Sudan'da grevler hayatı felç ediyor

Hartum sokakları, bu ay protestolara sahne oldu. (AFP)
Hartum sokakları, bu ay protestolara sahne oldu. (AFP)
TT

Sudan'da grevler hayatı felç ediyor

Hartum sokakları, bu ay protestolara sahne oldu. (AFP)
Hartum sokakları, bu ay protestolara sahne oldu. (AFP)

Sudan’da devam eden protestoların yanı sıra birçok sektörde de işçiler ardı ardına greve gidiyor. Elektrik sektöründeki işçiler iki gündür grevde. Cumhurbaşkanlığı Sarayı, çevredeki bakanlıklar ve Hartum'un merkezindeki ordu komutanlığı da dahil olmak üzere ülkede birçok kesim bu grevden olumsuz etkilendi. Elektrik sektöründeki işçiler yaptıkları yeni duyuruda vatandaşları mağdur etmemek adına iki gündür devam eden grevi askıya aldıklarını bildirdiler.
Grevler, birçok şehirde mağazalarını kapatan tüccarlar, Atbara'daki demiryolu işçileri, Federal Tarım Bakanlığı çalışanları ve stajyerler ile mülteci komisyonu işçilerini de kapsayacak şekilde genişledi. Ülkeyi felç eden genel greve birçok sektör katıldı.
Elektrik sektöründeki işçilerin Maaş Yapısı Komitesi, ‘vatandaşın sıkıntısını gidermek amacıyla’ grevin bir sonraki emre kadar askıya alındığını duyurdu. Komite ayrıca dün yaptığı açıklamada, başkentin çoğu mahallesinde 24 saatten fazla elektrik ve su kesintisinin yaşanmasının ardından bu kararı aldığını belirtti.
Kuzey Hartum şehri, içme suyu hizmetinin kesintiye uğramasının yanı sıra elektriklerin verilememesi nedeniyle tamamen karanlığa gömüldü. Bu durum, bölge sakinlerini Hartum ve Hartum'un kuzeyini birbirine bağlayan köprünün girişinde lastik yakma ve barikat kurma eylemlerini yapmaya sevk etti.
Greve öncülük eden Maaş Yapısı Komitesi geçen pazar günü yaptığı açıklamada, sektördeki işçilerin yeniden greve başladığını bildirdi. Söz konusu açıklama, Enerji ve Petrol Bakanlığı'nın sektördeki işçilerin ücretlerinin artırılmasına ilişkin komitenin vardığı anlaşmayı uygulamaktan kaçınmasının ardından geldi.
Elektrik sektöründeki işçiler, sekiz gün süren kapsamlı grevlerinin ardından 13 Eylül'de Enerji ve Petrol Bakanlığı ile varılan maaş ve ücretlerde zam anlaşması ile grevlerini sonlandırmışlardı.
Bakanlar Kurulu, üç aşamada uygulanmak kaydıyla maaş artışına izin verdi. Geçen haziran ayının ilk gününde yüzde 50 zam yapıldı. Diğer zamların gelecek yıl 1 Nisan’dan itibaren yüzde 25 ve Ekim 2023’te  ayında yüzde 25 şeklinde yapılması kararlaştırıldı. Anlaşma, maaşlarda en az 500 bin sterlin veya yaklaşık bin ABD doları tutarında bir artış öngörüyor. Komite, ‘dedikodulara aldırmadan çalışanların yanında olmaya devam edeceğini’ kaydetti.
Komite, taleplerin ‘açık ve net’ olduğunu vurguladığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Grevimizin ana hedefi açıklandı ve herkes tarafında biliniyor. Vatandaşların çektiği sıkıntıyı hafifletmek için grev askıya alındı. Davamızın dürüstlüğü ve adaleti vatandaşı sorumlu tutmayı içermez. İşimizin ve rolümüzün temeli, çalışanların güvenliği ve şebekenin istikrarına ek olarak vatandaş için ve vatandaş içindir.”
Yetkililerle 'tatmin edici bir çözüme ulaşıldığını' belirten komite, vatandaşların sıkıntısını gidermek için grevin bir sonraki duyuruya kadar askıya alındığını duyurdu. Komite, hidro ve termal üretimde çalışan işçilerden iş yükünü yüzde 40 azaltmalarını ve acil durumlar dışında ekipmanı çalıştırmamalarını istemişti.
