İran’daki kadın ayaklanmasında Haşimi Rafsancani'nin kızı gözaltına alınırken göstericilere yoğun baskı uygulanıyor

Protesto gösterilerinde 76 kişi öldü, yüzlerce kişi gözaltına alındı. BM, Tahran'ı barışçıl toplantı ve gösteri düzenleme hakkına saygı duymaya çağırdı (AFP)
Protesto gösterilerinde 76 kişi öldü, yüzlerce kişi gözaltına alındı. BM, Tahran'ı barışçıl toplantı ve gösteri düzenleme hakkına saygı duymaya çağırdı (AFP)
TT

İran’daki kadın ayaklanmasında Haşimi Rafsancani'nin kızı gözaltına alınırken göstericilere yoğun baskı uygulanıyor

Protesto gösterilerinde 76 kişi öldü, yüzlerce kişi gözaltına alındı. BM, Tahran'ı barışçıl toplantı ve gösteri düzenleme hakkına saygı duymaya çağırdı (AFP)
Protesto gösterilerinde 76 kişi öldü, yüzlerce kişi gözaltına alındı. BM, Tahran'ı barışçıl toplantı ve gösteri düzenleme hakkına saygı duymaya çağırdı (AFP)

İran’da Mahsa Amini'nin Ahlak Polisi (İrşad Devriyeleri) tarafından darp edilerek gözaltına alındıktan sonra ölmesinin ardından başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Başkent Tahran başta olmak üzere ülkenin geneline yayılan gösterilerde güvenlik güçleri protestoculara karşı orantısız güç kullanmayı sürdürüyor.
Ülkenin önde gelen politikacılarından Faize Haşimi Rafsancani başta olmak üzere yüzlerce kişinin gözaltına alındığı rejim karşıtı protesto gösteriler on birinci gününde ülke genelinde devam etti.
İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) yakın haber ajansları, eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani'nin kızı Faize Haşimi Rafsancani’nin protestolara verdiği destek nedeniyle gözaltına alındığını bildirdi.
Şarku’l Avsat’ın ‘Kudüs Gücü’ adlı Telegram kanalından aktardığı habere göre, Faize Haşimi’nin Tahran'ın doğusundaki protesto gösterilerini katıldığı sırada gözaltına alındı. DMO'ya yakın Tesnim Haber Ajansı bir kaynaktan güvenlik birimlerinden birinin Faize Haşimi’yi ‘isyancıları kışkırttığı’ gerekçesiyle gözaltına aldığını aktardı.
Sosyal medya sitelerinde paylaşılan fotoğraf ve videolarda, tüm risklere ve sıkı güvenlik önlemlerine rağmen çok sayıda İranlının Tahran'ın çeşitli mahallelerinde sokağa indikleri görüldü. Protestolar, Kürdistan Eyaleti'nin yönetim merkezi olan Senendec şehrinde ve Tebriz, İsfahan, Kerec ve Ahvaz gibi benzer büyük şehirlerde yeniden başladı. Göstericiler, özellikle İran rejiminin lideri Ali Hamaney’i hedef alan ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ sloganı ve rejim karşıtı sloganlar attılar. Sosyal medyada paylaşılan videolarda, çevik kuvvet polisinin protestoculara gerçek mermi kullanarak müdahale ettiği ve onları kovaladığı görülürken göstericiler arasında başörtülerini sallayan kadınlar yer aldı. Bazı kadınlar ise başörtülerini yaktılar.

