İran’ın ülke içerisindeki ‘Şebbiha’sı: Besic

Devrim Muhafızları’nın muhalifler ile çatışan kolu: Besic

Askeri geçit töreni sırasında Besic kuvvetleri (AP)
Askeri geçit töreni sırasında Besic kuvvetleri (AP)
TT

İran’ın ülke içerisindeki ‘Şebbiha’sı: Besic

Askeri geçit töreni sırasında Besic kuvvetleri (AP)
Askeri geçit töreni sırasında Besic kuvvetleri (AP)

İran Devrim Muhafızları’nın Besic kuvvetlerinin de aralarında bulunduğu İran güvenlik güçleri, geçtiğimiz hafta 22 yaşındaki Mehsa Emini’nin ahlak polisi tarafından göz altına alınmasının ardından hayatını kaybetmesi üzerine ülke çapında büyüyen protestoları bastırmaya çalışıyor. Besic Suriye rejimi’nin muhalifleri ve sivil halkı bastırmak için kullandığı sivil kıyafetli paramiliter kolu Şebbihalara benzetiliyor.
Şarku’l Avsat’ın İran medyasından aktardığına göre bu protestolar sırasında biri bıçaklanmak üzere 4 Besic üyesinin öldürüldüğünü açıklandı.
İran’daki siyasi ve sosyal baskılara tepki gösteren protestocuları hedef alan, ayaklanmaları bastırırken ön saflarda yer alan Besic güçleri hakkında bazı gerçekler:
Besic güçlerinin tarihi
Besic güçlerinin resmi adı Ezilenlerin Savunma Gücü’dür ve 1979 yılında rejimin kurucusu Ayetullah Humeyni tarafından gönüllü milislerden kuruldu. Besic güçleri, zamanla Devrim Muhafızları’nın kollarından biri oldu.
Örgütün resmi adı İslam Devrimi Besic Direniş Gücü. (Sipahi Pasdaran İnkılâbi İslâmî)
Üyelerinin çoğu kırsal ve yoksul kesimden gelen Besic kuvvetleri, 1980’den 1988 yılına kadar süren İran-Irak savaşında Saddam Hüseyin’in güçlerine karşı mücadele etmekle ünlüydü. Bu saldırıların amacı, ne kadar kurban verilmesine bakılmaksızın karşı tarafa en faz zayiatı verdirtmekti.
Savaşın bitmesiyle Besic, sınır ve kontrol noktalarında, parklarda görev aldı. Protestolar ve gösterilerde ahlak polisliği görevini yürüten Besic’ler, Devrim Muhafızları’nın faaliyetleri yürütebiliyor. Doğal afetlerde görevlendirilen Besic üyeleri, devlet kurumlarında da istihdam edilebiliyor.
Analistler, yaklaşık 1 milyonu aktif üye olmak üzere milyonlarca Besic gönüllüsünün olabileceğini düşünüyor.
Besic, 1981 yılında devrimin ve iktidardaki isimlerin korunması için İran Devrim Muhafızları’na entegre edildi.
İran- Irak savaşının 1988 yılında sona ermesinden sonra Besic güçlerine son verilmedi. Besic güçleri Devrim Muhafızları’nın bir kolu olarak hükümet toplantılarında varlığını sürdürdü.
Besic güçleri, protestolar patlak verdiğinde ülkenin demir yumruğu haline gelen ahlak polisine destek veriyor.
Besic üyeleri, İran’daki her üniversitede insanların kıyafetlerini ve davranışlarını takip ediyor. Üniversite eğitiminde kızlar ve erkekler, karma bir eğitim görüyor.
Üyeleri genellikle iktidardaki liderlere bağlı hareket ediyor. Aşırı muhafazakar güçlerle yakın bağları olan Besic’ler, reformistlere karşı muhafazakar kesimi destekliyor. Günümüzde İran Devrim Muhafızları (DMO) Ordusu'nun bir alt kolu olan Besic ve devlete çalışan gönüllü gençlerden oluşur. İran yasalarının hiçbir kısmında Besicin barış zamanında silahlanma gibi bir yetkisi bulunmamasına rağmen silahlı bir gücü oluşturdu. İran yasalarında Besic yargının yaptırım kolunu oluşturabileceğine dahil maddeler bulunduğu için Polis hiçbir zaman Besici sokaklardaki yaptırımından alı koyamamış ancak yıllardan beri Polis-Besic arasında tartışmalar yaşanmıştır.

