İsrail Başbakanı: İran’ın nükleer silah sahibi olmasını engellemenin tek yolu askeri bir tehdit

İsrail Başbakanı Yair Lapid (AFP)
İsrail Başbakanı Yair Lapid (AFP)
TT

İsrail Başbakanı: İran’ın nükleer silah sahibi olmasını engellemenin tek yolu askeri bir tehdit

İsrail Başbakanı Yair Lapid (AFP)
İsrail Başbakanı Yair Lapid (AFP)

İsrail Başbakanı Yair Lapid, İran’ın nükleer silah geliştirmesi halinde uluslararası toplumun ‘askeri güç’ kullanması gerektiğini söyledi ve aynı zamanda ‘barışçıl’ bir Filistin devletinin kurulmasına verdiği desteği vurguladı.
Lapid, dün New York’ta 77. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “İran rejimi nükleer silah elde ederse onu kullanır. İran’ın nükleer silah sahibi olmasını engellemenin tek yolu masaya güvenilir bir askeri tehdit koymaktır. Ancak ondan sonra onlarla daha uzun ve daha güçlü bir anlaşma yapılabilir. İran’a, eğer nükleer programını ilerletirse, dünyanın sözle değil askeri güçle karşılık vereceğini açıkça belirtmek gerekir. Geçmişte ne zaman böyle bir tehdit masaya konulsa İran durmuş ve geri çekilmiştir” dedi.
İran rejimini Yahudilere karşı bir ‘nefret orkestrası’ yürütmekle suçlayan Lapid, İran’daki ideologlarının Selman Rüşdi ve Mahsa Amini gibi farklı düşünen Müslümanlardan nefret ettiğini ve çoğu zaman onları öldürdüğünü söyledi.
Lapid İran’a yönelik konuşmasına şu ifadelerle devam etti;
“Bizi yok etmek isteyen ülke, aynı zamanda dünyanın en büyük terör örgütünü, Hizbullah'ı kuran ülkedir. İran, Hamas ve İslami Cihad’ı finanse ediyor ve Bulgaristan’dan Buenos Aires’e kadar yapılan toplu terör saldırılarının arkasında İran var. İran, nükleer silah elde etmek için her türlü çabayı gösteren cani bir diktatörlüktür.”
Lapid’in konuşmasında en fazla dikkati çeken konu ise ‘iki devletli çözümü’ destekleyen açıklaması oldu.
Lapid, iki devletli çözümü desteklediğini anca tek şartı" olduğunu belirterek, şunları kaydetti;
“Filistinlilerle iki halk için iki devlet temelinde bir anlaşma İsrail’in güvenliği, İsrail ekonomisi ve çocuklarımızın geleceği için doğru olandır. Tüm engellere rağmen bugün hala İsraillilerin büyük bir çoğunluğu bu iki devletli çözüm vizyonunu desteklemektedir. Ben de onlardan biriyim. Tek şartımız var: Gelecekteki bir Filistin devletinin barışçıl bir devlet olması. (Filistin’in) İsrail’in refahını ve varlığını tehdit edecek başka bir terör üssü haline gelmemesi. Tüm İsrail vatandaşlarının güvenliğini her zaman koruma yeteneğine sahip olmamız.”
ABD Başkanı Joe Biden ise, Lapid’in BM’deki konuşmasının içeriğini iki devletli çözüme verdiği destek açısından memnuniyetle karşıladı.
Biden Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İsrail Başbakanı Lapid’in BM Genel Kurulu’ndaki cesur açıklamasını memnuniyetle karşılıyorum” ifadelerini kullandı.



Trump, Venezuela'ya petrol ambargosu uyguladı ve hükümetini "terörist devlet" olarak ilan etmekle tehdit etti

ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)
ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)
TT

Trump, Venezuela'ya petrol ambargosu uyguladı ve hükümetini "terörist devlet" olarak ilan etmekle tehdit etti

ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)
ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, Karayipler'deki ABD askeri operasyonlarını genişletme hazırlıkları gibi görünen bir hamleyle, Venezuela'ya giden ve gelen yaptırım uygulanan petrol tankerlerine "tam bir abluka" emri verdi ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro hükümetini terör örgütü ilan etmekle tehdit etti.

Trump, Venezuelalı yetkililerin "benzeri görülmemiş bir şok" yaşayacağını söylerken, Maduro liderliğindeki Venezuela "rejimini" "yabancı bir terör örgütü" olarak nitelendirdi.

ABD başkanının emrinin, özellikle Çin olmak üzere küresel pazarlara ulaşmak için yaklaşık 30 tankere bağımlı olan Venezuela petrol ihracatını sekteye uğratacağından şüphe yok.

Trump'ın kararı küresel endişeye yol açtı. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Venezuelalı mevkidaşı Iván Gil'e, Pekin'in Karayipler'deki "korkutma" ve "zorbalık" politikasına karşı olduğunu söyledi.

BM Genel Sekreteri António Guterres, hem Amerika Birleşik Devletleri'ni hem de Venezuela'yı gerilimi azaltmaya ve itidal göstermeye çağırdı.

Meksika Cumhurbaşkanı Claudia Sheinbaum da Birleşmiş Milletler'i Venezuela'da "kan dökülmesini önlemeye" çağırdı.


Trump, Suriye'de öldürülen 3 Amerikalının naaşlarının ülkelerine getirilmesi törenine katıldı

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)
TT

Trump, Suriye'de öldürülen 3 Amerikalının naaşlarının ülkelerine getirilmesi törenine katıldı

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün Suriye'de hafta sonu DEAŞ mensubu olduğundan şüphelenilen bir saldırgan tarafından öldürülen iki ABD askeri ve bir sivil tercümanı anma törenine katıldı.

Trump, cenazelerin aileleriyle birlikte, Hava Kuvvetlerinin "yurtdışından Amerika Birleşik Devletleri'ne onurlu bir şekilde geri getirilmesi" olarak adlandırdığı tören için Delaware'deki Dover Hava Kuvvetleri Üssü'ne geldi. ABD ordusu, ABD ve Suriye birliklerinden oluşan bir konvoyu hedef alan saldırganın iki askerini ve bir sivil tercümanı öldürdüğünü açıkladı. Trump saldırıyı korkunç olarak nitelendirdi ve intikam yemini ederek, öldürülen üç kişiyi "büyük vatanseverler" olarak tanımladı. Saldırıda üç ABD askeri de yaralandı.


Pasifik Okyanusu'nda "uyuşturucu kaçakçılığı" yapan bir gemiye düzenlenen ABD saldırısında dört kişi öldü

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in sunduğu videodan alınan arşiv görüntüleri, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir teknenin hedef alınmasını gösteriyor (AFP)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in sunduğu videodan alınan arşiv görüntüleri, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir teknenin hedef alınmasını gösteriyor (AFP)
TT

Pasifik Okyanusu'nda "uyuşturucu kaçakçılığı" yapan bir gemiye düzenlenen ABD saldırısında dört kişi öldü

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in sunduğu videodan alınan arşiv görüntüleri, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir teknenin hedef alınmasını gösteriyor (AFP)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in sunduğu videodan alınan arşiv görüntüleri, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir teknenin hedef alınmasını gösteriyor (AFP)

ABD ordusunun açıklamasına göre Amerika Birleşik Devletleri, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı bir gemiyi hedef alan yeni bir saldırı düzenleyerek "dört terörist uyuşturucu kaçakçısını" öldürdü.

Güney Komutanlığı gemiyle ilgili olarak şunları belirtti: “İstihbarat, geminin Doğu Pasifik'te bilinen bir uyuşturucu kaçakçılığı rotası üzerinde seyrettiğini ve uyuşturucu kaçakçılığı operasyonlarına karıştığını doğruladı.”

Açıklamada ayrıca, “Dört terörist uyuşturucu kaçakçısı öldürüldü ve hiçbir ABD askeri personeli yaralanmadı” denildi.

Başkan Donald Trump'ın yönetimi, aylardır Venezuela'ya deniz kuvvetleri takviyesi yaparak ve ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığını iddia ettiği teknelere yönelik ölümcül saldırılar düzenleyerek artan bir baskı uyguluyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bu saldırılarda (son saldırı dahil) en az 99 kişi hayatını kaybetti.