AB üyesi 15 ülke doğal gaza tavan fiyat istiyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

AB üyesi 15 ülke doğal gaza tavan fiyat istiyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Avrupa Birliği (AB) üyesi 15 ülke, AB Komisyonu'ndan, ithal doğal gaza tavan fiyat uygulamaya yönelik plan hazırlamasını istedi.
Uluslararası basında yer alan habere göre, Fransa, İtalya, İspanya, Belçika, Bulgaristan, Hırvatistan, Yunanistan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya ve Slovenya enerji bakanları, AB Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson'a ortak imzalı bir mektup gönderdi.
Mektupta, Komisyonun enerji krizine yönelik şimdiye kadarki çabaları ve hazırladığı önlemler takdir edildi.
"En ciddi sorun olan doğal gazın toptan fiyatı konusunu henüz çözemedik" ifadesine yer verilen mektupta, Avrupa'daki bütün toptan doğal gaz işlemlerine tavan fiyat uygulanması gerektiği kaydedildi.
Mektupta, gaz fiyatlarının sınırlandırılmasının, hanelerin ve işletmelerin enflasyona karşı korunması için önemli olduğuna işaret edilerek, bu tavan fiyatın arz güvenliği sağlanacak biçimde tasarlanabileceği belirtildi.
Üye ülke bakanlarının enerji krizine karşı alınacak tedbirleri görüşmek üzere 30 Eylül'de Brüksel'de olağanüstü toplantı yapacağı hatırlatılan mektupta, AB Komisyonu'nun söz konusu toplantı öncesinde gaz konusunu da içeren bir plan ortaya koyması istendi.
Almanya, Hollanda ve Danimarka gibi ülkeler bu aşamada doğal gaz fiyatlarına tavan getirilmesi fikrine sıcak yaklaşmıyor.
Gaza tavan fiyat getirilmesinin enerji arz güvenliğini riske sokacağı görüşünde olan bu ülkeler, uygulamanın özellikle kış aylarında doğal gaz tedarikine zarar verebileceğini düşünüyor.
AB Komisyonu'nun iki hafta önce açıkladığı acil durum planı, düşük maliyetli elektrik üreticilerinin gelirlerinin sınırlandırılmasını, fosil yakıt firmalarından katkı alınmasını, elektrik talebinin düşürülmesini ve enerji şirketlerine likidite sağlanmasını içeriyordu. Buradan sağlanacak 140 milyar avro kaynakla da halk ve işletmelere destek olunması öngörülüyordu.
AB Komisyonu, plana, ithal doğal gaza tavan fiyat getirilmesini dahil etmemişti. Komisyonun bu hafta enerji krizine yönelik yeni tedbirler açıklaması bekleniyor.



İsrail ekonomisi kan kaybediyor: Dibe vurdu

Yardım kuruluşlarından gıda desteği almak isteyen İsrailliler, uzun kuyruklar oluşturuyor (AFP)
Yardım kuruluşlarından gıda desteği almak isteyen İsrailliler, uzun kuyruklar oluşturuyor (AFP)
TT

İsrail ekonomisi kan kaybediyor: Dibe vurdu

Yardım kuruluşlarından gıda desteği almak isteyen İsrailliler, uzun kuyruklar oluşturuyor (AFP)
Yardım kuruluşlarından gıda desteği almak isteyen İsrailliler, uzun kuyruklar oluşturuyor (AFP)

Fransız haber ajansı AFP, yaklaşık bir yıldır süren Gazze savaşının İsrail ekonomisine büyük yük bindirdiğini yazıyor. 

Analizde, İsrail'de "yoksulluğun Hamas'la çatışmaların yaşandığı bölgelerden uzaktakileri de tehdit ettiği" belirtiliyor. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tartışmalı yargı reformlarına karşı düzenlenen geniş çaplı protestolarla ekonominin zayıfladığı, ardından Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan Gazze savaşıyla durumun daha da kötüleştiği ifade ediliyor. 

Kudüs İbrani Üniversitesi'nden ekonomist Jacques Bendelac, çatışmaların devam etmesi halinde resesyon riskine dikkat çekerek, İsrail ekonomisinin durumuna ilişkin şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

İsrail ekonomisi sağlam olabilir fakat çok uzun süren bu savaşa dayanmakta artık zorlanıyor.

Resmi verilere göre, 2023'ün 4. çeyreğinde yüzde 21 oranında küçülen İsrail'in gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH), bu yılın ilk üç ayında yüzde 14 oranında toparlandı. Ancak büyüme ikinci çeyrekte yüzde 0,7'yle durgunlaştı. 

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Gazze'de devam eden savaş nedeniyle İsrail'in kredi notunu ağustosta "A+"dan "A"ya indirmişti. 

Kuruluşun açıklamasında, savaşın 2025'e kadar sürebileceği ve diğer cephelere yayılma riski taşıdığı değerlendirmesi yapılmıştı. 

Ekonomist Bendelac, yüksek yaşam maliyetleri ve ekonomik yavaşlamanın "kaçınılmaz olarak yoksulluğun artmasıyla sonuçlandığını" belirtiyor. 

AFP'nin analizinde, özellikle turizm, inşaat ve tarım sektörlerinin "peşi sıra kan kaybettiğine" dikkat çekiliyor. 

Tel Aviv'de gökdelen projelerinin ve ulaşım altyapı çalışmalarının yarım kaldığı belirtilirken, turizmin "dibe vurduğu" yorumu paylaşılıyor.

İsrail Turizm Bakanlığı'nın verilerine göre ocak-temmuzda ülke 500 bin turisti ağırladı. Ancak bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemindeki turist sayısının sadece dörtte birine denk geliyor. 

Gazze savaşı nedeniyle Tel Aviv yönetimi, Filistinlilere verdiği çalışma izinlerini de askıya almıştı. 

İsrailli işçi hakları örgütü Kav LaOved, savaştan önce yaklaşık 100 bin Filistinliye çalışma izni verildiğine, bu kişilerin inşaat, tarım ve sanayi sektörlerinde önemli bir istihdam oluşturduğuna işaret ediyor. 

Örgüt, savaşla birlikte sadece 8 bin Filistinli işçinin gerekli görülen fabrikalarda çalışmak üzere bu yasaktan muaf tutulduğunu bildiriyor. 

İsrail'deki bazı bölgelerde yardım örgütleri, halka gıda desteği de sağlıyor. Pitchon-Lev adlı sivil toplum kuruluşunun kurucusu Eli Cohen, savaşın başından bu yana faaliyetlerini iki katına çıkardıklarını söylüyor. 

Cohen, ülke çapında yaklaşık 200 bin aileye destek sağladıklarını belirtirken, son dönemde Hizbullah'la İsrail ordusu arasındaki çatışmaların artmasıyla, Lübnan sınırındaki İsraillilerin de gıda yardımı için başvuru yaptığını ifade ediyor.

Independent Türkçe, AFP, Reuters