Tahran’daki protestolar (AP)

2009 yılında Mahmut Ahmedinejadın cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığını ilan etmesini takiben çıkan olaylarda Besic ana baskı kolunu oluşturmuş resmi bir makam olmadıkları için işledikleri cinayetlerin sorumluluğu hiçbir organ tarafından kabul edilmemiştir. Besicin hiçbir üniformasının bulunmadığına istinaden ülkede onlara takılan lakap "sivil kıyafetliler" olmuştur. olaylarda kimi zaman Besice bağlı kuvvetler özellikle protestocuların veya protestolar sırasında kaçtıkları apartmanları basmış evlere de ciddi hasralar meydana getirmişlerdir.

Besic’in protestolardaki rolü
İran medyası, İran’ın çeşitli şehirlerinde 4 Besic üyesi dahil olmak üzere 5 güvenlik gücünün öldürüldüğünü açıkladı.
Hükümet yanlısı medya, düzeni yeniden sağlamaya ve göstericilerin kamu malına zarar vermesini engellemeye çalışan Besic güçlerinin ‘çeteler ve isyancılar’ tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Medyada yer alan haberlere göre bir Besic üyesi bıçaklandı, bir diğeri ise silahla öldürüldü.
İran merkezli Fars Haber Ajansı, Telegram üzerinden bu günlerde tansiyonu yüksek günler yaşayan İran’da Besic’lerin çalışmaları hakkında bir video yayınladı. Görüntülerde protestoların ardından sokakları boşaltan Besic’lerin küçük bir yangını söndürdüğü görülüyor.
Bir Besic üyesi, videoda protestocuların başkent Tahran’daki yolları kapattığını, kamu malına zarar verdiğini, insanların hayatını tehlikeye attığını ve sokaktaki bir kadının peçesini zorla çıkardığını açıkladı.
Besic üyesi, insanların onurunu ve mallarını korumak için akşam geç saatlerde toplandıklarını ve ‘birkaç korkak insanın’ ülkenin güvenliğine zarar vermesine izin vermeyeceklerini söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’ten aktardığına göre bir Besic üyesi, videoda “Sistemi korumak için sonuna kadar direneceğiz” dedi.



Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
TT

Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçkin üniversitelerle mücadelesinin başlamasından sadece birkaç gün sonra, federal göçmenlik görevlileri mart ayında New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki yurdunda Filistinli öğrenci Mahmud Halil'i gözaltına aldı.

Trump yönetimi, Filistinlileri destekleyen diğer yabancı öğrencileri gözaltına alarak ve Halil'in en önde gelen aktivistlerinden biri olduğu Filistin yanlısı öğrenci protesto hareketine tanık olan Columbia, Harvard ve diğer özel eğitim kurumlarına verilen milyarlarca dolarlık araştırma hibelerini iptal ederek mücadelesini artırırken, Halil üç aydan fazla bir süre Louisiana kırsalındaki bir gözaltı merkezinde tutuldu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre 30 yaşındaki Halil, “Soykırıma karşı durduğum için hiç pişman değilim… Doğru olanı savunduğum için, yani savaşa karşı çıktığım ve şiddete son verilmesi çağrısında bulunduğum için pişman değilim” ifadelerini kullandı.

Halil, hükümetin kendisini susturmaya çalıştığına ama aksine bunun kendisine daha geniş bir platform sağladığına inanıyor.

Halil serbest bırakıldıktan sonra New York'a döndüğünde havaalanında Trump'ın siyasi muhaliflerinden Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez tarafından karşılandı. Gözaltına alındığı için doğumunu kaçırdığı eşi ve küçük oğluyla buluştuğu sırada destekçileri Filistin bayrakları salladı.

İki gün sonra Columbia Üniversitesi'nin Manhattan kampüsü yakınlarındaki katedralin merdivenlerinde düzenlenen bir mitingin yıldızı oldu ve burada üniversite yetkililerini eleştirdi.

Geçtiğimiz hafta, 2025 New York Belediye Başkanlığı seçimleri öncesinde Demokrat Parti ön seçimini kazanan Filistin yanlısı Zohran Mamdani ile birlikte coşkulu kalabalığın karşısına çıktı.

Halil şunları söyledi: “Bu durumda olmayı ben seçmedim; Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) seçti... Bunun elbette hayatım üzerinde büyük bir etkisi oldu. Dürüst olmak gerekirse halen yeni gerçekliğim üzerine düşünmeye çalışıyorum.”

Mayıs ayındaki mezuniyet törenine katılamayan Halil gözaltından işsiz olarak çıktı. Uluslararası bir yardım kuruluşunun siyasi danışman olarak çalışması için yaptığı teklifi geri çektiğini söyledi.

Hükümet temyiz başvurusunu kazanıp onu tekrar gözaltına alabilir. Bu nedenle Halil önceliğinin oğlu ve diş hekimi eşiyle mümkün olduğunca çok zaman geçirmek olduğunu ifade etti.

