Öfkeli protestolar Tahran’ı sallarken, Reisi’den sert müdahale sözü

Reisi: Düşmanlar ülkemizde kaos çıkarmak istiyor

Tahran’ın merkezindeki Vali Asr Meydanı’ndaki protestolardan bir kare  (Twitter)
Tahran’ın merkezindeki Vali Asr Meydanı’ndaki protestolardan bir kare (Twitter)
TT

Öfkeli protestolar Tahran’ı sallarken, Reisi’den sert müdahale sözü

Tahran’ın merkezindeki Vali Asr Meydanı’ndaki protestolardan bir kare  (Twitter)
Tahran’ın merkezindeki Vali Asr Meydanı’ndaki protestolardan bir kare (Twitter)

İran’da ahlak polisi tarafından gözaltına alınan Mahsa Amini’nin hayatını kaybetmesinin ardından başkent Tahran ve bazı eyaletlerde protestolar art arda sekizinci gün devam ederken, Cuma akşamı Tahran göstericilerle güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalara sahne oldu.
Bir insan hakları örgütüne göre protestolarda hayatını kaybedenlerin sayısı 50’ye ulaşırken, İranlı yetkililer protestoları bastırmak için tonunu yükseltti.
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi dün New York dönüşü Tahran’daki Mehrabad Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, “Düşmanlar ülkemizde kaos çıkarmak istiyorlar. Halkımızın taleplerini ve protestoları işitiyoruz ancak kimsenin kaos yükünün altına girmesine izin vermeyiz. Hiçbir alanda ve hiçbir koşulda halkın güvenlik ve huzurunun tehlikeye atılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
İran medyasının aktardığına göre, Reisi geçen hafta bıçaklanarak öldürülen bir güvenlik görevlisinin ailesine başsağlığı dilediği telefon görüşmesinde de olayları isyan olarak nitelendirerek, protestolar ile kamu düzeni ve güvenliğinin bozulması arasında ayrım yapılması gerektiğini vurguladı.
Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei ise, protestolardaki ‘temel unsurlara’ karşı caydırıcı bir eylem talep ederek, “Kamu malına zarar veren, polis emirlerini ihlal eden, yabancı casusluk teşkilatlarıyla bağlantılı olan ve karşı-devrimci gruplara hiç acımadan yasalara göre muamele edilmelidir” dedi.
Reisi’nin uyarılarından birkaç saat sonra Tahran, Şiraz, Mazandaran eyaletine bağlı Amul limanı, İsfahan’a bağlı Şahinşehr ve Kürdistan eyaletinin yönetim merkezi Senendec’te protestolar sekizinci günde de yeniden başladı.
Eylemciler, güvenlik güçlerinin Tahran Üniversitesi çevresinde konuşlandırıldığını gösteren videoları yayınladı ve büyük bir öğrenci kalabalığı ‘Diktatöre ölüm’ sloganını attı.
Tebriz’de protestocular polis arabalarına taş atarken, güvenlik güçleri başörtüsü takmayan bir kadını gözaltına aldı.


Protestocular, Hamaney’in Babil Üniversitesi’nin girişindeki posterini yırttı (Twitter)

Güvenlik güçleri, siyasi aktivist ve gazetecilere yönelik baskılarını artırırken, Tahran’da 8 veya 12 gazetecinin gözaltına alındığı bildirildi.
Aktivistler ve medya Cuma günü geç saatlerde bazı İran şehirlerindeki göstericilerin güvenlik güçleriyle çatıştığını, polis arabalarını yaktığını ve rejim karşıtı sloganlar attığını bildirdi.
İranlı kadınların başörtüsünün zorunluğu olduğu ülkede başörtülerini yaktıkları anlara dair görüntüleri sosyal ağlarda yayıldı.
Tahran’ın güneyindeki bir semtte, askeri kıyafetli bir görevlinin protestoculara ateş ettiği görüldü.
Diğer görüntüler, protestocuların Tahran’daki Park Royal Hotel’in önünde, kaos ve yangınlara tanık olan bir sokakta koştuğunu gösterdi.
AFP’ye göre, bu anlarda kaynağı belirlenemeyen en az sekiz el silah sesi duyuldu.
İran dışında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, protestoculara yönelik şiddetli baskıyı kınadı.
Ülkenin her yerinde internet, WhatsApp ve Instagram uygulamalarına erişim engellenirken, Washington İran halkına ücretsiz bilgi akışını destekleme kararını açıkladı.
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) tarafından yapılan açıklamada, “İran güvenlik güçlerinin giderek artan ölümcül tepkisiyle karşı karşıya kalan protestocuların cesareti, İran’da suiistimal edilen zorunlu örtünme yasaları, yasadışı cinayetler ve yaygın baskı konusundaki öfkenin boyutunu ortaya koydu” ifadeleri kullanıldı.
Amnesty, geçen haftaki olayları araştırmak için bağımsız bir Birleşmiş Milletler (BM) soruşturma mekanizması kurulması çağrısında da bulundu.
21 Eylül gecesi güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu 4’ü çocuk en az 19 kişi öldü.
Hükümet karşıtı protestolara karşı koymak için birçok şehirde rejim yanlısı protestolar gerçekleşti.
İran Devrim Muhafızları gösterileri ‘başarısızlığa mahkum olacak yeni bir komplo"’ olarak nitelendirerek, psikolojik operasyonu ve aşırı medya savaşını’ kınadı.


