye Suriye Devlet Başkanı’nın Captagon kaçakçılığındaki rolünü özetleyen ayrıntılı bir rapor sunmasını istemişti.
Cumhuriyetçi Senatör Jim Risch ve Michael McCaul Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e bir mektupta “Ürdün, Captagon’un sınırlarından girişi ile giderek daha fazla uyuşturucu tehdidi altında kalıyor ve Suriye sınırında uyuşturucu kaçakçılarıyla tehlikeli çatışmalar sebebiyle sıkıntı yaşıyor. Suudi Arabistan da aynı şekilde Suriye’den Captagon akınına maruz kalıyor ve bu akına karşı mücadele çabalarını artırmak için güvenlik kaynaklarını artırdı” ifadelerine yer verdi.
Bir grup Demokrat ve Cumhuriyetçi temsilci de ABD yönetimine Suriye’yi uyuşturucu üreten veya geçişini kolaylaştıran ülkeler listesine dahil edilmesi için çağrıda bulundu. Temsilciler Blinken’e yazdıkları mektupta, Dışişleri Bakanlığa, Suriye rejiminin uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı alanında yürüttüğü faaliyetler hakkında bir değerlendirme yapmasını ve bu değerlendirmeye göre Suriye’nin uyuşturucu üreten ülkeler kategorisine girip girmediğinin belirlenmesini istedi.
Şarku’l Avsat’ın Kongre kaynaklarından aktardığına göre Cumhuriyetçi Senatör Roger Marshall, Cumhuriyetçi Temsilci French Hill, Demokrat Brendan Boyle tarafından imzalanan mektupta “Suriye’deki Esed rejimi korkunç insan hakları ihlalleri ve kendi halkına karşı işlediği savaş suçlarının yanı sıra bir uyuşturucu devleti haline geldi” ifadeleri yer aldı. 
Mektupta, Captagon’un üretiminin ve kaçakçılığının ‘Esed’in çok ihtiyaç duyduğu bir hayatta kalma yolu sağladığı, yerel toplumları felç ettiği, aileleri tehdit ettiği ve bölgedeki İran destekli grupları finansman sağladığı’ belirtildi. Meclis üyeleri ABD hükümetine ‘şu anda Suriye’de gerçekleşen uyuşturucu üretimini engellemek için elinden gelen her şeyi yapma’ çağrısında bulundular ve harekete geçilmemesinin Esed’in ‘uyuşturucu devleti’nin bölgede sabit bir faktör haline gelmesine izin vereceğini de sözlerine eklediler.



İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)

İsrail ordusu, Gazze şehrinde bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İ24 NEWS’ten aktardığına göre dün Gazze şehrinde bir araca düzenlenen İsrail saldırısında dört kişi hayatını kaybetti. Saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Operasyon Komutanı Ala el-Hadidi'yi hedef aldığı belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün, Hamas’ın Yahudi devletiyle olan kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini gerekçe göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü açıkladı.

Netanyahu'nun ofisi tarafından X platformu üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Bugün Hamas, İsrail askerlerine saldırmak için teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini ortadan kaldırdı.”


Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)

Tunus’ta çoğunluğu gençlerden oluşan protestocular, sivil toplum örgütleri, aktivistler ve bağımsız siyasetçiler dün, ‘adaletsizliğe karşı’ ve özgürlük talepleriyle bir yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, İnsan Hakları Meydanı’ndan başlayarak başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi’ni geçerek devam etti.

Protesto yürüyüşü, Tunus’un güneyindeki Gabes'te çevre kirliliğine karşı geniş kapsamlı protestoların, sektörel grevlerin ve ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla hapiste tutulan politikacılar için uzaktan yapılan duruşmalara tepki olarak düzenlendi.

Bu durum, gazetecilerin yargılanması, sivil toplum kuruluşlarının ve basın kuruluşlarının faaliyetlerinin dondurulmasına ilişkin mahkeme kararları, vergi denetim kampanyası ve siyasi partilerin faaliyetlerinde önemli bir düşüşün yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı.

Protesto yürüyüşü organizatörlerinden oluşan komisyonun sözcüsü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Amacımız safları birleştirmek. Bildiğiniz gibi, bugün iklim zorlu. Adaletsizliği durdurmayı ve ülkenin uçuruma sürüklenmesini önlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Protestolar sırasında göstericiler “Özgürlük, özgürlük, polis devleti bitti” ve “İş, özgürlük, ulusal onur” sloganları attılar. Göstericiler ayrıca üzerinde ‘Sadece adaletsizlik ve tehditleri bilen bir başkan! Halkın ve halkın isteklerinden uzaklaşan yolun nereye gidiyor?’ yazan büyük bir pankart açtılar.

Muhalefet kanadından Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Riyad Şuaybi, Alman Basın Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Ulusal sahnede yaşanan çok yönlü siyasi, sosyal ve çevresel gelişmeler çerçevesinde, bu yürüyüş, beş yıldan fazla bir süredir durmuş olan demokrasi ve kalkınma sürecinin yeniden başlatılması hedefine ilişkin gerçek bir ulusal konsensüsü ifade ediyor” dedi.

Bu hareket, sokakta yetkililer ile Tunus'un en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) da dahil olmak üzere çeşitli parti ve örgütlerden muhalefet kanadındaki gruplar arasındaki gerginliğin bir göstergesi olarak görülüyor.

Paris'te yaşayan Tunuslu muhalif siyasetçi ve Fransa'daki Tunuslular Demokratik Derneği Başkanı Tarık Tukabri, “Siyasi partilerin genel sekreterlerinin çoğu bugün hapiste. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, kamu özgürlüklerini savunmak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek önemli” ifadelerini kullandı. Tukabri, “Siyasi ve demokratik hayata dönmemiz, partilerin ve sivil toplumun rolünü yeniden tesis etmemiz ve uzaktan yargılamalara son vermemiz gerekiyor” diye ekledi.

2019 yılında iktidara gelen Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini devleti içeriden parçalamaya çalışmakla, yabancı güçlerle bağlantıları olmakla ve devlet kurumlarında yaygın şekilde yolsuzluğa neden olmakla suçluyor.

Öte yandan Adalet Bakanı Leyla Ceffal, ifade özgürlüğüne karşı davalar veya kovuşturmalar ya da hapishanelerde muhaliflere işkence uygulandığı iddialarını reddediyor. Ancak Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Gazeteciler Sendikası gibi insan hakları örgütleri, kamusal özgürlüklerde ciddi bir gerileme olduğuna işaret ederken hapishanelerde tutuklu bulunan politikacıların sağlık durumunun kötüleştiğini vurguluyor.

Yetkililer, özgürlük kısıtlamalarını kaldırmak, kamu hizmetlerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek ve artan fiyatlarla mücadele etmek konusunda çifte baskı altında bulunuyor.

Tukabri, yaptığı açıklamada ayrıca “Bu boşluk bir an önce kapatılmalı ve vatandaşların sağlık, çevre kirliliği, barınma ve diğer alanlardaki gerçek sorunlarına çözüm bulmaya özen gösterilmeli” diye vurguladı.


Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Sudan’da Kordofan'ın kuzey bölgelerinde, özellikle stratejik öneme sahip Babnusa şehrinde şiddetli çatışmalar devam ederken çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne de sıçradı. Kuzey Eyaleti’nin yönetim şehri Dongola, Sudan ordusu ile ‘Evlad Kamari’ adıyla bilinen yerel milisler arasında patlak veren ilk çatışmaya tanık oldu. Bu olay, yerel halk arasında terör ve korku dalgasına yol açarken, çok sayıda milis öldürüldü ve liderleri ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı sona erdirme isteğini memnuniyetle karşıladı. Cumartesi günü, BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Karkaş, ‘Sudan’daki kanlı iç savaşın acilen sona erdirilmesi ve acil ateşkes’ çağrısında bulundu.

Karkaş, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'ın birliğine vurgu yaparken Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) etkisinin geri dönüşünün ciddi endişe kaynağı olduğunu söyledi. Karkaş, Sudan’da çatışan her iki tarafta da ihlallere karışanların hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.