Sisi: Benzeri görülmemiş bir enerji ve gıda kriziyle karşı karşıyayız

Mısır, dünya ülkelerini iklim sorunlarına yönelik finansman vaatlerini yerine getirmeye çağırıyor

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi konuşması sırasında (Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi konuşması sırasında (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi: Benzeri görülmemiş bir enerji ve gıda kriziyle karşı karşıyayız

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi konuşması sırasında (Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi konuşması sırasında (Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, iklim değişikliğinin zararlı etkileriyle yüzleşmek için dünya ülkelerine finansman taahhütlerini yerine getirme çağrısını yineledi. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Çarşamba akşamı, devlet ve hükümet başkanlarının iklim değişikliği konulu kapalı toplantısı öncesinde yaptığı konuşmada, "Dünya ülkeleri eşi görülmemiş bir gıda ve enerji kriziyle karşı karşıya" diyerek gelişmiş ülkelerin iklime uyum çabalarını finanse etme sözlerini yerine getirme gerekliliğine vurgu yaptı.
Şarm eş-Şeyh önümüzdeki Kasım ayında iklim Zirvesi'ne (COP27) ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Zirvenin Mısır başkanlığı, iklim değişikliğiyle mücadelede "aktif" unsurlardan biri olarak finansmana odaklanıyor. Mısır ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ortaklığında düzenlenen New York'taki devlet ve hükümet başkanlarının iklim konulu kapalı toplantısına, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun oturum arasında video konferans aracılığıyla yaptığı konuşmada Sisi, "New York'ta bulunmasını engel olan acil durumlar olmasaydı, toplantıya bizzat katılmış olacağını" dile getirdi.
Mısır cumhurbaşkanı, "Mısır'ın dünyanın toplantıdan beklediği mesajın içeriğine ilişkin görüşü" nü şu üç temel maddeyle dile getirdi:
Herhangi bir küresel durum veya siyasi anlaşmazlık durumunda, uluslararası toplum iklim değişikliği karşısında taahhütlerinden geri adım atmayacaktır.
 Dünya liderleri, elde edilecek çabanın yeterli olmadığını teyit ediyor ve Paris Anlaşması ışığında ulusal olarak belirlenen katkıları güncellemek için yeni adımlar attıklarını ve tüm resmi ve gayrı resmi kurum, kuruluşlarla ortaklaşa iklim eylemini teşvik eden  tüm çaba ve girişimleri desteklediklerini duyuruyorlar.
 Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin gıda ve enerji krizinin gölgesinde yoksulluğu ortadan kaldırmak adına kalkınma çabalarını sürdürürken iklim taahhütlerini yerine getirmek için yüzleşmeleri gereken yükün boyutuna odaklanılmıştır.
Sisi'ye göre, gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelere yönelik sorumluluklarını hızla yerine getirme, emisyonları azaltma ve uyum sağlama lehinde iklim finansmanı sağlama zorunlulukları vardır. Bu sorumluluklar, ya 100 milyar dolarlık finansman taahhüdünü yerine getirerek, ya adaptasyon finansmanını ikiye katlayarak veya 2050 sonrası için yeni bir finansman hedefini kabul etme sürecini hızlandırarak gerçekleştirilebilir.
Gelişmiş ülkeler, 2009 yılında Kopenhag'da, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğine uyum sağlamasına yardımcı olmak için 2020 yılına kadar yıllık 100 milyar dolar sağlama sözü verdi. Şimdiye kadar, bu söz tam olarak uygulanmadı ve OECD'nin Eylül raporuna göre bu konuda tasarruf edilen maksimum miktar 2020'de 83,3 milyar dolardı.
Mısır Cumhurbaşkanı, iklim değişikliğinin gezegenimizin karşı karşıya olduğu en tehlikeli durum olmaya devam ettiğini ve yansımalarının her geçen gün, sıcaklıktaki her artışla daha da belirginleştiğini vurgulayarak Pakistan'ın son dönemde tanık olduğu, benzeri görülmemiş tahribata ve can kayıplarına neden olan sellere ve yüksek sıcaklıklar sonucu Avrupa kıtasında ve ABD’de benzeri görülmemiş orman yangınlarına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı, "Gelişmekte olan ülkeler için emisyonları azaltmak, dayanıklılık oluşturmak ve iklim finansmanını artırmak için hızlı ve tutarlı bir şekilde iklim gerekliliklerini uygulamaya koymadıkça, yaşananlar çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğinin nasıl olacağının korkunç bir habercisidir" dedi.
Sisi, dünyanın son bir yılda tanık olduğu, gıda, enerji ve tedarik zincirlerindeki siyasi krizlere ve zorluklara neden olan ve dünya çapında etkilerine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Sisi, "Bu zorluklar kuşkusuz tüm ülkelerimiz, özellikle de gelişmekte olan ülkeler için ek yükler oluşturuyor, ancak her zaman iklimin insan varlığı için en zorlu tehlike olduğunu kesin olarak doğrulayan nesnel bilimsel raporlara güvenmeliyiz" sözlerinin altını çizdi.
Dünya liderlerini Şarm El-Şeyh'teki iklim zirvesine katılmaya davet ederek, Mısır'ın çözüm yolunun hayata geçirilmesi ümidini dile getiren Sisi, gelecek nesillerin bir fırsatınız vardı, değerlendirmediniz ve bu yüzden bugün biz ağır bedeller ödüyoruz dememesi için bir an önce harekete geçmek gerektiğini ifade etti.



Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
TT

Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)

Hamas yanlısı Filistinli bir araştırmacının, hareketin siyasi büro üyelerinden birinden kamuoyu önünde özür dilemesi, özellikle bu özrün söz konusu üyenin siyasi bir açıklamasına yöneltilen eleştirinin ardından gelmesi nedeniyle Hamas destekçileri arasında tepkiye yol açtı.

Katar’da yaşayan ve Hamas’a desteğiyle bilinen Filistinli siyasi araştırmacı Mahmud Hamid el-İle, salı akşamı X platformunda, hareketin yine Katar’da bulunan siyasi büro üyesi Muhammed Nazzal’dan özür diledi. El-İle, özrünü bir ay önce aynı platformda Nazzal’ın Hamas’ın silahları ve Gazze Şeridi’ndeki geleceğine ilişkin açıklamalarının ardından paylaştığı bir mesajda yer verdiği ifade nedeniyle yaptı.

Krizin kökeni, geçen yıl ekim ayında Reuters’ın yayımladığı bir habere dayanıyor. Haberde, Nazzal’a Hamas’ın Gazze Şeridi’nde silah bırakıp bırakmayacağı sorulduğunda verdiği yanıt aktarılmıştı. Nazzal, “Evet ya da hayır diyemem” ifadesini kullanmış, ardından “Silah meselesi genel bir ulusal konudur ve yalnızca Hamas’la ilgili değildir. Sahada silahlı gücü olan başka gruplar da var” demişti.

Bu açıklamalar Hamas içinde geniş çapta tepki çekti. Tepki gösterenler arasında, sözlerin muğlaklığı nedeniyle eleştiriler yönelten araştırmacı Mahmud el-İle de vardı. El-İle, açıklamaların hem siyasi büro üyesi tarafından yapılmış olmasına hem de hareketin farklı kademelerindeki, özellikle Gazze’de yaşayan veya aslen Gazze kökenli olan diğer yöneticilerin tutumlarıyla çelişmesine dikkat çekmişti.

Nazzal’ın sözlerine yönelik itirazların büyümesi üzerine Hamas bir açıklama yayımlayarak beyanların ‘bağlamından koparıldığını’ bildirdi.

Paylaşımına gelen tepkilerin ardından birkaç gün sonra eleştirisini silmek zorunda kalan el-İle, krizin bu noktada sona erdiğini düşünüyordu.

Özrün sebebi neydi?

Ancak özrün yayımlanması, bunun nedenine ilişkin yeni soru işaretleri doğurdu. Daha sonra X platformundaki bazı Hamas yanlısı kullanıcıların paylaşımlarına ve Katar’daki hareket kaynaklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre, olayın arka planında Muhammed Nazzal’ın attığı adım bulunuyor. Buna göre Nazzal, uzun yıllardır ikamet ettiği Doha’da Katar resmi makamlarına Mahmud el-İle hakkında şikâyette bulunarak, kendisine hakarette bulunduğu ve manevi zarar verdiği iddiasını gündeme getirdi.

ghy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail’in hava saldırısı düzenlediği bina (Reuters)

Kaynaklardan birine göre, pek çok kişi, aralarında bazı üst düzey yöneticiler de olmak üzere, arabuluculuk yaparak anlaşmazlığı çözmeye çalıştı, ancak Nazzal, kendisine yönelik ifadeler nedeniyle X platformu üzerinden kamuoyuna açık bir özür yayınlanmasında ısrar etti. Bu şart yerine getirilince, Nazzal’ın başka bir talepte bulunmaması ve anlaşmazlığın kapanması üzerinde uzlaşıldı. Buna rağmen Nazzal’ın ‘maddi tazminat talebinde ısrar ettiği’ ifade edildi.