Tahran’ın batısındaki Settarhan semtinde yangın (Twitter)

Gilan il emniyet müdürü Azizullah Maliki, ‘isyancı’ olarak nitelendirilen 60’ı kadın 739 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.
IRNA haber ajansının aktardığına göre, Maliki gözaltılar sırasında çok sayıda silah, mühimmat ve patlayıcı da ele geçirildiğini söyledi.
İçişleri Bakanlığı’nın dün yaptığı açıklamada, “Sokaklardaki ayaklanmaların terör yaymaktan, kamu düzenini, sükuneti ve psikolojik rahatlığı bozmaktan başka bir amacı yoktur” denilerek, vatandaşların haklarını korumak için tüm yasal düzenlemelere uygun olarak tüm önlemlerin alınacağı vurgulandı.
İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi devlet televizyonunda yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“Düşmanlar, bu protestolarla rejimi devirebileceklerine inanıyorlar. Tıbbi ve adli muayeneler gösteriyor ki, Mahsa Amini’de polis tarafından herhangi bir dayak ya da kafatası kırığı yok.”
22 yaşındaki Mahsa Amini, 13 Eylül’de ahlak polisi tarafından gözaltına alındı ve üç gün sonra kaldırıldığı hastanede öldü. Eylemciler kafasına bir darbe aldığını öne sürüyor.
İranlı yetkililer, olayla ilgili soruşturma açtıklarını söyledi.
Eski reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin (1997 - 2005) yakın arkadaşları tarafından kurulan İran Halk Birliği partisi, yetkililere başörtüsü yasağının kaldırılmasının önünü açacak yasal unsurları hazırlamaları çağrısında bulundu.



PKK kendini feshetti, Türkiye ve bölge için yankıları neler olacak?

PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.
PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.
TT

PKK kendini feshetti, Türkiye ve bölge için yankıları neler olacak?

PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.
PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.

Ömer Önhon

Kırk yıldan fazla bir süredir Türkiye'ye karşı kanlı bir çatışma yürüten silahlı örgüt PKK, pazartesi günü kendini feshetme ve silahlı mücadelesini sonlandırma niyetini teyit ettiği tarihi ve benzeri görülmemiş bir duyuru yaptı.

Geçtiğimiz hafta örgütün konuşlanmış bulunduğu Kuzey Irak'ta düzenlenen kongrenin yayınlanan sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı: “PKK tarihi misyonunu tamamladı ve pratikleşme süreci Önder Apo (örgütün kurucusu Abdullah Öcalan'a atıfta bulunulmaktadır) tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere örgütsel yapısını feshetme kararı almıştır.”

 Açıklamada şunlar da eklendi: “PKK'nın mücadelesi, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladı, Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdi.”

Şubat ayında, Türkiye'de 20 yıldan fazla süredir tutuklu bulunan örgütün lideri, örgütün feshedilmesini görüşmek üzere bir kongre toplanması çağrısı yapmıştı.

PKK, 5-7 Mayıs tarihleri ​​arasında düzenlenen 12. Kongresi’nin ardından 8 Mayıs'ta kısa bir açıklama yaparak “büyük” bir duyuru yapacağına işaret etti.

Fesih kararının, komşu Irak ve ABD ile müttefik Kürt güçlerinin aktif olduğu Suriye de dahil olmak üzere bölge için geniş siyasi ve güvenlik sonuçlarının olması bekleniyor. Bu duyuru önemine rağmen, kesin bir atılım teşkil etmiyor. Örgüt ile Türk hükümeti arasında devam eden müzakereler hakkında bilgili kaynaklara göre, birçok sorun hâlâ çözülmemiş durumda. Bu kaynaklar, duyuruyu kamuoyu baskısını hafifletmeyi, eleştirileri savuşturmayı ve yavaş da olsa bir ilerleme kaydedildiği mesajı iletmeyi amaçlayan geçici bir adım olarak tanımlıyor.