Yezd şehrindeki protesto gösterilerinden bir kare (AFP)
Reuters’ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre -bazı şehirlerde polis ile ‘isyancılar’ olarak nitelendirilen göstericiler arasında çatışma yaşandı. Polis, göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı. Paylaşılan bazı videolarda, Tahran ve Tebriz'in çeşitli bölgelerinde apartmanlardan ve binaların çatılarından ‘diktatöre ölüm’ sloganı atıldığı duyuldu. Senendec’de ise göstericiler ‘Hameney'e ölüm’ sloganı attılar. Muhafazakarların üçüncü büyük kalesi olan Yezd şehrinde de protestocular, “Bu yıl kan yılı ve Seyyid Ali düşecek” sloganı attılar.
Başka videolarda da çevik kuvvet polisinin Senendec’te ve Batı Azerbaycan eyaletindeki Serdeşt şehrinde göstericilerin üzerine ateş açtığı görüldü. Başkent Tahran'dan paylaşılan videolardan birinde protestocuların ‘kız kardeşimi öldürenleri öldüreceğim’ sloganı attıkları duyuluyor.
Protestolar, gözaltına alınanların serbest bırakılmasını talep eden üniversite öğrencilerinin ve profesörlerinin genel greviyle başladı. Şerif Teknoloji Üniversitesi'nden bir profesör, gözaltına alınanların hepsi serbest bırakılıncaya kadar derslerin yapılmayacağını söyledi.  İranlı üniversite öğrencileri, profesörlerini protestolara katılmaya çağırdı. Üniversite öğrencileri greve giderken, Öğretmen Sendikaları Koordinasyon Konseyi, bu hafta pazartesi ve çarşamba günleri greve gidilmesi çağrısında bulundu.
BBC Farsça servisi, Şiraz şehrinde 12 subayın bir göstericinin peşine düşüp kovaladıkları bir video yayınladı. Videoda, protestocuların copla dövüldüğü ve elektrikli şok cihazı kullanıldığı görüldü. Yetkililer internet bağlantısını kesmeye devam ederken internet kullanıcıları bazı şehirlerde tamamen internet bağlantısının tamamen kesilmiş olduğuna dair şikayetlerini dile getiriyorlar. Dünyanın farklı yerlerindeki internet bağlantısı hızını ve erişimini izleyen ağ olan NetBlocks’a göre İran’daki internet kesintileri ve kısıtlamaları, protestocuların sosyal medyada video yayınlamasını bile zorlaştırıyor.

