İsrail'in Ofer Cezaevi'nde 30 Filistinli açlık grevine başladı

Fotoğraf: AA_Arşiv
Fotoğraf: AA_Arşiv
TT

İsrail'in Ofer Cezaevi'nde 30 Filistinli açlık grevine başladı

Fotoğraf: AA_Arşiv
Fotoğraf: AA_Arşiv

İsrail'in Ofer Cezaevi'ndeki 30 Filistinli tutuklu, Tel Aviv yönetiminin "idari tutukluluk" uygulamasını protesto etmek için açlık grevine başladı.
Filistin Esirler Cemiyeti Başkanı Kaddura Faris, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki Ofer Cezaevi yakınında bir basın toplantısı düzenledi.
Ofer Cezaevi'nde Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) mensubu 30 Filistinlinin, "idari tutukluluk" uygulamasını ve tutukluluk sürelerinin defalarca uzatılmasını protesto etmek için süresiz açlık grevine başladığını duyuran Faris, söz konusu tutukluların ortak yazılı açıklamasını okudu.
Açıklamada, "Hayata tutunmak için, devam eden mücadelemiz kapsamında açlık grevine başlıyoruz. Mücadelemiz, idari tutukluluk politikasına karşı. Bu mücadeleye tüm idari tutukluların katılmasını temenni ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Faris ayrıca, grevlerle eş zamanlı olarak Filistinli tutukluların temsilcilerinin de İsrail Hapishaneler İdaresi'yle görüşmeler yürüttüğünü aktardı. Faris, "İsrailli yetkililer, esirlerin taleplerine cevap verilmesi için grevin 28 Eylül Çarşamba gününe kadar ertelenmesini talep etti. Ancak esirler, grev esnasında da cevap verilebileceğini ilettiler" dedi.
Aynı basın toplantısında konuşan Filistin Esir İşleri Heyeti Başkanı Kadri Ebubekir de bu grevin yalnızca söz konusu grevi yapan tutukluların taleplerinin gerçekleşmesi için bir araç olmadığını, tüm tutukluların talepleri için bir sonuca ve anlaşmaya varılmasını temenni ettiğini söyledi.
Ebubekir, 29 Eylül'de yeni grevlere başlanacağını, sayının 50'yi bulabileceğini ifade etti.

İsrail'in Filistinlilere yönelik "yargısız" cezası: İdari tutukluluk
İdari tutukluluk uygulaması, İsrail'in, işgal ettiği topraklardaki Filistinlileri, hiçbir suçlama yöneltilmeksizin tutuklaması anlamına geliyor.
İngiliz sömürge dönemindeki Olağanüstü Hal Yasası'ndan uyarlanan İsrail askeri yasaları, tutuklanan kişinin hakkındaki suçlamayı ya da bununla ilgili delilleri "güvenlik" gerekçesiyle öğrenemediği "idari tutukluluk" uygulamasını içeriyor.
Filistinliler, haklarındaki suçlamayı öğrenemeden ve kendilerini savunma hakkından mahrum şekilde 6 aya kadar hapse atılabiliyor. Bu süreden sonra askeri mahkemeye sevk edilen ancak suçlamadan habersiz bir Filistinlinin tutukluluk süresi 5 yıla kadar defalarca uzatılabiliyor.
İsrail ordusu, iç istihbarat teşkilatı Şabak (Şin-Bet) ile iş birliği halinde, işgal altındaki Batı Şeria'da "ileride suç işleyebileceği" gerekçesiyle Filistinlileri idari tutuklu olarak gözaltına alabiliyor. Gözaltındaki Filistinliler, 8 gün içinde askeri mahkemeye çıkartılıyor.
Ancak burada tutuklu Filistinli veya avukatı, askeri savcının mahkemeye sunduğu tutuklama gerekçesini, bununla ilgili delilleri "güvenliğe zarar verebileceği" gerekçesiyle öğrenemiyor. Bu nedenle bir yargı süreci ya da savunma mümkün değil.
İsrailli insan hakları örgütlerine göre, askeri mahkemeler, tutuklanan kişilere yönelik kararlarda "otomatik onay mercileri" şeklinde hareket ediyor.
İnsan haklarına aykırı bu uygulama, İsrailli ve Filistinli insan hakları örgütlerinin yanı sıra uluslararası kuruluşlar tarafından da yoğun biçimde eleştiriliyor.



UNIFIL: İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik saldırıları 1701 Sayılı Karar'ın "açık ihlali"dir

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)
Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)
TT

UNIFIL: İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik saldırıları 1701 Sayılı Karar'ın "açık ihlali"dir

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)
Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), dün yaptığı açıklamada, İsrail'in güney Lübnan'daki bölgeleri hedef alan hava saldırılarının BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı Kararı'nın "açık ihlali" olduğunu ve siyasi ve diplomatik çözüme doğru ilerlemeyi baltaladığını belirtti.

UNIFIL açıklamasında, İsrail saldırılarının Lübnan Silahlı Kuvvetleri'nin Litani Nehri'nin güneyinde izinsiz silah ve altyapıyı ele geçirmek için operasyonlar yürüttüğü sırada gerçekleştiğini belirterek, "özellikle bu kadar yıkıcı ölçekteki herhangi bir askeri eylemin sivillerin güvenliğini tehdit ettiğini, siyasi ve diplomatik çözüme doğru ilerlemeyi baltaladığını" ifade etti.

İsrail, Hizbullah'a ait askeri tesisleri hedef aldığını iddia ederek bölge sakinlerine tahliye uyarısı yayınladıktan sonra Sur, Taybe ve Ayta el-Cebel'e hava saldırıları düzenledi. İsrail daha sonra iki bölge için daha tahliye uyarısı yayınladı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail'in güney Lübnan'daki Sur kasabasını hedef alan hava saldırılarında bir kişinin öldüğünü, sekiz kişinin de yaralandığını duyurdu.

UNIFIL, Lübnan ordusunun elindeki silahlar hariç olmak üzere güney Lübnan'ın silahsızlandırılmasını ve güneye yaklaşık 15 bin askerin konuşlandırılmasını öngören 1701 sayılı Karar'ın uygulanmasında hem Lübnan hem de İsrail'e verdiği desteği sürdürdü. UNIFIL, Lübnan ordusuyla birlikte "istikrarı yeniden sağlamak" için sahada çalıştığını da ifade etti.

BM barış gücü, İsrail'i "bu saldırılara ve 1701 sayılı Karar'ın tüm ihlallerine derhal son vermeye" çağırdı. Ayrıca, Lübnanlı tarafları "durumu daha da alevlendirebilecek herhangi bir tepkiden kaçınmaya" çağırarak, her iki tarafın da "zor kazanılmış ilerlemeyi baltalamaktan kaçınmak için" BM kararına ve bir yıl önce varılan ateşkes anlaşmasına uyması gerektiğini vurguladı.


Gazze’de yüzlerce Hamas militanı tünellerde mahsur kaldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Gazze’de yüzlerce Hamas militanı tünellerde mahsur kaldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Gazze Şeridi'nde İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde yer alan tünellerde yüzlerce Hamas savaşçısının mahsur kaldığı aktarılıyor. 

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde 10 Ekim'de devreye konan barış planı kapsamında İsrail ordusu, "sarı hat" olarak belirlenen bölgeye kadar geri çekildi. 

Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, İsrail askerlerinin mayıstan beri Gazze'deki tünelleri kapatma ya da yeraltı yollarının birbiriyle bağlantısını kesme çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor. 

Öte yandan ateşkesin devreye girmesiyle çalışmaların yarım kaldığı, İsrail'in kontrolündeki bölgede yer alan tünellerde silahlı Hamas militanlarının saklandığı ifade ediliyor. 

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Hamas militanlarının teslim olması gerektiğini yoksa öldürüleceklerini bildirmişti. Gazze'yi yöneten örgütse savaşçılara bölgeden güvenli çıkış hakkı tanınmasını talep ediyor. 

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Arap yetkililer, savaşçıların akıbetinin ateşkes anlaşmasını zora soktuğunu belirtiyor. İsrailli ve Arap kaynaklara göre IDF kontrolündeki bölgede yer alan tünellerde 200 ila 300 savaşçı var. Hamas ise bu sayının 100'e yakın olduğunu savunuyor. Kaynaklar, gıda ve erzak kıtlığı nedeniyle bazı militanların öldüğünü aktarıyor.

