BM görüşmeleri çoklu diplomasiyi geri getirdi

BM görüşmeleri, Soğuk Savaşı, Kruşçev'in ayakkabısını, Arafat'ın zeytin dalını ve Che Guevara'nın purolarını hatırlattı

Lavrov, Cumartesi günü BM Genel Kurul'a hitap ettikten sonra kürsüden ayrılırken (Reuters)
Lavrov, Cumartesi günü BM Genel Kurul'a hitap ettikten sonra kürsüden ayrılırken (Reuters)
TT

BM görüşmeleri çoklu diplomasiyi geri getirdi

Lavrov, Cumartesi günü BM Genel Kurul'a hitap ettikten sonra kürsüden ayrılırken (Reuters)
Lavrov, Cumartesi günü BM Genel Kurul'a hitap ettikten sonra kürsüden ayrılırken (Reuters)

New York'un Manhattan bölgesinde düzenlenen 77. Birleşmiş Milletler Genel Kurul görüşmeleri Kovid-19 salgını sırasında askıya alınan bir gelenek olan en üst düzeyde çok taraflı diplomasiyi canlandırdı. Uzun bir aranın ardından çevrimiçi toplantılar yerine bireysel ve yüz yüze görüşmeler yapılabildi.
BM’nin 1945 yılında kurulmasından sonra 1950’li yılların başlarında ünlü binasına taşınmasından bu yana Büyük Salonu'nun kubbesi altındaki yeşil mermer fon önünde dünya liderlerinin ve üst düzey yetkililerin yaptıkları konuşmalar geri döndü. Ancak gerek fısıltılar halinde, gerek çok sayıda platformda, birçok salonda ve koridorda gerekse Doğu Nehri kıyısındaki teras ve gül bahçesinde yapılan yürüyüşlerde bireysel çok taraflı diplomasiye dönüş BM’nin 193 üyesinin temsilcileri arasında çeşitli düzeylerde büyüyen uçurumu kapatamadı.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali bu yıl ki BM Genel Kurul görüşmelerinin ana gündem maddesi oldu. Bu gelişme, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra BM’nin üzerine kurulduğu ilkeleri ve Soğuk Savaş döneminin Sovyetler Birliği'nin önderlik ettiği sosyalist doğu kanadı, ABD ve Bağlantısızlar Hareketi'nde kimliğini bulan diğer ülkeler tarafından yönetilen batı kanadı, gelişmiş sanayi ülkeleri karşısında gelişmekte olan ve yoksul ülkeler gibi farklı zaman dilimlerinde hafızalara kazınan görüntüleri dünyaya hatırlattı.
Küba Füze Krizi henüz zirvesindeyken, dönemin Sovyetler Birliği Başbakan Nikita Kruşçev BM kürsüne çıkarken Küba lideri Fidel Castro ve küresel üne sahip savaşçı Ernesto Che Guevara, ‘emperyalizmin evine’ purolarını tüttürerek geldiler. Nelson Mandela, Güney Afrika'daki apartheid rejiminin hapishanesinden çıkıp devlet başkanı olarak BM’ye geldi. Filistin lideri Yaser Arafat, bir eline zeytin dalı (gerçek), diğer eline silah (mecazen) alıp BM kürsüsünden İsrail'i barışı seçmeye çağırdı.

Kruşçev’un, 12 Ekim 1960 tarihinde BM kürsüsünde konuştuğu sırada (Getty Images)

Batı’ya doğru birleşme
BM’nin 77. Genel Kurul görüşmelerinde böyle sahneler yoktu, ama görüşmeler, ‘uluslararası toplumun’ şu anda kritik bir dönemle karşı karşıya olduğunu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösterdi.
Şarku’l Avsat’ın görüştüğü birçok diplomat, ABD, İngiltere, Fransa ve diğer Avrupa ve Avrupa dışı ülkeler tarafından temsil edilen bir kesim ile Ukrayna'da ‘özel askeri operasyon’ olarak adlandırdığı savaşta Rusya ve ona sadık bir avuç ülke tarafından temsil edilen diğer kesim arasında giderek genişleyen uçurumun gölgesinde dünyanın yavaş yavaş Doğu ve Batı olarak bölünüp bölünmediğini merak ediyor. Rusya'nın Ukrayna’da yürüttüğü savaşa resmi olarak desteğini açıklamayan Çin’in de, ABD ve ‘doğudan gelen ejderhadan’ korkan diğerlerinin başını çektiği Batı ile arasında bocalayan sorunları var. Birçok ülke ise tek kutuplu dünyanın giderek sona ermeye başladığını kabul ediyor. Çok kutuplu bir dünyayı savunuyorlar ve tarafsız kalmaya çalışıyorlar.
ABD Başkanı Joe Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Liz Truss ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz gibi Batılı liderlerin Doğu’nun iki lideri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in yokluğunda ‘uluslararası hukuku’ ve ‘ilkelere dayalı uluslararası düzeni’ savunmak için BM Genel Kurulu’na bizzat gelmeleri oldukça sembolikti. Bazıları, Putin’in çarlık hırsları meselesi olarak adını tarihe yazdırmaya çalıştığını düşünürken bazıları da Şi’nin Mao Zedong zamanından beri tüm selefleriyle rekabet ettiğine inandığı düşünüyor. Aynı durum, ‘laik Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk sembolü ile şahsi bir rekabete giren’ Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘sultanlık hayali’ için de geçerli. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa gibi diğer liderler de BM Genel Kurul görüşmelerine katılmamayı seçti.

Arafat, 13 Kasım 1974 tarihinde Genel Kurul’da ‘zeytin dalı ve silah’ konuşmasını yaparken (Getty Images)

Başka bir vadide
Ukrayna, BM Genel Kurul görüşmelerinde şimdiye kadar ki en geniş alanı kapsayan gündem maddesi oldu. Putin'in yokluğu, çok net bir tablo ortaya koyamazken Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Genel Kurul kürsüsünde, BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) ve düzenlediği basın toplantılarında yaptığı konuşmalar ve açıklamalar, birçok dünya liderinin ve üst düzey yetkilinin konuşmalarından ne kadar uzak olduğunu göstermeye yetti. Hatta bazıları onu, diğer yetkililerin Ukrayna hakkında konuştuklarından uzak bir vadide bağırıyor gibi gördüler.
Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari gibi birkaç lider, dünyayı Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana gördüğü en büyük askeri çatışma olarak nitelendirilen Ukrayna’daki savaş nedeniyle diğer meseleleri unutmamaya çağırdı. Ancak savaşı ya da gıda, yakıt ve gübre piyasalarındaki bozulmayı tartışmak için orada değildi. Savaşın, BM Genel Kurul görüşmelerinde her yıl ortaya çıkan kronik sorunları ele almayı zorlaştırmasının kendisini üzdüğünü belirten Buhari, eşitsizlik, nükleer silahsızlanma, Filistin-İsrail çatışması ve Myanmar'dan kaçarak Bangladeş'te yıllardır bilinmezlik içinde yaşayan bir milyondan fazla Rohingya Müslümanları gibi söz konusu kronik sorunlardan birkaçını dile getirdi.

Anlaşmazlıklar ve diğer sorunlar
Bu konu, BM Genel Kurul görüşmelerinin başlamasının arifesinde ülkesinin Ukrayna'daki savaşın sonuçlarından ziyade iklim değişikliği, gıda güvensizliği, sağlık ve diğer konularla mücadeleye odaklanmayı amaçladığını açıklayan ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, Birleşmiş Milletler daimi temsilcisi Linda Thomas Greenfield için bile bir endişe kaynağıydı. Thomas-Greenfield, yaptığı açıklamada, “Diğer ülkeler, biz Ukrayna'ya odaklanırken dünyadaki diğer krizlerin gidişatına dikkat etmediğimize dair endişelerini dile getirdiler” dedi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de bu açıklamadan günler sonra düzenlenen BMGK toplantısında, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin BM’yi diğer önemli meseleler üzerinde çalışmaktan alıkoyduğundan şikayet etti.
Rusya Devlet Başkanı Putin’in üstü kapalı olarak yaptığı nükleer tehditler ve askeri seferberlik ilan etmesi gibi üzere Ukrayna savaşını ana gündem maddesi haline getiren birçok faktör var. Bu yüzden Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, ‘savaş karşısında yorgunluk göstermemeleri gerektiğini’ vurguladı. Ancak Afrika'ya yaptığı son seyahatin, Batı'nın diğer çatışmalarla nasıl başa çıkacağını düşünmesine neden olduğunu belirten Duda, “Suriye, Libya ve Yemen trajedilerinde de eşit derecede kararlı mıydık? Batı, Kongo ve Afrika Kıtası’ndaki savaşlardan sonra olağan işlerine geri dönmedi mi? Ukrayna'nın işgalini kınarken, Sahel bölgesini istikrarsızlaştırmaya çalışan ve Afrika'daki diğer birçok ülkeyi tehdit eden paralı askerlere karşı mücadeleye eşit ölçüde ağırlık veriyor muyuz?” ifadelerini kullandı.
Güney Afrika Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Naledi Pandor ise şunları söyledi:
“Ukraynalılara ne olduğu konusunda ne kadar endişeliysek Filistin halkının başına gelenlerle de o kadar ilgilenmeliyiz. Benim ülkeme göre karşılaştığımız en büyük küresel zorluklar; yoksulluk, eşitsizlik, işsizlik, ihmal edilme ve dışlanma duygusu.”

Önleyici diplomasi
BM Genel Kurul’da birçok kişi, Ukrayna savaşına odaklanırken, Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro konuşma süresini, kapitalizmi, tüketimciliği ve ABD liderliğindeki uyuşturucu savaşını eleştirmeye adadı. Rusya ile ülkesi yakın ilişkiler içinde olan Kırgızistan Devlet Başkanı Sadır Caparov, Tacikistan ile olan sınır anlaşmazlığı hakkında konuştu. Ürdün Kralı 2. Abdullah, savaşın Ürdün'deki ve dünyadaki gıda sepeti üzerindeki etkilerine değindikten sonra sürdürülebilir ekonomik büyüme, Suriyeli mülteciler ve Filistin-İsrail çatışmasından bahsetti. BM Genel Kurul görüşmelerine katılan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan bin Abdullah ise önleyici diplomasinin benimsenmesi ve sorunların ortaya çıkmasının beklenmemesi gerektiğini vurguladı.



UAEA İran'a ‘güveni yeniden tesis edecek’ önlemler alma çağrısında bulundu

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dün (pazartesi) Tahran'da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Direktörü Rafael Grossi'yi kabul etti. (Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dün (pazartesi) Tahran'da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Direktörü Rafael Grossi'yi kabul etti. (Reuters)
TT

UAEA İran'a ‘güveni yeniden tesis edecek’ önlemler alma çağrısında bulundu

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dün (pazartesi) Tahran'da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Direktörü Rafael Grossi'yi kabul etti. (Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dün (pazartesi) Tahran'da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Direktörü Rafael Grossi'yi kabul etti. (Reuters)

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Direktörü Rafael Grossi, İran'ı iki taraf arasında ‘güveni yeniden tesis etmek ve şeffaflığı arttırmak’ amacıyla anlayışları yeniden canlandırmak için somut önlemler almaya çağırdı. Grossi, İran'a yaptığı iki günlük ziyaretin başında Tahran'da Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve İranlı baş müzakereci Ali Bagheri Kani ile bir toplantı da dahil olmak üzere üst düzey görüşmelerde bulundu. Grossi söz konusu görüşmelerin ardından İran Atom Enerjisi Kurumu'nun faaliyetleri hakkında düzenlediği uluslararası bir konferansa katılmak üzere İsfahan'a gitti.

Grossi'nin yarın (Çarşamba) sona erecek olan ziyareti sırasında iki taraf arasında çözüm bekleyen konular, özellikle de açıklanmayan nükleer tesislerle ilgili yıllardır süren soruşturma ve müfettişlerinin İran'ın iş birliği yapmamasından şikayetçi olduğu UAEA misyonlarının güçlendirilmesi konularında ayrıntılı görüşmeler yapması bekleniyor.

Grossi, Abdullahiyan ile görüşmesinin ardından X platformu üzerinden yaptığı açıklamada İran tarafını, UAEA Direktörü’nün geçen yıl 4 Mart'ta Tahran'a yaptığı son ziyaret sırasında varılan mutabakata geri dönülmesi için somut adımlar atmaya çağırdı.

Grossi'nin önümüzdeki haftalarda, 3 Haziran'da başlayacak olan UAEA Yönetim Kurulu'nun üç aylık toplantısı öncesinde İran'ın faaliyetlerine ilişkin üç aylık bir rapor yayınlaması bekleniyor.

ABD yönetiminin 35 ülkeden oluşan konseyde İran'la ciddi bir şekilde karşı karşıya gelme konusundaki isteksizliği Grossi'nin etkisi konusundaki kuşkuları arttırdı. Reuters'a konuşan Batılı bir diplomat, “Grossi bir şey elde edebilecek mi? Bilmiyorum, genellikle İran'ın neyi kabul etmeye hazır olduğunu net bir şekilde anlamadan oradan ayrılmaz” ifadelerini kullandı.


Netanyahu: İsrail esir görüşmelerini sürdürürken Refah operasyonu da devam edecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
TT

Netanyahu: İsrail esir görüşmelerini sürdürürken Refah operasyonu da devam edecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Savaş Kabinesi’nin, esirleri serbest bırakması ve savaşın diğer hedeflerine ulaşması için Hamas üzerindeki baskıyı arttırmak amacıyla Refah kentinde bir operasyona devam etme kararı aldığını bildirdi.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada ayrıca, Hamas'ın son ateşkes önerisinin İsrail'in taleplerini karşılamamasına rağmen, kabul edilebilir bir anlaşmaya varmaya çalışmak üzere müzakerecilerle görüşmek için bir heyet gönderileceği belirtildi.

Refah'ın bombalanması

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre İsrail, Gazze Şeridi'nin güneyindeki kentin doğusunu boşaltma çağrısını yinelemesinin ardından dün akşam Refah'a yoğun hava saldırıları düzenledi.

AFP'nin Refah'taki muhabirinin bildirdiğine göre saldırılar yarım saat boyunca neredeyse aralıksız devam etti ve saat 22:00'den kısa bir süre önce sona erdi.

İsrail ordusu daha önce, Hamas'ın Mısır ve Katar tarafından sunulan ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasının ardından, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın doğu mahallelerinde yaşayanlara ‘kara harekâtına’ hazırlık olarak bölgeyi boşaltmaları çağrısını yinelemişti.

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari dün yaptığı kısa bir basın toplantısında, “Bu akşam (Pazartesi) bölge sakinlerinden belirlediğimiz alanları boşaltmalarını istiyoruz” dedi ve ‘Refah'ın doğu mahallelerinden sakinlerin tahliyesinin başlamasının bölgede bir kara operasyonuna hazırlanmanın’ bir parçası olduğunu açıkladı. Gün boyunca savaş uçaklarının ‘kara operasyonuna’ hazırlık olarak bölgeyi bombaladığını da sözlerine ekleyen Hagari, uçakların Refah bölgesinde ‘terörist’ hedefler olarak tanımladıkları 50'den fazla hedefi bombaladıklarını bildirdi.


İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafında kontrolü ele geçirdiğini duyurdu

İsrail'in dün (pazartesi) Mısır-Refah sınırının yakınlarındaki binalara düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar. (AP)
İsrail'in dün (pazartesi) Mısır-Refah sınırının yakınlarındaki binalara düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar. (AP)
TT

İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafında kontrolü ele geçirdiğini duyurdu

İsrail'in dün (pazartesi) Mısır-Refah sınırının yakınlarındaki binalara düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar. (AP)
İsrail'in dün (pazartesi) Mısır-Refah sınırının yakınlarındaki binalara düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar. (AP)

İsrail Ordu Radyosu'nun bugün (Salı) bildirdiğine göre Hamas'ın Mısır ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasına rağmen İsrail güçleri, Gazze Şeridi'nin güneyinde Mısır sınırında bulunan Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını kontrol altına aldı.

İsrail ordusu “Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafının operasyonel olarak kontrol altında olduğunu” duyurdu ve ‘özel kuvvetlerin bölgeyi taradığını’ bildirdi.

Ordu, kuvvetlerinin, dün geceden beri Refah'ın doğusunda, bölge sakinlerinin ve bazı uluslararası kuruluşların tahliye edildiği belirli bir bölgede faaliyet gösterdiğini belirtti.

Gazze Sınır Kapıları İdaresi'nden bir sözcü bugün Reuters'a yaptığı açıklamada, Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı’nın İsrail tanklarının varlığı nedeniyle Filistin tarafında kapalı olduğunu söyledi.

Reuters'a konuşan üç insani yardım kaynağı, sınır kapısından yardım geçişinin kesintiye uğradığını bildirdi.

İsrail ordusu sabah erken saatlerde yaptığı basın açıklamasında, “Kerem Şalom Sınır Kapısı güvenlik nedeniyle bugün kapalı. Güvenlik durumu elverdiğinde yeniden açılacaktır” ifadeleri yer aldı.

İsrail daha önce önerilen anlaşmanın şartlarının taleplerini karşılamadığını açıklamış ve anlaşma müzakerelerine devam etme niyetindeyken, Refah'ta saldırılara devam etmişti.

Yedi aydır devam eden savaştaki gelişmeler, İsrail güçlerinin Refah'ı havadan ve karadan bombalamasıyla başladı. Bir milyondan fazla yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı kentin bazı bölgelerinin boşaltılması talimatı verildi.

Hamas tarafından dün yapılan kısa açıklamada, “Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kâmil ile yaptığı iki telefon görüşmesinde, Hamas'ın, ateşkes anlaşması önerisini onayladığını bildirdiği” ifade edildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi ise ateşkes önerisinin İsrail'in taleplerini karşılamadığını, ancak anlaşmaya varmak için müzakerecilerle görüşmek üzere bir heyet gönderileceğini açıkladı.

dfvevervfr
İsrail ordusunun saldırı tehdidi öncesinde, Gazze Şeridi'nin güneyindeki kentin doğu kesimlerinden sivilleri tahliye etmeye başlamasının ardından Refah’tan ayrılan yerlerinden edilmiş Filistinliler (Reuters)

Katar Dışişleri Bakanlığı, Doha'dan bir heyetin İsrail ile Hamas arasındaki dolaylı müzakereleri yeniden başlatmak üzere bugün Kahire'ye gideceğini açıkladı.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, Savaş Kabinesi'nin Refah'taki operasyonun devam etmesini onayladığı belirtildi. Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ise X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, ‘Netanyahu'nun Refah'ı bombalayarak ateşkesi baltalama riskini aldığını’ ifade etti.

Gazze'deki sağlık yetkililerine göre İsrail askerî harekâtı 34 bin 600'den fazla Filistinlinin ölümüne neden oldu. Birleşmiş Milletler (BM) ise Gazze'de kıtlığın eli kulağında olduğu uyarısında bulundu.

Gazze'deki savaş Hamas mensuplarının 7 Ekim'de İsrail'e saldırmasıyla patlak verdi. İsrail saldırıda yaklaşık bin 200 kişinin öldüğünü ve 133'ünün halen Gazze'de olduğuna inandığı 252 kişinin esir alındığını açıkladı.

Refah bombardıman altında

Herhangi bir ateşkes, kasım ayında Hamas'ın esirlerin yaklaşık yarısını serbest bıraktığı bir haftalık ateşkesten bu yana çatışmalarda ilk duraklama olacak.

O zamandan bu yana yeni bir ateşkese varma çabaları, Hamas'ın savaşı kalıcı olarak durdurma sözü vermeden daha fazla esiri serbest bırakmayı reddetmesi, İsrail'in ise sadece geçici bir duraklamayı görüşmekte ısrar etmesi nedeniyle sonuçsuz kaldı.

Heniyye'nin Basın Danışmanı Tahir en-Nunu Reuters'a yaptığı açıklamada, önerinin, hareketin Gazze'deki yeniden inşa çabaları, yerlerinden edilen Filistinlilerin geri dönüşü ve İsrailli esirlerin İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklularla takas edilmesine ilişkin taleplerini karşıladığını söyledi.

Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki başkan yardımcısı Halil el-Hayya, teklifin altı haftalık üç aşamadan oluştuğunu ve ikinci aşamada İsrail'in Gazze'deki güçlerini geri çekeceğini ifade etti.

dfvrbt
Eşyalarıyla birlikte araçların arkasında oturan yerlerinden edilmiş Filistinliler (Reuters)

İsrail dün, Gazze Şeridi'nin 2,3 milyonluk nüfusunun yaklaşık yarısının son sığınağı olan Mısır sınırındaki Refah'ın bazı bölgelerinin boşaltılması emrini verdi.

Sağlık görevlileri, İsrail'in Refah'ta bir eve düzenlediği saldırıda aralarında bir kadın ve bir çocuğun da bulunduğu beş Filistinlinin öldüğünü duyurdu.

Çok sayıda Hamas savaşçısının ve muhtemelen onlarca esirin Refah'ta olduğunu söyleyen İsrail, zafer için bu kilit kentin ele geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Diğer taraftan ABD, müttefiki İsrail'i Refah'a saldırmamaya çağırdı ve oradaki sivilleri korumak için henüz açıklamadığı tam bir plan olmadan ilerlememesi gerektiğini bildirdi.

ABD'li bir yetkili, Washington'un İsrail'in Refah'a yönelik son saldırılarından endişe duyduğunu, ancak bunların büyük bir askeri operasyon anlamına gelmediğine inandığını söyledi.

Bazı Filistinli aileler, kısa mesajlar, telefon aramaları ve Arapça broşürler aracılığıyla İsrail ordusunun yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki ‘genişletilmiş insani bölge’ olarak tanımladığı yere gitmeleri yönünde talimat aldıktan sonra, bahar yağmurları altında bölgeden kaçmaya başladı.


Çin ve Fransa cumhurbaşkanları iki devletli çözümün “somut olarak uygulanması” çağrısında bulundu

 Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Emmanuel Macron (AP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Emmanuel Macron (AP)
TT

Çin ve Fransa cumhurbaşkanları iki devletli çözümün “somut olarak uygulanması” çağrısında bulundu

 Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Emmanuel Macron (AP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Emmanuel Macron (AP)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Çin resmi medyasında bugün (Salı) yayınlanan ve Reuters tarafından aktarılan ortak açıklamada, İran'ın nükleer meselesine siyasi çözüm arama konusundaki kararlılıklarını belirttiler.

İki lider ayrıca iki devletli çözümün "somut olarak uygulanması" çağrısında bulunarak, İsrail'in Batı Şeria'da yerleşim birimleri inşa etme politikasını "kınadı".

Ticari gerilimler ve Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupalı ​​liderlerin baskısı altında olan Şi, beş yıldır yaptığı ilk Avrupa gezisi kapsamında Fransa'ya iki günlük ziyarette bulunuyor.


Çin'in güneybatısındaki saldırıda 10 kişi hayatını kaybetti

Çin bayrağı  (arşiv - Reuters)
Çin bayrağı  (arşiv - Reuters)
TT

Çin'in güneybatısındaki saldırıda 10 kişi hayatını kaybetti

Çin bayrağı  (arşiv - Reuters)
Çin bayrağı  (arşiv - Reuters)

Çin Ulusal Haber Ajansı’na (Xinhua) göre bugün (Salı), Çin'in güneybatısındaki bir hastaneye saldırı düzenlendi. Saldırıda en az 10 kişinin öldüğü ve yaralıların da bulunduğu belirtildi.

Saldırının niteliğinin belirlenemediğini belirten ajans, saldırının 13.20’de yerel bir hastanede meydana geldiğini duyurdu.


Hizbullah'ın insansız hava aracı saldırısında iki İsrail askeri öldürüldü

İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah'ın insansız hava aracı saldırısında iki İsrail askeri öldürüldü

İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)

Lübnan Hizbullahı, İsrail'in kuzeyindeki Metulla kasabası yakınlarında İsrail askerlerinin toplandığı bir toplama noktasına insansız hava aracıyla dün (Pazartesi) saldırı düzenlediğini açıkladı.

İsrail ordusu daha sonra saldırıyı ve iki askerin öldürüldüğünü doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Hizbullah, İsrail sınırındaki askeri hedeflere onlarca roket attığını belirtti.

İsrail ve Hizbullah, Gazze'deki savaşın başlangıcından bu yana her gün karşılıklı sınır ötesi bombardıman gerçekleştiriyor.

Hizbullah'ın saldırıları şu ana kadar İsrail'in kuzeyindeki dar bir şeritle sınırlı kaldı. Saldırılar, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi üzerindeki baskısını hafifletmeyi amaçlıyor.


Hamas ateşkesi kabul ederken İsrail işgalde ısrar ediyor

Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)
Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)
TT

Hamas ateşkesi kabul ederken İsrail işgalde ısrar ediyor

Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)
Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)

Hamas dün (Pazartesi) Mısır'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklarken, İsrail buna karşılık olarak Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ı işgal etmeye devam edeceğini duyurdu. İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamada, Savaş Kabinesi'nin oybirliğiyle, esirlerin serbest bırakılmasını sağlamak ve savaşın diğer hedeflerine ulaşmak amacıyla Hamas'a askeri baskı uygulamak için İsrail'in Refah operasyonuna devam etmesine karar verdiği ifade edildi. Açıklamada aynı zamanda İsrail'in Kahire'nin ev sahipliği yaptığı müzakereleri tamamlamak üzere bir heyet göndereceği de belirtildi.

İsrail'in bu tutumu, Hamas'ın yaptığı açıklamada Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kâmil ile yaptığı iki telefon görüşmesinde hareketinin ateşkes önerisini kabul ettiğini bildirmesinin ardından geldi.

Hareket içindeki kaynaklar Şarku’l Avsat'a “Mısır ve Katar'ın hareketin sorularına ve endişelerine verdiği net yanıtlar alındıktan ve hareketin içinde ve dışında yapılan istişarelerden sonra onayın açıklandığını” belirterek, “Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın olumlu yanıta doğrudan katkıda bulunduğunu” söyledi.

Duyurunun hemen ardından Gazze Şeridi'nde şarkılar söylenerek ve havaya ateş açılarak kutlamalar yapıldı.

Ancak İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN resmi bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Hamas'ın İsrail'in kabul ettiğinden farklı ve tek taraflı bir Mısır belgesini kabul ettiğini belirtti. Üst düzey yetkililer Kanal 12'ye, anlaşmanın İsrail tarafından kabul edilemeyecek uzun vadeli bir öneriyle ilgili olduğunu söyledi.

Gelişmeler, Mısırlı bir kaynağın Hamas heyetinin ateşkes müzakerelerini sürdürmek üzere bugün (Salı) Kahire'ye geleceğini açıklamasının ardından geldi.

Diğer yandan bölgesel ve uluslararası örgütler, Refah'ta askeri bir operasyonun tehlikeleri konusunda uyarıda bulundu. Suudi Arabistan, İsrail güçlerinin neden olduğu büyük yıkımın ardından güvenli sığınakların olmayışı nedeniyle, İsrail işgal güçlerinin Refah'ı hedef almasının tehlikelerine karşı uyarısını yineledi.


İsrail güçleri Refah kapısının Filistin tarafını kontrol ediyor

İsrail'in dün Mısır ile Refah'ı ayıran duvarın yakınındaki binalara düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail'in dün Mısır ile Refah'ı ayıran duvarın yakınındaki binalara düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail güçleri Refah kapısının Filistin tarafını kontrol ediyor

İsrail'in dün Mısır ile Refah'ı ayıran duvarın yakınındaki binalara düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail'in dün Mısır ile Refah'ı ayıran duvarın yakınındaki binalara düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)

İsrail Ordu Radyosu, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin güneyinde, Mısır sınırında yer alan Refah sınır kapısının Filistin tarafının kontrolünü ele geçirdiğini bildirdi.

Reuters’ın teyit sorusuna yanıt olarak, İsrail ordusunun kısa süre içinde bir açıklama yayınlayacağı belirtildi.


ABD’li yetkili: İsrail'in Refah'ı bombalaması büyük bir askeri operasyon başlatıldığı anlamına gelmiyor

İsrail'in Refah’a bombardımanları sonrası yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in Refah’a bombardımanları sonrası yükselen dumanlar (Reuters)
TT

ABD’li yetkili: İsrail'in Refah'ı bombalaması büyük bir askeri operasyon başlatıldığı anlamına gelmiyor

İsrail'in Refah’a bombardımanları sonrası yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in Refah’a bombardımanları sonrası yükselen dumanlar (Reuters)

ABD'li bir yetkili yaptığı açıklamada, ülkesinin İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alan Refah şehrine düzenlediği son bombardımanlardan endişe duyduğunu, ancak bunun büyük bir askeri operasyon başlatıldığı anlamına gelmediğine inandığını ifade etti.

Reuters haber ajansının dün (Pazartesi) aktardığına göre yetkili, ABD’nin, İsrail’in Refah'ın yoğun nüfuslu bölgelerinde büyük bir askeri operasyon başlatmasını önlemeye çalıştığını ve İsraillilerin ‘bunu yapıyor gibi görünmediğini’ belirtti.

Öte yandan Hamas Hareketi, Katarlı ve Mısırlı arabuluculara, İsrail ile yedi ayı aşkın bir süredir devam eden savaşta sundukları ateşkes önerisini kabul ettiğini bildirirken, arabulucular Hamas'ın yanıtının taleplerini karşılamadığını açıkladılar.

Hamas'ın yanıtını bildirmesinin ardından İsrail, saatlerdir ağır bombardıman altında olan Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehrine planladığı gibi kara saldırısı düzenleyeceğini açıkladı. Açıklama öncesinde İsrail ordusu, uluslararası taraflarca yapılan tüm uyarılara rağmen, Refah’ın doğu mahallelerinde yaşayanlardan şehri boşaltmalarını istedi.

Hamas'ın açıklaması sonrası Refah’ta ve Gazze Şeridi'nin harabeye dönmüş diğer bölgelerinde büyük bir sevinç yaşandı. İnsanlar alkış tutup dans ederken bazıları da kutlama için havaya ateş açtı.

Diğer taraftan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden Savaş Kabinesi toplantısının ardından yapılan açıklamada “Hamas’ın önerisi İsrail'in temel taleplerini karşılamasa da İsrail arabulucularla görüşmek üzere bir heyet gönderecek” denildi.

İsrail, Refah'a kara saldırısı düzenlemekte kararlı olduğunu bir kez daha vurguladı. Başbakanlık Ofisi’nin açıklamasında, Savaş Kabinesi'nin oybirliğiyle, rehinelerin serbest bırakılması ve savaşın geri kalan hedeflerine ulaşılması amacıyla Hamas üzerinde askeri baskı kurmak için İsrail'in Refah’a kara saldırısını gerçekleştirmeye karar verdiği belirtildi.


Trump'tan Biden yönetimine Gestapo benzetmesi

(Elise Stefanik/Facebook)
(Elise Stefanik/Facebook)
TT

Trump'tan Biden yönetimine Gestapo benzetmesi

(Elise Stefanik/Facebook)
(Elise Stefanik/Facebook)

Donald Trump, cumartesi günü Florida'da Cumhuriyetçi bağışçılara yaptığı bir buçuk saatlik daldan dala atlayan konuşmasında Biden yönetimini Nazi gizli polisine benzetti.

Cumhuriyetçi Ulusal Komite'nin (RNC) Florida'daki bağışçı etkinliği için toplanan kalabalığa konuşan Trump, kendisine yönelik çeşitli iddianamelerden şikayet etti ve temelsiz bir şekilde bunların koordineli bir Biden yönetimi komplosunun parçası olduğunu iddia etti.

The New York Times tarafından elde edilen ses kaydına göre Trump, "Bunlar bir Gestapo yönetimi yürütüyor" dedi.

Trump, "Sahip oldukları tek şey de bu" diye ekledi.

Onlara göre kazanmalarının tek yolu bu ve bu onları gerçekten öldürüyor. Ama bu beni rahatsız etmiyor.

Etkinliğe katılan ve Trump'ın potansiyel başkan yardımcısı adayı olduğu düşünülen Kuzey Dakota Valisi Doug Burgum daha sonra bu kışkırtıcı karşılaştırmayı savundu.

Pazar günü CNN'e verdiği bir röportajda Burgum, Trump'ın Gestapo açıklaması için "kısa bir yorum" diyerek bunu önemsiz gibi gösterdi ve "[Trump'ın] bahsettiği şeyin özünde bu yoktu" dedikten sonra pek çok Amerikalının bu sözlerin altında yatan düşünceye katıldığını söyledi.

Kuzey Dakota Cumhuriyetçisi, "Amerikalıların çoğunluğu Trump'ın davasının siyasi amaçlı olduğunu ve başka biri olsaydı bu davanın açılmayacağını düşünüyor. Kendisine haksızlık yapıldığını düşünmesini anlıyorum" dedi.

Muhtemel aday olarak seçim kampanyasından uzak tutulan birinin biraz hayal kırıklığı yaşaması anlaşılır bir durum.

Trump'ın sözlerinin geri kalanı da benzer şekilde saldırgandı; düşman olarak gördüğü çeşitli kişilere hakaretler yağdırdı ve kendi konumuyla övündü.

Eski Başkan, "aşağılık herif" ve "hem içi hem de dışı çirkin" diye nitelendirdiği özel danışman Jack Smith'e ayrı bir öfke besliyordu. 

Trump, başkan yardımcısı olmak için "yalvardığını" iddia ettiği çeşitli Cumhuriyetçiler hakkında daha olumlu şeyler söyledi. Ayrıca geniş çapta izlenen bir oturumda üniversite rektörlerini antisemitizm hakkında şiddetle sorgulayan Temsilci Elise Stefanik ve "gerçekten etkileyici" bulduğu Vali Burgum gibi potansiyel başkan yardımcısı adaylarını da övdü.

Bir başka tuhaf anda Trump, Cumhuriyetçi Parti'ye 1 milyon dolar bağışta bulunan herkesin sahneye çıkıp konuşabileceğini söyledi.

Nihayetinde iki bağışçı sahneye çıktı ve bunlardan biri "Donald J. Trump, Tanrı'nın seçtiği kişidir" dedi.

Trump, Palm Beach'teki RNC etkinliğinde savunmasız görünse de mahkemelerde ağır bir incelemeyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.

Bu hafta eski üst düzey yardımcısı Hope Hicks, Trump'ın Manhattan'da görülen sus payı davasında ifade veren eski Başkan'ın çevresince en çok tanınan kişi oldu. 

Beyaz Saray'ın eski iletişim direktörü, Trump'ın müttefiklerinin 2016 Access Hollywood kasetinin yayımlanmasına ve daha sonra porno film yıldızı Stormy Daniels'la ilgili ilişki iddialarına dehşetle tepki verdiğini anlatan ifadesinde gözyaşlarına boğulmuştu.

Independent Türkçe