Yahudi yerleşimciler, İbrani yılbaşında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Fotoğraf: WAFA
Fotoğraf: WAFA
TT

Yahudi yerleşimciler, İbrani yılbaşında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Fotoğraf: WAFA
Fotoğraf: WAFA

Fanatik Yahudi yerleşimciler, İbrani takvimine göre yılın ilk günü olan "Roş Aşana Bayramı" nedeniyle sabah saatlerinde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlerken, İsrail polisi baskını protesto eden Filistinlilere müdahale etti.
İsrail polisi, Yahudilerin kutladığı "Roş Aşana Bayramı" nedeniyle işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesindeki varlığını arttırdı. Genç yaştaki Filistinlilerin Mescid-i Aksa'da sabah namazını kılması engellendi.
Sabah namazından kısa bir süre sonra Mescid-i Aksa'nın avlusuna giren İsrail polisi, Mescid-i Aksa içindeki Kıble Mescidi'ni kuşatarak, kapılarını kapattı. Zor kullanarak bazı Filistinlileri Mescid-i Aksa avlusundan çıkaran İsrail güçleri, Mescid-i Aksa'nın kapılarına barikat kurdu.
Daha sonra Fanatik Yahudi yerleşimciler, Mescid-i Aksa'nın Mağaribe Kapısı'ndan İsrail polisinin denetiminde gruplar halinde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. Bu esnada Kıble Mescidi içindeki Filistinliler, tekbir getirerek ve slogan atarak Yahudi yerleşimcilerin baskınını protesto etti.

İsrail güçlerinden Filistinlilere müdahale
Mescid-i Aksa'nın farklı kapılarında toplanan ve tekbir getiren Filistinli gruplar da Yahudi yerleşimcilerin baskınlarını protesto etmeye devam etti.
İsrail polisi, Eski Şehir bölgesinde toplanan ve Yahudi yerleşimcilerin kutsal mekana baskınlarını protesto eden Filistinlilere müdahale etti.
Mescid-i Aksa'dan çıkan fanatik yerleşimcilerle Filistinli gruplar arasında zaman zaman sözlü sataşma da yaşandı. İsrail polisi, olayları takip etmeye çalışan basın mensuplarına da güç kullanarak engelledi.
İsrail polisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, olaylarda "düzeni bozmaya çalıştığı" iddiasıyla 2 Filistinli gözaltına alındı. Görgü tanıklarıysa en az 6 Filistinlinin gözaltına alındığını belirtti.
Filistin Kızılayı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre de İsrail polisinin darbetmesiyle 2 Filistinli yaralandı.
Fanatik Yahudi yerleşimci gruplar, İbrani takvimine göre dün başlayan ve salı gününe kadar kutlanacak yılbaşı; "Roş Aşana Bayramı" ile eş zamanlı olarak Mescid-i Aksa'ya baskın çağrıları yapmıştı. Filistinli gruplar da baskına karşı Mescid-i Aksa ve çevresinde toplanma çağrısı yapmıştı.
Yahudi yerleşimciler dini bayramlarının olduğu dönemlerde Mescid-i Aksa'ya baskınlarını artıyor.
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Ancak Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor. Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.



Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
TT

Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Bağdat'taki diplomatik kaynaklar, Iraklı yetkililerin İsrail-İran savaşına sürüklenmekten korktuğunu ve bunu ‘Irak için, ülkenin üçte birini işgal eden DEAŞ’ın oluşturduğu tehditten daha tehlikeli bir beka sorunu’ olarak gördüklerini açıkladı.

Kaynaklar, DEAŞ’ın Irak’ın bedeninden atılması gereken yabancı bir cisim olduğunu, özellikle de Bağdat'ın DEAŞ’la mücadelesinde uluslararası ve bölgesel destek gördüğünü, ancak savaşın Irak'ın birliğini tehdit ettiğini belirttiler.

Söz konusu ‘beka sorunu’ aşağıdaki maddelerle açıklanabilir:

* Savaşın patlak vermesiyle Bağdat, Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail'den, Irak topraklarından kendisine yönelik herhangi bir saldırıya ‘katı ve acı verici’ misilleme yapacağına dair mesajlar aldı. Mesajlarda, Iraklı yetkililer kendi topraklarından başlatılan saldırılardan sorumlu tutuluyordu.

* Washington, önceki tavsiyelerinden doğrudan uyardı ve İran yanlısı grupların düzenleyeceği saldırıların yol açabileceği ağır sonuçlara dikkati çekti.

hnjıo
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, Irak güvenlik güçlerinin ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği'ne giden köprüyü kapatmak için kurduğu barikatın üzerine İran bayrağı dikiyorlar (AP)

* Iraklı yetkililer, ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdikleri bir durumun yaşanmasından yani Irak'taki silahlı grupların İsrail'e saldırmasından ve İsrail'in de savaşın başında Lübnan'daki Hizbullah liderlerine veya İranlı generallere ve bilim adamlarına yaptığı gibi bir dizi suikast düzenlemesinden endişe duyuyorlardı.

* Kaynaklar, milislere ağır darbeler indirilmesinin Şii sokakları kızıştıracağını ve bu durumun dini otoriteyi sert bir tavır almaya iteceğini, bunun da krizin Şii-İsrail çatışmasına dönüşmesine yol açacağını belirtti.

* Bu senaryo, Irak'ın o dönemdeki Şii bileşeninin Irak'ı önlenebilir bir savaşa sürükleme sorumluluğunu üstleneceği endişelerini uyandırdı.

* Diğer bir tehlike ise Kürtlerin, Irak yönetiminin tek bir bileşeni temsil ediyormuş gibi davrandığını, ülkenin savaşlardan yorulduğunu ve bölgenin Bağdat'tan uzak durmayı tercih ettiğini, çünkü ona yaklaşmanın istenmeyen savaşlara sürüklediğini ilan etme olasılığı.

* Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti kararlılık ve bilgelikle hareket etti. Farklı kesimlere göre ülkenin birliğini tehdit eden herhangi bir çatışmaya sürükleme girişimine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi ve diğer yandan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Amerika ile iletişim kanallarını açık tuttu.

cvfbghjuk
Iraklı milisler, geçtiğimiz ekim ayında Bağdat'ta İran'ın İsrail'e verdiği yanıtı kutlarken (Reuters)

* Iraklı yetkililer, İranlı yetkililerin milis grupları savaşa katılmaya teşvik etmek yerine sükuneti korumaya teşvik eden tutumundan yararlandı.

* Bir başka önemli faktör ise silahlı grupların, özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın maruz kaldığı saldırılar ve İsrail’in İran’ın derinliklerinde gerçekleştirdiği nokta atışı saldırılar, İsrail'in kendisine düşman olan örgütler hakkında kesin bilgilere sahip olduğunu ve teknolojik üstünlüğü ve bu saldırılar sayesinde hedeflerine ulaşabildiğini gösterince savaşın kendi kapasitelerinin ötesinde olduğunu fark etmeleriydi.

* Kaynaklar, baskılara ve çabalara rağmen ‘devletin kontrolü dışındaki grupların’ üç saldırı hazırlığı yaptığını, ancak yetkililerin saldırıların gerçekleştirilmesinden önce bunları engellediğini belirtti.

Kaynaklar, İsrail'in savaşı İran topraklarına taşıması ve ABD’yi İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya teşvik etmesi nedeniyle İran'ın derin bir yara aldığını tahmin ediyor. İran nükleer programıyla ilgili gerekli tavizleri vermezse yeni bir savaşın çıkması ihtimaller dahilinde.