Husiler, Yemenli çocukları sistematik bir şekilde hedef alıyor

Darbe yılları boyunca 400 bin çocuk cepheye sürüldü, 15 bini yaşamını yitirdi.

Silahlı Husi unsurları Sana’da Humeyni Haykırışı’nı okudu. (Reuters)
Silahlı Husi unsurları Sana’da Humeyni Haykırışı’nı okudu. (Reuters)
TT

Husiler, Yemenli çocukları sistematik bir şekilde hedef alıyor

Silahlı Husi unsurları Sana’da Humeyni Haykırışı’nı okudu. (Reuters)
Silahlı Husi unsurları Sana’da Humeyni Haykırışı’nı okudu. (Reuters)

14 yaşındaki Muhammed Abdulhakim el-Maktari, Sana’nın 225 km güneyindeki Kaide şehrinde akrabalarını ziyarete gittiği sırada kayboldu. Ailesi, çocuğun kaybolmasıyla bağlantısı olduğunu kabul etmeyen Husi milislerinin kontrol noktaları ve gözaltı tesisleri de dahil olmak üzere haftalarca her yerde çocuğu aradı. Bir süre sonra  çocuğun Husi eğitim kampında olduğu haberini aldı.
Muhammed’in ailesinin yaşadığı Taiz şehrinin doğusundaki el-Havban bölgesinin önde gelenleri tarafından yapılan arabuluculuktan sonra milisler, bir kısmı Husi liderlerine rüşvet, diğer kısmı da oğullarını savaşmaktan muaf tutma karşılığında tazminat olarak aile tarafından ödenen büyük miktarda para karşılığında çocuğu serbest bıraktı. Aile, çocuğun yeniden kaçırılma ve cepheye sürülme ihtimaline karşı onu kurtarılan bölgelerdeki akrabalarının yanına göndermeye karar verdi.
Muhammed’in ailesi konuyla ilgili genel olarak sessiz kaldı. Şarku’l Avsat’a çocuğun maruz kaldıkları hakkında verdikleri kısıtlı bilgilere göre aile, Muhammed’in bir kontrol noktasından kaçırılıp çocukların beyinlerinin yıkandığı, savaşmak için eğitildiği bir asker toplama kampına dönüştürülen el-Salih’deki kampa götürüldü. Aile çocuğun milisler tarafından zarar görmesinden korkuyorlardı.
Ailenin kısa ifadeleri, Yemenli insan hakları örgütü Mayyun’un Milislerin Taiz vilayetine bağlı el-Salih kentindeki kamplarında 400 çocuğu gözaltına aldığını ve onları Zamar’a nakletmeye hazırlandığını belirtmesinin ardından geldi. Örgütün bu bilgiye, ed-Dali vilayetinin el-Haşa bölgesinde milisler tarafından kaçırılan başka bir çocuğun akıbetini öğrenmeye yönelik çabaları sonucunda ulaştı.
Mayyun örgütü, çocuğun babası Abdullah Ali Ebu Zeyd’den Husilerin haberi olmadan çocuğunu savaşçıları arasında aldığına yönelik bir bilgi aldı. Konu hakkında yapılan araştırmalar sonucunda çocuğun, el-Dali ve Taiz şehirlerinde Husilerin elinden henüz kurtarılamayan bölgelerden kaçırılan ve es-Salih kampında eğitilen 400 çocuktan biri olduğu ortaya çıktı.
Mayyun’a göre milisler, çocuklara ve ailelerine vaatlerde bulunduktan ve para, silah ve gıda yardımı ile onları kendilerin çektikten sonra çocukları savaşçıları arasına alıyor. Şimdi de Zamar’da 4. Askeri Bölge’ye ait bir kampa nakledilmek için hazırlıklar yapıyor.
Husi milisleri, nisan ayının başından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen ateşkese rağmen çocukların savaşçı olarak almaya ve seferberliğe devam etti. Husi milislerin bu adımı, çeşitli şehirlerde ve savaş cephelerinde yaptığı diğer birçok ihlal arasında yer alıyor.
İnsan hakları örgütü ABD Adalet Merkezii, ateşkesin başlamasından iki hafta sonra, nisan ortasında Marib’in güneyindeki silahlı çatışmalarda Husi grubu tarafından savaşçı olarak alınan bir çocuğun yaşamını yitirdiğini bildirdi. Merkez, Sana’nın 75 kilometre kuzeybatısında yer alan el-Mehvit şehrinin ed-Dabr bölgesinden 15 yaşındaki Abdurrahman Bekil Muhsin el-Ali’nin Marib’in güneyinde milisler ve hükümet güçleri arasındaki çatışmalarda yaşamını yitirdiğini ve o sırada aynı çatışmada öldürülen ‘Ebu Seccad lakaplı Hatim Muhsin el-Haşbi adlı bir Husi liderine eşlik etttiğini aktardı. Ağustos ayının sonlarına doğru, insan hakları ihlalleri iddialarını araştırmaya yönelik çalışan Ulusal Komite, Husi milislerin çocukları parayla ve onları okulu bırakmaya veya ailelerini terk etmeye teşvik eden maaşlar ile cezbettiğini belirtti.  Milisler tarafından 106 çocuğun savaşçı olarak Husi saflarına alındığı belgelendi.
Komite, Marib’de milisler tarafından atanan Vali Mübarek el-Meşn ez-Zaydi ve tanınmayan Husi darbe hükümetinin Savunma Bakanı Muhammed el-Atifi gibi milis liderlerini bu olaylarda yer almakla suçladı. Ayrıca çocukların milislerin saflarına alınması ile ilgili olarak, raporun yayınladığı sırada milislerle savaşmaya devam ettiğini ve bazılarının öldüğü belirtildi.
ABD Adalet Merkezi aynı dönemde, yani ağustos ayı sonlarına doğru başkent Sana’nın kuzeybatısındaki Hacca’daki insan hakları ihlallerine ilişkin bir raporda, Husi milislerinin 15 yaş altı yaklaşık 6 bin çocuğu saflarına aldığını ve bu çocukların 674’ünün çatışmalarda yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Yemen hükümetine göre Husi milisleri 21 Eylül 2014’ten 2022’ye kadar, meşru yönetime karşı yürüttüğü darbe sürecinde 40 binden fazla çocuğu cepheye sürdü.
İki Husi lideri haziran ayı ortasında AP’ye verdikleri bilgide, ateşkesin son döneminde bazıları 10 yaşından küçük yüzlerce çocuğun milisler tarafından savaşçılar arasına alındığını ve cephe hatlarına yerleştirildiğini itiraf etti. 10 ila 12 yaş arasındaki erkek çocukların ‘ulusu savunan erkekler olarak kabul edildiğini’ belirtti.
Diğer yandan Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu, Cenevre’deki İnsan Hakları Konseyi’nin 51’inci oturumu aralarında, İran destekli Husi milislerinin Eylül 2014’teki darbesinden bu yana Yemen’de 14 bin fazla çocuğun yaşamını yitirmesine, çok sayıda çocuğun da yaralanmasına neden olduğunu açıkladı.
Federasyon, 2014’ten bu yana başta Taiz olmak üzere Yemen’in birçok bölgesinin sürekli kuşatma altında olduğunu belirtirken, İnsan Hakları Konseyi’ne ve uluslararası kuruluşlara milislerin çocuklara karşı işledikleri suçları ve ihlalleri sona erdirmek için baskı kurma çağrısında bulundu.
Federasyonda görev yapan aktivist Mecdi el-Akva, Taiz’de bombardımanlar sonucu yaşamını yitiren bin 100 çocuk da dahil olmak üzere 5 bin 700 çocuğun öldüğünü, milislerin yerleşim bölgelerine rastgele ateş açması sonucunda 8 bin 310 çocuğun yaralandığını belirtti.
Akva, Husi milislerinin sivillere karşı toplu cezalandırma konusundaki ısrarı ve savaşta uluslararası insan hakları hukukunu ihlal etmeleri nedeniyle Yemen’de çocuk haklarının korunmasına ilişkin adımların azaldığına dikkat çekti. Öyle ki okullar, hastaneler, marketler ve çocuk oyun alanları rastgele bir şekilde bombalandı.
UNICEF geçen ayın başlarında, dört aylık BM ateşkesi süresince İran’a bağlı Husi milislerin BM ateşkesini ihlal etiğini, 113’ten fazla çocuğun yaşamını yitirdiğini ve birçoğunun da yaralandığını bildirdi. Ancak UNICEF’in bu açıklaması, yerel insan hakları örgütleri ve aktivistler tarafından reddedildi. İnsan Hakları Örgütleri ve aktivistler Husilerin ateşkesi ihlal etmesi nedeniyle yaşamını yitiren çocuk sayısının çok daha fazla olduğunu savunuyor.