Tünellerde saklanan Hamas militanları, geçen ay düzenledikleri saldırıda üç İsrailli askeri öldürmüştü. Gazze'yi yöneten örgüt, saldırı emri verilmediğini ve militanlarla marttan bu yana iletişim kurulamadığını bildirmişti. IDF ise buna karşılık düzenlediği karşı saldırıda 145 Filistinliyi öldürmüştü. 

Arap yetkililer, pazar itibarıyla Hamas'ın tünellerde mahsur kalan bazı savaşçılarla iletişime geçebildiğini söylüyor. Ayrıca Hamas'ın ateşkes görüşmelerinde böyle bir sorun yaşanabileceğine dair baştan uyarıda bulunduğunu da belirtiyor. 

ABD'li yetkililer, Hamas savaşçılarına güvenli geçiş hakkı tanınıp tanınmayacağına dair yorum yapmayı reddediyor. 

Trump'ın planı kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve bölgenin yönetiminde söz sahibi olmaması talep ediliyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği ve eski Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair'in de yer alacağı "Barış Kurulu" da bu komitenin faaliyetlerini denetleyecek.

Ayrıca bölgeye yaklaşık 5 bin kişilik bir uluslararası güvenlik gücünün gönderilmesi de öngörülüyor. WSJ'nin haberinde, Washington'ın "bir an evvel bu ikinci aşamaya geçmek istediği" belirtiliyor. 

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren savaş, iki yıl süren çatışmaların ardından Gazze Şeridi'ni harabeye çevirdi. 

Bölgeye giden BBC muhabirlerinin aktardığına göre İsrail askerleriyle Hamas savaşçıları arasında "sarı hat" boyunca neredeyse her gün çatışma yaşanıyor. Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısının haberinde şu ifadelere yer veriliyor:

İsrail'in büyük ölçüde yerle bir ettiği ve Trump'ın yatırım fırsatı olarak gördüğü bu bölgede asıl soru çatışmaları kimin durdurabileceği değil, Gazzelilerin kendi topluluklarının ve topraklarının geleceğinde ne kadar söz sahibi olabileceğidir.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC 


Hamas heyeti, MİT Başkanı’yla Gazze anlaşmasının uygulanmasına ilişkin gelişmeleri görüştü

Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
TT

Hamas heyeti, MİT Başkanı’yla Gazze anlaşmasının uygulanmasına ilişkin gelişmeleri görüştü

Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)

Hamas, Halil el-Hayye liderliğindeki bir heyetin dün İstanbul'da Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile bir araya gelerek Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının uygulanmasındaki gelişmeleri görüştüğünü duyurdu.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, toplantıda İsrail'in Gazze anlaşmasını ‘ihlal’ ettiği konuların ele alındığı belirtildi. Bu ihlaller arasında İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelere yönelik bombardıman ve ateş açma, Refah Sınır Kapısı dahil geçişlerin kapatılması ve yardım, tıbbi malzeme ve altyapı yeniden inşa ihtiyaçlarının girişinin engellenmesi yer alıyor.

Açıklamada, el-Hayye'nin Kalın’a Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen Filistinli grupların son toplantıları hakkında bilgi verdiği ve ‘arabuluculara ve ilgili tüm uluslararası taraflara, İsrail'in Filistinli mahkûmlara yönelik korkunç ihlallerini durdurmaları için baskı yapma’ gereğini vurguladığı belirtildi.

Geçtiğimiz ay Kahire'de bir araya gelen Filistinli gruplar, Gazze'nin yönetimini Gazze Şeridi'nden bağımsız uzmanlardan oluşan geçici bir Filistin komitesine devretme ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşasının finansmanı ve uygulanmasını denetlemek üzere uluslararası bir komite kurma konusunda anlaşmaya vardıklarını açıklarken, ‘Filistin siyasi sisteminin birliği ve bağımsız ulusal karar alma mekanizmasının’ önemini vurguladılar.

Gazze Şeridi'nde güvenlik ve istikrarı sağlamak için gerekli tüm önlemleri almayı kabul eden gruplar ayrıca, ateşkesi izlemek üzere kurulacak geçici uluslararası güç hakkında bir Birleşmiş Milletler (BM) kararı alınmasının önemini vurguladı.