Suriye'deki bir Filistin mülteci kampında doğan Halil'in eşi Dr. Nur Abdullah ABD vatandaşı. Halil'e geçen yıl ABD'de kalıcı oturma izni verildi.

Yüksek lisans öğrencisi olarak 2022 yılında New York'a taşındı ve Columbia Üniversitesi yönetimi ile üniversitenin İsrail ordusunu destekleyen silah üreticileri ve diğer şirketlere yaptığı yatırımlara son vermesini talep ederek kampüs parkında eylem yapan protestocular arasındaki başlıca öğrenci müzakerecilerinden biri oldu.

Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

Halil herhangi bir suçla itham edilmedi. Ancak ABD hükümeti geniş kapsamlı bir göçmenlik yasasına dayanarak onun ve diğer bazı Filistin yanlısı uluslararası öğrencilerin ‘yasal ancak tartışmalı’ konuşmalarının ABD'nin dış politika çıkarlarına zarar verebileceği gerekçesiyle sınır dışı edilmeleri gerektiğini savundu.

Davaya bakan federal yargıç, Trump yönetiminin Halil'i sınır dışı etmek için öne sürdüğü temel gerekçenin, ifade özgürlüğü haklarının anayasaya aykırı bir şekilde ihlal edilmesi olduğuna hükmetti. Hükümet karara itiraz ediyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Abigail Jackson sorulara cevaben şunları söyledi: “Bu ifade özgürlüğü ile ilgili değil, Hamas teröristlerini desteklemek ve kampüsleri güvensiz hale getiren ve Yahudi öğrencileri taciz eden kitlesel protestolar düzenlemek için ABD'de bulunma hakkı olmayan kişilerle ilgili.”

Columbia Üniversitesi'nin politikasına meydan okuma

Halil, antisemitizm bahanesini kınadı ve Yahudi öğrencileri protesto hareketinin ‘ayrılmaz bir parçası’ olarak tanımladı. Hükümetin, Trump'ın Amerikan karşıtı, Marksist ve ‘radikal sol’ ideolojilerin hâkim olduğunu söylediği Amerikan yüksek öğretimini yeniden şekillendirmek için ‘antisemitizmi’ bahane olarak kullandığını söyledi.

Trump yönetimi Columbia'ya ve diğer üniversitelere, çoğunlukla biyomedikal araştırmalar için verilen federal hibe parasının, hükümet kimi kabul ettikleri, işe aldıkları ve ne öğrettikleri konusunda daha fazla denetime sahip olmadıkça devam etmeyeceğini bildirdi ve ‘daha fazla entelektüel çeşitlilik’ çağrısında bulundu.

Harvard'ın aksine Columbia Üniversitesi, hükümetin hibeleri aniden iptal etmesine itiraz etmedi ve Trump yönetiminin protestolarla ilgili kuralların sıkılaştırılması yönündeki bazı taleplerini, finansmanın yeniden başlatılmasına yönelik müzakerelerin ön koşulu olarak kabul etti.

Halil, Columbia'nın eylemlerini yürek parçalayıcı olarak nitelendirdi. Halil, “Columbia, yükseköğretim kurumlarının nasıl yönetildiğine dair her ayrıntıya müdahale etmesine izin vererek kurumu Trump yönetimine teslim etti” dedi.

Columbia Üniversitesi yönetimi, müzakereler devam ederken akademik özerkliği korumanın ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtti.

Columbia Üniversitesi Sözcüsü Virginia L. Abrams, üniversite yetkililerinin Halil'in nitelendirmesine ‘kesinlikle katılmadıklarını’ ifade etti.

Abrams yaptığı açıklamada, “Columbia Üniversitesi, Halil de dahil olmak üzere, öğrencilerin güçlü bir şekilde inandıkları konularda konuşma hakkını tanır... Ancak üniversitenin, kampüsteki herkesin ayrımcılık ve tacizden uzak bir kampüs topluluğuna katılabilmesini sağlamak için kurallarına ve politikalarına uyması da önemlidir” ifadelerini kullandı.

Halil, Columbia ve Trump'ın hedefindeki diğer üniversiteleri öğrencilerine kulak vermeye çağırdı.

Halil sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Öğrenciler, bu kampüsün insan hakları ve uluslararası hukuka nasıl uyabileceğine ve tüm öğrencileri nasıl kapsayabileceğine dair net bir plan sundular... Meselelerin neresinde dururlarsa dursunlar herkes kendini eşit hissedecek... Üniversite yönetimi öğrencileri dinlemek yerine siyasi baskıya boyun eğmeyi tercih ediyor.”