Türkiye'den Yunanistan Başbakanı Miçotakis'e yanıt

Türkiye, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Türkiye'yi hedef alan sözlerine "gerçeklerin çarpıtılmasının ve Türkiye düşmanlığının bir başka örneği'' olduğu yanıtını verdi.

AA
AA
TT

Türkiye'den Yunanistan Başbakanı Miçotakis'e yanıt

AA
AA

Türk heyeti, ''Türkiye'yi Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Kafkaslar'ı istikrarsızlaştırmakla'' suçlayan Yunan Başbakan'ın sözlerini BM Genel Kurulu'nda değerlendirdi. 
Heyet, ''Ne yazık ki bu açıklama gerçeklerin çarpıtılmasının ve Türkiye düşmanlığının bir başka örneğiydi. Türkiye'nin bölgesinde ve ötesindeki rolü uluslararası toplumca takdir ediliyor.'' ifadesini kullandı.
Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi tarafından alınan yaptırımları uyguladığını hatırlatan Türk heyeti, Yunanistan'ın kendisi gemiden gemiye petrol transfer edip yaptırımları delerken, Türkiye'yi yaptırımları uygulamamakla suçlamasının ''çifte standart'' olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin Yunanistan'ın toprak bütünlüğüne ve birliğine meydan okumadığını, bu iddianın bir propaganda olduğunu belirten heyet, Türkiye'nin Yunanistan'ı aksine Ege'deki anlaşmazlıklara çözüm konusunda uluslararası hukuka dayalı dürüst ve anlamlı diyaloğa teşvik ettiğini ifade etti.
Yunanistan'ın 1 Haziran 1995'ten bu yana Türkiye'yi karasularını 6 deniz milinin üzerine çıkarmakla tehdit ettiğine dikkati çeken Türk heyeti, Yunanistan'ın bu tehdidini Ege Denizi'nin doğusundaki adalarda silahlanmayla daha da artırdığını söyledi.
Türk heyeti, ''İkili ilişkilerimizde hakim olan mevcut olumsuz hava maalesef Yunanistan'ın bilinçli bir tercihi. Neredeyse her gün, iş birliği ve iyi komşu ilişkileri yerine kışkırtıcı eylemleri ve tırmandırıcı söylemleri seçiyorlar. İkili görüşmeler ve NATO Güven Artırıcı Önlemler müzakerelerini donduran Yunan tarafıdır.'' dedi.
Yunanistan'ın göçmenlere yönelik ''onur kırıcı ve hayati tehlike arz eden'' tutumunun sadece Türkiye değil birçok uluslararası örgüt tarafından da belgelendiğini aktaran heyet, Yunanistan'a Ege Denizi'ndeki sorumluluklarını yerine getirme ve göçmenlere yönelik ''insanlık dışı'' uygulamalarına son verme çağrısı yaptı.
Heyeti, Türkiye'nin Kıbrıs Türklerinin egemen eşitlik hakkı ve eşit uluslararası statüsünü desteklemeye ise devam edeceğini bildirdi.



Güvenlik Konseyi'nden önce Lübnan, iletişim cihazı patlamaları nedeniyle İsrail'i 'terörizmle' suçladı

 Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)
Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)
TT

Güvenlik Konseyi'nden önce Lübnan, iletişim cihazı patlamaları nedeniyle İsrail'i 'terörizmle' suçladı

 Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)
Lübnan'daki durumu görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi oturumu (EPA)

Lübnan Dışişleri Bakanı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, bu hafta ülkesinde binlerce iletişim aracının patlatılmasını “terörist” bir saldırı olarak nitelendirdi ve İsrail'i suçladı.

AFP'nin haberine göre Abdullah Buhabib, BM Güvenlik Konseyi'ne yaptığı açıklamada, iki gün boyunca Lübnan genelinde onlarca kişinin ölümüne neden olan patlamaların “vahşet ve terörizm açısından eşi benzeri görülmemiş bir savaş yöntemi” olduğunu söyledi.

Buhabib, “Evlerinde, sokaklarda, işlerinde, alışveriş merkezlerinde işlerine giden her yaştan binlerce insanı hedef almak tek kelimeyle terörizmdir” dedi.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, dün Güvenlik Konseyi'nde, uluslararası hukukun sivil cihazlara “bubi tuzağı” kurulmasını yasakladığını vurguladı.

Bu hafta Lübnan'da Hizbullah iletişim cihazlarının eş zamanlı olarak patlatılmasının ardından Cezayir tarafından talep edilen bir toplantı sırasında yaptığı açıklamada Türk, “Siviller arasında terör yaymayı amaçlayan şiddet eylemlerinde bulunmak bir savaş suçudur” ifadesini kullandı.

Volker Türk, “Savaşın kuralları vardır,” diyerek ‘bağımsız, kapsamlı ve şeffaf’ bir soruşturma yapılması çağrısını yineledi. Türk, “İster sivil ister silahlı grup üyesi olsun binlerce kişinin, ilgili teçhizatı kimin taşıdığı, bulundukları yer ve saldırı anındaki ortamları bilinmeden eş zamanlı olarak hedef alınması, uluslararası insancıl hukuku ve uygulanabildiği yerlerde uluslararası hukuku ihlal etmektedir” dedi.

“Bu koşullar altında, bu tür saldırıların ayrımcılık, orantılılık ve ihtiyatlılık temel ilkeleriyle nasıl tutarlı olabileceğini görmek zordur” diyen BM Komiseri sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu saldırılar savaşta iletişim araçlarının silaha dönüştüğü yeni bir gelişmeyi temsil ediyor (...) Bu yeni normal olamaz.”

Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan binlerce iletişim cihazının salı ve çarşamba günleri patlatılması sonucu 37 kişinin öldüğü ve 2,931 kişinin yaralandığı operasyonun ardından, İsrail ordusu ile İran destekli Hizbullah arasındaki saldırılar perşembe gününden bu yana yoğunlaştı.