Hareketle ilişkili başka kaynaklar ise ‘Mahmud el-İle’nin özrünün krizi çözmek için yalnızca ilk adım olduğunu, sürece müdahil olan bazı kişilerin Nazzal’ın öfkesini yatıştırmak ve onu şikâyeti geri çekmeye ikna etmek amacıyla el-İle’yi bu yöne yönlendirdiğini’ aktardı.

Aktivistler arasında öfke

Hamas’ın içinden ve dışından birçok isim özür meselesine tepki gösterdi. Tepki verenler arasında Filistinli gazeteci Muna Havva da vardı. Havva, sosyal medya hesabında, “Filistin’deki özgürlük hareketlerinin tarihinde, ne yaşanırsa yaşansın, bir liderin kendi mensuplarından birini üçüncü bir tarafa ya da başka bir otoriteye şikâyet ettiği tek bir örnek dahi yoktur. Bu davranış ne ulusal örgütlerin ahlakıyla ne de kabile geleneklerinde kabul gören en basit sığınma kurallarıyla bağdaşır. Utanç verici, acı verici, üzücü” diye yazdı.

Havva bir başka paylaşımında ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail’in bugünkü genişlemesi kadar tehlikeli bir dönem görülmedi; tarih de Gazze’de halkımızın yaşadığı kadar vahim bir katliama tanıklık etmedi. Bu felaketin ortasında, halkımızın önde gelen isimlerinden biri, bir gencin attığı bir tweet yüzünden onu başka bir devlete şikâyet ediyor; geçimini ve güvenliğini riske atıyor. ‘Direniş’in liderleri halkımızdan ateş altında direnmelerini isterken, tek bir eleştiri cümlesine dahi tahammül edemiyor.”

Ayrıca Hamas gibi gruplara verdiği destekle bilinen aktivist Cemil Mikdad da konuya ilişkin paylaşım yaptı. Mikdad, “Hamas’tan bir yönetici, Katar’da yaşayan bir Filistinliyi, hakkında Katar mahkemelerinde dava açtıktan sonra uzun bir özür metni yayımlamaya zorladı; üstelik yalnızca kendisini eleştirdiği bir önceki paylaşım yüzünden!” ifadesini kullandı. Mikdad sözlerini şöyle sürdürdü: “Harika gerçekten… Nereye geldik? Halk olarak eleştirme hakkına sahip olduğumuz ve bizi dinlemekle yükümlü olan liderlerimiz, şimdi Arap mahkemelerini bize karşı bir güç olarak kullanıyor. Bu da ne demek oluyor? Siz ne hale geldiniz böyle, cahiller?!”

Hamas’ın silahlı yapısının geleceği, hareketin üst düzey isimlerinin açıklamalarında uzun süredir farklılık gösteren bir başlık olarak öne çıkıyor. Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir panelde, “Hamas’ın ancak bir Filistin devleti kurulması hâlinde silah bırakabileceğini” söyledi.

Buna karşın, Meşal’in açıklamasından yalnızca bir gün sonra, Hamas yetkilisi Basim Naim AP’ye yaptığı değerlendirmede, hareketin kapsamlı bir güvenlik ve siyasi düzenlemenin parçası olmak kaydıyla ‘silahların depolanması ya da dondurulması gibi seçeneklerin görüşülmesine açık olduğunu’ belirtti.

Hamas’ın siyasi büro üyelerinden Husam Bedran ise salı günü yaptığı açıklamada, sürecin ikinci aşamaya geçmesinin ‘İsrail’in ihlalleri durdurmasına’ bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Hamas’ın birçok lideri ve sözcüsü, aralarında Halil el-Hayye ve Hazım Kasım’ın da bulunduğu isimler, hareketin ikinci aşamaya geçmeye ‘hazır olduğunu’ vurgulayan açıklamalarını sürdürdü.


Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.