Kan testi, uzun süreli Kovid-19 riskini belirleyebilir ve erken müdahaleye izin verebilir

Pekin’de bir adam koronavirüs testinden geçiyor (AP)
Pekin’de bir adam koronavirüs testinden geçiyor (AP)
TT

Kan testi, uzun süreli Kovid-19 riskini belirleyebilir ve erken müdahaleye izin verebilir

Pekin’de bir adam koronavirüs testinden geçiyor (AP)
Pekin’de bir adam koronavirüs testinden geçiyor (AP)

İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmaya göre, insanlar yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalandığında yapılan bir kan testi, uzun vadeli sağlık sorunları geliştirip geliştirmeyeceklerini tahmin edebilir.
Sky News’in haberine göre, deneysel test daha fazla araştırma ile doğrulanırsa, uzun süreli Kovid-19 riski yüksek kişilere, zayıflatıcı semptomları önleme umuduyla anti-viral tedaviler verilmesiyle sonuçlanabilir.
University College London’daki araştırmacılar, sağlık alanında çalışan ve koronavirüse yakalanan 54 kişinin kan proteini düzeylerini, sağlıklı olan diğer çalışanlar ile karşılaştırdı.
Hafif semptomları olanlarda bile, birkaç proteinin altı haftaya kadar önemli ölçüde bozulduğunu buldular.
Bunların 20’si, bir yıl sonra kalıcı semptomların habercisiydi. Çoğu, pıhtılaşma önleyici ve iltihap önleyici süreçlerle bağlantılıydı.
Araştırmacılar daha sonra kan örneklerindeki proteinleri taramak için bir yapay zeka algoritması kullandılar ve uzun süreli Kovid-19 geliştiren 11 enfekte sağlık çalışanını başarıyla belirlediler.
Great Ormond Street Çocuk Sağlığı Enstitüsü’nden araştırmacı Dr. Wendy Heywood şunları söyledi:
“Uzun süreli Kovid-19 geliştirmesi muhtemel insanları belirleyebilirsek, bu antiviral ilaçlar gibi tedavileri ilk enfeksiyon aşamasında daha erken denemeye ve bu durumun daha sonra gelişme riskini azaltıp azaltamayacaklarını görmeye kapı açar.”
Profesör Kevin McConway ise, yapay zeka algoritmasının düzgün çalıştığından emin olmak için kan testinin daha büyük bir çalışmada doğrulanması gerektiğini söyledi.
McConway, “Tahmin araçları kesinlikle oldukça umut verici görünse de, bu araştırma daha geniş bir bağlamda çalışabileceğine dair yeterli kanıt sağlayamıyor” dedi.



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe