Rusya’da bir okula düzenlenen silahlı saldırıda 13 kişi öldü, 20 kişi yaralandıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3895911/rusya%E2%80%99da-bir-okula-d%C3%BCzenlenen-silahl%C4%B1-sald%C4%B1r%C4%B1da-13-ki%C5%9Fi-%C3%B6ld%C3%BC-20-ki%C5%9Fi-yaraland%C4%B1
Rusya’da bir okula düzenlenen silahlı saldırıda 13 kişi öldü, 20 kişi yaralandı
Rusya'nın Udmurtya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Aleksandr Breçalov, İzhevsk'teki 88 Nolu okulun önünde konuşurken (AFP)
Rusya İçişleri Bakanlığı, İzhevsk şehrinde bir okulda düzenlenen silahlı saldırıda en az 13 kişinin öldüğünü, 20 kişinin de yaralandığını bildirdi.
Bakanlık, şehirdeki 88 Nolu okulda saldırı düzenleyen silahlı şahsın kendini öldürdüğünü ve kurbanlar arasında çocukların bulunduğunu da açıkladı.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov gazetecilere verdiği demeçte, "Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir terör saldırısının gerçekleştiği bu okulda yetişkinlerin ve çocukların ölümlerinin derin yasını tutuyor" dedi.
Öte yandan saldırganının üstünde Nazi sembolleri bulunan siyah bir tişört ve kar maskesi giydiği açıklandı.
Rus medyasının bildirdiğine göre, görgü tanıkları Pushkinskaya Caddesi’ndeki okuldan silah sesleri duyduklarını ve binadan kaçan insanlar gördüklerini anlattı.
Çatışmalar devam ederken Gazze'den İsrail'e roket yağmuru ( AFP)
Hamas hareketinin askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları, Gazze'deki "sivillere yönelik katliamlara" tepki olarak İsrail'in güneyindeki Beerşeba'yı füzelerle bombaladığını duyurdu.
Konuyla ilgili Telegram kanalından açıklama yapan Kassam Tugayları, daha fazla ayrıntı vermedi.
İsrail ordusu ise Telegram uygulamasından İsrail'in güneyindeki Beerşeba'da sirenlerin çaldığını bildirdi.
Times of Israel, ordunun Gazze'nin kuzeyindeki çatışmalarda bir subay ve iki askerin öldürüldüğünü, 4 askerin de yaralandığını duyurduğunu aktardı.
Son ölümlerle birlikte İsrail ordusunda kara operasyonunda hayatını kaybedenlerin sayısını 80’e yükseldi.
Gazete ayrıca, Gazze'nin kuzeyindeki çatışmalarda 4 askerin ağır yaralandığını bildirdi.
Mısır ordusu yeni silah üretimini duyurduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4709541-m%C4%B1s%C4%B1r-ordusu-yeni-silah-%C3%BCretimini-duyurdu
Mısır Cumhurbaşkanı, EDEX 2023'ün açılışına katılarak üretilen silahları inceledi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır’da pazartesi günü başlayan Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı EDEX 2023'ün üçüncü yıl etkinliklerinde, yerel olarak üretilen askeri endüstrilere yerel girdinin artmasıyla birlikte, ilk kez yerel düzeyde üretilip bir araya getirilen Mısır silahları ve mühimmatı sergilendi.
Arap Sanayileşme Örgütü, Hava Kuvvetleri ortaklığında üretilen, 180 cm'ye kadar betonarme delme kabiliyetine sahip, ağırlığı 2 bin libreye dek çıkan hava mühimmatlarından oluşan ‘Hafız’ ailesini sergiledi. Ayrıca bunlar arasında B4 koruma seviyesi sağlayan Kadir-1 zırhlı çevik kuvvet müdahale aracı da bulunuyor.
Bunlara, müşterilerin istekleri doğrultusunda her türlü ekipmanı uygulayabilme kabiliyeti ile Mısır İçişleri Bakanlığı’nın ihtiyaçlarına göre edinilen ekipmanlar da ekleniyor.
Ahlaki Meseleler İdaresi eski Müdürü Tümgeneral Samir Ferec, bugün fuarda sergilenenlerin Mısır'da askeri endüstrileri geliştirmeye yönelik 10 yıllık çalışmanın ürünü olduğunu vurguladı. Şarku’l Avsat’a konuşan Ferec, fabrikaların onlarca yıldır ekipmanlarını güncellememe sorunuyla karşı karşıya kalması ardından, iktidara gelen Mısır Cumhurbaşkan Abdulfettah Sisi'nin askeri endüstrileri geliştirme sürecine büyük bir öncelik verdiğini söyledi.
Ulusal Savunma Fakültesi eski Müdürü Tümgeneral Muhammed el-Gabari, yeni üretilen silahların ülkelerin askeri yeteneklerine ilişkin göstergelerde Mısır'ın sıralamasının yükselmesine yardımcı olacağını dile getirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan Gabari, Mısır askeri endüstrilerinin, Raad 200 füze fırlatıcısının üretilmesi ardından Mısır’ın füze üretme yeteneğinin yakın olduğunu müjdeleyen EDEX'in üçüncü yıl etkinliklerinde saf üretimde ortak haline geldiğini söyledi.
Mısır, ‘200 Savaş Fabrikası’, 385 beygir gücünde bir motorla donatılmış ve 122 mm roketatar taşıyan ve kabin dahilinden elektronik olarak kontrol edilen Raad 200 roketatarını üretti. Bu, Askeri Üretime bağlı üç firmanın ortaklığında gerçekleşti.
Mısır Donanması’na dahil edilen fırkateyn. (Alexandria Shipyard Company-Facebook)
Fuarda, Mısırlılar tarafından Alexandria Tersanesi'nde Alman teknolojisiyle üretilen MEKOA 200 Mısır fırkateyninin açılışı da gerçekleştirildi. Fırkateyn, Alman gemi inşa şirketi TKMS ile Mısır'ın biri yerli üretim olmak üzere aynı tipte dört fırkateyn alma anlaşması kapsamında üretildi. Fırkateyn, Mısır Savunma Bakanlığı tarafından daha önce açıklandığına göre, denizaltı savunma görevleri için iki helikopter taşıyabildiği gibi, keşif ve gözetleme görevleri için de küçük drone taşıma kabiliyetine, ayrıca özel kuvvet görevleri için iki hafif bot taşıma kapasitesine sahip.
Ferec’in ifade ettiğine göre İskenderiye cephaneliğinde son yıllarda yapılan modernizasyonlar, üretim sürecinin tamamen yerel düzeyde başarılı olmasına katkı sağladı. Ferec, yerel üretim başarısının çalışanlara deneyim kazandırdığını, benzer fırkateynlerin Mısır'da yapılması ve Alman şirketiyle ortaklaşa ihraç edilmesi konusunda iş birliğinin sürdürülmesi olanağına kapı açtığı görüşünde.
Aynı düşünceyi destekleyen Gabari ise yerel düzeyde çeşitli silah endüstrisi deneyimleri biriktirmenin önemini vurguladı. Bu sayede, karar vericilere farklı seçenekler sunan silahlanma kaynaklarının çeşitlendirilmesinden faydalanarak Mısır’ın kademeli olarak askeri endüstrilerde etkili ülkelerden birine dönüşeceğine dikkat çekti.
Tanıtılan yeni Mısır askeri teçhizatı arasında kuvvetlerin muharebe eylemlerini kontrol etmek, hava sahasını, sınırları ve önemli tesisleri güvence altına almak için tamamen yerel düzeyde tasarlanıp üretilen çok görevli mobil otomatik komuta ve kontrol merkezi de yer alıyor.
Bunun fuarda sergilenen en önemli hususlardan olduğuna dikkat çeken Tümgeneral Gabari, zira ileri teknolojisinin yanı sıra, olay yerinden saha komutasını kolaylaştırarak, askeri komutanlara kısıtlama olmaksızın ve daha doğru karar vermeyi sağlayacak şekilde cephede olma olanağı verdiğini vurguladı.
Sergide tanıtılan yeni Mısır silahları arasında, dronlara ve elektronik engellemeye karşı kullanılan bir sistem de bulunuyor. Taktik seviyeye kadar dronları tespit etmek ve bunlara karşı koymak için sistemlerin tasarımını ve imalatını içeriyor. Ayrıca askeri gemileri güvence altına almak için dronlara karşı koymaya yönelik bir cihazın yanı sıra çeşitli frekans aralığında radyo keşif ve engelleme cihazlarını da yer alıyor.
Savaşlarda drone kullanımının giderek artması göz önüne alındığında, bu cihazın önemli bir adım olduğunu düşünen Ferec, bu özel uzmanlığın Mısır askeri sanayisine büyük bir katkı sağladığını vurguladı. Fuar sırasında Mısır endüstrilerine dış talep sağlamak için askeri endüstrilere yönelik pazarlamanın önemine dikkat çeken Ferec, böylece askeri teçhizatın sürekli geliştirilmesine ve modernizasyonuna yönelik mali bir getiri sağlanacağını da sözlerine ekledi.
Ürdün'ün Suriye'den sızmaya çalışan uyuşturucu kaçakçılarına müdahalesinde 3 kişi öldühttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4709501-%C3%BCrd%C3%BCn%C3%BCn-suriyeden-s%C4%B1zmaya-%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fan-uyu%C5%9Fturucu-ka%C3%A7ak%C3%A7%C4%B1lar%C4%B1na-m%C3%BCdahalesinde-3
Ürdün'ün Suriye'den sızmaya çalışan uyuşturucu kaçakçılarına müdahalesinde 3 kişi öldü
Ele geçirilen narkotik maddelerin bir kısmı (Petra)
Ordudan yapılan açıklamada, sınır birliklerinin, uyuşturucuyla mücadele idaresi ve askeri güvenlik birimleri koordinasyonuyla Suriye'den yasa dışı yollardan ülkeye girmeye çalışan kaçakçılara yönelik operasyon düzenlediği belirtildi.
Operasyonda 3 uyuşturucu kaçakçısının öldüğü kaydedilen açıklamada, ülkeye sokulmak istenen 233 bin uyuşturucu hap ile yüklü miktarda esrar ele geçirildiği bilgisi verildi.
Ürdün, özellikle sınır komşuları Suriye ve Irak'ta kötüleşen güvenlik durumunun bir sonucu olarak sık sık kaçakçılık girişimlerine sahne oluyor.
Ürdün ordusu, Ekim 2021'den bu yana Suriye'den Ürdün'e geçmeye çalışan, uyuşturucu, silah ve patlayıcı yüklü çok sayıda insansız hava aracını düşürdüğünü açıklamıştı.
Suriye ve Ürdün, sınırdaki uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele amacıyla 23 Temmuz'da bir güvenlik toplantısı düzenlemişti.
Gazze Şeridi sakinlerinin karşı karşıya kaldığı yeni savaş: Yüksek fiyatlarhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4709496-gazze-%C5%9Feridi-sakinlerinin-kar%C5%9F%C4%B1-kar%C5%9F%C4%B1ya-kald%C4%B1%C4%9F%C4%B1-yeni-sava%C5%9F-y%C3%BCksek-fiyatlar
Gazze Şeridi sakinleri, İsrail’im bombardımanların yanın yanı sıra her gün mevcut durumla başa çıkmalarını zorlaştıran yeni acılarla karşı karşıya kalıyor.
Gazze Şeridi sakinleri temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. En büyük şok, büyük bir kıtlık ve satıcıların durumdan faydalanması nedeniyle bazı ürünlerin 10 kat artması oldu.
Gazze şehrinin kuzeyindeki Kerame mahallesinden Şeyh Rıdvan mahallesine göç edenlerden biri olan Muhammed el-Gul, Şarku’l Avsat’a konuştu. Gul, satın almaya çalıştığı bazı ürünlerin fiyatlarının çok arttığının bunun ‘çılgınlık gibi bir şey’ olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz perşembe günü geçici ateşkesin ortasında Gazze Şeridi’ndeki Nuseyrat kampındaki bina kalıntılarının yakınında kurulan bir açık hava pazarı (Reuters)
Muhammed el-Gul, günlerce un bulmaya çalıştıktan sonra, önceden 40 şekele (yaklaşık 11 dolar) alabildiği 25 kilogram unu şimdi 280 şekele (yaklaşık 77 dolar) almak zorunda kaldığını belirtti. Gul “Un yok. Bugün uyuşturucu gibi oldu. Yasak malı yüksek fiyata kaçıran biri gibi almak istiyorsunuz. Eskiden 40 şekele alıyorduk ama şimdi yaklaşık 300 şekel. Bu inanılmaz” dedi.
Un fiyatlarındaki artış bir istisna değil, yağ, şeker, tuz gibi diğer tüm temel ihtiyaçlar ve hatta yemek kutuları ve yemek yapımında kullanılan tüm malzemelerin fiyatları da arttı. Fiyatlar çılgınca yükselirken, insanları bir yandan daha az almaya, diğer yandan daha sade beslenmeye zorladı.
