Beyrut patlaması davası, yargıdaki bölünmeyi derinleştirdi

Basil’e yakın bir milletvekili, yargıçların kendisini ‘suçlu’ olarak nitelendirmesi üzerine soruşturmaya çağrıldı

Beyrut patlaması davası, yargıdaki bölünmeyi derinleştirdi
TT

Beyrut patlaması davası, yargıdaki bölünmeyi derinleştirdi

Beyrut patlaması davası, yargıdaki bölünmeyi derinleştirdi

Lübnan Yüksek Yargı Konseyi, Beyrut Limanı’ndaki patlama dosyasına yedek savcı atama konusunda bir kez daha başarısız oldu. 27 Eylül’de merkezi binasında gerçekleştirilen toplantı, geçici hükümette Adalet Bakanı Henry el-Huri’nin bu görev için önerdiği Yargıç Samaranda Nassar’a ilişkin sert anlaşmazlık nedeniyle üyeler arasındaki bölünmeyi artırdı.
Şarku’l Avsat’ın Yargı Konseyi’ne yakın kaynaklardan aktardığına göre iki saat süren toplantı istişare bağlamında kaldı. Ayrıca Konsey Başkanı Yargıç Suheyl Abbud’un, bir şeyler değişmediği sürece oturumu resmi olarak başlatmadığı ve konuyu tartışmaya açmadığı belirtildi. Kaynaklar, Yargıç Abbud ve konsey üyesi Afif el-Hekim’in ‘diğer dört üye olan Habib Mezher, Danny Şibli, Elias Richa ve Miray Haddad’ın ısrarları karşısında Nassar’ın adını kabul etmediğini’ söyledi. Kaynaklar, “İki saatlik toplantı, her bir ekibin diğerini kendi görüşüne ikna etme girişimi çerçevesinde kaldı. Ancak tavırların her birinin sertleşmesi sonrasında oturum açılmadı. Toplantı, görüş ayrılıkları nedeniyle ertelendi ve atama kararı almak üzere yeni bir oturum için herhangi bir tarih belirlenmedi” dedi.
Yargı Konseyi’ne yakın yargı kaynakları, “Konsey Başkanı, prensipte Yargıç Nassar’a karşı herhangi bir olumsuz tutuma sahip değil ve profesyonelliğini sorgulamıyor. Ancak (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) ile siyasi bağlantısı, onun bunu kabul etmesine izin vermiyor” diyerek, Abbud’un bu hassas dosyayla tam bir tarafsızlık içinde ilgilenecek tarafsız bir yargıç belirlemekte ısrar ettiğini vurguladı. Kaynaklara göre Nassar’ın atanmasına destek veren ekip, “Adalet Bakanı, yukarıda belirtilen niteliklere sahip sekiz yargıca danıştı, ancak onlar bu görevi reddettiler” dedi. Ekip ayrıca profesyonel ve ahlaki niteliklere sahip Yargıç Nassar’ın seçiminin, bu sorumluluğu üstlenmeyi kabul etmesinden sonra geliştiğini ve siyasi nedenlerle seçilmediğini dile getirdi. Dört konsey üyesi, Yargıç Nassar’ın siyasi eğilimlerine ilişkin iddiaları, onları dışlamak için ikna edici bir neden görmüyor.
Öte yandan Yargı Konseyi içerisindeki bölünme sokaklara da yansıdı. Öyle ki Lübnan ordusu ve iç güvenlik güçleri, Yargı Konseyi toplantısıyla eş zamanlı olarak Adalet Sarayı girişinde, liman patlamasında hayatını kaybedenlerin aileleri ile olayda tutuklananların ailelerini birbirinden ayırmayı başardı. Aynı anda iki oturma eylemi gerçekleştiren söz konusu ailelerin atışmaları, iki taraf arasında çatışmaya neden olurken, ordu ve çevik kuvvet olaya hızla müdahalede bulundu. Kurbanların aileleri, Yargı Konseyi’ne ‘yedek savcının atanmasının durdurulması ve Savcı Tarık El-Bitar tarafından yürütülen soruşturma sürecinin başlatılması’ çağrısında bulundu. Ayrıca dosya hakkında önceden görüş bildirdiği için Samaranda Nassar’ın isminin verilmesine karşı olduklarını açıklayan aileler, nitratların varlığından haberdar olan herkesin patlamanın sorumluluğunun bir parçası olduğunu vurguladı. Kurbanların aileleri ayrıca, soruşturma sürecinin başlatılması ve yargının işleyişine siyasi müdahalenin durdurulması gerektiğini söyledi.
‘Gerçeklere ulaşmak’ ile ilgilendiklerini belirten tutuklu aileleri ise ‘tutuklulara yapılan haksızlığın durdurulması ve davalarının siyasallaşmadan uzak tutulması’ çağrısı yaptı. “Haksız yere tutuklanmak mağdurlara adalet getirir mi? Yedek bir müfettişin atanmasından kaçınmak, mağdurların uğradığı zararı tazmin eder mi?” diye soran aileler, başta yaşlılar ve açlık grevinde olanlar olmak üzere tutukluların maruz kaldığı her türlü zarardan, yargıyı sorumlu tuttu.
Liman patlaması davasına ilişkin çatışma çerçevesinde, Güçlü Lübnan Bloğu’nun bir üyesi olan Cumhuriyet Başsavcısı Gassan Uveydat, Milletvekili Şerbil Maroun’u soruşturmaya çağırdı. Geçen perşembe günü yaptığı bir konuşma nedeniyle Maroun’dan yarın açıklama yapması isteniyor. Milletvekili, konuşması sırasında Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Suheyl Abbud’a karşı sert şekilde eleştirmiş ve Abbud’u ‘mafya’ olarak nitelendirmişti.
Aynı şekilde Uveydat, Cezai Soruşturma Merkez Dairesi’ne söz konusu Milletvekili ile temasa geçerek kendisine ‘duruşma tarihini ve mahkemeye çıkması gerektiğini’ bildirmesi talimatını verdi. Bu çerçevede adli bir kaynak, “Milletvekili Şerbil Maroun’un yargılanması için milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması yönünde bir talebe ihtiyaç yok” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, “Bu milletvekili, özellikle ifadesi medya ve sosyal medya aracılığıyla ses ve görüntülü olarak kaydedilip yayınlandığı için alenen suçtan yargılanacak. Cuma günü Yargı Konseyi Başkanı, ‘kendisine karşı hakaret ve karalama, yargıya ve yargıçlara saygısızlık’ suçlarından savcılığa kişisel bir başvuruda bulundu” ifadelerini kullandı.
Milletvekili Şerbil Maroun, Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamaya ilişkin tutuklananların aileleri tarafından Abbud’un evinin önünde düzenlenen gösteriye katılması sonrasında, geçen perşembe gecesi sert bir konuşma yaptı. Maroun, Yüksek Yargı Konseyi’nin yedek savcı atamasının ertelenmesine itiraz ederek, Cumhurbaşkanı ve Özgür Yurtsever Hareket’e bağlı Gümrük Genel Müdürü Bedri Dahir başta olmak üzere 19 tutuklunun serbest bırakılması çağrısında bulundu.



Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı

Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
TT

Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı

Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas üzerindeki askeri baskıyı iki katına çıkarma tehdidinin ve hükümetindeki bakanların Hamas’ın Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını ve savaşın sona erdirilmesini öngören kapsamlı bir anlaşmaya varma talebini reddederek Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etme çağrılarının ardından İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını arttırarak dün daha fazla can kaybına neden oldu.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerine düzenlenen çok sayıdaki hava saldırısı, topçu bombardımanı ve insansız hava aracı (İHA) ile açılan ateş sonucunda 30'dan fazla Filistinli hayatını kaybetti.

Aynı istatistiklere göre kurbanların çoğu Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ile Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerindendi.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail tarafından Gazze Şeridi’ne düzenlenen bombardımanlarda ölenlerin sayısının 51 bin 201'e, yaralananların sayısının ise 116 bine yükseldiği bildirildi.

Yeni bir teknik

Şarku’l Avsat muhabiri, dün gece, Gazze şehrinin doğusunda yer alan Zeytun, Şecaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin her noktasını vuran İsrail’in saldırılarının yoğunluğu açısından zor geçtiğini, özellikle et-Tuffah Mahallesi ve Yafa Caddesi çevresi ile Gazze şehrinin orta kesimlerine yakın bölgelerden çok sayıda insanı kaçmaya zorladığını bildirdi.

İsrail, 18 Mart'ta çatışmaların yeniden başlamasından bu yana İsrail askerleri arasında yaşanan ilk ölümcül olay olan, Hamas üyeleri ile İsrail askerleri arasında et-Tuffah Mahallesi’nin doğusunda yaşanan çatışmalarda bir İsrail askerinin ölmesi ve dört askerin yaralanmasından bir gün bu bölgelere saldırdı.

İsrail askerleri coğrafi olarak, ateşle korudukları, ancak asker bulundurmadıkları kuzeybatı bölgeleri dışında Refah şehrinin tamamını karadan kontrol ediyorlar. Refah şehrini Han Yunus'tan ayıran ve ‘Morag Koridoru’ olarak bilinen bölgede konuşlanmış durumdalar.

sdfgthy
Dün Gazze’nin kuzey yakınlarında İsrail’e ait askeri bir aracı taşıyan bir tır (Reuters)

İsrail kara kuvvetleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyini orta kesimlerden ve güneyden ayıran Netzarim Koridorunda konuşlu olsa da bölgede tam kontrol sağlanmış değil, Reşid sahil yolu halen açık durumda. İsrail kara kuvvetleri aynı zamanda Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin dış bölgelerinde de konuşlu ve buradaki operasyonlar, kuzeydeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiye semtlerinin dış mahallelerindeki diğer askeri birlikler gibi yavaş ve temkinli bir şekilde yayılıyor.

Operasyonlarında yeni bir taktiksel yaklaşım benimseyen İsrail güçleri, bir yandan Hamas'ı yavaş ilerleyen kara operasyonlarıyla baskı altına almayı hedeflerken, diğer yandan da bomba ya da patlayıcıları tespit etmek amacıyla geriye kalan binaları ve evleri havaya uçurmak için patlayıcı robotlar kullanıyor.

Öte yandan İsrail güçleri, Gazzelilerin evlerine dönmelerini engellemek için onların evlerini yıkmayı ve buraları yaşanmaz alanların ve belki de gelecekte girmelerinin yasak olduğu tampon bölgelerin bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.

Hamas'a baskı

Başta Netanyahu olmak üzere İsrailli yetkililer, Hamas üzerinde baskı kurmak amacıyla operasyonları yoğunlaştırmayı planladıklarını açıkladılar. Netanyahu cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, İsrail güçlerine Hamas üzerindeki baskıyı her zamankinden daha fazla arttırmaları talimatını verdiğini ve İsrail'in mutlak zafer elde edene kadar savaşmaya devam etmekten başka çaresi olmadığını söyledi. ‘Katiller’ dediği kişilere teslim olmayacağını ve herhangi bir dikteye boyun eğmeyeceğini vurgulayan Netanyahu, Hamas tarafından ‘kapsamlı anlaşma’ olarak adlandırılan anlaşma kapsamında yeniden belirlenen koşulları reddettiğini belirtti.

Netanyahu hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar bu konuşmayı överken, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Gazze'deki askeri operasyonların sürdürülmesi ve yoğunlaştırılması, herhangi bir müzakerenin kabul edilmemesi ve Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilerek askeri yönetimin kurulması için çalışılması çağrısında bulundu. Buna karşın İsrailli gazeteciler ve analistler, İsrail için askeri ve ekonomik risklere değindiler.

dfgthyu
İleri karakol kurmak için Gazze'ye geçmeye çalışan radikal Yahudi yerleşimciler, Şubat 2024 (DPA)

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin yüzde 30 ila 40'ını etkin bir şekilde kontrol ediyor. Bu durum yerleşimcilerin liderlerini ve onları destekleyen bakanları, 2005 yılında boşaltılan Gazze Şeridi'nde yerleşim inşaatlarının yeniden başlatılması çağrısında bulunmaya teşvik ediyor.

Giderek kötüleşen insani kriz

İsrail'in İbranice yayın yapan haber sitesi Walla, İsrail ordusunun, Hamas'ın gücünü zayıflatmak ve yönetimini sarsmak amacıyla, Gazze'deki bölgeleri daha ufak bölgelere ayırmak amacıyla daha büyük operasyonlara hazırlandığını bildirdi. Walla’nın aktardığına göre bu çerçevede sivil şirketler tarafından işletilen ve doğrudan sivillere gıda yardımı dağıtacak merkezlerin kurulması da söz konusu.

İsrail, Hamas'a baskı uygulamak için sivilleri yerlerinden ederek ve evlerini yıkarak operasyonlarında açıkça sivilleri hedef alıyor. Ayrıca ablukayı sıkılaştırarak ve yardım ve ticari ürünlerin girişini engelleyerek onları açlığa mahkum ediyor.

Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) göre 90 binden fazlası kendisine ait 115 barınakta olmak üzere, yaklaşık 420 bin kişi yeniden başlayan saldırıların ardından yerinden edilmiş durumda ve askeri operasyonlar ve insani yardım girişinin engellenmesi sonucunda insani koşullar hızla kötüleşiyor.

Öte yandan Dünya Gıda Programı (WFP) tüm tarafları sivillere öncelik vermeye ve Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çalışanlarını korumaya çağırdı. WFP, İsrail tarafından Gazze Şeridi’nde yürütülen savaş nedeniyle insani acıların daha da arttığını vurguladı.

WFP tarafın dün yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Gazze'deki aileler bir sonraki öğünlerinin nereden geleceğini bilmiyorlar. WFP tüm taraflara sivillerin ihtiyaçlarına öncelik vermeleri, insani yardım çalışanlarının korunmasını sağlamaları ve Gazze'ye derhal yardım girmesine izin vermeleri çağrısında bulunuyor.

sdfgrthy
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda ücretsiz gıda dağıtım noktasının önünde bekleyen Filistinliler, 12 Nisan 2025 (AFP)

Gazze Elektrik Kurumu (GEDCO) tarafından dün yapılan açıklamada ise Gazze Şeridi'nde yaklaşık 18 aydır elektrik kesintisi yaşandığı ve bu süre zarfında Gazzelilerin 1,88 milyar kilowatt saatten (kWsa) fazla elektriği kullanmaktan mahrum kaldığını bildirdi.

Bu uzun süreli kesinti, başta sağlık, su ve sanitasyon olmak üzere hayati öneme sahip alanları çöküşün eşiğine getirdi. Çünkü temel altyapıyı çalıştıracak enerji kaynağı yok ve kötüleşen insani durumla birleştiğinde salgın hastalıklar ve yetersiz beslenme riski artıyor.

İsrail, 2 Mart'ta Gazze'ye tam bir abluka uygulayarak ateşkesle birlikte yeniden başlayan uluslararası yardımların girişini engelledi. Ayrıca Gazze’nin başlıca deniz suyunu tuzdan arındırma tesisine giden elektriği de kesti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), bu hafta insani durumun savaşın başlamasından bu yana geçen 18 ayın en kötü halinde olduğu uyarısında bulundu. Gazze'ye herhangi bir malzemenin geçişine izin verilmesinin üzerinden bir buçuk ay geçtiğini vurgulayan OCHA, bu durumun bugüne kadarki en uzun süreli tedarik kesintisi olduğunun altını çizdi.