PKK, 52 yıl önce Abdullah Öcalan tarafından kuruldu ve 40 binden fazla insanın hayatına mal olan silahlı bir mücadele yürüttü. Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanımlanıyor

Görünüşe göre var olan engeller ortadan kaldırıldı ve örgüt sonunda uzun zamandır beklenen duyuruyu yayınladı. Uygulanıp uygulanmayacağı ve duyurunun Türkiye içinde istenen etkiyi yaratıp yaratmayacağı henüz belli değil.

Terör örgütü olarak tanımlanan örgüt

PKK, 52 yıl önce Abdullah Öcalan tarafından kuruldu ve 40 binden fazla insanın hayatına mal olan silahlı bir mücadele yürüttü. Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği  (AB) tarafından terör örgütü olarak tanımlanıyor. Öcalan, 1999'dan beri Marmara Denizi'ndeki İmralı Adası'nda bulunan bir cezaevinde mutlak tecrit altında tutuluyor.

Terörsüz Türkiye olarak adlandırılan süreç, aşırı sağcı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli'nin geçen yıl 22 Ekim'de Öcalan'ı PKK ve faaliyetlerini sonlandırma çağrısı yapmaya davet etmesiyle başladı. Hükümet, örgütün resmi bir kongre düzenleyerek kendisini feshetme yönünde bir iç karar alacağından hareketle, süreci sıkı bir şekilde kontrol altında tuttu, seçici ve dikkatli bir bilgilendirme yapmakla yetindi.

 Kongreye yaklaşık 15 kişi katılırken haberler, Öcalan ve örgütün elebaşlarının video konferans yoluyla katıldığına işaret ediyorlar. Paralel olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) üçüncü büyük parti olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) temsilcileri ile hükümet yetkilileri arasında haftalarca gizli görüşmeler yapıldı.

Her iki taraf da bu görüşmeleri müzakere olarak tanımlamaktan çekinse de aslında öyleler. Bu sürecin bir parçası olarak, DEM Parti heyetleri Öcalan'ı cezaevinde ziyaret etti, Kuzey Irak'taki örgütün lider kadrosuyla istişarelerde bulundu ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Irak'taki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Suriye'deki Halk Koruma Birlikleri (YPG) dahil olmak üzere Kürt siyasi gruplarla görüştü.

Duyurunun detayları henüz belirsizliğini koruyor. Örgütün silahlarını ne zaman ve nerede bırakacağı henüz belirsiz bir konu. Kararın uygulandığı nasıl doğrulanacak? Genel af çıkacak mı? Terör ve kasten öldürme suçundan aranan militanların kaderi ne olacak?

Talepler listesi

Siyasi cephede, PKK'nın bir talepler listesi sunduğu ve Türk hükümetinin karşılığında vaatlerde bulunduğu düşünülüyor. Bununla birlikte henüz hiçbir ayrıntı yayınlanmadı. Hükümet, hiçbir taviz verilmediğinde ısrar ediyor ve bu inanılması zor bir iddia. DEM Partisi heyetinin önde gelen üyelerinden Pervin Buldan, şimdi demokratikleşme alanında adımlar atmak için sıranın Türkiye'de olduğunu söyledi. DEM Partisi'nin Merkez Yürütme Kurulu’nun önümüzdeki hafta başında net bir yol haritası ve belirli bir talepler listesi açıklamak üzere toplanması bekleniyor.

PKK'nın duyurusunda, bu kararların pratikleşmesinin Abdullah Öcalan'ın sürece liderlik etmesini ve yönlendirmesini, demokratik siyasi faaliyet hakkının tanınmasını ve sağlam yasal güvencelerin sunulmasını gerektirdiği belirtildi.

Bunlar son derece hassas konular ve aynı zamanda barış için koşullar gibi görünüyor.

Avrupa Konseyi Ankara'yı birçok alanda eleştirdi, ancak barış müzakerelerini Kürt sorununu barışçıl ve sürdürülebilir bir şekilde çözmeyi amaçlayan “önemli bir fırsat” olarak nitelendirdi.

PKK, Öcalan'ın serbest bırakılmasını talep etti ve birçok gözlemci kendisine af çıkarılacağına inanıyor. Ancak Öcalan'ın Türk makamlarına, esas olarak suikast ve provokasyon korkusuyla adayı terk etmek istemediğini ve bunun yerine yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve koruma talebini ilettiği bildirildi.

PKK'ya karşı yıllardır süregelen düşmanlığa rağmen, Türk kamuoyunda bu gelişmelere karşı yaygın bir öfkeye tanık olunmadı. Hükümetin propaganda makinesi hakim olan anlatıyı kontrol etmeyi başardı. Muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) hep DEM Partisi aracılığıyla PKK ile iş birliği yapmakla suçlayan iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ise şimdi aynı taraflarla müzakereler yürütüyor. Türk milliyetçilerinin potansiyel muhalefeti kontrol altında tutuluyor, hatta doğrudan bastırılıyor.

Zafer Partisi lideri ve AKP-MHP ittifakının açıkça muhalifi olan Ümit Özdağ, Ocak ayında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Suriyeli mültecilere karşı nefrete tahrik ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret etmekle suçlandı. Ancak birçok kişi tutuklanmasının kamuoyunu Öcalan'ın serbest bırakılmasına karşı kışkırtma ve barış sürecini sarsma potansiyeline sahip olmasından kaynaklandığına inanıyor.

xscdfvgrt
12 Mayıs'ta Diyarbakır’daki bir kahvehanede PKK’nın fesih açıklamasını televizyondan takip eden erkekler (AFP)

Özdağ da yargılanması sırasında kendisini Öcalan'ın serbest bırakılmasını kolaylaştırmak için hapse atılan bir “siyasi rehine” olarak tanımladı. Uluslararası alanda süreç ihtiyatlı bir onayla karşılandı. AB ve ABD hâlâ PKK'yı terör örgütü olarak listelese de, varlığını Türkiye'de Kürtlerin özgürlükler konusunda uzun süredir yaşadığı mahrumiyetin bir yansıması olarak görüyorlar ve bu tutum Ankara ile aralarında uzun süredir gerginlik yaratıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil olmak üzere Türk yetkililer, AB'yi Avrupa'daki PKK faaliyetlerine göz yummakla ve böylece terörizmi desteklemekle suçluyorlar.

Önemli bir fırsat

Her şeye rağmen, Avrupalı liderler Türkiye'de devam eden sürece desteklerini ifade ettiler. Avrupa Konseyi, birkaç gün önce yayınladığı son raporunda Ankara'yı birçok alanda eleştirdi ancak barış müzakerelerini Kürt sorununu siyasi, sosyal, demokratik ve güvenlik düzeylerinde barışçıl ve sürdürülebilir bir şekilde çözmeyi amaçlayan “önemli bir fırsat” olarak nitelendirdi.

Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın karşı karşıya olduğu en önemli meydan okumalardan biri, ülkedeki Kürtler ve özellikle de Halk Koruma Birlikleri (YPG) ile başa çıkma meselesidir

Türkiye içinde, CHP, hükümete karşı yürüttüğü açık savaşa ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hapse atılmasının ardından gösteri ve protestolar düzenlemesine rağmen, bu sürece karşı çıkmadı. Partisinin Van'da düzenlediği gösteride, CHP lideri Özgür Özel, örgütün yakında silah bıraktığını açıklaması yönündeki umudunu dile getirdi. AK Parti’nin Doğu Anadolu bölgesinde DEM Partisi'nin seçilmiş belediye başkanlarını görevden alma ve yerlerine kayyum atama kararlarını kınadı.

Örgütün kendisini feshettiğini ve silah bırakacağını duyurması ile birlikte, ülke için yeni bir anayasa taslağının hazırlanması da dahil olmak üzere sürecin yeni bir aşaması başlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanlarından biri olan Mehmet Uçum da temel aşamanın tamamlandığını ve şimdi demokrasi ve hukuk alanlarında kapsamlı reformların uygulanmasına geçileceğini söyleyerek buna işaret etti.

df
PKK’nın kendisini feshettiğini duyurmasının ardından Diyarbakır'daki tarihi Sur ilçesi 12 Mayıs  (AFP)

Bu sürecin hükümete fayda mı zarar mı sağlayacağı ise belirsizliğini koruyor. Ancak kamuoyu yoklamaları, eğer şimdi seçimler yapılırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin neredeyse imkansız göründüğüne işaret ediyor. Çoğu Türk, felç edici ekonomik krizden ve otoriterliğe doğru hızlı kayıştan ciddi şekilde etkilendi. Örgütün kendisini feshetmesi ve Türkiye'de terörün sona erdirilmesi belki Erdoğan'ın popülaritesini yeniden kazanmasının önünü açabilir, ama ekonomik ve politik sorunların devam etmesi onu her zamankinden daha savunmasız bırakabilir.

Suriye boyutu

Suriye boyutu bu denklemde önemli bir unsur. Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın karşı karşıya olduğu en önemli meydan okumalardan biri, ülkedeki Kürtler ve özellikle de YPG ile nasıl başa çıkacağı meselesi.

Bu birlikler PKK ile yakın bağlarını sürdürüyorlar ve safları içinde bazı kadroları bulunuyor. Şam'ın şiddetle reddettiği bir talep olan merkezi olmayan bir idari sistem kurulması da dahil olmak üzere çeşitli taleplerde bulundular.

Türkiye'deki devam eden gelişmeler büyük olasılıkla Suriye arenasına yansıyacak ve Suriye'deki durum da Türkiye'deki gelişmeleri etkileyebilir.