İsrail’in bombardımanları altında, Gazze’de gıda sıkıntısı yaşanırken çocuklar bir hayır kurumunun dağıttığı gıdadan paylarını almayı bekliyor (Reuters)
Eş-Şati kampından yakınlardaki bir okula göç eden Enam el-Habil, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, henüz 1,5 yaşında olan çocuğu için 25 şekele (7 dolar) süt almak zorunda kaldığını anlattı. Savaştan önce sütü 6 şekele (bir buçuk dolardan fazla) satın alıyordu.
Habil, vatandaşların çeşitli mallara, özellikle de temel mallara yönelik artan ihtiyaçlarından faydalanılmasına son vermek için yönetimin bir adım atmamasını eleştirdi.
Bir adam, ateşkes döneminde Han Yunus’un Khuza’a köyündeki yıkımın ortasında elinden geldiğince yemek pişiriyor (DPA)
Genel olarak pek çok Gazzeli, orta ve güney Gazze Şeridi’nde sınırlı da olsa böyle bir rolün varlığına kıyasla, özellikle Gazze Şehri ve Şerit’in kuzeyin herhangi bir etkili hükümet rolünün olmamasından şikayetçi oldu. Hamas hükümetinin tedarik soruşturma departmanı, tüccarlara fiyatları artırmamaları ve durumu istismar etmeleri konusunda birçok kez uyarıda bulundu, ancak birçok Gazzelinin de belirttiği üzere bu uyarılar dikkate alınmadı.
Gazze şehrinin güneyindeki ez-Zeytun mahallesinden Han Yunus’a sürülen Yusra Abed, savaştan önce 6 şekele alırken şimdi 45 şekele (12 dolar) yarım kilo maya almak zorunda kaldığını belirtti. Tüm aile bireylerinin, yazlık kıyafetlerle evden çıktıktan sonra çok yüksek fiyatlara kışlık kıyafet almak zorunda kaldığını belirten Abed “Fiyatlar çok yüksek, zar zor para yetiriyoruz” dedi.
Yaklaşık iki ay boyunca Yusra’nın kocası Filistin Yönetimi’nden maaşını alamadı, geçen hafta maaşının yalnızca yarısını alabildi. Yusra “İki ay maaş vermedikten sonra ona yaklaşık bin 400 şekellik (yaklaşık 380 dolar) bir ödeme yaptılar ki bu, bu durumda yeterli değil. Bu meblağ, savaştan öncenin 100 şekeli tekabül ediyor” dedi.
Geçtiğimiz hafta sonu Filistin Yönetimi, Gazze Şeridi’ne tahsis edilen fonun (yaklaşık 140 milyon dolar) düşürülmesi için ısrar eden İsrail’in baskısı altında, çalışanlarının maaşlarının yüzde 50’sini dağıtmayı başardı.
Gazze’nin orta ve güneyinden kaçan yerinden edilmiş insanlar pazar günü Gazze Şeridi’nde Refah’ın batısındaki yeni Tal Sultan kampında çadır kuruyor (AFP)
Yönetim ayrıca Gazze şehrindeki ve Şerit’in kuzeyine zorla gönderilenler de dahil olmak üzere, çalışanların maaşlarının yarısını ödemek için bankalardan borç almak zorunda kaldı. Ayrıca, Gazze Şeridi’nin merkezinde ve güneyindeki banka şubelerinin kapatılması nedeniyle, insani ateşkes günlerinde faaliyet gösteren bazı döviz bürolarından alınırken, her bin 800 şekel (yaklaşık 500 dolar) için 140 şekel (yaklaşık 40 dolar) kadar komisyon ödenmesi yapıldı.
Hamas hükümeti 7 günlük insani ateşkes sırasında çalışanlarına 200 dolar dağıttı.
Para akışıyla birlikte fiyatlar yeniden yükseldi. Vatandaşlar inanılmaz meblağlarla kahve alabildiklerini söyledi.
Kahvenin yaklaşık 30 gramının fiyatının 8 şekelden (2 dolar) 40 şekele (11 dolar) ulaşması, Gazze’de bir fincan kahvenin fiyatını dünyanın herhangi bir yerinden daha pahalı hale getirdi.
İsmini vermek istemeyen bir gıda satıcısı, işgal güçlerinin Gazze Şeridi’ne herhangi bir malın girişini engellemesi nedeniyle fiyatların yükseldiğini ve çoğu satıcının elindeki stokların neredeyse tamamen tükenmeye başladığını söyledi ayrıca vatandaşların kriz durumundan faydalandığı yönündeki suçlamaları reddetti.
Satıcı, vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanmasında birçok yük ve riske maruz kaldıklarını belirtti. Ayrıca depolardan dükkanlara mal taşımanın ve bazı işçilerin bu zorlu koşullarda çalıştırılmasının da maliyetinin arttığını belirtti.
Son olarak “İşgal Gazze Şeridi’nin güneyindeki operasyonlarını genişlettikçe fiyatlar şu an olduğundan daha fazla artacak ve mevcut olan her şeyin fiyatı altın kat yyyükselecek” ifadelerine yer verdi.
Onlarca İsrail askeri aracı Han Yunus'un doğusuna girmeye çalışıyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4709481-onlarca-i%CC%87srail-askeri-arac%C4%B1-han-yunusun-do%C4%9Fusuna-girmeye-%C3%A7al%C4%B1%C5%9F%C4%B1yor
Onlarca İsrail askeri aracı Han Yunus'un doğusuna girmeye çalışıyor
İsrail askerleri, İsrail'in güneyindeki Gazze sınırına yakın bir bölgede tankların yanında toplanırken (EPA)
İsrail askeri araçlarının Gazze Şeridi'nin güneyine kara saldırısı girişiminde bulunduğu aktarıldı.
AWP’ye konuşan görgü tanıkları, saldırı girişimlerinin Han Yunus'un doğusundaki bölgelerde, özellikle de onlarca aracın bölgeye ilerleme girişimlerine katıldığı Beni Süheyla bölgesinde yoğunlaştığını bildirdi.
Hamas hareketinin askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları ise başka ayrıntı vermeden Han Yunus kentinde bir tank ve üç İsrail aracını hedef aldığını açıkladı.
Bir hafta süren ve Gazze Şeridi’ne yardım girişinin yanı sıra hem İsrail hem de Hamas tarafından tutulan bazı rehinelerin değişimine izin veren insani ateşkesin ardından İsrail, geçtiğimiz cuma Gazze'deki yoğun saldırılarına yeniden başladı.
Sudan’da çatışan taraflar arasında suçlamalar hız kazandıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4709446-sudan%E2%80%99da-%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fan-taraflar-aras%C4%B1nda-su%C3%A7lamalar-h%C4%B1z-kazand%C4%B1
Sudan’da çatışan taraflar arasında suçlamalar hız kazandı
Sudan’da çatışan tarafların temsilciler Mayıs 2023'te Cidde Anlaşması’nın imza töreninde hazır bulundu. (Reuters)
Suudi Arabistan-ABD arabuluculuğunda gerçekleşen Cidde Platformu’nda Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki müzakerelerin ikinci turu anlaşmazlıklar ve karşılıklı suçlamalarla ilgili tehdit altında.
Duruma dair dün açıklamalarda bulunan kaynaklar, müzakerelerin önemli ilerleme kaydedilememesi nedeniyle askıya alınma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ve sürecin daha sonra resmi bir açıklama yapılmadan devam edilebileceğini bildirdi. Kaynaklar ayrıca, ordu heyetinin daha önce Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi'nden (IGAD) bir uzmanın iki taraf arasındaki anlaşmazlıklara konu olan kontrol alanları hakkında sunulan bir teklifi kabul ettiğini bildirdi. Söz konusu anlaşmazlık önceki müzakere turunun başarısız olmasına neden olmuştu.
Kaynaklar, IGAD uzmanının, her iki tarafça da onaylanan düşmanlıkların durdurulması anlaşmasının imzalanmasının hemen ardından yapılması şartıyla, her birinin kendi kontrolü altındaki bölgelerde kalması için tüm kuvvetlerin hareketlerinin dondurulmasını önerdiğini bildirdi. Ancak ordu geri adım attı ve öneriyi reddetti.
Adlarının açıklanmasını istemeyen kaynaklar Şarku'l Avsat'a, ordu müzakere heyetinin, çatışmaların durdurulması anlaşmasının imzalanmasından 15 gün sonra ‘kapsamlı siyasi diyalog’ başlatılmasına ilişkin başka bir maddeyi de kabul etmediğini aktardı.
Sudan'ın başkenti Hartum çatışmalar nedeniyle yangınlara sahne oluyor. (AFP)
Kaynaklar, ordunun, Suudi Arabistan başkanlığında dört ülkeden oluşan ve her ülkenin 50 kişiyle temsil edildiği ateşkesin izlenmesiyle ilgili ‘Ortak Merkez’ önerisini kabul etmediğini ve HDK güçlerinin başkentten çekilmesi konusunda da ısrar ettiğini kaydetti.
‘Güven artırıcı’ önlemler
HDK ise orduyu, izole edilmiş rejimin (eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejimi) liderlerinin tutuklanmasına ilişkin Cidde Platformu’nda üzerinde mutabakata varılan ‘güven artırıcı’ önlemlerin uygulanması konusunda taahhütte bulunmamakla suçladı.
HDK, ordunun başkent Hartum ile Darfur, Kordofan ve Beyaz Nil bölgelerinden çatışmalardan etkilenen bölgelere insani yardım geçişine izin vermediğini, insani yardım ve sağlık çalışanlarına bir ay süreyle vize vermeyi de reddettiğini bildirdi.
Londra merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı (AWP), müzakerelerin gidişatına aşina olan bir kaynağın Sudan ordusunun, eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejimine ait olarak tanımladığı unsurları dahil etme girişimlerinin Cidde Müzakereleri’nin ikinci turunun başarısızlıkla sonuçlanmasının ana nedenlerinden biri olduğunu aktardı.
İsminin gizli kalmasını isteyen kaynak, ordunun ‘müzakere platformunu eski rejime ait iki isimle doldurmaya çalıştığını’ ifade etti. Bunlar, eski rejime bağlılığıyla tanınan Büyükelçi Ömer Sıddık ve İnsani Yardım Dairesi'nden sorumlu Güvenlik Teşkilatının Tuğgenerali Yargıç Salah el-Mübarek.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre HDK heyeti, söz konusu iki ismin varlığını reddetti. Müzakere turunun başlaması üç gün ertelendikten sonra ikilinin ihraç edilmesine karar verildi. Ancak müzakere odasının dışından uzman olarak tutuldular.
Müzakereler ilerleme sağlanamayınca askıya alındı
Kaynak, ordu ile HDK arasındaki Cidde Müzakereleri’nin ikinci turunun başarısızlıkla sonuçlandığını doğruladı. Arabuluculuk, özellikle insani yardım ve ateşkes dosyalarında herhangi bir ilerleme kaydedilemeden müzakereleri askıya aldı. Cidde Müzakereleri’nin ikinci turu geçtiğimiz kasım ayında ‘insani yardım’ ve ‘güven artırıcı önlemler’ olmak üzere iki temel maddeyle başladı.
İki taraf 7 Kasım'da, dört temel maddeyi içeren insani yardım ve güven artırıcı tedbirlerin sağlanmasına yönelik taahhütler imzaladı. Bunlardan en önemlisi, ordu delegasyonunun güven artırıcı tedbirleri uygulama taahhüdüne rağmen hapishanelerden kaçan İslamcıların tutuklanmasıydı.
Kaynak, aranan kişilerin yakalanması için 10 günlük bir sürenin belirlendiğini doğruladı. Ayrıca ordu heyetinin beş günlük süre talep etmesi üzerine HDK heyetinin imzanın ikinci gününde tutuklanmak istenen isimlerin listesini teslim ettiğini ancak taahhütlerin yerine getirilmediğini belirtti.
Sudan'da devam eden savaş sivil yerleşim alanlarının harap olmasına yol açtı. (AFP)
Aynı kaynağa göre ordu heyeti sürenin 10 güne çıkarılması için ek süre talep etti. Ancak buna uymadı ve ‘kötü gerekçeler öne sürdü.’ Ardından Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan ve yardımcısı Yaser el-Ata, ‘güven artırıcı’ yükümlülükleri ortadan kaldıran açıklamalarda bulundu.
Kaynak konuya dair şunları söyledi:
“İnsani işlerle ilgili olarak, ordu heyeti Darfur, Hartum, Kordofan ve Beyaz Nil'deki etkilenen bölgelere insani yardım girişini kabul etmedi. Ayrıca Nyala, el-Cuneyna ve el-Faşir havaalanlarını insani amaçlarla açmayı da reddetti ve yardımın yalnızca Port Sudan Havaalanı aracılığıyla ulaştırılmasında ısrar etti.”
Başkentin kontrolü
HDK, başkent Hartum'un geniş bölgelerini kontrol altına almayı başardı ve orduyu Darfur ve Kordofan'da geri çekilmeye zorladı. HDK geçen ayın sonundan bu yana, Darfur bölgesindeki Nyala, Zalingei, el-Cuneyna ve ed-Dain'deki büyük ordu kışlalarının kontrolünü ele geçirdi.
Kaynak, AWP'ye, ordu heyetinin Sınır Tanımayan Doktorlar ile İtalyan ve Norveç kuruluşlarından Hartum'daki çalışmalarını durdurmalarını istediğini ve insani yardım ve sağlık çalışanlarına bir ay boyunca vize vermeyi reddettiğini söyledi.
Sudan'daki Sınır Tanımayan Doktorlar cuma günü yaptığı açıklamada, geçen hafta el-Ban Cedid Hastanesi'ndeki çalışan sayısını minimuma indirmek gibi zor bir karar almak zorunda kaldıklarını bildirdi.
Facebook hesabında yayınlanan açıklamada “Bu önlem, çalışanların hareketlerine uygulanan katı kısıtlamaların ve yetkililerin seyahat izinlerini vermede gecikmesinin ardından geldi” ifadeleri yer aldı. El-Ban Cedid Hastanesi, Kuzey Hartum’da tedavi hizmetleri sunan tek merkez olarak görev yapıyor.
Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar nedeniyle güney Hartum'da yaşayanlar evlerini terk ediyor. (Reuters)
Kaynak, geçtiğimiz ay Cidde'de insani taahhütlerin ve güven artırıcı önlemlerin imzalanmasından bu yana tek bir maddenin uygulanmadığını ve etkilenen bölgelere tek bir kamyonun bile girmediğini bildirerek şunları söyledi:
“Ordunun sadece bu turdaki değil, son turdaki taahhütlerinden de geri adım atması ve müzakere konusunda ciddi olmadığını kanıtlaması üzerine, arabuluculuk 1 Aralık'ta müzakereleri herhangi bir ilerleme kaydedemeden askıya aldı.”
Milli Ümmet Partisi: Hayal kırıklığı
Diğer yandan Milli Ümmet Partisi Genel Başkanı Fadlallah Burma Nasır dün yaptığı açıklamada, Cidde Müzakereleri’nin başarısızlıkla sonuçlanmasının Sudan halkı için bir hayal kırıklığı olduğunu söyledi. Medyadaki gerilimin ve akılsızca konuşmaların, savaşın her iki tarafında da önceki turlarda kararlaştırılanları uygulama ve ateşkes anlaşmasına varma konusunda siyasi irade eksikliğine işaret ettiğini de sözlerine ekledi.
Milli Ümmet Partisi’nin aşırılık yanlısı tarafı müzakerelerin başarısızlığından sorumlu tuttuğunu ifade eden Nasır, sorumsuz ifadelerin, suçlamaların dağıtılmasının ve sorumlulukların reddedilmesinin bu anlaşmaya varma iradesinin eksikliğini doğruladığını kaydetti.
Nasır, her iki tarafa da verdikleri sözlere uymaları, ulusal sorumluluklarını hissetmeleri ve gerçek barışa ulaşmak amacıyla Cidde'deki müzakere sürecini başarılı kılmak için çok çalışmaları yönünde çağrıda bulundu.
Nasır ayrıca tüm ulusal güçlere, savaşın devamını isteyenlere karşı mücadelede güçlerini birleştirmeleri ve arabulucuların iki tarafın anlaşmaya varması için her türlü desteği sağladığı Cidde Platformu’nda gösterilen çabaları desteklemeleri çağrısı yaptı.
Likud, İsraillileri Filistin devletini destekleyen alternatif bir hükümet konusunda korkutuyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4709426-likud-i%CC%87sraillileri-filistin-devletini-destekleyen-alternatif-bir-h%C3%BCk%C3%BCmet
Likud, İsraillileri Filistin devletini destekleyen alternatif bir hükümet konusunda korkutuyor
Netanyahu, pazar günü İsrail Savunma Kuvvetleri’ne yeni katılan Haredilerle görüştü (X)
Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet koalisyonunda özellikle de Likud partisi içinde bir dağılma atmosferi olduğunu belirtti. Bir dizi milletvekili ve bakan, Benny Gantz’ın partisine (resmi kamp) veya Mossad’ın (dış istihbarat) eski başkanı Yossi Kohen’in liberal sağcı bir partiyle kurmaya çalıştığı yeni bir partiye katılmak için ciddi görüşmeler yürütüyor.
Bu kaynaklar, Likud’da ayrılmaya aday iki merkezi isme, yani Savunma Bakanı Yoav Galant ve Ekonomi Bakanı Nir Barkat’a dikkat çekti.
Galant’ın Netanyahu ile sorunu var. Çünkü geçen mart ayında kendisine karşı çıkan gösteriler nedeniyle Galant’ı kovmuştu. Ancak 24 saat sonra onu tekrar göreve getirmek zorunda kalmıştı ve bu nedenle aralarındaki güven tamamen sarsıldı.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant, geçen Temmuz ayında Knesset’te Gantz ile konuşuyor (Reuters)
Cumartesi gecesi Gallant, Netanyahu ile basın toplantısına katılmayı reddetti ve onu açıkça eleştirerek, “Ondan benimle gelmesini istedim ama o tek başına basın toplantısı düzenlemeyi tercih etti” dedi.
Gallant’a yakın isimler, onun sürekli şunu planlayan, bunu yapan, emir ve talimat veren biri gibi davranmaya çalışan Netanyahu’nun üslubuna artık tahammül edemediğini söyledi. Gallant, İsrailli mahkumların ailelerinin ‘Hamas’ın esir tuttuğu oğulları ve kızları hakkında ailelerin duygularını ve korkularını küçümsediği için’ 12 kentte gösteri yaptığı ve istifasını talep ettiği bir dönemde Netanyahu’nun yanında görünmek de istemiyor.
Öte yandan Netanyahu’ya yakın isimler de Gallant’ı Bakan Benny Gantz ile dost gibi davrandığı için eleştiriyor ve onu Savaş Komuta Konseyi’nde başbakana karşı Gantz ile ittifak kurmakla suçluyor. Bu nedenle Netanyahu’ya yakın olan Knesset üyesi Nissim Vaturi, Likud liderliğinin bir iç toplantısında bağırarak, “Gallant, Gantz’ı ağzından öpüyor” dedi.
Netanyahu döneminden sonra Likud’un başkanlığı için yarışmayı planlayan ikinci bakan Barkat’a gelince, son parti liderlik toplantılarına katılmadı ve genel bütçe taslağı konusunda Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’e boyun eğdiği için Netanyahu’yu eleştirdi. Bütçe lehine oy kullanmamaya karar verdi ve bütçenin tartışıldığı Knesset (Parlamento) oturumuna katılmadı. Netanyahu’nun destekçileri onu, yeni bir sağcı parti kurma çabalarında Yossi Kohen ile işbirliği yapmak, bir dizi Likud liderini partiye çekmek ve bu partinin çöküşüne ve büyük bir düşüşe neden olmakla suçluyor.
Solun komplosu!
Netanyahu’ya yakın olan Bakan David Amsalem’e göre, partiden ayrılan herkes ‘hükümeti yutmaya hazırlanan’ solun komplosuna dahil oluyor. Bahsi geçen Likud liderlik oturumu sırasında Amsalem, “Likud, solun ve sağdan bazı aptalların katıldığı yerel ve uluslararası bir komploya maruz kalıyor. Eğer güçlerimizi nasıl toplayıp birleşeceğimizi bilmiyorsak sol iktidara gelecektir. Burada bir Filistin devleti oluşacaktır ve Likud’un yeniden iktidara gelmesi 20 yıl veya daha fazla zaman alacaktır” dedi.
İsrailli rehinelerin aileleri Tel Aviv’de Savunma Bakanlığı önünde protesto gösterisi yapıyor, 21 Kasım (AFP)
İki buçuk saat süren bu Likud oturumu, çığlıklara ve kavgalara sahne oldu. Konuşmacıların çoğunluğu koalisyon ve muhalefetteki diğer politikacılara saldırı başlattı. Milletvekili Vaturi, Galant ve Gantz’a yönelik eleştirilerinin yanı sıra İsrail ordusunun sözcüsü Knesset üyesi Tally Gotliv’i de eleştirdi. Vaturi’ye göre Gotliv, sağcı olmayan anlatılara hizmet ediyor.
Eleştirinin gerekçelerinin sızdırılması sonrasında Netanyahu, gazetecilerin konu hakkındaki sorularını yanıtlamaktan kaçındı ve ateşi başka yöne çevirmeye çalıştı. Ayrıca Haredi müttefiklerinin (dini partiler) dini okullarının bütçelerini onaylamayı reddeden muhalif güçlere saldırmaya başladı. Muhalefeti kışkırtmaya yönelerek, Shakespearevari bir üslupla “Haredi çocuğu yarım çocuk mu? Haredi öğretmen yarı öğretmen mi?” diye sordu.
Tel Aviv’deki göstericiler, İsrailli mahkumların fotoğraflarını taşıyor (Mahkum Aileleri Komutanlığı)
Bunun üzerine İsrail basını özellikle Likud ve Netanyahu’ya sert bir saldırı başlattı. Haaretz gazetesinde, “Bu grup değişmedi; zehir ve nefretin sığ sularında toplanan bir grup cahil haydut. Savaşın başında iddia ettikleri gibi uyanmadılar. Ama belki de tam tersi doğrudur. Son iki ayda yaşananlar, çarpık zihinlerinde patlayan hastalıklı düşünceleri güçlendirdi. Savaştan sonra köpekler gibi saldıracaklar ve sevmedikleri herkesin (ordu, protesto liderleri, medya ve muhalefet) üzerine köpükler saçacaklar. Herkes, güçlü ve sağcı bir başbakanı devirmeye yönelik ihmal ve komplonun sorumluluğuyla suçlanacak” ifadelerine yer verildi.
Filistin davasının tasfiyesi konusunda uyarıda bulunan Kahire, yerinden edilmeyi kırmızı çizgi olarak görüyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4709411-filistin-davas%C4%B1n%C4%B1n-tasfiyesi-konusunda-uyar%C4%B1da-bulunan-kahire-yerinden
Filistin davasının tasfiyesi konusunda uyarıda bulunan Kahire, yerinden edilmeyi kırmızı çizgi olarak görüyor
Kahire'deki Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’na katılanların grup fotoğrafı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini yeniden kesin bir dille reddeden Kahire, Filistin davasının tasfiyesine karşı uyarıda bulunarak bu hususu ‘izin vermeyeceği bir kırmızı çizgi’ olarak değerlendirdi. Mısır Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı ve Savunma Bakanı Orgeneral Muhammed Zeki, dün Kahire’de düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı EDEX 2023 etkinliklerinde yaptığı açıklamada, “Filistin meselesi son derece tehlikeli ve hassas bir dönemeçle, meseleyi tasfiye etmeye yönelik bir gerçekliği sahaya dayatma yönündeki hesapsız bir askeri gerilimle karşı karşıya. Barışın onu koruyan ve devamını sağlayan bir gücü olması gerekir. Bugün dünyamızda zayıflara yer yok, bu hepimizin şahit olduğu bir gerçek” vurgusunda bulundu.
Mısır’ın Gazze sakinlerinin zorla yerinden edilmesini reddettiğini defalarca kez vurgulayan Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Mısır'ın sorunun komşu ülkeler pahasına çözülmesine izin vermediğini ve vermeyeceğini belirtti.
Geçtiğimiz Cumartesi günü Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Dubai'de İklim Zirvesi oturum aralarında yaptıkları görüşme sırasında, Filistinlilerin
Gazze'den veya Batı Şeria'dan zorla nakledilmesine, Gazze kuşatmasına veya Şeridi'nin sınırlarının yeniden çizilmesine hiçbir koşulda izin verilmemesi gerektiği vurgusunu yineledi.
Geçtiğimiz Cumartesi günü Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris Gazze konusunda görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Dün Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, Mısır Savunma Bakanı, çok sayıda bakan ve yetkili Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı EDEX 2023'ün üçüncü yıl etkinlikleri açılışına katıldı. Savunma Bakanı Zeki, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Fuar, bilhassa dünyanın tanık olduğu, istikrarı, bölgesel ve uluslararası güvenliği tahrip eden çatışma ve savaşların yaşandığı bu dönemde, Cumhurbaşkanı Sisi'nin himayesinde gerçekleşen önemli bir küresel etkinliktir. Mısır, barışı tesis etmek, sevgiye ve ortak çıkarlara ulaşmaya dayalı güvenli bir yaşama sahip olduğumuz ortak bir zamanı formüle etme yönünde çabaları birleştirmek ve çatışmaların hızını kontrol altına almak amacıyla insanlığın iyiliği ve barışı seven tüm halklarının buluşma noktası sayılıyor. Bu özelliği hala geçerli. Fuar, ortak ulusal güvenliğimizin temel direklerini koruma yeteneklerini geliştirmek amacıyla savunma ve askeri sanayi alanında ülkeler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik yeniliklerin sergilenmesine ve deneyim alışverişine, ayrıca dost ülkelerle tüm askeri alanlarda ortaklık ve işbirliği çerçevelerinin derinleştirilmesine katkıda bulunuyor. Bu milletin koruyucusu olarak kalacak, güvenlik ve istikrarını koruyacak olan Silahlı Kuvvetler, güvenlik ve barışı seven ülkelerle yakın işbirliği içinde Mısır topraklarındaki her türlü saldırıyı yenecek güce sahip olmaya çalışacaktır.”
Mısır Cumhurbaşkanı, Kahire’deki EDEX 2023 fuarında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır'ın Belçika Krallığı ve Lüksemburg Dükalığı Büyükelçisi, Avrupa Birliği ve NATO temsilcisi Bedir Abdulati, “Mısır, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin kendi toprakları dahilinde veya haricinde zorla yerinden edilmesini, izin vermeyeceği bir kırmızı çizgi olduğu için kesin bir dille reddediyor” açıklamalarında bulundu. Middle East News Agency tarafından aktarıldığı üzere Abdulati, dün Avrupa Komisyonu tarafından göçmen kaçakçılığıyla mücadele alanında uluslararası iş birliğini pekiştirmek amacıyla düzenlenen Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadelede Küresel İttifak konulu uluslararası konferansta söz aldı. Abdulati, “Mısır, göç sorunlarının ele alınmasında güvenlik boyutlarıyla sınırlı olmayan, daha ziyade yasadışı göçe yol açan temel nedenleri ele almak için kalkınma, ekonomik ve sosyal boyutları da içeren kapsamlı bir yaklaşım benimsiyor” ifadelerini kullandı. Mısır vatandaşları gibi temel hizmetlerden yararlanan yaklaşık 9 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Mısır'ın, Sudan'da krizin patlak vermesi ardından yüz binlerce Sudanlıyı da ağırladığını belirten Abdulati, bunun yarattığı ekonomik yükten bahsetti.
İsrail'in Şeridi'ndeki savaşının başlangıcında Gazze'den güneye göç eden Filistinliler (AFP)
Geçtiğimiz ay Mısır, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in açıklamalarını eleştirmişti. Smotrich, Knesset üyeleri Ram Ben Barak ve Danny Danon'un Amerikan gazetesi The Wall Street Journal'da yayınlanan ve Gazzeli mülteciler için gönüllü bir göç planı önerdikleri makaleyi yorumladığı sırada, “75 yıllık sığınma, yoksulluk ve tehlikenin ardından Gazze halkı ve tüm bölge için doğru insani çözüm budur. Mültecilerin dünya ülkeleri tarafından, İsrail Devleti de dahil olmak üzere uluslararası toplumun cömert mali desteği ve yardımıyla ağırlanması, hem Yahudilerin hem de Arapların acılarına son verecek tek çözümdür. İsrail, Gazze'de doğası gereği İsrail nefretine ve onu yok etme arzusuna dayanan bağımsız bir varlığa artık tahammül edemeyecek” vurgusunda bulunmuştu.
Geçtiğimiz Çarşamba günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Orta Doğu'daki duruma ilişkin oturumunda söz alan Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, “Dünyanın reddettiği ve uluslararası hukukun ihlali olarak gördüğü zorla yerinden etme ve toplu nakil politikası hala İsrail'in hedefidir. İsrail sadece açıklama ve çağrılarda bulunarak değil, ayrıca sahada acı bir gerçeklik yaratarak, Gazze'deki Filistinlileri topraklarından sürmeyi, halkını topraklarından tecrit ederek, ele geçirerek davalarını tasfiye etmeyi hedefliyor.
Reuters'in Pazartesi günü bildirdiğine göre Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis, Gazze Şeridi'ne insani yardım göndermek için bir koridor oluşturulması girişimi çerçevesinde bugün Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı ile görüşmelerde bulunacak.
İsrail yönetimi: ‘Gazze’deki savaşın ikinci aşaması çok zor olacak, halkımızdan sabır bekliyoruz’https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4709381-i%CC%87srail-y%C3%B6netimi-%E2%80%98gazze%E2%80%99deki-sava%C5%9F%C4%B1n-ikinci-a%C5%9Famas%C4%B1-%C3%A7ok-zor-olacak-halk%C4%B1m%C4%B1zdan
İsrail yönetimi: ‘Gazze’deki savaşın ikinci aşaması çok zor olacak, halkımızdan sabır bekliyoruz’
İsrail tankı Gazze Şeridi sınırına doğru ilerliyor (AFP)
İsrail Hükümet sözcüsü Elon Levy bugün (Salı) yaptığı açıklamada, Gazze'de devam etmekte olan savaşın ikinci aşamasının çok zor olacağını ifade ederek, “İsrail halkından sabır ve metanet bekliyoruz” dedi.
Sözcü, gazetecilere yaptığı açıklamada "Şu anda ikinci aşamaya geçiyoruz. Askeri açıdan zor bir aşama olacak” dedi.
İsrail hükümeti sözcüsü, Gazze’de Hamas’a ait yer altı tünellerinin suyla doldurulacağı iddiasına ilişkin bir soruya yanıt olarak, "Ordu bir dizi mühendislik önlemi alıyor" açıklamasını yaptı.
Levy ayrıca ‘savaşın stratejik hedefleri konusunda ABD ile tam bir mutabakat’ içinde olduklarını da belirtti.
İsrail’in, Hamas üyelerini Gazze’deki tünellerden çıkarmak amacıyla, bu tünellere Akdeniz’den alınan deniz suyunu pompalamayı planladığı öne sürüldü.
Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığı habere göre, İsrail ordusu, Kasım ayı ortasında Şati Mülteci Kampı’nın kuzeyinde, saatte binlerce metreküp suyu taşıyacak ve tünelleri haftalar içinde sular altında bırakabilecek en az beş pompanın kurulumunu tamamladı.
ABD’li yetkililer, İsrail’in bu plan hakkında ABD’yi ilk kez geçen ay bilgilendirdiğini ve planın askeri açıdan uygulanabilirliği ve çevreye etkisi konusunda tartışmaların yaşandığını açıkladı.
Ancak yetkililer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin bu planı uygulamaya ne kadar yakın olduğunu bilmediklerini de ekledi.
Hizbullah: İsrail'in sivilleri hedef alan saldırısına daha sert karşılık vereceğizhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4709201-hizbullah-i%CC%87srailin-sivilleri-hedef-alan-sald%C4%B1r%C4%B1s%C4%B1na-daha-sert-kar%C5%9F%C4%B1l%C4%B1k
Hizbullah: İsrail'in sivilleri hedef alan saldırısına daha sert karşılık vereceğiz
Lübnan'ın güneyinde İsrail’in bombardımanı sonrası yükselen dumanlar (AFP)
Hizbullah, bir kez daha İsrail'in Lübnan'ın güneyinde sivilleri hedef alan saldırısına daha sert karşılık vereceğini söyledi. Hizbullah, daha önce Lübnan'ın güneyinde çok sayıda bölgenin hedef alındığı bombardıman sonucunda iki Lübnanlı ve bir Suriyelinin yaralandığı açıklamıştı. Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmalar yoğunlaşıyor. Hizbullah, İsrail ordusunun dün yoğunlaştırdığı bombardımanlarına karşı bir dizi operasyon gerçekleştirirken bazı kayıplar da verdi, askeri merkezleri zarar gördü.
Hizbullah Merkez Konseyi Üyesi Şeyh Nebil Kavuk, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Güneyde sivillere yönelik her türlü saldırıya daha sert karşılık vereceğiz. Aynı şekilde Lübnan’da sivillere yönelik hiçbir saldırıyı sert bir karşılık vermeden geçmeyeceğiz.”
Kavuk, Lübnan-İsrail savaşının yeniden başlamaması için İsraillilerin Gazze'ye güneyden destek verilmeden savaş açmak istediklerini ve bu yüzden ateşkes günlerinde de Hizbullah üzerindeki baskının devam ettiğini söyledi.
Öte yandan İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee dün (4 Aralık), Lübnan topraklarından başlatılan havan topu saldırısında sınırda yer alan askeri üste bulunan üç İsrail askerinin hafif yaralandığını açıkladı. Adraee X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun misilleme olarak hava toplarının ateşlendiği noktaları hedef aldığını belirtti. İsrailli askeri yetkili, hedef alınan İsrail askeri üssünün Yiftah yerleşim bölgesi yakınlarında olduğunu da sözlerine ekledi.
İsrail ordusundan yapılan bir diğer açıklamada, İsrail'in kuzeyindeki Harduf yerleşim bölgesine Lübnan'dan top mermileri atıldığı ve mermilerin boş alanlara düştüğü aktarıldı. Lübnan sınırı yakınlarındaki Misgav yerleşim bölgesinin de bir top mermisiyle hedef alındığı belirtilen açıklamada, İsrail güçlerinin top mermisinin ateşlendiği kaynağı hedef alarak karşılık verdiği ifade edildi.
Hizbullah’ın Lübnan'ın güneyinde devam eden bombardımanlar nedeniyle dün düzenlediği operasyonlarla birlikte İsrail’in bazı askeri mevzileri ve İsrail kuvvetlerinin toplandığı beş nokta hedef alındı.
Hizbullah ayrı ayrı yaptığı açıklamalarda öğleden sonra Birket Rişe, Cel el-alem bölgesini ve Rahib bölgelerini hedef aldığını duyurdu. Açıklamalarda, İsrail’in Hanita yerleşim bölgesindeki İsrail piyade gücünü, Baranit Askeri Üssü’nün doğusundaki Kerem et-Tuffah ve Shtula yerleşim bölgelerinde konuşlu askeri güçleri hedef aldığını ve İsrail ordusu içinde doğrudan kayıplar verdirildiğini doğruladı.
Shtula ve Rahib yerleşim bölgelerinde İsrail askerlerin toplandığı noktaların doğrudan hedef aldığını yönündeki açıklamanın ardından Bağdadi bölgesi ve Misgav doğusunda toplanan İsrail askerlerinin güdümlü füzelerle hedef alındığı belirtilen bir daha geldi.
Şarku’l Avsat’ın Lübnan resmi haber ajansı NNA’dan aktardığına göre güneyde birçok bölge hedef alındı. Bunun sonucunda iki kişi hafif şekilde yaralandı.
NNA, Bint Cubeyl bölgesinin kuzeyindeki boş bir evin silahlı insansız hava aracından (SİHA) fırlatılan iki füzeyle hedef alındığı hava saldırısının ardından İsrail uçaklarının bölgenin batısındaki Ummu et-Tut beldesindeki boş bir evi hedef aldığını bildirdi. Ajans, patlamada etrafa saçılan taşların isabet etmesi sonucunda bir kadın ve oğlunun hafif yaralandığını aktardı. NNA, düşmanın Marun el-Ras köyü yakınlarındaki bir evi de hedef aldığını ve buranın daha önce de hedef alınan noktalar arasında olduğunu kaydetti.
NNA, İsrail'in Mercayun’daki el-Vezzani beldesi yakınlarına düzenlediği bombardıman sonucu bir Suriyelinin yaralandığını ve tedavi için Mercayun Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını bildirdi. Bombardıman sırasında Merkeba ve Rab Salisine beldeleri ile Vezzani beldesi arasındaki Belida ve Cebel Verde beldelerinin dış mahalleleri de hedef alındı. İtfaiye ekipleri, es-Sevane beldesindeki Bura bölgesinde çıkan büyük bir yangını söndürdü.
İsrail savaş uçakları, Meys el-Cebel beldesinin güneyindeki Tufa yakınlarındaki Sehm Araba bölgesini ve Muhaybib ve Meys el-Cebel beldelerinin batı bölgelerini hedef aldı.
Nakura yakınlarında Hamul bölgesini ve Tayr Hafra ve el-Cebin beldeleri çevresinin de hedef alındı. İsrail savaş uçakları Nebatiye ve İklim el-Tuffah bölgeleri üzerinde yüksek irtifada uçuşlar gerçekleştirdi. NNA bu uçuşlara, Nebatiye’nin çeşitli bölgeleri üzerindeki yoğun uçuşların eşlik ettiğini aktardı.
NNA, ‘sabah saatlerinde bir düşman keşif uçağının Raşaya bölgesi ve Hermon Dağı'nın batı yamaçları üzerinden Lübnan-Suriye sınırındaki Deyr el-Aşayir’e kadar alçak irtifa yoğun uçuşlar gerçekleştirdiğini’ bildirdi.
Kefer Kila ile Adissa arasındaki Merciyyun Ovası, Hamams Tepesi ve Uveyde Tepesi'ni hedef alan bombardımanın gece boyunca devam ettiğini ve bombardımanın Uveyde Tepesi’nde yangına yol açtığını aktaran NNA, ayrıca keşif uçaklarının batı ve orta kesimlerdeki Lübnan- İsrail sınırını temsil eden Mavi Hat’ta Litani Nehri'ne kadar komşu köylerin üzerinde uçuşlar gerçekleştirdiklerini belirtti. Gece boyu bombalanan Cebel el-Lebune'deki İsrail mevzisinin yakınlarında silahlı çatışma seslerinin duyulduğunu bildiren NNA, batı ve orta kesimlerdeki köylerde akşam 22:00 sularına kadar şiddetli çatışmaların yaşanmasının ardından İsrail uçaklarının sabah saatlerinde Ayta eş-Şaab beldesinin dış mahallelerini ağır topçu mermileriyle hedef aldığını aktardı. NNA’nın haberine göre İsrail savaş uçakları Mervahin, ed-Dahira, el-Kuzah ve Beyt Lev beldeleri çevresine hava saldırıları düzenledi. İsrail ordusu, Nakura, el-Cebin, el-Lebune köyleri ile Ayta eş-Şaab ve Alma eş-Şaab beldelerinin çevresine yoğun topçu bombardımanları düzenlerken bombardımanlarda can kaybı olmadı.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة