4-7-8 uyku yöntemi nedir?

Teknik, nefesi düzenlemeye odaklanıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

4-7-8 uyku yöntemi nedir?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi (NHS), ortalama bir yetişkinin sağlıklı bir yaşam sürmesi için her gece 7 ila 9 saat uykuya ihtiyacı olduğunu belirtiyor.
Sağlık servisine göre, uzun süreli uyku eksikliği obezite, tip 2 diyabet, kalp ve damar hastalıkları, Alzheimer gibi hastalıklara ve anksiyete ve depresyon gibi ruh sağlığı rahatsızlıklarına yol açabilir.
Uzmanlar, uykuya dalmalarına yardımcı olmak adına insanların benimseyebileceği farklı rutinler veya yöntemler bulmak için çabalıyor.
Bu tür tekniklerden biri de "4-7-8 yöntemi". Bu, nefesi düzenlemeyi ve yatmadan önce vücudun rahatlamasına yardımcı olmayı amaçlayan bir egzersiz.
İşte bilmeniz gerekenler.

4-7-8 yöntemi nedir?
4-7-8 yönteminin en öne çıkan savunucusu Amerikalı doktor Andrew Weil.
Tekniği Ellen Show'a katıldığında açıklayan Weil, yöntemi deneyenlerin dillerinin ucunun üst ön dişlerinin arkasındaki noktaya dokunduğundan emin olarak başlamaları gerektiğini söyledi.
4 saniye boyunca burundan sessizce nefes alarak başlayın.
Nefesinizi vermeden önce 7 saniye tutun.
Nefes verirken, ağzınızla rüzgar sesi çıkaracak şekilde 8 saniye boyunca havayı dışa üfleyin.
Ardından bunu 4 nefes döngüsü boyunca tekrarlayın. Weil, ilk 4 ay boyunca halkın bunu 4 döngüden fazla yapmaması gerektiğini söyledi.
Tekniği uygularken daha rahat hissettiğinizde bunu 8 döngüye çıkarabilirsiniz. Weil, 8 döngüyü asla aşmamanız gerektiğini söylüyor.

Etkili mi?
The Independent'ta yer alan habere göre Weil, yöntemin insanların geceleri uyumasını veya gecenin bir yarısı uyanmaları durumunda tekrar uyumalarını sağlamak için "harika bir yol" olduğunu söyledi.
Bu yöntemin kaygıyı hafifletmeye, kalp atış hızını ve kan basıncını düşürmeye ve sindirimi iyileştirmeye yardımcı olabileceğini iddia etti.
Söz konusu yöntemin etkinliğiyle ilgili geniş çaplı bir çalışmanın yapılmadığı unutulmamalı.



Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Kreatin takviyeleri yakın zamana kadar neredeyse sadece performansı artırmak ve kas kütlesini kazanmak isteyen sporcular ve vücut geliştiriciler tarafından kullanılıyordu. Ancak artık şaşırtıcı hızda büyüyen bir pazar var: Orta yaşlı kadınlar.

Dwayne "The Rock" Johnson hâlâ protein karışımını "hacim kazanmak" için kullanırken, Ivanka Trump bu yıl sabah smoothie'siyle birlikte bir doz aldığını açıkladı.

TikTok'taki fitness fenomenlerinden sağlık uzmanlarına kadar, bu tebeşirimsi toz artık kadınlar için bir dizi faydasıyla lanse ediliyor. Peki, kreatin tam olarak ne ve bilim bu trendi destekliyor mu?

Midland Health'te doktor ve direktör olan Dr. Rupa Parmar, The Independent'a "Kreatin üç amino asitten (arjinin, glisin ve metiyonin) elde edilen doğal bir bileşik" diye konuştu.

Enerji üretimi için esasen kaslarımızda depolanır.

Kırmızı et ve balık gibi gıdalardan az miktarda alınsa da vücudumuz da her gün yaklaşık 1 gram üretir.

Rupar, çoğu kadının gıdalardan günde önerilen 3 ila 5 gramı almadığını ve takviyenin yardımcı olabileceğini söyledi.

"Kadınlar doğal olarak erkeklerden çok daha düşük kreatin depolarına sahip ve kreaatin genellikle beslenmelerinde daha az yer alıyor. Dolayısıyla seviyelerini artırmak için kreatin almaktan daha fazla fayda görebilirler" diye ekledi.

Kreatinin bir takviye olarak yükselişi 1992'de Britanyalı kısa mesafe koşucusu Linford Christie ve engelli koşucu Sally Gunnell'in Barselona Olimpiyatları'nda altın madalya kazanmasıyla başlamıştı.

Parlak fitness dergileri onu bir "buluş" diye nitelendirmeye başlamıştı: Fortune dergisindeki 1998 tarihli bir makale bileşiği "doğanın steroidi" diye adlandırmış, Los Angeles Times da "Güç tozu" diye manşet atmıştı.

Başlangıçta büyük oranda kas geliştirme ve antrenman sonrası toparlanmaya faydalarıyla ünlense de araştırmalar kreatinin faydalarının spor salonunun ötesine uzanabileceğini gösteriyor.

Kreatin hafıza, beyin sağlığı, depresyon tedavisi ve enerji artışıyla ilişkilendiriliyor.

Rupar, "Bu madde beyin sağlığını bile destekleyebilir. Bilişsel işlevi iyileştirmeye ve yaşlandıkça bir miktar koruma sağlamaya yardımcı olduğunu öne süren çalışmalar var" dedi.

Kansas Üniversitesi Tıp Merkezi tarafından Alzheimer hastaları üzerinde yapılan bir ön çalışmada, kreatin takviyelerinin hafızayı ve yürütme işlevini geliştirebileceği bulundu. Kreatin hormonal dalgalanmalara da iyi gelebilir.

Rupar sözlerine şöyle devam etti:

Kreatin, özellikle kendinizi daha yorgun hissettiğinizde, istikrarlı enerji seviyelerini destekleyerek regl döneminizdeki yorgunluğu hafifletmeye yardımcı olabilir.

Adet döngüsünü düzenleyen hormonlar olan östrojen ve progesteron, vücudun kreatini nasıl ürettiğini ve kullandığını etkiliyor.

Rupar, "Adet döngüsü sırasında kreatin seviyeleri değişebilir ve takviyeler, özellikle östrojen düşük olduğunda, enerji ve kas fonksiyonunu daha istikrarlı tutabilir" dedi.

Menopoza yaklaşan veya menopoza giren kadınlar için kreatin, özellikle direnç antrenmanıyla birleştirildiğinde kas kütlesi, gücü ve kemik yoğunluğundaki düşüşleri önlemeye yardımcı olabileceğinden özellikle umut verici görünüyor.

12 aylık bir çalışmada, kreatinin menopoza girmiş 47 kadında kemik mineral yoğunluğu kaybını azalttığı bulundu.

Tüm potansiyel avantajlarına rağmen, kreatinin dezavantajları da var.

En yaygın şikayetlerden biri şişkinlik: Kasları doyurduğu için su tutulmasına neden olabilir, bu da bazen şişkinlik hissine ve su ağırlığından dolayı tartıda birkaç kilo fazlalığa yol açar.

Yine de çalışmalar, önerilen dozlarda alındığında kreatinin çoğu sağlıklı yetişkin için güvenli olduğunu defalarca gösterdi.

Uzmanlar, özellikle böbrek rahatsızlığı olanlar veya ilaç kullananların başlamadan önce bir sağlık uzmanına danışmasını tavsiye ediyor.

Independent Türkçe