Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Burhan: Bu mevkide devam etmek istemiyorum

Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan. (AP)
Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan. (AP)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Burhan: Bu mevkide devam etmek istemiyorum

Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan. (AP)
Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan. (AP)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, yaklaşan seçimlerde adaylığını koymayacağını açıkladı. Ancak iktidardan çekilmesi yönünde seçimlere yönelik herhangi bir tarihe işaret etmedi. Seçilmiş bir hükümet kurulduğunda, silahlı kuvvetlerin daha yüksek bir statüyü korumak yerine kurulacak hükümetin bir kurumu olacağını vurguladı.
Ordunun geçtiğimiz ekim ayında iktidara gelişinin birinci yıl dönümü yaklaşırken, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere gittiği New York'ta AP’ye açıklamalarda bulunan Burhan, yaklaşan seçimlerde aday olmayı düşünmediğini belirtti. “Kendimi aday olarak öne çıkarmak gibi bir arzum yok. Bu mevkide devam etmek de istemiyorum” ifadesini kullandı.
Seçimlerin Temmuz 2023’te yapılması beklenirken Burhan, belirli bir tarihten bahsetmeyerek seçim tarihinin belirlenmesi için siyasi grupların anlaşması gerektiğini ve bunda ordunun herhangi bir rolü olmadığını vurguladığı açıklamasında şunları söyledi.
“Siyasi katılımdan ve bu katılımın kapsamının genişletilmesinden bahsediyoruz. Hamduk ya da başka bir figür olsun, bu karakter Sudan'ın yönetimi için geniş bir kaide olmadan başarılı olamaz. Yönetime giden yol ancak seçimlerledir, kimse kendi iradesini diğerine dayatamaz.”  
Geçiş hükümetindeki iç gerilimleri görmezden gelen Burhan, Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ile aralarında anlaşmazlık olduğu iddialarını yalanladı. Yerel medya, söz konusu iki isim arasında anlaşmazlıkların olduğuna dikkat çekmişti. Nitekim Hamideti, ordunun ekim ayında iktidarı ele geçirmesinin başarısız olduğunu itiraf etmişti. İktidardaki askeri komutan, Sudan'daki kötüleşen ekonomik koşullardan adını vermediği ülkeleri ve kurumları sorumlu tuttu.
Sudan üç yıldan fazla bir süredir siyasi kargaşanın batağına saplandı ve ekonomi ciddi şekilde sarsıldı. Ülke, ekonominin de ciddi şekilde sarsılması ile birlikte yaklaşık üç yıldır siyasi kargaşa içerisinde bulunuyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre enflasyonun bu yıl yüzde 245'e ulaşması bekleniyor. Siyasi kargaşa devam ederken milyonlarca Sudan vatandaşı, yüksek fiyatlardan ve ulusal para biriminin dolar karşısında önemli ölçüde değer kaybetmesinden muzdarip.
Ordunun geçen yıl iktidara gelmesinin ardından demokratik sivil yönetime dönüş taraftarı yüz binlerce protestocu sokaklara dökülerek askerileri iktidarı sivillere devretmeye çağırdı. Protestocular aynı zamanda ordunun Abdullah Hamduk başkanlığındaki sivil geçiş hükümetini dağıtması ardından Burhan'ın iktidara geçmesini ve Egemenlik Konseyi’nin feshedilmesini kınadı.
Güvenlik güçlerinin protestoculara ateş açması neticesinde onlarca protestocunun öldürdüğü, yüzlercesinin tutuklandığı kaydedildi. Polis veya güvenlik güçlerinin hiçbiri cinayetlerden hüküm giymezken Burhan ise beş veya altı kişiye dair soruşturmaların sürdüğünü söylemişti. Aynı zamanda “Hiçbir protestocu tasvir edildiği şekilde öldürülmüyor. Protestocular polisle çatıştı, polis ise kamu malını korumak amacıyla yasaya uygun şekilde müdahale etti” ifadelerini kullanmıştı.
BM Dünya Gıda Programı'nın ( WFP ) Sudan Ülke Direktörü Eddie Rowe dün BM basın toplantısında yaptığı açıklamada, Sudan’ın siyasi kargaşa dolayısıyla daha da kötüleşen gıda krizinden muzdarip olduğuna işaret etti. Sudan’daki hasatlarda iki yıldır düşüş kaydediliyor. Aynı zamanda Ukrayna’daki savaşın ardından Doğu Avrupa'dan tahıl ithalatında zorlukların kaydedildiği, yıkıcı sellerin yaşandığı sıkıntılı bir yazın yaşandığı biliniyor.
BM’deki bazı önde gelen bağışçılar ordunun geçen ekim ayındaki eylemlerinin ardından ülkeden fonları geri çekmişti. Rowe, Sudan'daki krizin hafifletilmesine yardımcı olmak için kalıcı barış, güvenilir bir hükümet, daha fazla uluslararası yardım ve destek çağrısında bulundu.
Biden yönetimi, ordunun iktidara gelmesi ardından Sudan'ın tam bir sivil hükümete geçişini desteklemek için ayrılan 700 milyon dolar değerindeki mali yardımı askıya almıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı, en az 700 milyon dolar değerindeki diğer yardımları da içerebilecek kapsamlı yardım paketinin, Hartum'daki gelişmeler gözden geçirilinceye kadar dondurulduğunu bildirmişti. Burhan ise “Sudan'a yardım sözleri vardı ancak sözlerini tutmadılar. Dışarıdaki partilerden de çok destek geldi, ancak siyasi nedenlerle bu destekler maalesef kesildi” açıklamasında bulunmuştu.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.