Dera’da uzlaşı bölgelerinde güvenlik düzeyinde değişiklikler

Sekizinci Tugay Ruslarla koordinasyonun sürdüğünü teyit etti

Busra Şam şehri, Suriye’nin güneyindeki Dera’da Sekizinci Tugay’ın kalesi olarak kabul ediliyor (Şarku’l Avsat)
Busra Şam şehri, Suriye’nin güneyindeki Dera’da Sekizinci Tugay’ın kalesi olarak kabul ediliyor (Şarku’l Avsat)
TT

Dera’da uzlaşı bölgelerinde güvenlik düzeyinde değişiklikler

Busra Şam şehri, Suriye’nin güneyindeki Dera’da Sekizinci Tugay’ın kalesi olarak kabul ediliyor (Şarku’l Avsat)
Busra Şam şehri, Suriye’nin güneyindeki Dera’da Sekizinci Tugay’ın kalesi olarak kabul ediliyor (Şarku’l Avsat)

Suriye’nin güneyinde son birkaç gündür, rejim güçlerinin Dera vilayetindeki ‘uzlaşma bölgelerinde’ konuşlandırılan güvenlik güçlerinin seviyesinde değişiklik yapma niyetiyle ilgili bilgiler dolaşıyor.
Bu değişikliğin, Dera’nın doğu kırsalındaki Hava Kuvvetleri İstihbaratı’na ait askeri kontrol noktalarının başka bölgelere taşınarak ve yerine Askeri Güvenlik Teşkilatı’na bağlı olabilecek başka bir Suriye askeri kuvvetinin konuşlandırılarak yapılacağı öne sürülüyor.
Bu bilgiler ayrıca, Rus Hmeymim üssü tarafından desteklenen Sekizinci Tugay güçlerinin, bölgenin güvenlik ve istikrarını kontrol etme çabalarındaki rolünü de içeriyor.
Suriye’nin güneyinde, 2018 yılında Rusya’nın himayesinde muhalefet ile rejim arasında yapılan uzlaşı anlaşmasının ardından oluşturulan yerel silahlı gruplar bulunuyor.
Bunlar eski muhalefet gruplarından oluşan gruplar ve anlaşmadan sonra farklı taraflar için çalışıyor.
Bu gruplar arasında, ana kalesi olarak Dera’nın doğu kırsalındaki Busra eş-Şam şehrini alan Sekizinci Tugay gibi Rus tarafı tarafından desteklenen güçler ortaya çıktı.
Sekizinci Tugay’a bağlı gruplardan birinin komutanı Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Tugay güçleri Dera’nın doğu, batı ve kuzey bölgelerinin çoğunda ve Lacat bölgesinde bulunuyor. Tek oluşum ve tek liderlik içinde disipline edilmiş yerel silahlı grupları içeriyor ve bölgede 2018’de varılan uzlaşı anlaşmasına uygun olarak faaliyet gösteriyor” dedi.
Söz konusu komutan ayrıca, “Bunların görevleri, özellikle yerel toplumu desteklemek, uzlaşma anlaşmasına yönelik ihlalleri önlemek ve DEAŞ hücreleri, İran ve Hizbullah ile bağlantılı dış gündemlerle bağlantılı grupların uzlaşma bölgesinin güvenlik ve istikrarına tehdit oluşturan eylemlerini engellemektir” diye konuştu.
Komutana göre, bölgenin güvenlik ve istikrarını kontrol etmek ve yeni gruplar oluşturmak veya Sekizinci Tugay güçleri içinde eski grupları yeniden etkinleştirmek için yerel çabaları koordine etmek amacıyla şu anda üzerinde anlaşmaya varılan düzenlemeler bulunuyor.
Dera’nın doğu kırsalındaki kontrol noktaları ve hava istihbarat noktalarını kontrol eden güvenlik güçlerini etkileyecek bu değişiklikler, Sekizinci Tugay ile koordineli olarak yapılacak.
Sekizinci Tugay, bölgede kontrol noktaları bulunan Hava Kuvvetleri İstihbaratı’na bağlı memurlar tarafından yönetilen, tugay liderleri ve unsurlarını hedef alacak operasyonları yürütmek için kurulan ‘suikast hücrelerini’ ortaya çıkarmadaki başarılı olmuştu.
Komutan, “Suriye’nin güneyinde, uzlaşı anlaşmasını yok etmeyi, bölgede istikrar ve güvenliği bozmayı amaçlayan, İran ve Hizbullah’a bağlı hücreler veya DEAŞ hücreleri gibi Sekizinci Tugay karşıtı radikal güçler bulunuyor” dedi.
Özellikle Dera’da 2021’de ikinci uzlaşmanın başlamasıyla birlikte Sekizinci Tugay güçlerinin rolündeki düşüş hakkında ise şunları söyledi;
“Sekizinci Tugay şu anda mevcut ve daha sonra orada olacak. Bölgesel, askeri veya otoriter kazanımlar için açgözlü olmayan ve teşvik edici bir halk desteğine sahip bir güç. Sekizinci Tugay’ın uzlaşı alanlarındaki varlığının devam etmesinin ana nedenleri bunlardır, toprağı ve sivilleri koruma ilkelerinden geri adım atılmamasıdır. Son dönem yokluğu gerektirse de her zaman Horan’da halkımızla birlikte ve onlara yakın bir mesafede varlığımızı sürdürüyoruz. Bu, uzlaşı alanlarındaki güvenlik gerilimlerinin azalması ve her bölgeden diğer tarafla doğrudan müzakerelere giren komitelerin ve etkili şahsiyetlerin ortaya çıkmasının bir sonucudur.”
Rus kuvvetlerinin Sekizinci Tugayı terk ettiğine dair haberler doğru olmadığını öne süren komutan, Suriye’nin güneyindeki uzlaşı bölgelerindeki durumun, hala bölgedeki durumu iyileştirme umuduyla Rus garantör ile sürekli koordinasyon gerektirdiğini söyledi.
Hmeymim tarafından desteklenen Sekizinci Tugay güçleri, bölgede Rus tarafı ile yapılan uzlaşı anlaşmasının ardından oluşturulan, Dera halkından yerel askeri güçler olarak kabul ediliyor.
Suriye rejimi 2018’de Rusya’nın sponsor olduğu uzlaşı anlaşmaları yoluyla güneyin kontrolünü yeniden ele geçirmeden önce en önde gelen ılımlı muhalefet gruplarından biriydi.
Bu oluşum, Suriye ordusundan kaçan subaylar tarafından Dera’da askeri olarak yönetiliyor.
Sekizinci Tugay güçleri anlaşmanın başlangıcından bu yana, 2018’de Suveyda çölünde DEAŞ’a karşı yürütülen savaşlar gibi Dera vilayetinin dışındaki askeri eylemlere katıldı.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.