Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, İsrail Başbakanı Yair Lapid’in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kürsüsünde, İsrail’in iki devletli çözüm fikrine açıklık gösterdiği konuşmasını olumlu olarak nitelendirdi.
Ancak İsrail-Filistin müzakerelerinin durmasının yanı sıra İsrail’in yaklaşan seçimler ve yeni bir hükümet kurulmasıyla meşgul olmasına atıfta bulunarak, bu beyanı gerçeğe dönüştürme yeteneğinden duyduğu şüpheyi dile getirdi.
Şukri dün sabah New York’ta, Mısır’a dönmeden önce yaptığı basın açıklamasında şöyle konuştu:
“Filistin sorunu, tüm ikili görüşmelerimizde gündeme getirdiğimiz konularda her zaman en ön sırada yer almaktadır. Mısır, işbirliği fırsatlarını geliştirmek, gerilimi kontrol altına almak ve çatışmayı çözmek için iki devlet ilkesi ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulması temelinde uluslararası meşruiyet kararlarına vurgu yapmak için tüm taraflarla istişarelerde önemli bir role sahiptir.”
Mısır’ın konumunun sabit olduğunu ve söz konusu Filistin devleti kuruluncaya kadar değişmeyeceğini söyleyen Şukri, şu ifadelerle açıklamasını sürdürdü:
“Barış fırsatlarını baltalamaktan kaçınmak amacıyla iki taraf arasında herhangi bir kriz veya gerilimi kontrol altına almak için Filistin Yönetimi, İsrail tarafı ve uluslararası taraflarla koordineli olarak çalışıyoruz. İsrail tarafına her zaman durumu karmaşıklaştıran ve bu tedbirler ışığında barışı daha da zorlaştıran tek taraflı eylemlerden uzak durmasını tavsiye ediyoruz.”
İsrail Başbakanı’nın iki devletli çözüm konusundaki konuşmasını ‘olumlu’ olarak nitelendiren Şukri, İsrail tarafına bunları sahada uygulamaya çağırarak şöyle devam etti:
“Bunu, bu vizyonun etkinleştirilmesine izin veren politikalarla etkinleştirmeliyiz. Şu anda bu açıklamayı aktif hale getirmek için bir yol görmüyoruz. Müzakereler donduruldu. Yakında İsrail seçimleri var. Yeni İsrail hükümetinin, Filistin-İsrail çatışmasını sona erdirmenin temeli olarak iki devletli çözüme olan bağlılığını ifade etmesini ve iki taraf arasındaki müzakerelerin yeniden başladığında bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanmasını dört gözle bekliyoruz. Oslo Anlaşması’ndan 30 yıl sonra, İsrail ile yan yana barış ve güvenlik içinde yaşayan bağımsız bir Filistin devleti kurma vizyonu gerçekleşmedi.”
Şukri, 2002 yılında Suudi Arabistan tarafından sunulan Arap girişimi hakkında, Arap dışişleri bakanlarıyla düzenlenen toplantılarda yapılan tartışmalar ve bunun yeniden düşünülmesi ve etkinleştirilmesi olasılığına değindi.
Mısırlı bakan, “Arap girişimi 2002 yılında tüm Arap ülkeleri tarafından benimsendi ve halen varlığını sürdürüyor. Filistin sorununun kapsamlı bir şekilde ele alınmasına ve tüm unsurlarıyla birlikte Arap ülkeleri ile İsrail arasında normalleşmeye izin veriyor. Dolayısıyla girişim var ve bundan faydalanılabilir ve mesele yeniden başladığında Filistin Yönetimi ile İsrail arasındaki müzakerelere bağlı” diye ekledi.
Nahda Barajı hakkındaki diplomatik çıkmaz
Şukri, Etiyopya’nın Nahda Barajı (Rönesans) ile ilgili diplomatik çabalarda ilerleme olmamasından duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve bazı bakanlar ve yetkililerle yaptığı ikili görüşmelerde, mevcut durumun tehlikelerine ve Mısır’ın alt havza ülkelerinin haklarını korumak için belirli yasal yükümlülüklere dayalı bir işbirliği ilişkisi kurma çabasına değindiğini belirtti.
Şukri, “Konu bir ihtilafla ilgili değil, daha ziyade on yıl süren ve uzlaşma açısından meyve vermeyen bir müzakere süreciyle ilgilidir. Çağrı, Etiyopya’daki kardeşlerin siyasi iradesinin mevcut olması durumunda anlaşmanın etkinleştirilmesinin gerekliliğine yöneliktir ve bu yeterince kanıtlanmamıştır. Bu iş, Etiyopya iradesine ve bir anlaşmaya varma arzusuna bağlı” ifadelerini kullandı.
Mısır’da insan hakları konusu
Ülkedeki insan haklarıyla ilgili olarak ABD yönetimiyle ihtilaf olduğuna dair iddiaları reddeden Şukri, “Mısır-ABD ilişkileri normal ilişkilerdir ve her zaman aynı görüşte olmaları gerekmez. Ancak görüş alışverişi her iki tarafın da çıkarlarına hizmet edecek şekilde yapılır” dedi.
Şukri, Mısır’ın attığı adımları İnsan Hakları Konseyi ilkeleri, insan hakları için ulusal strateji ve Mısır vatandaşının haklarını ilerletmek için ulusal diyalog çerçevesinde savundu.
Mısır’a 130 milyon dolarlık ABD askeri yardımını kesme kararının ABD Kongresi tarafından alınmış bir karar olduğunu belirten Şukri şöyle devam etti:
“Yardım kararı ABD yönetimi ve Kongre’nin meselesidir. Bu yardımı her iki ülkenin çıkarlarına hizmet etmek için alıyoruz. Mısır’ın askeri yardım kapsamında savunma kabiliyetini arttıran yıllar içinde yapılan tüm yardımlar için minnettarlığımızı ifade etmeye devam ediyoruz.”
BM’de reform
BM’nin yapısında reform yapma ve BM Güvenlik Konseyi (BMGK) üyeliğini genişletme taleplerine değinen Şukri, “BM herhangi bir kuruluş veya kurum gibi, hedeflerine daha olumlu bir şekilde ulaşması için reform ve gelişmeyi uygulayacak alana sahiptir. Mısır’ın 77 yıldır dünya ülkelerine hizmet eden BM sistemine büyük bir bağlılığı var. Bu kesinlikle ana uluslararası sistemdir ve ilkelere uygun olarak, çifte standartlı konulara değinmeden güçlendirilmelidir” diye konuştu.
Libya ihtilafı
Şukri, Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa arasındaki anlaşmazlığın çözülmesinde Mısır’ın rolü hakkında da görüş bildirdi.
Mısırlı bakan, ülkesinin çabalarının Libyalı taraflar arasındaki diyaloğu teşvik etmekle bağlantılı olduğunu vurguladı.
Şukri, “Meclis ve Danıştay gibi meşru kurumların, seçimlerin yapıldığı anayasal kurallar üzerinde anlaşmaları için meşru bir yol var. Bu istişareler sona erdiğinde, her iki mecliste de benimsenenlere göre tüm tarafların saygı duyması ve hareket etmesi gereken yeni bir durum ortaya çıkacak. Bu iş, Libya-Libya mutabakatına, meşruiyet kurallarına ve Libya vatandaşının iradesini seçimlerle ifade eden kurumlara saygıya bağlıdır” ifadelerini kullandı.
Mısır-Rusya yakınlaşması
Dışişleri Bakanı, Mısır’ın Şanghay Örgütü’nde diyalog ortağı olarak katılımıyla ilgili olarak, bu adımın Rusya ile daha fazla yakınlaşma girişimi olup olmadığına ilişkin bir soruya yanıt verdi.
Şukri, Şanghay Örgütü’nün etkin bir örgüt olduğunu ve üyeliğinin önemli ülkeleri içerdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Mısır birçok uluslararası kuruluşa üyedir. Üye ülkelerle olan ilişkilerimizden ister siyasi koordinasyon bağlamında, isterse ticaret ve yatırım için yeni ufuklar açma bağlamında yararlanıyoruz. Mısır, ortak eylem için çeşitli kuruluşlarla her zaman ilgileniyor. Meselenin Rusya ile yakınlaşmayla değil, ekonomik boyutlara odaklanan uluslararası kuruluşlara katılmak ve ülkelerin istikrarını sağlamakla ilgisi var.”