İdlib'in güneyinde çıkan çatışmada dört Suriye güvenlik görevlisi öldü

Suriye güvenlik güçleri, Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıldönümünü kutlamak amacıyla Şam'ın merkezinde düzenlenen askeri geçit törenine katıldı (DPA)
Suriye güvenlik güçleri, Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıldönümünü kutlamak amacıyla Şam'ın merkezinde düzenlenen askeri geçit törenine katıldı (DPA)
TT

İdlib'in güneyinde çıkan çatışmada dört Suriye güvenlik görevlisi öldü

Suriye güvenlik güçleri, Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıldönümünü kutlamak amacıyla Şam'ın merkezinde düzenlenen askeri geçit törenine katıldı (DPA)
Suriye güvenlik güçleri, Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıldönümünü kutlamak amacıyla Şam'ın merkezinde düzenlenen askeri geçit törenine katıldı (DPA)

Suriye İçişleri Bakanlığı, dün İdlib kırsalının güneyindeki Maaret el-Numan kentinde meydana gelen silahlı saldırıda dört güvenlik görevlisinin öldürüldüğünü bildirdi.

İçişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, İdlib vilayetinin güneyindeki Maaret el-Numan yolunda görev yapan bir devriye ekibine düzenlenen saldırıda Karayolu Güvenlik Müdürlüğü'nden dört personelin öldüğünü, birinin ise yaralandığını bildirdi. Açıklamada, saldırıya karışanları yakalamak için bölgede özel güvenlik birimlerinin yoğun arama operasyonları yürüttüğü belirtildi.

Bu saldırı, Suriye'nin merkezindeki Palmira'da bir DEAŞ militanının, ABD-Suriye ortak devriyesini hedef alan ve iki Amerikalı asker ile bir Amerikalı sivil tercümanın öldürülmesi ve üç askerin de yaralanmasından bir gün sonra gerçekleşti.


Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.