Düne kadar süren grev işçilerin talebine eksiksiz yanıt verilmesiyle son buldu. İlk kez, Hartum'un merkezindeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı, bakanlıklar ve ordu komutanlığı da dahil olmak üzere başkentin üç kentindeki çok sayıda mahalle bu grevden etkilendi. Gözlemciler, elektrik kesintisi nedeniyle bu kurumlarda işlemlerinin aksadığını aktardı.
Ancak elektrik grevinin askıya alınmasına rağmen  diğer sektörlerde grev sürdü. Genel grevler ülkenin birçok şehrinde dükkanları ve fabrikaları kapsayacak şekilde genişledi.
Mavi Nil Eyaleti'nin başkenti Damazin'deki tüccarlar, ‘fahiş ticari kazanç vergisinin’ uygulanmasını protesto etmek için kepenk kapattılar. Damazin'deki Direniş Komiteleri, ‘tüccarlara uygulanan vergilerin reddedilmesi ve darbeci iktidarın ekonomi politikalarına muhalefetin bir uzantısı olarak’ tüccarların grevinin iki gündür devam ettiğini bildirdi.
Kuzey Kordofan'da İşverenler Federasyonu da son zamanlarda tüccarlara uygulanan fahiş vergileri protesto etmek için açık grev ilan etti. Mavi Nil Eyaleti’nde piyasalar, mağaza ve fabrikaların iki gün sürmesi beklenen kapsamlı kepenk kapatma eylemine tanık oldu.
Tüccar Muhammed et-Talb, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Ticari faaliyetin büyüklüğüne bağlı olarak 40 bin ila 1 milyon Sudan sterlini arasında değişen vergiler şimdi 800 bin ila 8 milyon arasında değişiyor. Tüccarlar yetkililere güvenmiyor.”
El-Ebyad'daki tüccarlar vergi makamlarıyla bir toplantı yapılmasını bekliyorlar ve anlaşma sağlanamaması durumunda, tamamen kepenk kapatmak üzere önümüzdeki hafta greve gidecekler.
Et-Talb duruma ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Ekonomik durgunluk nedeniyle vergilerdeki artış ve alım satım işlemlerinin zayıflığı, birçok tüccarın piyasadan çıkmasına neden olabilir. Mallara yeni zamlar koymamız gerekecek ve bu da piyasalardaki durgunluğu artıracak.”
Ülkenin doğusundaki Kadarif Eyaleti'nde geçtiğimiz çarşamba ve perşembe günü kapsamlı greve giden tüccarların da kepenk kapatması  bekleniyor.
Ticaret Odası Genel Sekreteri Esad ed-Dav, Şarku'l-Avsat'a şu açıklamada bulundu:
"Tüccarlar, daha sonra greve geri dönüp dönmeyeceklerini belirlemek için eyaletteki güvenlik yetkilileriyle bir toplantı yapılmasını bekliyorlar. Ya yetkililer ticari kazanç vergisini artırma kararından geri adım atacak ya da grev devam edecek. Devlet piyasalarındaki durgunluğun ortasında yeterli gerekçe gösterilmeden vergi yüzde bin oranında artırıldı. Tekrar greve gidebiliriz. Vergileri kabul etmeyeceğiz.”
Ülkenin en büyük tren istasyonlarının bulunduğu Atbara kentinde işçiler, koşullarının iyileştirilmesi ve ücretlerinin artırılması şeklindeki talepleri karşılanana kadar grev yapacaklarını ilan ettiler. Federal Tarım ve Orman Bakanlığı işçileri de ücret talepleri karşılanıncaya kadar grev yapacaklarını duyurdu. Doktorlar düşük ücretleri protesto etmek amacıyla başlattıkları grevlerinin ikinci haftasına girerken İçişleri Bakanlığı'na bağlı ‘Mülteci Komisyonu’ işçileri Hartum, Kosti, Batı ve Güney Kordofan'da hafta sonu kapsamlı greve girdi. 13 Eylül'de Sennar ve Tambul Merkez kentleri fahiş vergileri ve vatandaşlara verilen kötü hizmetleri protesto etmek için günlerce süren bir greve tanık oldu. Hartum eyaletindeki temizlik işçileri de devlet yetkililerinin taleplerine yanıt vermemesi üzerine yaklaşık bir hafta önce greve gittiler.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.