NATO: Putin nükleer söylemini tekrarlarsa ciddiye almak zorunda kalacağız

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, "Putin'den nükleer retoriği tekrar tekrar görürsek, bunu ciddiye almamız gerekecek. Bunun Rusya'ya ciddi sonuçları olacağı ve nükleer savaşın asla yapılmaması gerektiği mesajını net şekilde iletiyoruz." dedi.

AA
AA
TT

NATO: Putin nükleer söylemini tekrarlarsa ciddiye almak zorunda kalacağız

AA
AA

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa Parlamentosunda Sosyalist ve Demokratlar Grubunun toplantısına katılarak bir konuşma yaptı.
NATO'nun Ukrayna'daki savaşa ilişkin olarak iki görevi olduğunu belirten Stoltenberg, birinin Ukrayna'yı desteklemek, diğerinin çatışmanın tırmanmasını engellemek olduğunu ifade etti.
Stoltenberg, üye ülkelerin Ulusal Silahlanma Direktörleriyle bu sabah bir toplantı yaparak, Avrupa Birliği ile de iş birliği içerisinde savunma sanayide üretimi artırma, müttefiklerin stoklarını doldurma konularını ele aldığını anımsattı.
Daha fazla üreterek Ukrayna'ya daha fazla yardım sağlanması gerektiğine işaret eden Stoltenberg, "İlk mesaj şu ki; Ukrayna'yı desteklemeye devam etmeliyiz. Diğer mesaj ise savaşın tırmanmasını engellemeliyiz." dedi.
Stoltenberg, Rusya'nın "sahte referandumlar, nükleer hile, silahlı güçlerin hareketlendirilmesi" hamleleriyle son günlerde çatışmayı tırmandırdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Mesajımız, herhangi bir nükleer silah kullanımının kesinlikle kabul edilemez olduğudur. Bu, çatışmanın doğasını tamamen değiştirir. Rusya, nükleer savaşın kazanılamayacağını ve asla savaşılmaması gerektiğini bilmelidir."
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, şunları kaydetti:
"Putin'den bu tür nükleer retoriği tekrar tekrar görürsek, bunu ciddiye almamız gerekecek. Bu nedenle, bunun Rusya için ciddi sonuçları olacağı ve nükleer savaşın asla yapılmaması gerektiği mesajını net bir şekilde iletiyoruz. Sonra elbette başka bir tırmanma türü ortaya çıkacak. Bu Ukrayna'nın ötesinde bir tırmanış olacak. Şu anda Ukrayna'da devam eden savaş kötü ve Ukrayna halkı için bir trajedi elbette, ancak NATO ile Rusya arasında tam teşekküllü bir savaş daha da kötü olacak."



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”