Protestolara yönelik destek günden güne artıyor
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Ravina Shamdasani, yaptığı açıklamada, İran'da iktidarı elinde tutan mollalara ‘düşünce ve ifade özgürlüğü, barışçıl toplantı ve gösteri düzenleme haklarına saygı duymaya’ çağrısı yaptı. OHCHR Sözcüsü Shamdasani açıklamasında, “Raporlar, insan hakları savunucuları, avukatlar, sivil toplum aktivistleri ve en az 18 gazeteci dahil yüzlerce kişinin gözaltına alındığını gösteriyor” dedi. Shamdasani, son on bir gün içinde ülke genelinde binlerce kişinin hükümet karşıtı gösterilere katıldığını, güvenlik güçlerinin de bazen gerçek mermi ile göstericilere müdahale ettiğini söyledi.
Merkezi Norveç’in başkenti Oslo'da bulunan İran İnsan Hakları Örgütü (IHR) tarafından yayınlanan son verilere göre gösterilere yönelik sert müdahalelerde 76 kişi öldü. IHR daha önceki verilerinde ölen sayısının 57 olduğunu belirtmişti. İran devlet televizyonu, cumartesi günü sabah saatlerinde protestolarda hayatını kaybedenlerin sayısının 41’e yükseldiğini açıklasa da sosyal medyadaki videolara göre ölen sayısının daha fazla olduğu tahmin ediliyor.
İran’ın resmi haber ajansları ve insan hakları kuruluşları tarafından yayınlanan rakamlara göre şu ana kadar bin 800’den fazla kişi gözaltına alındı. Simnan Emniyet Müdürlüğünden bir yetkili, pazartesi günü güvenlik güçlerinin protestolara katılan 155 kişiyi gözaltına aldığını söyledi.
Mazenderan Cumhuriyet Savcısı, pazar günü, 450 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Gilan Emniyet Müdürlüğünden bir yetkili ise cumartesi günü yaptığı açıklamada, gözaltına alınanların sayısının 739 kişiye ulaştığını söyledi. Kürdistan İnsan Hakları Ağı (KHRN) cumartesi günü gözaltına alınan 435 kişiye ulaştığı bildirdi. Eylemciler, pazar günü gerginliğe sahne olan Uşnu şehrindeki tutuklamaların 100 kişiyi aştığını söyledi. Tahran Üniversitesi Öğrenci Birliği’nden pazar günü yapılan açıklamada, güvenlik güçlerinin Tahran’da 60 öğrenciyi gözaltına aldığı duyuruldu. Tahran’da tanınmış avukat Said Dehkan, yetkililer tarafından tutuklanan dört meslektaşının fotoğraflarını yayınladı.
Uluslararası bir kuruluş olan Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) de Tahran'da en az 20 gazetecinin gözaltına alındığını teyit etti.
Öte yandan İran Sağlık Bakanı Behram Aynullahi, protestolar süresince 72 ambulansın zarar gördüğünü açıkladı. Eylemciler, güvenlik güçlerinin son günlerde gözaltına alınanları taşımak için ambulansları kullandıklarını söylediler. Sosyal medyada paylaşılan bir videoda gözaltına alınanların alevler içinde kalan bir ambulanstan kurtarıldıkları görüldü.
İran Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsin Ejei, çok sayıda eylemcinin gözaltına alındığı bir tutuklama kampanyası başlatıldığını kabul ederek, “Kargaşa ve isyanlarda daha fazla masum insan gözaltına alınabilir. Masumların hatta kabahati az olanların serbest bırakılmaları için talimat verdik” dedi. Ejei, protestocularla dayanışma içinde olduklarını açıklayan ünlü isimleri haklarında soruşturma başlatmakla tehdit etti.
Kudüs Gücü’nün Gilan Eyaleti Komutanı Muhammed Abdullah Pur, güvenlik güçlerinin çok sayıda ‘isyancıyı ve öncülerini’ gözaltına aldığını açıkladı. Pur, yargı organlarının bu kişilerle ciddi şekilde ilgileneceğini söyledi.
Gilan'da DMO tarafından yapılan açıklamada, bölgede üye çekmek ve sabotaj faaliyetleri düzenlemek amacıyla gizli oturumlar düzenlemek’ suçlamasıyla 12 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Açıklamada, gözaltına alınan kişilerin, Gilan’da ‘hassas hükümet ve güvenlik merkezlerine saldırmayı ve Reşt ve komşu şehirlerde ayaklanmaları kışkırtmayı planladıkları’ öne sürüldü.
Diğer taraftan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, New York'ta Kübalı mevkidaşı ile yaptığı görüşmede, “İran İslam Cumhuriyeti, protestoları bastırma ve herhangi bir dış müdahaleye ve insanların duygularının sömürülmesine karşı koyma kabiliyetine sahip” dedi.
Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'den aktardığına göre Abdullahiyan, protestocuların ambulansları ateşe vermesi ya da bankalardan para çalması halinde İran polisinin ‘orantılı güç kullanmaktan başka seçeneği olmadığını’ söyledi.
NPR haber sitesi de Abdullahiyan’ın, protestocuların çoğunun iyi organize edilmiş kanallar tarafından yönetildiğini ve yönlendirildiğini söylediğini aktardı. İranlı bakan, hiçbir kanıt sunmadan tıpkı diğer İranlı yetkililer gibi dış güçlerin televizyon kanalları ve internet siteleri ile protestocuları şiddete yönlendirdiği yönündeki iddiaları tekrarladı.
BBC’nin Farsça dilindeki haber kanalı İran'ın BM Daimi Temsilcisinin, BM Genel Kurul görüşmelerinde yaptığı konuşma sırasında Mahsa Emini olayına atıfta bulunan diğer yetkilileri şikayet ettiğini bildirdi.

Protestolar, İranlı milletvekillerini böldü
Tahran Milletvekili Zehra Lacurdi, düşmanların dikkatleri İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin New York ziyaretinin sonuçlarından başka yöne çekmek için marjinal sorunları gündeme getirmek, ülkede huzursuzluk ve çatışma çıkarmak istediğini, ancak başarısız olduğunu söyledi. Buna karşın İran Meclisi İçişleri Komitesi üyesi Milletvekili Celal Reşidi Kuşi, hükümetin güncel meseleleri objektif olarak ele almadığı sürece ülkede hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğini belirtti. Kuşi, komplo teorileri, suçlamalar, şiddet ve siyasi ikiyüzlülüğün ülkedeki huzursuzluğu çözemeyeceğini ve ülkeyi ileriye taşımayacağını da sözlerine ekledi.
Muhafazakar çizgideki Milletvekili Mahmud Nebeviyan ise protestocuları ‘suyun yüzeyindeki köpük’ ve ‘pislik’ olarak nitelendirdi. Nebeviyan, İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Halk bu pislikleri, rejimin cübbesinden temizleyip atacak” şeklinde konuştu.
İran’da 2009 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra sekiz ay boyunca ülkeyi kasıp kavuran Yeşil Hareket protestolarına karşı yetkililerin düzenlediği karşı gösterilere benzer şekilde, güvenlik birimleri ve DMO'ya bağlı Besic güçleri tarafından pazar ve Cuma günleri düzenlenen karşı gösterilere atıfta bulunan Nebeviyan, “İsyancılar, toplumda ahlaksızlık ve şehvet peşinde olan insanlar ve durdurulacaklar. İnsanların birçok ekonomik sorunu var, ama isyanlarda ekonomiyle ilgili talepler olmadığını görüyoruz” dedi.
İranlı yetkililer, ülke tarihinin en kanlı olayı olan benzin fiyatlarındaki artışı protesto etmek için 2019 yılında düzenlenen protesto gösterilerinde yaşananların tekrarlanmasından endişeliler. Reuters’a göre 2019 yılındaki gösterilerde bin 500 kişinin öldü.

Ünlülerden protestoculara destek
İran’da komedi dizilerindeki rolleriyle tanınan oyuncu Siamak Ensari, protestolara destek veren İranlı aktörler ve yönetmenler arasına katıldı. Ensari, Instagram hesabından protestoculara hitaben yaptığı paylaşımda, ‘İran'ın cop, savaş, yaptırım, adaletsizlik ve saygısızlığı hak etmediğini’ söyledi. Ensari, “Sanat, cesaretinizden daha küçüktür” yazdı.
İranlı yönetmen Emir Nadiri de diğer bazı meslektaşları gibi protestocularla dayanışma içerisinde olduğunu açıkladı. Nadiri, el yazısıyla yazdığı bir mektupta, ‘özgürlük için kendilerini feda eden’ gençleri övdü. İranlı yönetmen, “Özgürlük için kendini bu şekilde feda edenlerin savunucusuyum. Ağaçlar meyve veriyor ve vermeye de devam edecektir” yazdı.
İranlı yönetmen ve tiyatro oyuncusu Mani Hakiki ise Twitter hesabından paylaştığı bir video kaydında, İran İslam Cumhuriyeti'nin Haziran 1963'teki sivil itaatsizliği ve Şah rejimini deviren Şubat 1979 devrimini 40 yıldır kutladığını, ancak şimdi sivil itaatsizliği yasakladığını söyledi. İranlı yetkililerin hukukun üstünlüğü taleplerinde tutarsız davrandıklarını düşündüğünü söyleyen Hakiki, “Halkın kanunlara uyması gerektiği doğrudur, ancak kanunları uygulayanların da halka uyması gerekiyor” dedi.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe